İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Gurcistan Turkleri
 


GÜRCİSTAN




DEVLET ADI : GÜRCİSTAN FEDERASYONU
BAŞKENTİ : TİFLİS
NÜFUSU : 5.500.000
YÜZÖLÇÜMÜ : 69.700km2
RESMİ DİLİ : GÜRCÜCE
DİNİ : HIRİSTİYAN ORTODOKS,İSLAM
PARA BİRİMİ : LARİ



Karadeniz'in doğusunda, Kafkas Dağları'nın güneyinde yer alan Gürcistan; kuzeyinde Rusya Federasyonu, güneyinde Ermenistan ve Türkiye, güneydoğu ve doğusunda Azerbaycan ile sınırlıdır. Abhazya ve Acara Özerk Cumhuriyetleri ile Güney Osetya muhtar bölgesi, Gürcistan'ın bağlı bölgeleridir.

Çok eski zamanlardan beri insan yerleşimine sahne olan Gürcistan, eski devirlerde Kafkasya'nın önemli metal işleme merkezi sayılmaktaydı. M.Ö. 7'inci yüzyılda Anadolu'nun Kimmerler tarafından işgal edilmesiyle, bölgeden kaçan kabilelerin Kura Vadisi'ndeki yerli halklarla kaynaşmasından sonra, bölgede İberia Krallığı kuruldu. Ancak, en eski destanî Gürcü tarihi olarak bilinen Kartlis Tshovreba'ya göre; Gürcü kavmini oluşturan temel unsurlardan birini teşkil eden ve Tanrı Dağları civarında çıkan karışıklık üzerine bölgeyi terk eden Türkler, Gürcistan'a bu tarihlerden daha önce yerleşti.

M.Ö. 65'de Gürcistan kıyıları Roma İmparatorluğu hakimiyetine girdi. 337'de Hıristiyanlığı kabul eden Gürcistan, uzun yıllar Bizans ve Pers imparatorlukları arasındaki savaşlara sahne oldu. Karadeniz kıyısındaki Lazika Bizans'ın, İberia da Perslerin hakimiyetine geçti. Müslüman Arap orduları 654'te Tiflis'i fethederek, bölgede bir emirlik kurdular. Bununla birlikte, başta Hazarlar olmak üzere, muhtelif Türk boylarının Gürcistan üzerindeki hakimiyetleri aralıklarla devam etti.

Kraliçe Tamara (1184-1213) devrinde en kuvvetli dönemini yaşayan Gürcistan'ın sınırları Azerbaycan'dan Kuzey Kafkasya'ya, Erzurum'dan Gence'ye kadar genişledi. Moğolların 1220'den itibaren bütün Kafkasları istilasından sonra Doğu Gürcistan, ilhanlılara bağlandı. Timur Han'ın 1386-1403 tarihleri arasında Gürcistan'a uyguladığı ekonomik ve kültürel tedbirler, Krallığın bir daha toparlanmasına imkan bırakmadı. ülke, bir süre sonra da, birbirleriyle savaşan prensliklere bölündü.

Nitekim Arap kaynakları, Gürcistan'ın da içinde bulunduğu bölge ülkelerinin tamamını, 'Hazarların memleketi' diye kaydettiler. Bagratlı soyundan Birinci Aşot, Abbasilerin ve Bizans’ın bölgedeki zayıflığından faydalanarak, 886'da Iberia Kralı olduğunu ilan etti. 975'te iktidara gelen Üçüncü Bagrat, doğuda ve batıda bulunan prenslikleri tek bir devlet altında topladı. İkinci David de Tiflis'i Araplardan geri aldı.

İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethedilmesinin ardından, batı Hıristiyan dünyasıyla bağlantısı kopan Gürcistan, Osmanlı ve İran ordularının arkası kesilmeyen seferlerine maruz kaldı.

Osmanlı orduları 1510'da Imereti'ye girerek, başkent Kutaisi'yi ele geçirdi. Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) Gürcistan'ın güney ve güneybatı bölgeleri Osmanlı'ya ilhak edilmişti. Kanuni, 1549'daki İkinci İran Seferi'nin ardından, Ahmet Paşa'yı Gürcistan üzerine gönderdi. 6 hafta içinde, bölgedeki 20 kale ele geçirildi. Osmanlılar ile İran arasında zaman, zaman el değiştiren Gürcistan, 1783'te Rusya'nın koruması altına girdi. Ancak, 1795'teki İran saldırıları sırasında Gürcistan'ı yalnız bırakan Ruslar, 1801'de Gürcistan'ı sıradan bir vilayetleri ilan ettiler.

Kartli ve Kaheti'yi işgal eden ve bölgeyi askeri valileri marifetiyle yönetmeye başlayan Ruslar, 1810'da İmereti'yi, ardından da diğer küçük Gürcü prensliklerini hakimiyetleri altına aldılar. Osmanlı yönetimi altında kalan Batum ve Poti Limanları ile güneybatı toprakları ise Osmanlı-Rus savaşları sonucunda Rusların eline geçti. Uzun yıllar Rus hakimiyetinde kalan Gürcistan, 1905 devrimi sırasında karışıklıklara ve gerilla savaşlarına sahne oldu. 1917 devrimiyle Çarlığın yıkılmasından sonra Gürcüler, Ermeniler ve Azerilerle birlikte Transkafkasya Federal Cumhuriyeti'ni kurdular. Fakat bu birlik kısa sürdü ve Gürcüler, 26 Mayıs 1918'de bağımsız bir devlet kurarak, Almanya korumasını kabul ettiler.

Almanların Birinci Dünya Savaşı'nda yenilmesi üzerine, Gürcistan İngilizlerin işgaline uğradı. itilaf Devletleri, 1920 Ocak ayında Gürcistan'ı devlet olarak tanıdı. Fakat, Gürcü asıllı Stalin ve Ordjonikidze'nin başında bulunduğu Kızılordu, Gürcistan'a saldırarak, 1921 yılının Şubat ayında Tiