İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Arjantin, Bolivya, Brezilya, Ekvador, Guyana, Kolombiya
 


ARJANTİN BOLİVYA BREZİLYA EKVADOR GUYANA KOLOMBİYA



ARJANTİN


DEVLETİN ADI: Arjantin Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: Buenos Aires
NÜFUSU: 32.617.000 (1991)
YÜZÖLÇÜMÜ: 2.780.092 km2
RESMİ DİLİ: İspanyolca
DİNİ: Hıristiyanlık
PARA BİRİMİ: Arjantin Pesosu

Arazi ve nüfus bakımından Güney Amerika'nın ikinci büyük ülkesi. Kıtanın incelen güney parçasının en büyük bölümünü işgal eder. Arjantin, topraklarının büyüklüğü bakımından dünyanın sekizinci ülkesidir. Batı yarım küresinde ise; Kanada, ABD ve Brezilya’dan sonra dördüncü büyük memleketidir. Arjantin tarafından idare edilen topraklar (Falkland adaları, diğer bazı Güney Atlantik adaları ve Antarktika’nın bir bölümü) hariç, ülke tahminen Brezilya’nın 1/3’ü kadar geniştir. Arjantin toprakları 22°-52° güney enlemleri ile 54°-74° batı boylamları arasında yer alır. Kuzeyden güneye ölçülen maksimum uzunluğu yaklaşık 3700 kilometredir. En fazla genişliği yaklaşık olarak 1500 kilometredir. Sahil uzunluğu ise 2500 kilometreye yaklaşır. Başkent ve önemli bir şehir olan Buenos Aires, Güney Amerika’nın başta gelen limanlarındandır.

Tarihi

Amerika kıtası keşfedildikten sonra Avrupa devletleri hızla bu kıtada koloniler kurmaya başladılar. 1536’da Arjantin’e gelen İspanyollar bugün Buenos Aires olarak bilinen yerde ilk koloniyi kurdular. Fakat şehre yerleşme ancak on sekizinci yüzyılda oldu. Arjantin 1776’ya kadar İspanya’ya bağlı Peru Genel Valiliğince idare edildi. Bu seneden sonra La Plata Genel Valiliği kuruldu ve Buenos Aires genel valiliğin başkenti oldu.

1806’da Buenos Aires’in İngilizler tarafından kısa bir müddet işgal edilmesi, Arjantin’in istiklal mücadelesi için bir başlangıç olmuştur. 1808’de Napoleon’un İspanya’ya girmesi bağımsızlık mücadelesini hızlandırdı. Ülke 1812’ye doğru istiklalini kazandıysa da, 1816 yılına kadar müstakil bir devlet olduğu resmen ilan edilmedi. İstiklal hareketinin baş lideri ve kahramanı, Şili’nin de kurtarılması için öncelikle sorumlu bir kimse olan General Jose de San Martin’dir.

İkinci Dünya Harbi esnasında Arjantin hükumetlerinin gizli ve kamufle edilmiş Nazi tarafdarı tutumları, Amerika Birleşik Devletleri ve batı yarım küresinin diğer ülkeleri ile münasebetlerinin gerginleşmesine ve Arjantin’in Pan-Amerikan Konseyinden çıkarılmasına sebep oldu. Resmiyette bütün harp esnasında tarafsız kalan Arjantin, 1945 ilkbaharında müttefikler tarafına girdi. Geniş ölçüde ABD’nin desteği sebebiyle o sene sonuna doğru Birleşmiş Milletler üyesi oldu ve teşkilatın mes’elelerinde önemli bir rol oynadı.

Harpten sonra general olan Juan Domingo Peron kendine kuvvetli bir pozisyon hazırlamayı başarmış ve 1946 Şubatında Arjantin Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Eşi Eva Duvarte de Peron’un yardımıyla enerjik ve sert bir idare kurmayı başararak, zamanında, siyasi desteğini silahlı kuvvetlerden almaya çalışan sınıflara sözünü geçirmesini bilmiştir. Basını bir devlet organı haline getirmiş ve totaliter bir rejimin başkanı olarak kendisine daha büyük yetki vermesi için anayasayı değiştirmiştir.

İşçi sınıfları arasında çok sevilmiş ve hatta kahraman olarak tanınmıştır. Fakat askeri bir darbe ile 1955’te devrilmiş, uzun seneler sürgünde yaşamış ve bilahare dönerek 1973’te devlet başkanı olmuştur. Bir yıl sonra ölmesi üzerine İsabel Peron olarak tanınan üçüncü karısı devlet başkanı oldu. Ülkenin birlik ve beraberliğini sağlıyamayınca 1976’da ordu tarafından devrildi.

Arjantin’in eski devlet başkanlarından General Galtier İngiltere’ye ait, fakat kendilerine çok yakın olan Falkland adalarını Nisan 1982’de işgal etti. İngiltere ile olan savaşı Arjantin kaybetti ve adaları İngilizler tekrar geri aldılar. Gerek yapılan savaş ve gerekse bu durumda bazı devletlerin uyguladıkları ekonomik ambargo, Arjantin’in iktisadi durumunu çok sarstı. Bu durumda askeri idare 1983 yılı sonlarında seçime giderek idareyi sivillere teslim etti. Böylece yedi sene süren askeri idareden sonra normal idare tekrar tesis edildi. 1930’dan bu yana Arjantin’de hiçbir sivil idare 6 seneden fazla iktidarda kalamamıştır. 1819 yılından bu yana 46 devlet başkanından sadece ikisi, askeri darbesiz seçimle görevini devir-teslim etmiştir. 1989’da Raul Ricardo Alfonsin’in yerine Carlos Menem (El Turco) seçilmiştir.

Fiziki Yapı

Arazi: Fiziki görünümü ve bölgeler bakımından Arjantin dört önemli fiziki bölgeye ayrılır: Kuzeyde yelpaze şeklinde uzanan batı bölgesi, güneyde Buenos Aires, tabii ağaçtan yoksun fakat bol çayırlarla örtülü olan Pampalar gerçekten büyük düzlüklerdir. En güney kısım istisna, Pampa bölgesinin tamamına yakın kısmı düzdür. Bununla beraber Atlantik’ten Andların eteklerine kadar gözle farkedilemeyecek bir yükselme vardır. Bunlar batıda muazzam bir engel meydana getirirler.

Hiç büyük nehir yoktur. Dağlardan akan sularla inen alüvyonlar, Pampaların hemen her tarafında geniş ve verimli topraklar meydana getirir. Burası dünyanın ziraate en müsait topraklarıdır. Arjantin demiryolu ağının büyük kısmı buradadır ve nüfusun yarıdan çoğu bu bölgede yerleşmiştir. Bu bölge ayrıca Arjantin motorlu vasıtalarının ve hayvanlarının çoğuna ve üretim kapasitesinin de hemen hemen hepsine sahiptir.

İkinci önemli fiziki bölge Gram Chaco olarak bilinen kuzey kesimdir. Sahanın hakim özelliği bir drenaj (akıntı-sulama) probleminin olmasıdır. Yağmur sezonunda bölgenin çoğu nehirlerin taşmasından bataklık halini alır.

Andlar, ülkenin üçüncü fiziki bölümünü teşkil ederler. Bunlar geniş bir sıra halinde kuzeydeki kurak Bolivya platosundan Güney Patagonya’nın buz örtülü dağlarına kadar uzanırlar. Bu bölgenin kuzey kesimi geniştir ve denize ulaşamayan nehirler tarafından sulanan büyük bölgeleri içine alır. Bu bölge tuz depoları, tuzlu gölleri, soğuk ve silip süpüren iklimi ile tanınır. Aconcaqua dağı batı yarım küresinin en yüksek tepesidir. Orta Arjantin’de dağ bariyeri daralır ve burada Şili ile olan hududu meydana getirir. Andlar yükseklik bakımından güneye doğru alçalır. Bu dizinin Patagonya kesiminde birçok güzel göller vardır.

Dördüncü önemli fiziki bölge Patagonya’dır. Burası Arjantin topraklarının 1/4’ten fazlasını meydana getirir. Esas itibariyle verimsiz, soğuk ve platoyu süpürüp götüren rüzgarları, son derece sisli ve hemen hemen hiç yazı olmayan bir bölge diye karakterize edilir. Arjantin’in ekonomisi bakımından Patagonya, koyun yetiştirme bölgesi olarak önemli olup, insanların yerleşmeleri bakımından çoğu yerleri elverişli değildir. Güney Amerika’nın en güney ucunda olan Tierra del Fuego adası siyasi olarak Arjantin ve Şili arasında ikiye bölünmüş olup, Patagonya’nın genel fiziki özelliklerini taşır.

Nehirler:

Önemli nehirleri çok değildir. Kuzeydoğudaki Rio de La Plato sistemi üç büyük akarsuya sahiptir. Uruguay nehri; Brezilya ile Uruguay arasında tabii bir sınır meydana getirir. Paraguay ve Brezilya arasında hudut meydana getiren Parana nehri; Pilkomayo’nun bir koludur. Paraguay ile diğer bir sınırı meydana getiren Paraguay nehri de büyük nehirlerdendir. Güneye doğru önemli nehirler Rio Colorado ve Rio Negro’dur. Her ikisi de Atlantik’e dökülür.

İklim

Arjantin’in en kuzeyinde küçük bir kısım tropik bölge içine düşerse de, ülkenin çoğu orta enlemlerdedir. Buenos Aires’de sıcaklık 9 dereceden, Temmuz’da 23 dereceye çıkar. Güney Patagonya’da ise Okyanusa yakın olduğundan ısı 2 ila 13 derece arasında bulunur. Güney Amerika’nın en sıcak yeri 48 derece ile Gran Chaco’dur. Yağmur mikdarı da bütün ülkede geniş ölçüde değişir. Yağışlar doğu kesiminde ve Atlantik kıyısı boyunca çoksa da, kurak olan Pampaların ilerisinde azalır ve Andların etekleri arasında fark edilmeyecek mikdarda düşer. Ziraat ancak sulama ile mümkündür.

Tabii Kaynakları

Subtropikal kuzey bölgesi bu yörelere mahsus tabii özel bitki örtüsüne sahiptir. Bölgeye has palmiyeler, kendisinden tanin çıkarılan kıymetli Quebrocha ağacıdır. Daha az yağmur alan bölgelerde dikenli çalılıklar vardır. Arjantin ormanlarının çoğu kuzey eyaletlerinde bulunur. Andların daha aşağı kısımlarında geniş kereste ormanları da vardır. Pampalar ise her çeşit otlarla örtülüdür. Patagonya’nın çoğu verimsizdir.

Kuzey Kordilleraların hayvanları arasında lama ve cinsleri mevcuttur. Kuzeyde, daha aşağı kesimlerinde Jaguarlar, pumalar, maymun ve tavşanlar bulunur. Pampaların tabii hayvanları tilki, geyik ve yaban domuzudur Patagonya'da da; tilki, geyik ve pumalara rastlanır. Çok sayıda kuş türü mevcuttur. Nehirler, göller ve sahil sularında çok çeşitli balıklar vardır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfus ve başlıca büyük şehirleri: Nüfusun en önemli bir kısmı büyük şehirler ve hemen onun etrafındaki bölgelerde toplanmıştır. Arjantin nüfusunun yarıya yakını Buenos Aires içinde ve civarda oturur. Bu durum, şehri güney yarımküresinin ve Latin Amerika’nın en büyük şehirlerinden biri yapmıştır. Diğer önemli şehirleri Rosario, La Plata, Santa Fe ve Bahia Blanca’dır. Arjantin nüfusunun % 70 kadarı şehirlerde oturur.

Son yıllardaki ortalama nüfus artışı Amerika Birleşik Devletleri ile aynıdır. Böylece Latin Amerika’nın birçok kısımlarında olan nüfus patlaması Arjantin’de yoktur.

Arjantin halkının hemen hepsi Avrupa asıllıdır. Batı yarımküresinde, bu durum Kanada hariç en yüksek orandır. Kızılderililer ile beyazlardan meydana gelen Mertizolar 1869 nüfus sayımına göre 1/4 oranında beyazları geçmişti. O zamandan beri olan köklü değişmeler 1880’den sonra İspanya ve İtalya’dan gelen büyük göç dalgalarıyla izah edilmektedir.

Din:

Arjantinlilerin % 90’dan fazlası Roma Katolik Kilisesi mensubudur. Kilise, anayasaya göre imtiyazlı bir mevkiye sahiptir. Anayasa, Cumhurbaşkanının ve yardımcısının Roma Katolik Kilisesi mensubu olmasını ön görür. 1853’ten 1930’a kadar siyasette kilise çok az rol oynamıştır. 1930’da yapılan muhafazakar devlet darbesinden sonra kilisenin siyasi nüfuzu artmaya başlamış ve 1943 askeri idarelerinden sonra da gözle görülür derecede gelişmiştir. 1954-1955’lerde kilise ile Başkan Peron arasındaki münasebetler bozuldu. 1955’de Peron’un düşürülmesinde kilisenin muhalefeti şüphesiz önemli bir faktör olmuştur.

Dil:

Arjantin’in dili İspanyolca’dır. Hiçbir yerli grub ana dili meydana getirecek yeter sayıya sahip değildir. İspanyolcanın telaffuzu bilhassa Buenos Aires bölgesinde İtalyanların geniş akınıyla az çapta da olsa etkilenmiştir. İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve diğer yabancı diller şehirlerde fazla mikdarda konuşulur. Fakat bu her şeyden önce ülkenin eğitim sistemi seviyesinin genel olarak yüksekliğini, üst sosyal tabakanın kozmopolit görünümünü aksettirir.

Eğitim: Arjantin, Latin Amerika’da okur-yazar seviyesi en yüksek olan bir ülkedir. Ülke, 19.000’den fazla ilkokula sahiptir. 6 ile 14 yaş arasında çocukların okula gitmeleri mecburidir. Milli bütçesinin % 14 kadarını eğitime harcar. Eğitimde nüfus başına harcadığı mikdar herhangi bir Latin Amerika ülkesinin iki katından daha fazladır. Arjantin altı milli üniversiteye sahiptir. En eskisi on yedinci asırlara kadar uzanan Cordoba'dır. En meşhuru 1821’de kurulmuş olan Buenos Aires Üniversitesidir. Tıp eğitimi ileridir.

Sosyal durum:

Arjantin’de sosyal yapı, Buenos Aires ile iç kısımlar arasında çok farklıdır. Sosyal durum ve başkentin faaliyetleri son derece kozmopolit bir karışıklığı aksettirmektedir. Taşra toplumları an'anelerine daha çok bağlıdır.

Kültürel hayat:

Kültür gelişmesi bakımından Arjantin, Güney Amerika’nın en gelişmiş ülkelerinden biridir. Kültürde esas te’sir İspanyolların olup, bunu, Fransız kültürü takib eder. Çok yakınlarda olan İtalyan göçünün büyük dalgası da kültürüne önemli katkıda bulunmuştur. Kültürün sanat yönü çok gelişmiştir. En azından Buenos Aires’de en modern Avrupa tarzını her zaman görmek mümkündür.

Siyasi Hayat

Hükumet:

Arjantin bazan diktatör hükumetler ile idare edilmesine rağmen, Latin Amerika'nın en demokratik ülkelerinden biridir.

Arjantin yapı bakımından federal cumhuriyet bir idareye sahiptir. Ülke 23 eyalet ve bir federal bölgeye ayrılmıştır.

Yürüklükte olan anayasa 25 Mayıs 1953’te yürürlüğe girmiştir. Latin Amerika’nın en uzun ömürlü anayasasıdır. Lisan ve genel durumlar ile Arjantin anayasası daha ziyade ABD’ninkine benziyor ise de tatbikatı Latin Amerika devletlerine mahsus olan bir temayülle devlet idarecilerinin elinde değişiklik göstermiştir.

Yönetim biçimi:

Yürütme yetkisi, 46 üyeli senato ve 187 milletvekilli çift meclisli kongreye aittir. Senatörler her eyalet ve federal bölgeden iki tane olmak üzere halk tarafından seçilir. Milletvekilleri nüfus esası üzerine seçilir. Esas icracı halk tarafından altı senelik bir devre için seçilen başbakandır.

Her Arjantin eyaleti bizzat kendi anayasası ve hükumet mekanizmasına sahiptir. Eyalet valileri halk tarafından altı senelik bir devre için seçilir

Ekonomi

Arjantin ekonomisi daha çok tarıma dayalıdır. Kişi başına milli gelirin Latin Amerika devletleri arasında en yüksek olduğu yer Arjantin’dir. Arjantin, Meksika ve Venezuela ile birlikte Güney Amerika’nın en büyük petrol çıkaran ülkesidir. Petrol ve doğal gaz ihtiyacının hepsini kendi kaynaklarından sağlar. Buna karşılık zengin kurşun, çinko, gümüş altın, bakır, kalay, bizmut, kobalt, berilyum, manganez, tunsten ve uranyum kaynaklarından çok az faydalanılmaktadır.

Enerji üretimi, ülke ihtiyacını karşılamaz. Yeterli hidroelektrik santralları olmaması, bu ihtiyacın karşılanması için petrol ve doğal gaz üretimine ağırlık verilmesine sebep olmuştur.

Arjantin topraklarının ancak % 13’ü tarıma elverişlidir. Buenos Aires, Santa Fe ve Cordoba eyaletlerinde tarım çok gelişmiştir. Ülkede en fazla buğday üretilir. Bunun yanında soya fasulyesi, pamuk, ayçiçeği, keten tohumu, şeker kamışı, akdarı, mısır, patates ve hayvan yiyeceği olarak yonca önemli üretim maddeleridir.

Hayvancılık da ekonomide önemli rol oynar. Büyük baş hayvan yetiştiriciliği gelişmiştir. Pampalarda sığır, Patagonya’da ise koyun yetiştiriciliği yapılır. Sığır eti üretiminde dünyada üçüncü sırayı alan Arjantin, yün üreticiliğinde de çok ileridir.

Arjantin’de sanayi, birinci ve ikinci dünya savaşları arasında gelişti. Sanayileşme, şehirlerin sür’atle büyümesine sebeb olmuştur. Sanayi ürünleri arasında; petrol ürünleri, demir, çelik, çimento, otomotiv, elektrikli ev aletleri, sanayi makinaları ve donanımı, vagon, gemi, sigara, şeker, işlenmiş deri, selüloz yer almakdadır.

Ulaşım:

Arjantin gelişmiş bir iç taşımacılık sistemine sahiptir. Demiryolu uzunluğu 43.200 kilometreden fazla olup, iyi bir demiryolu ulaşımı sağlar. Demiryolları, arazinin düz ve demiryolu inşası kolay olduğundan fazla yapılmıştır. Hükumet daha sonra karayolu yapımını teşvik etti. Ülke genelinde ancak dörtte biri asfaltlanmış 210.000 kilometreyi aşkın bir karayolu ağı vardır. Bilhassa Pampalarda 160.000 kilometreden fazla karayolu şebekesine sahiptir. Karayollarının çoğu demiryollarına paralel yapıldı ve devlet tarafından demiryolları ile rekabet eden bir taşıma sistemi kuruldu.

Arjantin’in iç ve dış hatlarda iyi bir hava yolları şebekesi vardır. Buenos Aires havaalanı, şehirden uzak mesafede olmasına rağmen, dünyanın en iyi alanlarından biridir. Nehir trafiği bilhassa yük taşımacılığı için Uruguay ve Parana nehirleri üzerinde önemlidir. Parana üzerindeki Rosario geniş bir iç limandır. Buenos Aires, Atlantik üzerinde dünyanın en işlek limanlarından biridir. La Plato ve Bahia Blanca diğer önemli limanlarıdır.

Dış ticaret:

Arjantin dış ticaretinin başlıcaları, bütün ihracatın % 94’üne yakınını teşkil eden ziraat ve hayvan mamülleridir. Bu ihracatın başlıcası et, hububat, yağlı tohumlar ve yün olup, yarıdan fazlası Avrupa’ya yapılır. Belli başlı alıcısı; İngiltere, Flemenk ve Batı Almanya’dır. İthalatın ihracattan fazla olması, Arjantin hükumetleri için daima problem olmuştur. Son yıllardaki enflasyon ise memleket ekonomisini oldukça kötü duruma düşürmüştür.

BOLİVYA


DEVLETİN ADI: Bolivya Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: La Paz-Hükümet Merkezi Sucre
NÜFUSU: 7.528.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 1.098.581 km2
RESMİ DİLİ: İspanyolca
DİNİ: Hıristiyan
PARA BİRİMİ: Bolivya Pezosu

Güney Amerika devletlerinden birisi. Batısında Şili ve Peru, kuzey ve doğusunda Brezilya, doğusunda Paraguay, güneyinde Arjantin yer alır.

Tarihi

Bolivya'nın ilk tarihi hakkındaki bilgiler, Tiahuanaaco bölgesinde Titicaca Gölünün kuzey tarafındaki kalıntılar incelenmek suretiyle elde edilmeye başlanmıştır. Burada, yapılan kazılar sonucu M.S. 100 ile 600 yılları arasına ait olduğu tahmin edilen ileri bir medeniyetin birçok kalıntıları bulunmuştur. Bugünkü Bolivya'da yaşayanların çoğunluğunu teşkil eden Aymarslar muhtemelen bu medeniyeti kuranların torunlarıdır. On beşinci asır ortalarına doğru şimdiki Peru tarafından gelen İnkalar, Aymarsların bir kısmını yenerek Bolivya'nın Altiplano bölgesini ele geçirdiler. Ancak Aymarslar yakın dağlara yerleştiler ve İnkalar ile anlaşarak orada yaşamaya başladılar. Dağı kendi etkileri altına aldılar. 1531'de Francisco Pizarro komutasında buraya gelen İspanyollar, İnkalarla yaptıkları savaşlar sonucu 1528'de Bolivya'nın tamamını ele geçirdiler.

İspanyollar 16. asırda dillere destan olan zengin gümüş yataklarında yerlileri ve Afrika'dan getirilen zencileri köle olarak çalıştırdılar. 1650 yılında koloninin merkezi olan Potosi şehri 150.000 nüfusu ile Latin Amerika'nın en büyük şehriydi. İspanyolların yerli halka yaptıkları idari baskılar üzerine 17 ve 18. asırda bir dizi siyasi ihtilal vukua gelmiştir. 1780 yılında bir grup yerli, La Paz liderliğinde isyan ettiler ve gerilla savaşları yaptılarsa da yenilerek bir çoğu yok edildi. İlk bağımsızlık hareketi, 1809 yılında başlatıldı ve bağımsızlık ilan edildi. Ancak İspanyolların bağımsızlığı kabul etmemesi üzerine başlayan uzun savaşlar sonucunda, 1825 tarihinde İspanyollar Bolivya'nın bağımsızlığını kabul etmek zorunda kaldılar. Bolivyalılar bir cumhuriyet idaresi kurdular ve Chaguisaca şehrini Sucre ismi ile başşehir yaptılar.

1883 yılına kadar süren savaşta Bolivya ve Peru, Şili'ye yenildi ve Bolivya Büyük Okyanus kıyılarını Şili'ye bırakmak zorunda kaldı. Yaptığı savaşları kaybedince, 1903'te Acre bölgesini Brezilya'ya, Chaconun bir bölümünü 1932'de Paraguay'a bıraktı. Ülke çeşitli iç karışıklıklar içinde uzun müddet çalkalandı. Bir ara madenler 1952'de devletleştirildi ise de 1966'da tekrar özel sektöre devredildi. 1974'te yapılan fiyat ayarlamaları ülkede büyük karışıklıklar çıkmasına sebeb oldu. Yüzlerce yerli öldürüldü. 1976'da ordu idareye el koyarak yönetimi ele aldı. Nihayet çeşitli karışıklıklardan sonra ordunun 1982 yılı Temmuzunda, General Guido Vildoso'yu Cumhurbaşkanlığına getirmesi ile durum sakinleşti.

Fiziki Yapı

Bolivya, göze çarpan farklı bir yapıya sahip olup, üç büyük bölgeye ayrılır. Birincisi:Sayısız kıvrımları, tepelerini örten karlar ile Ilkampane'de 7.000 metreye yaklaşan yükseklikleri ile harika bir güzelliği olan And Dağ bölgesidir. And Dağları Bolivya'da 640 km uzanırlar. Cordillera Occidental Dağları ile Cordillera Criental Dağları arasında 4000 ila 4500 m yükseklikte Altiplano Platosu uzanır. Bolivya halkının çoğu burada yaşar.

İkinci büyük bölge, birçok meskun vadilerle kesilen dağların doğu bölgesinden ibarettir. Bu bölge iki kısma ayrılır. Birincisi, normal sıcaklıklar, az miktarda yağmurlar ve kısır bitkilerin, karakterize ettiği vadilerdir. İkincisi ise kuzeye ve kuzeydoğuya yönelen yarı tropik iklimle, bol bitkilerin karakterize ettiği alçak vadilerdir.

Bolivya'nın üçüncü bölgesi, ülkenin üçte ikisinden daha fazla yer kaplayan düz arazilerdir. Alçak arazilerin güneydoğu kısmını Bolivya'nın en büyük vadisi olan Gron Chaco Vadisi teşkil eder. Bu bölge zengin petrol yatakları bulunmasına rağmen çok az gelişmiştir. Chaco Vadisinin kuzey tarafında tropikal ovalar uzanır, burada sık yeşillikler ve pampa ağaçları bulunur.

Nehirler ve göller: En önemli nehri Desagudero'dur ve deniz seviyesinden 3500 m yukarıdan aşağı doğru akar. En önemli gölü Titicaca Gölüdür. Başka nehirler varsa da önemsizdir.

İklimi

Tropik iklim bölgesinin girişinde yer alan Bolivya'nın yüksek yaylalarında dikkate değer soğuklar; alçak bölgelerinde ise bunaltıcı sıcaklar göze çarpar. Altiplano bölgesi, rüzgarların ve yağışın az olduğu bir bölgedir. Yıllık sıcaklık ortalama 10°C'dir. Bu sıcaklık Cochabamba'da -20°C'ye kadar düştüğü gibi, Sucre'de de 18°C'ye kadar çıkar. Ancak Yungas Vadisi ve düz araziler fazla miktarda yağmur alırlar. Güneyden esen soğuk "Surazos" rüzgaları sıcak ve kurak havayı yumuşatırlar. Chaco bölgesi sıcak ve yaz müddeti boyunca kuraktır. Kışın ise bol yağışlıdır.

Tabii Kaynakları

Bitki örtüsü Bolivya'nın iklimine ve yüksekliğine göre değişir. 4500 metrenin üzerindeki bölgelerde çok az bitki bulunup birçok yerler ağaçsızdır. Altiplano bölgesinde kerestelik az miktarda ağaç, diken ve yosunlu bitkiler bulunduğu gibi, sert otlar da bulunur. Okaliptüs (Sıtma ağacı)yetiştirilir. Yükseklik alçaldıkça, bitki miktarı ve türleri artar. Kuzeydoğuda sık tropikal yağış ormanları bulunur. Bu ormanlarda sedir, maun ve palmiye gibi sert ağaçlar vardır.

Hayvanlardan, alpaka, kartal, kondor, maymun, jaguar, puma bir çok çeşit yılan, çeşitli kuş ve renkli papaganlar ülkenin çeşitli yerlerine dağılmışlardır. Balıkçılık da önemli bir gelir kaynağıdır.

Bolivya maden ocakları bakımından oldukça zengindir. Gümüşle beraber bulunan zengin kalay yatakları, bizmut, kurşun ve diğer metaller, Altiplano vadisinden çıkarılır. Gerçek bir gümüş dağı, Altiplano bölgesindeki Potesi tepesinde bulunmaktadır. Dikkate değer miktarda tungsten, çinko, bakır, antimon ve altın bulunur. Chaco bölgesinde petrol yatakları bulunmuştur.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Bolivya'da halkın yarıdan fazlası yerlidir. Üçte biri de "Cholos" diye bilinen beyazların dedeleri ile yerlilerin karışımıdır (Melezdir). Önemli yerli grubu olan Aymarslar, vadilerde ve Altiplano bölgesinin bazı kesimlerinde yaşarlar. Cholos kabilesi Bolivya'daki en renkli ve çeşitli gelenekleri olan kabiledir.

Nüfusun % 15'i beyazdır. İspanyol asıllıdır. Bunların bir kısmı yerlilerle melezleşmişlerdir. İspanyolca resmi dil olmasına rağmen, nüfusun ancak % 36'sı günlük olarak bu dili konuşmaktadır. İspanyolca konuşanlar aynı zamanda Aymarsların veya Queshuaların dillerini konuşurlar. Ülkenin % 95'i Katoliktir. Halkın % 60'ı kırsal bölgelerde, % 40'ı da şehirlerde yaşar. Çok az sayıda zenci vardır. Başşehri olan La Paz ve Sucre, Potesi, Oruti ve Santa Cruz şehirleri önemli şehirleridir. İlk öğretim mecburidir. Halkın % 65'i okuma-yazma bilmemektedir.

Siyasi Hayat

Bağımsız bir Cumhuriyet olan Bolivya'da siyasi hayat, sık sık olan askeri darbeler yüzünden kesintiye uğramıştır. Halkın seçtiği devlet başkanı bakanlar kurulu ile yürütme yetkisini elinde tutar. Yasama yetkisi ise Temsilciler Meclisi ve Senatodan kurulu 157 üyeli Ulusal Kongre'nin elindedir. Ülkenin yönetim merkezi La Paz, yargı merkezi Sucre'dir.

Ekonomi

Bolivya ekonomisinin temeli madenciliğe dayanır. İspanyollar uzun süre gümüş, kalay, bakır gibi önemli madenleri kendi memleketlerine taşımışlardır. Şu anda Bolivya, mineral bakımından zengin ülkeler arasındadır. On dokuzuncu yüzyılın son çeyreğinde gümüş madenleri işletilmiş, 20. yüzyılın başlarında da kalay işletmeciliği gümüşün yerini almış ve Bolivya'nın ihraç ürünlerinin başı olmuştur. Kalay üretimi bakımından dünyada ikincidir.

Tarım:

Çalışan nüfusun üçte ikisi tarımda istihdam edilmesine rağmen, ülke gıda ihtiyacının mühim bir kısmını ithal etmektedir. Patates, arpa, kahvaltıda yenilen bir hububat olan quinua yüksek yerlerde yetişen başlıca ürünlerdir. Nohut, buğday, mısır, Altiplano bölgesinde yetiştirilir. Yungos bölgesinde mısır, buğday, yeşil sebze ve meyve üretimi yapılır.

Sanayi:

Siyasi istikrarsızlık sanayinin gelişmesine mani olmakta ve kaynakların değerlendirilmemesine yol açmaktadır. Başlıca ürünleri rafine petrol, işlenmemiş şeker ve at etidir. Gemi yapımı, mobilyacılık, tekstil ürünleri sınırlıdır. Son yıllarda madenleri işletmeye yönelik fabrikaların yapımına ağırlık verilmiştir.

Ulaşım:

Denize kıyısı olmayan Bolivya'da ulaşım hava, kara ve demiryolu ile sağlanmaktadır. Ulaşıma elverişli su yollarının toplam uzunluğu 14.500 km civarındadır. La Paz ve Santa Cruz'da milletlerarası hava alanları vardır.

BREZİLYA


DEVLETİN ADI: Brezilya Fedaratif Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: Brasilia
NÜFUSU: 153.322.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 8.511.965 km2
RESMİ DİLİ: Portekizce
DİNİ: Hıristiyanlık (Katolik)
PARA BİRİMİ: Cruzado

Güney Amerika'nın doğusunda yer alan bir devlet. Güney Amerika'nın en kalabalık ve en büyük ülkesidir. Dünyanın yüzölçümü bakımından beşinci, nüfus bakımından sekizinci büyük ülkesidir. Güney Amerika'nın yarısı kadardır. Doğusunda Atlas Okyanusu olup bu okyanusta 7250 km kadar bir kıyıya sahiptir. Ekvador ve Şili hariç Güney Amerika'daki bütün ülkelerle komşudur.

Tarihi

21 Nisan 1500 yılında Portekizli bir gemici olan Pedro Alveras Cabrol, Hindistan'a gidiyorum zannıyla Güney Amerika'ya ayak bastı ve ülkeyi Portekiz kralı adına zaptettiğini ilan etti. 1530 yıllarında Martin Alfonso de Sousa liderliğindeki bir keşif gezisi esnasında, stratejik noktalar olan yerlere, Rio de Janerio ile bir yıl sonra da bugünkü Santos şehrinin banliyosü olan Sao Vicente şehirlerini kurdular. Piratiningo şehri de, 1532 yılında Sao Vicente yakınlarında yüksek bir bögede kuruldu. Portekizlerin İspanya hakimiyetine girdiği 1580'den 1640 tarihine kadar Brezilya bir İspanya sömürgesi oldu. 1640'ta Portekizliler Brezilya'yı tekrar ele geçirdiler. Hükumet merkezi 1763'te Salvador'dan Rio de Janerio'ya taşındı. Zira burası coğrafi ve stratejik bakımdan merkez olmaya daha uygundu.

1698 yılında Sao Paulo'da bol miktarda altın bulundu. Daha sonra iç kesimlere Amazon havzasına yapılan keşif gezileri sonucu altından başka madenler de bulundu. Bölgede çeşitli feodal gruplar ortaya çıktıysa da fazla yaşamayıp yeniden birlik sağlandı.

1572 yılında Brezilya'yı yönetim bakımından Salvador ve Rio de Janerio'dan ibaret olmak üzere ikiye ayıran sistem, 17. yüzyıl çeyreğine kadar devam etti. On altı ile on yedinci yüzyılda İspanyollar, İngilizler, Fransızlar ve Almanlar zaman zaman bu bölgeyi ele geçirmek istedilerse de muvaffak olamadılar. 1807'de Portekiz'in Napolyon Bonapart tarafından işgal edilmesi üzerine kral ailesi ve devletin bazı ileri gelenleri Brezilya'ya kaçtılar ve ertesi sene hükumet merkezini Rio de Janerio'da kurdular. Bu esnada Brezilya'nın nüfusu 2.500.000 olup, bunun 400.000'i beyaz 1.300.000 zenci ve 800.000'ini yerli halk teşkil ediyordu. Zenciler büyük şekerkamışı çiftliklerinde ve madenlerde çalıştırılmak üzere 1538 yılında Afrika'dan köle olarak getirilmişlerdi. 1819'da Napolyon'un Avrupa devletlerine yenilmesi üzerine Portekiz kralı, yeğeni Don Pedro'yu, Brezilya Genel Valisi bırakarak Portekiz'e geri döndü.

1822'de Portekiz parlamentosu ilk koloni statüsüne geri dönmek isteyince, Brezilyalılar, Don Pedro Jose Boni Facia deAndrada Silvan'ın liderliğinde bağımsızlık hareketlerini başlattılar ve 7 Eylül 1822'de bağımsızlıklarını ilan edip, 1824'te liberal bir anayasa kabul ettiler. Düzensiz savaşlardan sonra Portekizliler Brezilya'nın bağımsızlığını kabul etmek zorunda kaldılar. Brezilya 1889 yılına kadar krallıkla idare edildi.

Latin Amerika'da en uzun süre krallıkla idare edilen tek ülke Brezilya idi. 1831 yılında Don Pedro, oğlu İkinci Don Pedro'ya tahtı terk etmek zorunda bırakıldı. İkinci Don Pedro zamanında modern Brezilya'nın temelleri atıldı. 1888'de 800.000 köylüye hürriyet verildi. 1889'da kansız bir darbe ile krallık idaresi yıkılarak cumhuriyet idaresi kuruldu. 1914'te siyasi birliği temin eden Brezilya, bütün dünya ülkeleri tarafından tanındı. İstikrarsız bir ülke olup, sık sık anayasa değişiklikleri ve ihtilaller olmaktadır.

Fiziki Yapı

Brezilya'nın en kuzey ve güney noktası arasındaki noktayla doğu ve batı noktaları arasındaki mesafe hemen hemen birbirine eşittir (4225 km). Genel olarak yüzey şekilleri iki geniş kategoride incelenir.

1. Kuzeyde Amazon Nehri havzasının, batıda Parana ve Paraguay nehri sisteminin geniş düz ovaları.

2. Doğudaki Brezilya yüksek yaylaları ve kuzeyindeki Cuiana yaylalarıdır.

İki geniş nehir sistemi, iki yüksek dağlık bölge arasında sınırsız bir hal alır. Hemen hemen bütün Brezilya'nın yarısından fazlası deniz seviyesinden 200 metreden az yüksek yerler olmasına rağmen, nüfusunun hakim kısmı daha ziyade yüksek yerlerde bulunur. Ülkenin hemen hemen % 4'ü deniz seviyesinden 900 m yüksekliğin üzerindedir. Brezilya'nın en yüksek dağı Pico da Bandeira olup, 2890 m'dir.

Akarsular:

Büyük Amazon Nehri dünyanın en geniş ve çok su taşıyan nehridir. Peru'da And Dağlarının doğusundan çıkar ve Brezilya ovaları içinde akar. Atlas Okyanusundan Peru içlerine kadar nehir taşımacılığına elverişlidir. Denize döküldüğü yerde muhtelif kanallar ve birçok adalar meydana getirir. En büyük ada Marajo Adası olup, 26 km2dir. Amazon'un önemli kolları, Tocantins, Araguaia, Xingu ve Topajostur. Diğer önemli nehri, Parana Nehridir.

Göller:

Brezilya'da iki önemli göl vardır. Bunlar Lagoa dos patos ve Lagoa'dır.

İklim

Genel olarak Brezilya'nın iklimi her tarafta aynı olduğu zannedilirse de, ülkede çeşitli iklim farklılıkları görülür. Brezilya'da görülen en yüksek sıcaklık kuzeydoğu alçak bölgelerinde kaydedilmiştir. Burada absorbe edilen yüksek miktardaki güneş ışınları, sıcaklığı 38°C'ye kadar yükseltir. Kuzeyde Amazon Havzasında elde edilen sonuçlara göre senenin çoğu nemli ve sıcak geçmektedir. Yıllık yağış ortalaması 2000 mm'dir. (Bkz. Amazon Havzası)

Kuzeydoğu sahilleri tropikal nemli bir iklime sahip olup, kışla beraber gelen yağışlı mevsim (mayıstan ekime kadar) kuzey sahillerine soğuk hava getirir. Kuzeydoğudaki nemli bölgelerin iç kesimleri çöldür. Brezilya'nın kuzeydoğusunda Sertao denilen sürekli kurak bölgelerde kaktüs ve diğer bitkiler bulunur. Amazon bölgesi hariç yaz mevsimi yağışlı mevsimdir. Senenin geri kalan zamanında hava normal geçer. Genelde sahilden içeri gittikçe yağışlar artar. Ancak nemli yağmur getiren sert rüzgarlar, iç kısımlara gittikçe dağ engelleriyle karşılaşır. Sao Paulo'nun tam güneyinde İtapanhau bölgesinde Serra do Mar bariyeri (seti) senede 4500 mm yağmur düşmesine sebeb olur.

İklim şartlarını kontrol eden en önemli faktör, yüksekliktir. Çünkü ortalama 300 m yükseklik için yaklaşık 1,8°C sıcaklık düşer. Bu sebeple 20° güney enleminde yer alan ve 850 m yükseklikteki Belo Norizonte şehrinde yıllık sıcaklık ortalaması 20°C'dir. Güney Brezilya'daki 900 metre yükseklikteki platolarda çoğu zaman kar yağmaktadır.

Bitki Örtüsü ve Hayvanlar

Bitkiler genellikle iklim ve toprak durumuna sıkı sıkıya bağlıdır. Brezilya bitkileri üç grupta incelenir.

Ormanlar:

Hemen hemen Brezilya'nın yarısı ormanlarla kaplıdır. Ormanlar dört ana grupta toplanır: Selva, mata, araucaris, caatinya. Amazon Havzasında yer alan ekvatoral sığ yağış ormanlarındaki ağaçlara "selva" denir. Dünyanın en büyük tropikal yağışlı ormanlarıdır.

Ziraat terimleri arasında çok manidar bir terim de Doğu Brezilya'nın tropikal, yapraklarının yarısını döken "mata" tabiridir. Bu ormanlar Brezilya'da iyi toprağın, humusun ve geniş çiftliklere müsait yerlerin bir sembolüdür. Bu ağaçlar kesilerek ziraat için organik bakımdan zengin topraklar elde edilmektedir.

Brezilya'nın güney yüksek dağlarındaki ormanlarda bulunan "araucaria" ağacı, Brezilya'da inşaat kerestesi olarak çok kullanılır. Bilhassa hızla gelişen şehirlerde dökülen betonlara şekil vermek için, yapı malzemesi olarak kullanılmaktadır. Ancak çok fazla kesim yapıldığı için tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Caatinga denilen dikimli orman, ülkenin kuzeydoğu bölgesinde bulunur. Burada Lokustlar ve çöl bitkileri bulunur.

Savanlar:

Genel olarak otluklar bakımından Brezilya'nın merkez kısmının büyük bir bölümünü kaplar. Brezilya'nın yeni başşehri Brasilia bu savan bölgesinde kurulmuştur. Kuzey Amerika'daki çayırlar kadar bir münbit arazi değildir.

Otlaklar:

Campos denilen otlakların başlıcaları Brezilya'nın güneyinde ve bazı iyi sulanan merkez platolarda yer alır. Amazon bölgesinde de otlak araziler bulunur.

Brezilya'da hayvanlar, bilhasa balıklar, kuşlar ve böcekler yönüyle çok farklılıklar gösterir. Asya, Afrika hatta Kuzey Amerika ile mukayese edilirse Brezilya'da bazı büyük memeliler bulunmamaktadır. Kuzeydeki ormanlar hayvanlar bakımından, bilhasa maymun ve kuşlar bakımından zengindir. Balık gibi bazı hayvanlardan ticari olarak istifade edilir. Böcekler tarım için ciddi tehlike arz etmektedir. 200 çeşitten fazla zehirli yılan mevcuttur. Ancak yılanlar nadir olarak meskun yerlerde görünmektedir. Birçok vahşi hayvanlar avlanmak sebebiyle ortadan kaybolmuşlardır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfus:

Brezilya, sosyal bünyesi bakımından çok büyük farklılıklar arz eder. Güney kesimleri, daha fazla şehirleşmiş, daha fazla (tarım dahil)sanayileşmiş ve siyasi ve sosyal ağırlığa sahiptir.

Kuzey ve kuzeydoğu kesimleri ise, kırsal bölgeler olup, daha ziyade aristokratlaşmıştır. Bu sebepten dolayı tarihçiler Brezilya'dan bahsederlerken, kuzey ve kuzeydoğudaki an'anevi ziraatle meşgul olan aristokrat sınıfla, güney kesimindeki sanayileşmiş demokrat sosyal sınıfı birbirinden ayırırlar.

Brezilya'da nüfus artışı çok fazladır. Yirminci asrın sonlarında dünyanın en kalabalık ülkelerinden birisi olacağı tahmin edilmektedir: Brezilya nüfusu 4 etnik gruptan meydana gelmektedir: Yerli Kızılderililer, KoloniciPortekizliler, Afrika zencileri ve 1850'den beri Avrupa ve diğer memleketlerden gelen göçmenlerdir. Nüfus sayımı kayıtlarına göre nüfusun % 62'si beyazlar, % 11'i zenciler, % 27'si kahverengi derililerden meydana gelir.

Ancak farklı ırklar arasında evlenmeler sebebiyle melez halk artmaktadır. Brezilya'ya dışardan oldukça fazla göç yapılmıştır. Halen Brezilya'da 300.000 insan, Portekiz doğumlu olarak yaşamaktadır. 1875 ile 1960 yılları arasında Brezilya'ya 5 milyon Avrupalı göç etmiştir.

Halkın % 90'ı Roma Katolik mezhebine mensuptur. % 5 civarında Protestan bulunur. Brezilya'da diğer bir dini grup, Ruhçular (Spiritualistler)dır. Bunların 2 binden fazla toplantı yerleri vardır. Ailede baba hakimdir. Ancak son zamanlarda bu hakimiyet zayıflamıştır. Resmi dili Portekizcedir.

Brezilyalılar yazın ve havanın normal olduğu kış günlerinde sokağa dökülürler. Evlerini açık, ancak gölgeli yerlere bina ederler. Müzik ve samba halkın çok fazla rağbet ettiği oyunlardır. Sporun her çeşidi yapılmaktadır. Bilhassa futbolda dünyada söz sahibidir. 1958, 1962 ve 1970 yıllarında Dünya Kupasını kazanmıştır.

Nüfusun bir kısmı sahildeki yerleşim merkezlerinde toplanmıştır. En önemlileri Sao Paulo ülkenin eski başşehridir. Yeni kurulan başkent Brasilia, Salvodor, Parto Alegre diğer önemli şehirlerdendir.

İdare:

Brezilya 22 eyaletten meydana gelen federal bir cumhuriyettir. Başkanlık sistemi ile yönetilir. Parlamento, Senato ve Millet Meclisinden meydana gelir. Her eyaletten 3 senatör 8 yıllığına, millet vekilleri 4 yıllığına seçilirler. Eyaletlerde ayrıca halk tarafından seçilen bir vali ve bağımsız yargı organları bulunur. Okur-yazar 18 yaşını doldurmuş her Brezilyalının oy kullanması mecburidir. Erler oy kullanamaz. 67 yaşından büyük olanlar için de oy kullanmak mecburi değildir. Vergiler eyaletler tarafından toplanır.

Eğitim:

Okuma-yazma bilmeyenlerin oranı bazı kırsal bölgelerde çok yüksektir. Sao Paulo, Rio Grande do Sul, Minas Geraıs'de ise düşüktür. Anayasada eğitim için devlet gelirlerinin % 10'u ayrılmıştır. İlköğretim mecburidir. Üç çeşit ilkokul vardır. Yaygın olanı devlet ilkokulu olup, eyalet yöneticileri tarafından idare edilir. İkincisi belediye okulları, üçüncüsü de özel ilkokullardır. İlkokul 4 senedir ve 7 veya 8 yaşında öğrenci kabul eder. Ortaokullar Kuzey Amerika'daki ortaokullara benzetilmektedir. Brezilya'da ilk üniversite 1920'de kurulmuştur. Bununla beraber 20. yüzyılda da dikkate değer gelişmeler olup yeni üniversiteler de kuruldu. Bazı üniversiteler kilisenin kontrolü altındadır. En büyük üniversitesi Brezilya Üniversitesi olup, Rio de Janerio'dadır.

Ekonomi

Brezilya ekonomisi İkinci Dünya Savaşından sonra kısa bir duraklama göstermesine rağmen, sonradan büyük bir gelişme göstermiştir. Ancak enflasyon %'si bakımından dünyada en ileri ülkeler arasında olup, binli rakamlara ulaşmıştır. 1967 ve 1986 senelerinde olmak üzere iki kere para birimi değiştirilmiştir.

Tarım:

Brezilya, sanayisinin gelişmesine rağmen, genel olarak tarım ülkesidir. Ekilen arazinin yarıdan fazlası gıda ürünleri olmasına rağmen yine de gıda ihtiyacının bir kısmını dışardan ithal etmektedir.

Brezilya dünyanın en büyük kahve üreticisi ve ihracatçısıdır. Ancak bu kahve Amerika kıtasındaki ülkelerin ihtiyacını ancak karşılamaktadır. Pamuk üretimi de gelişmiş olup, kahve ile birlikte döviz kaynağını teşkil etmektedir. Şekerkamışı ve kakaonun da az bir kısmını ihraç etmesine rağmen, büyük bir kısmını iç tüketim için kullanmaktadır.

Değerli kerestelik ağaçlar, pirinç, taze fasulye, pamuk, kahve, şekerkamışı, kakao ve mısır başlıca ürünleridir. Ülkenin bazı yerlerinde az miktarda portakal, muz, yerfıstığı, tütün, elyaf ve bazı sebzeler yetiştirilir.

Brezilya sığır yetiştiriciliğinde, dünyanın önde gelen ülkelerindendir. Çiftliklerde bol miktarda et için sığır yetiştirilir. Brezilya'da ziraat iki gruba ayrılır:

1. Rio de Janerio'nun kuzey kısımlarında iptidai usullerle yapılan ziraat;

2.Ülkenin güneyinde daha çok modern aletlerle yapılan ziraattır.

Ormancılık ve balıkçılık: Brezilya'da ormanlardaki araucaria ağaçları kerestecilikte yaygın olarak kullanılmaktadır. Amazon ormanlarındaki ormanlar, yeni yeni üretime girmektedir. Balmumu, kabuklu bitkiler, zamk ağacı, pazarlanabilir orman ürünleridir. Ancak bu bitkilerin hiçbiri henüz pazarlama ortamına girmemiştir.Orman ürünleri aynı zamanda tıp sahasında da kullanılır. İpeka şurubu, kokain, afyon vb. uyuşturucular bu tip orman ürünlerinden elde edilir. Balıkçılık gün geçtikçe artmakta ve ülke ekonomisine büyük katkıda bulunmaktadır.

Sanayi:

Son yıllarda Brezilya mamul sanayi ürünleri ihracatı, tarım ürünlerinden daha fazla olmuştur. Sanayide elektrik ve enerji açığını önlemek için dünyanın en büyük hidro-elektrik santralını kurmuştur. 1976'da başlanılan bu İtaipu Barajı 1980'de tamamlanmış olup senede 100 milyar kilowatt/saatten fazla elektrik enerjisi üretebilmektedir. 1977'de Almanlarla teknik işbirliği yapılarak nükleer santraller işletilmeye başlanmıştır. Demir-çelik, dokuma, kağıt, cam, tekerlek, plastik vb. imalinde fabrikalar kurularak, kendi kendine yetecek hale gelmektedir. Yıllık çelik üretimi 20 milyon tona ulaşmıştır.

Madenler:

Brezilya zengin maden yataklarına sahiptir. On sekizinci yüzyıldan itibaren zengin altın, elmas madenleri bulunmuştur. Brezilya aynı zamanda dünyanın en bol demir rezervlerine sahiptir. Amapo bölgesinde bol miktarda manganez çıkarılır. Salvador yakınlarında petrol bulunmuştur. Brezilya'da çok az kömür yatakları bulunur. Dışardan ithal yolu ile açığını kapatır.

Ulaşım:

Brezilya'nın ulaşım güçlüğü önemli meselelerdendir. Coğrafi yapısından dolayı modern kara yollarının kurulması gecikmiştir. Yeni yeni ulaşım gelişmekte ve modern hava limanları kurulmaktadır. Amazon nehri ve kolları üzerinde gemicilik ve taşımacılık ileri bir seviyededir.

EKVADOR


DEVLETİN ADI: Ekvador Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: Quito
NÜFUSU: 11.490.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 270.667 km2
RESMİ DİLİ: İspanyolca
DİNİ: Hıristiyan (Katolik, Protestan)
PARA BİRİMİ: Sucre

Güney Amerika’nın kuzeybatı kıyısında yer alan bir devlet. Kuzeyinde Kolombiya, doğu ve güneyinde Peru, batısında ise Büyük Okyanus yer alır. Büyük Okyanus kıyılarına yaklaşık 1000 km mesâfedeki Galapagos adalar topluluğu da Ekvador’a âittir. Ülke topraklarının genişliği kuzey-güney doğrultusunda 720 km, doğu-batı doğrultusunda ise 640 kilometredir.

Târihi

On beşinci asrın ilk yarısında, dağlık bölgelerdeki beş yerli kültürü ile, kıyıdaki iki yerli kültürü birleşerek Quito Krâliyeti kuruldu. Burası daha sonra İnkalar tarafından işgâl edildi. Quito mühim bir İnka şehri hâline geldi. 1531 senesinde İspanyol Francisco Pizarro bugünkü Ekvador kıyılarına ayak bastı. Burayı fetheden İspanyollar, sömürgeleri olarak Lima genel vâliliğine bağladılar. Lâtin Amerika bağımsızlık savaşlarında Simon Bolivar ve Jose Antonia de Sucre liderliğinde Ekvador’un bağımsızlığı için mücâdele eden halk, 1822’de İspanyol sömürgesi olmaktan kurtuldu. 1830 senesine kadar kendisi gibi yeni bağımsızlığına kavuşan Venezuella ve Kolombiya ile berâber Büyük Kolombiya Devletini meydana getirdiler. 13 Mayıs 1830’da Ekvador kendi bağımsızlığını îlân etti. 1832’de Galapogos Adaları tamâmen Ekvador’a geçti. Çeşitli karışıklıklar ve sınır anlaşmazlıklarından doğan savaşlar ülkeye istikrâr kazandırmadı. 1941-1942 yıllarında meydana gelen bir sınır anlaşmazlığı savaş netîcesinde, topraklarının yaklaşık yarısını kaybetti. Ekvador’un temel gâyesi o zaman kaybettiği toprakları elde etmekti. 1963’te yapılan ihtilalle bir cunta kuruldu. 1966’da yeni bir askerî darbe oldu. 1968’de başkan seçilen J.M. Valisco anayasayı kaldırarak ülkeyi diktatörlükle idâre etmeye başladı. 1972’de o da devrildi. Ülke sivil idâreye ancak 1978 yılında kavuşabildi. Halen sivil hükûmet başta bulunmaktadır.

Fizikî Yapı

And Dağları, kuzey-güney istikametinde ülkeden geçer. Sıradağların batısı alçak kıyı bölgesidir. Costa adı verilen kıyı bölgesi, yer yer alçak ve bataklık veya tepe ve kuşak teşkil eden dağlık bölgelerden meydana gelir.

And Dağlarının Ekvador’dan kalan kısmının teşkil ettiği dağlık bölgeye Sierra bölgesi denir. Doğu ve batı dağları arasında yüksek platolar bulunur. Bâzı coğrafyacılar bu dağları iki parelel zincire benzetirler. Ekvador Andlarının bâzı zirveleri kıtadaki en yüksek tepeler arasındadır. Eskiden bu bölge volkanikti. Bu volkanik dağlar arasında Chimboraze (6850 m), Tungurahua (5500 m), Cotopaxi (6440 m, dünyâdaki en yüksek faal volkandır) ve Sangay (5810 m) gibi dağlar yer alır. Bu volkanik bölgede pekçok kaplıca ve mineral kaynak vardır. Andların güney bölümü ile Kolombiya arasında en alçak geçit bulunur. Arâzi sulak ve nehirlerin olmasına rağmen pek azı taşımacılığa elverişlidir. Güney Amerika’nın Büyük Okyanus (Pasifik) kıyılarının ve Ekvador’un en mühim nehir şebekesi Guayas ve kollarından meydana gelir. Bu nehir Büyük Okyanus kıyıları boyunca güneye akan Guayaquil akıntısına karışır. Emeraldes Nehri daha küçük olup, kuzeye doğru pasifik istikâmetinde akar. Amazon’un kollarından olan Nepo ve bunun kolları ise kaynağını And içlerinden ve doğudaki dağlık bölgeden alır. Pekçok küçük göl vardır. Fakat en mühimi Sade’dir.

İklimi

Kıyıdaki düz bölgeler, sıcak ve rutûbetli olup, sıcaklık 24°C-30°C arasında değişir. Guayaquil’in batısı sıcak ve kuraktır. İç bölgelerde sıcaklık 32°C, yüksek platolarda 10°C’dir. Dağların etek kısımlarında yatağan karlar vardır. (2310-2772 m) arasında değişen And Dağları arasındaki düz bölgelerde iklim serin bir bahar havası niteliğinde olup, ahâlinin çoğu burada yaşar. Buralarda bütün sene boyunca sıcaklık pek az değişir. İki mevsim vardır: Aralıktan mayısa kadar yağışlı geçen mevsim ve hazirandan kasıma kadar süren kurak mevsim.

Tabiî Kaynakları

Yüksek And Platoları ve ülkenin Pasifik kıyılarındaki bölgeler hâriç, çok orman vardır. Umûmî olarak ormanlık bölge denizden başlayıp, 3000 m yüksekliğe kadar devâm eder. Bu ormanlık bölgelerde çok çeşitli ağaçlar bulunur. En mühimlerinden birisi, hafifliği ve mukâvemeti sebebiyle talep gören balsa ağacıdır. Jeolojik şartlar ekvatordaki mineral kaynakların çokluğunu gösteriyorsa da, bu kaynaklar bakımından Ekvador pek zengin sayılmaz. Petrol, sülfür, altın, ticâret bakımından mânâ ifâde eden kaynaklar arasında yer alır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfûsu, Amerindolar (yerli halk) ile melezler meydana getirir. Azınlık olarak zenciler de bulunur. Nüfus yoğunluğu dağlık bölge (Sierra) ve kıyı bölgesinin (Costa) bâzı yerlerinde fazladır. Kızılderili olan yerli halk yüksek bölgelerde tarımla uğraşırlar. Doğu bölgelerde göçebe olarak yaşayanlar da vardır. Doğudaki balta girmemiş ormanlarda yaşayan Jivarolar ile Saparoslar hakkında iyi bir inceleme yoktur. Nüfûsun % 27’si Kızılderilidir, % 54’ü melezdir. İspanyollar % 8 gibi bir azınlığa sâhip olmalarına rağmen ülke hâkimiyeti ellerindedir. Nüfûsun büyük bir kısmı dağlarda yaşar. Doğu kısımlarla alçak yerlerde nüfus azdır. Resmî dili İspanyolcadır. İlköğretim 6-12 yaşları arasında mecbûri olmasına rağmen bu kânun genellikle tatbik edilmemektedir. Ülkede okuma-yazma oranı yüksektir. Dört adet üniversitesi mevcuttur. Bunlar Quito, Quayaguil, Cuenca ve Loja’dadır.

Ekvador halkı Hıristiyan olup, Katolik mezhebine bağlıdır. Ülkede 1904 senesinden beri kilise devletten ayrıdır. Önemli şehirleri; başkenti Quito, Guayaquil, Cuenca’dır.

Siyâsî Hayat

Hükûmet şekilleri, ABD ve Latin Amerika’ya benzer. Bağımsızlıklarını kazandıklarından beri on altıncı defâ siyâsî hayat değişmesine rağmen 1967 anayasası da asılda pek değişiklik getirmemiştir. Târihine bakılacak olursa, Ekvador Cumhûriyetinin politik tekâmülü anayasa değişiklikleriyle düzelecek bir halde değildir.

Millî hükûmet: Kuvvetlerin ayrılığı prensibine uyulur. Oy verme hakkına sâhip olanlar tarafından 4 sene iş başında kalacak şekilde bir başbakan seçilir. Bu başbakan bir daha seçilemez. Bakanlar kurulu âzâları 2 sene müddetle seçilir. Her il, en az iki âzâ seçer. Her bir âzâ 80.000 kişiyi temsil eder. Dört sene müddetince iş başında kalacak şekilde her ilden iki senatör seçilir. Buna ilâve olarak silahlı kuvvetlerden, üniversitelerden kıyı bölgelerindeki zirâat alanlarından ve “Sierra”lardan da toplamı 15 kişiyi tutacak kadar senatör seçilir. Bu fonksiyonel temsiliyet sistemi birkaç anayasa değişikliğiyle berâber sürmüş olup, bunun başka bir memlekette benzeri yoktur.

Ekonomi

Zirâat başlıca geçim kaynağıdır. Kıyıdaki alçak nehir yataklarında tropikal nebatlar yetişirken, yüksek nehir yataklarında, iç bölgelerdeki dağ yamaçlarında ise meyve ve sebzecilik ehemmiyet kazanır. % 74,1’i ormanlık, % 4,5’u tarıma elverişli olup, geri kalan kısmı tarıma elverişsizdir. Ana üretim maddesi kakaodur. 1920’den beri kakaonun hastalıkla mücâdelesinin zor olması, pekçok zirâatçiyi muz, kahve, pirinç vs. yetiştirmek zorunda bırakmıştır. Yılda 20 bin tonu geçen kakao üretimi vardır. Bunun ekserisi ihraç edilir. Dünyâda muz üretimi yapan ülkelerin başında Ekvador gelmektedir. Pirinç, şeker, tütün, mısır, patates ve diğer sebzelerle, portakal, limon, ananas gibi meyveler üretilir. Zirâatin dörtte birini teşkil eden Tagua fındığından başka, ormanlardan elde edilen maddeler arasında kapak lifi, kırmızı hindmeşesi (tanik asit elde edilir) ve pek az da kauçuk yer alır. Hayvancılık önemlidir. 1923 ve 1948 târihlerinde, Santa Elena Yarımadasında çıkan petrol, ülkenin ihtiyâcını karşıladığı gibi, önemli bir bölümü de ihrâç edilmektedir. İkinci Dünyâ Savaşı sırasında altın çok çıkmıştır. Bugün eski ehemmiyetini kaybetmiştir. Altınla berâber, bakır, gümüş ve kurşun da elde ediliyorsa da pek önemli değildir. Yılda 30.000 ton sülfür üretilir. Santa Elena Yarımadasında mutfak tuzu çıkarılır. Endüstri malları olarak tekstil, ilâç, kimyevî maddeler, süs eşyâları, konfeksiyonculuk, bisküvi, kauçuk mâmulleri, selülozik maddeler ve çimento sıralanabilir. Bunların yanında şeker, ayakkabıcılık, mobilya sanâyii, konservecilik, yemeklik yağlar, zımpara tozu, domuz yağı sayılabilir. Alkol, tütün, tuz ve kibrit hükûmet tekelindedir. Ekvador petrol ihraç eden ülkelerin meydana getirdiği OPEC’in tam üyeleri arasına girmiştir.

GUYANA


DEVLETİN ADI: Guyana Kooperatif Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Georgetown
NÜFUSU: 748.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 215.000 km2
RESMİ DİLİ: İngilizce
DİNİ: Hıristiyan (% 57), Hindu (% 34),Müslüman (% 9)
PARA BİRİMİ: Guyana Doları (1 Guyana Doları=100 cent)

Güney Amerika kıtasının kuzey kıyısında, yer alan bir devlet. Eskiden İngiliz Guyanası olarak bilinen ülkenin sınır komşuları doğuda Surinam (Hollanda Guyanası), Güneydoğu, Güney ve Güneybatıda Brezilya, doğuda ise Venezuella’dır.

Târihi

Okyanus kıyısındaki bu Güney Amerika ülkesinin Amerika kıtası târihi üzerinde yeri büyük ölçüde tesirli olmuştur. Deniz aşırı seferlerde üs olarak kulanılabilmesi ve birçok yere uygun bağlantı şartlarına sâhib olması sebebiyle, târih boyunca çeşitli istilâlara mâruz kalmış, değişik zamanlarda İspanyol, Hollanda ve İngiliz işgâli altına girmiştir. Ancak bir devlet olarak târihi, 1831’de Demerara, Essoquibo ve Berbice bölgelerinin birleşerek Guyana’yı teşkil etmeleriyle başlar. 1834’e kadar nüfûsunu sâdece İngiliz ve yerlilerin teşkil ettiği bir devlet olan Guyana’ya, bu târihte getirilen 240.000 kadar tarım işçisi de, ülke nüfûsuna dâhil olmuştur.

Bundan sonraki iki yüz yılda da sosyo-ekonomik bakımdan zayıf bir İngiliz sömürgesi olan Guyana, Birinci ve İkinci Dünyâ Savaşlarından fiilî olarak etkilenmemiş, ancak gelişmesi daha da yavaşlamıştır. 1953’te İngiltere’nin yardımı ile hızlı bir gelişme dönemine girilmesine rağmen, sosyalist temayüllü (meyilli) başbakan Cheddi Jagan bu faaliyetlere mâni oldu. Bu hâdise yaklaşan seçimlerde Jagan için bir dezavantaj olabilirdi. Ancak Jagan sürdürdüğü çalışmalar sonucu 1961’de Guyana’nın içişlerinde bağımsız olmasını sağladığından, halkın büyük sevgi ve desteğini kazandı. Bütün bunlara rağmen bu târihten sonra gelişen siyâsî durum, Forbes Burnham’ın lideri olduğu Millî Kongre Partisinin iktidarı ele geçirmesine, Jagan’ın da muhâlefet durumuna düşmesine sebeb oldu. İki parti arasındaki rekâbet İngilizlerin Guyana’ya tam bağımsızlık vermesini geciktirdi. İki senelik bir aradan sonra İngilizlerin bağımsızlık konusunu tekrar gündeme getirmeleriyle başlayan çalışmalar sonuçlandırılarak, Guyana 26 Mayıs 1966’da İngiliz Milletler Topluluğu üyesi bir devlet olarak bağımsızlığına kavuştu.

1970’den îtibaren Venezuella’nın ülkenin batı kısmı üzerinde hak iddiâ etmesi üzerine yine gergin bir hava içine giren ülke, 1982’de anlaşmaya varılması ile rahatlamıştır. Guyana bugün Commorwealth (İngiliz Milletler Topluluğu) ve Birleşmiş Milletler üyesi bağımsız bir devlettir.

Fizikî Yapı

Fizikî bakımdan kıyı, orman ve savan olmak üzere üç bölgeye ayrılmıştır. Kıyı bölgeleri, denizden îtibâren 10-60 km genişliğinde bir şerit olup, denizden birkaç yüz metrelik irtifâda olan alçak bir bölgedir. Kıyı kısımları bu özelliğinden dolayı özel bant ve bariyerlerle korunur. Bu bölgeden iç kısımlara doğru gidildikçe ormanlar başlar. Bol yağış alan bu bölge, ülkenin toplam yüzölçümünün % 85’ini kaplar. Güneybatıda yeralan Rupunini bölgesi ise 200-250 km genişliğinde bir savan alanıdır. Ülkenin dağlık kesimi güney ve doğu bölgeleri olup, bu bölge ve Guyana’nın en yüksek noktası 2772 m irtifâdaki Roraima Dağıdır.

Guyana’da yaygın olarak görülen akarsuların tamamı iç bölgelerden doğarak, Atlas Okyanusuna dökülürler. Bunların kayda değer büyüklükte olanları, Brezilya sınırından doğan Essequibo, ormanlık bölgeden doğan Demerera ve Berbice ile Brezilya-Guyana-Surinam sınırlarının keşistiği yerden doğarak Surinam sınırını teşkil eden Corantay ırmaklarıdır. Ülkenin topoğrafik durumu sebebiyle bu ırmaklar aynı zamanda birçok çağlayan meydana getirirler. Bunların en önemlileri, Demerera üzerindeki Büyük Şelâle, Corantay üzerindeki Tiger ve Potaro üzerinde 225 m yüksekliğindeki Kaietaur Şelâleleridir.

İklim

Ülkenin okyanus kıyısında ve ekvatora çok yakın bir yerde olması sebebiyle iklim, herhangi bir türe tam uygunluk göstermemektedir. Ancak hakim iklim türünün tropikal tip olduğu söylenilebilir. Kıyı bölgeleri devamlı yağış alır ve Alize rüzgârlarının tesiri altındadır. Bu bölgede olan başşehir Georgetown’da yıllık sıcaklık ortalamaları 28°C dolayındadır. Bu bölgedeki senelik yağış ortalaması ise, 2500 mm kadardır. İç bölgelerde ise sıcaklık gittikçe düşer. Ormanlık bölgede yağış ortalaması 3000 mm’ye çıkmakla birlikte, sıcaklık 25°C civârındadır. Savan bölgeleri her iki bölgeden de ayrı bir iklime sâhib olup, daha kurakçadır. İç bölgelere uzanan nehirler de savan bölgelerin iklimi üzerine müsbet yönde tesir edip, buraları ılımanlaştırmaktadır.

Tabiî Kaynakları

Ülkenin büyük bir kısmını kaplayan ormanlar, genel bitki örtüsüdür. Okyanus kıyısında ve savan bölgelerinde de buralara has bitkiler yetişir. Mangrov bitkisi de denize yakın bölgelerin en önemli bitki örtüsüdür. Ülkenin ormanlık kesiminde rastlanan yabânî hayvanlar da G.Amerika’ya uygunluk gösterir.

Guyana’nın önemli mâdenleri, Demerara ve Berbice nehirleri bölgesinde çıkarılan, boksit ve diğer bölgelerde çıkarılan manganez, altın ve elmastır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

748.000 nüfûsun yaşadığı ülkenin halkını yerliler, İngiliz asıllılar, zenciler ve Hint asıllılar meydana getirir. Bunların içerisinde en kalabalık olanı % 55 oranıyla Hint asıllılardır. En büyük şehir başkent Georgetown’dur. Burada nüfûsun dörtte biri yaşar. Resmî lisânın İngilizce olduğu Guyana’da, yerliler kendi lisanlarını kullanırlar. Avrupalılarla birlikte ülkeye gelen Hıristiyanlık günümüzde % 57 oranıyla en yaygın dindir. Hinduizmden sonra üçüncü sırayı alan İslâmiyet ise zenci, Hint ve İngiliz asıllılar arasında büyük bir hızla yayılmaktadır. Nüfûsun % 85’i okuryazar ve okul çağındaki çocukların % 62’si okula gitmektedir. 1000 kişiye 24 öğretmenin düştüğü Guyana’da yüksek öğrenim imkânı bulunmasına rağmen bu çağdaki öğrenciler eğitimlerini genellikle Kanada ve İngiltere’de devâm ettirmektedir.

Siyâsî Hayat

Ülkede Cumhurbaşkanı ve başbakan, seçimle beş yıllık bir süre için iş başına getirilirler. Ancak İngiltere kraliçesi selâhiyet bakımından her ikisinden de üstündür. Yürütme vazîfesini yapan başbakan ve bakanlar kurulunun kraliçenin onayını alması îcâb etmektedir. Yasama görevini yapan 53 üyeli meclis de 5 sene için seçilir. Adadaki İngiliz vâlisi de meclise etkileyici nitelikte tavsiyelerde bulunur.

Guyana’yı meydana getiren üç devlet, bugün de ülke yönetiminde ayrı eyâletler statüsündedir. Ancak bunlar iç işlerinde de hükümete bağlıdır. En büyük iki şehir, Georgetown ve New Amsterdam’dır. Bu iki şehir, büyük şehir ve merkez ilçe sistemiyle yönetilir.

Guyana’da siyâsî faaliyet serbest olmakla birlikte, bugün sâdece iki parti vardır. Bunlar iktidardaki Millî Kongre ve muhâlefetteki Terakkî Partisidir.

Ekonomi

Toplam arâzinin ancak % 4’ünün kültür arâzisi olduğu Guyana’da, halkın geçim kaynağının büyük bölümü ve ekonominin hammadde kaynağının yarısından fazlası tarıma dayanır. Tarım için en elverişli bölgeler, kıyıdaki alüvyon ovaları ve nehir kenarlarındaki sulak ovalardır. Guyana’da üretim sezonu nisan-ağustos ve ekim-ocak ayları arasıdır. Zirâî üretimin büyük bölümünü şeker ve pirinç meydana getirir. Ülke arâzisinin % 8,7’si orman olmasına rağmen, ahşap işleri gelişmemiştir.

Mâdencilik bakımından yabancı teknolojiye bağlıdır. Bu sektörde ülke ekonomisinde en büyük payı üretimde dünyâda 5. sırayı alan boksit, alüminyum, manganez, altın ve elmastır. Ülkede sanâyinin iki önemli hammadde kaynağı, tarım ve madenciliktir. Guyana’da sanâyinin en önemli ürünleri nebâtî yağ, şeker, sigara, ilâç îmâli ve ağaç işleridir.

Eski bir İngiliz sömürgesi olması ve hâlâ da İngiliz Milletler Topluluğu üyesi bulunması dolayısıyla, dış ticâret alanı kısıtlıdır. Hemen hemen sâdece Kanada ve İngiltere ile ticârî münâsebetleri vardır. En önemli ihraç maddesi olan şekeri, boksit madeni izlemektedir. Pirinç, kereste, elmas ve altın da ihraç maddeleri arasındadır. Makina, işlenmiş gıdâ maddesi, petrol ürünleri ise ülke ithâlâtında en büyük yeri tutmaktadır. Guyana’nın ihrâcat ve ithâlâtı umûmiyetle deniz yoluyla Georgetown’dan yapılmaktadır.

Ulaşım ise demiryoluna dayanır. Kıyı şehirleri arasında ve büyük nehirlerde gemi taşımacılığından yaygın olarak istifâde edilmektedir. Ülkenin dış bağlantıları umûmiyetle hava yoluyla temin edilmektedir.

KOLOMBİYA


DEVLETİN ADI: Kolombiya Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Bogota
NÜFUSU: 33.292.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 1.141.748 km2
RESMİ DİLİ: İspanyolca
DİNİ: Hıristiyanlık
PARA BİRİMİ: Peso

Güney Amerika’nın kuzeybatısında yer alan ve Güney Amerika’nın dördüncü büyük devleti. Kuzeyinde Karaib Denizi, batısında Pasifik Okyanusu, kuzeydoğusunda ve doğusunda Venezuella, kuzeybatısında Panama, güneydoğusunda Brezilya, güneybatısında Ekvador yer alır.

Târihi

Kolombiya toprakları, 16. yüzyılın başlarında Ganzalo Jiménez de Quesada ve Sebastian de Balalcozar komutasındaki İspanyollar tarafından bulunmuş ve sömürge hâline getirilmiştir.

On sekizinci yüzyıla kadar ülke, İspanyol asıllı beyazlar tarafından yönetildi. Bundan sonra başlayan bağımsızlık mücadelesini Kuzey Amerika ve Fransa İhtilalleri daha da kuvvetlendirdi.

1886’da ülkeye, kıtayı keşfeden Kolomb’un ismi verildi ve Kolombiya Cumhuriyeti ilan edildi. 1903 yılında, ülke topraklarına dahil olan Panama, ABD’nin yardımı ile Kolombiya’dan ayrılarak bağımsız bir devlet oldu. Bu ayrılma yüzünden ABD ile Kolombiya arasında 1921 yılına kadar süren gerginlik oldu. Bu tarihten sonra Kolombiya yönetimine iki büyük parti olan Liberaller Partisi ile Muhafazakârlar Partisi hâkim oldu. Fakat bu iki parti arasındaki sürtüşmeler, iç karışıklıklara ve ülkenin uzun süre diktatörler tarafından yönetilmesine sebeb oldu. Sivil hükümetle yönetilen Kolombiya’da günümüzde iç karışıklıklar devam etmektedir.

Fizikî Yapı

Kolombiya , fizikî yapı bakımından üç değişik bölgeye ayrılır.

Kıyıları:

Güney Amerika’da iki büyük okyanusa kıyısı olan tek ülke Kolombiya’dır. Büyük Okyanus kıyısında Siarra Baudo bölgesi, Atlas Okyanusunun kıyısında ise Santa Marta bölgesi dışında bütün kıyılar düz ve alçaktır.

Dağları:

Kolombiya Andları, ülkenin güney-batı sınırı yakınlarından yelpaze biçiminde açılarak kuzey ve kuzeydoğu yönüne doğru uzanarak üç dağ silsilesini meydana getirirler. Bunlar Doğu Cordillera, Orta ve Batı Cordillera adlarını alırlar. Batı Cordillera Dağları diğer dağlara nisbeten daha alçaktır. Fakat Cumbal Yanardağı (4892 m) gibi yer yer yüksek tepeleri vardır.

Orta Cordillera yüksektir ve tepeleri devamlı karla kaplıdır. Batı ile Orta Cordillera arasında yer alan dar Cauca Vâdisini, buraya adını veren Cauca Nehri sular.

Orta ve Doğu Cordillera dağları arasındaki geniş vâdiyi, Meydelona Nehri sular. Doğu Cordillera Dağlarında 2000-3000 m yüksekliğe ulaşan yaylalar çokdur. Bu bölge, verimli arazisi ile ülkenin tarım alanını meydana getirir.

Doğu bölgesi: Bu bölge Orinoko ve Amazon gibi büyük nehirlerin kollarıyla sulanan, geniş ve düz bir alandır. Bu bölgenin kuzeyi savanlarla, güney kesimi ise ekvator ormanlarıyla kaplıdır. Ülke topraklarının yaklaşık yarısını meydana getiren bölgede nüfusun ancak % 20’lik bir kısmı yaşar.

İklim

Kolombiya’nın ekvatora yakın olması sebebiyle, iklim, tropikal özellik gösterir. İklim, bölgelere göre farklılıklar gösterir. Batı Cordillera’nın batısında kalan bölüme yıllık ortalama 10.160 mm yağış düşerken, Karaib Denizi kıyılarında ise yıllık yağış ortalaması 255 mm’nin altındadır. Doğu kısımda ise nemli tropikal iklim hüküm sürer.

Tabiî Kaynaklar

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Bitki örtüsü de iklim gibi bölgelere göre değişir. Amazon çevresinde tropikal ormanlar, Büyük Okyanus kıyılarında bataklık koruları; kuzey kesiminde nemli otlaklar; yüksek dağlarda dağ bitkileri; La Guajira’da ise çöl bitkileri bulunur. Böyle farklı bitki örtüsüne sahip olan ülkede jaguar, aslan, tilki, gözlüklü ayı gibi memeli hayvanlar, iki bine yaklaşan kuş türü, çok sayıda böcek ve sürüngen vardır.

Mâdenleri:

Ülke, yeraltı kaynakları bakımından zengindir. Petrol, altın, platin, zümrüt, kömür, demir, kireçtaşı gibi çeşitli madenler bulunmaktadır. Platin üretiminde dünyada ikinci sırayı alır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

33.292.000 olan ülke nüfûsu dört etnik gruptan meydana gelmiştir. Nüfûsun % 7’sini Kızılderililer, % 5’ni Zenciler, % 20’sini beyazlar, geri kalan kısmını ise melezler meydana getirir.

Nüfûsunun büyük kısmı, Doğu Cordillera Dağlarının yaylalarında ve Atlas Okyanusu kıyılarında yoğunlaşmıştır. Büyük şehirler, ülkenin değişik kısımlarına yayılmıştır. Önemli şehirleri: Medellin, Berangu ve Cartogena’dır.

Resmi dil, İspanyolcadır. Ama Kızılderililere ve siyahlara ait dillerin kelimeleriyle zenginleşmiş ve değişmiştir. Halkın büyük kısmı Hıristiyanlığın Katolik mezhebine mensuptur.

Eğitim:

Ülkede ilköğretimin 5 yılı mecbûrî ve ücretsizdir. Güney Amerika’da okur-yazar oranı en yüksek olan ülkelerden biri de Kolombiya’dır. Halkın % 80’i okuma yazma bilmektedir. 22 üniversitesi vardır.

Siyâsî Hayat

Başkanlık sistemine dayanan bir Cumhûriyet ile yönetilen ülkede yasama yetkisi, Parlamentoya âittir. Parlamento 4 yıl için seçilen 112 üyeli senato ve 214 üyeli temsilciler meclisinden meydana gelir.

Ekonomi

Tarım: Tarım, genellikle kahve üretimine dayalıdır. Kahve üretiminde dünyada birinci sırayı alır. Kahve, daha çok Cauca ve Magdalena vâdilerinde yetişir. Kahvenin yanında mısır, şekerkamışı, pamuk, muz, pirinç, patates, buğday ve tütün yetiştirilir. Büyük baş hayvancılık genellikle Karaib kıyılarında veAudların doğusundaki ovalarda gelişmiştir.

Sanâyi:

Ülkede son yıllarda başlatılan sanâyi hamleleri başarılı olmuştur. Sanâyi merkezleri üç büyük şehir çevresinde toplanmıştır. Tekstil sanâyii ilerlemiştir. Petrol rafinerileri, çimento, lâstik, kağıt fabrikaları, besin maddeleri işleyen fabrikalar ve genellikle yabancı yatırımlarla kurulan otomobil, elektrikli âletler ve kimyevî madde fabrikaları vardır.

Ticâret:

Kolombiya ticâretinin en önemli ürünü kahvedir. İhrâcâtının yarısını kahve meydana getirmektedir. Bunu petrol, muz, pamuk, şeker, platin, altın, tütün ve büyükbaş hayvan tâkib eder. Dışarıdan ise motorlu araç ve makina satın alır.

Ulaşım:

Ülkeyi enine kesen dağ silsileleri yol yapımını engellemektedir. Ülkedeki karayollarının uzunluğu 106.218 km demiryollarının uzunluğu ise 3500 km’dir. Karayollarının % 10’u asfalttır. Magdelena Irmağının 1500 km’lik kısmı ulaşıma elverişlidir.

Büyük şehirlerinde, 1919 yılında kurulan Havayolları ile hava ulaşımı yapılmaktadır. Ülkede 69 havaalanı vardır.







 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol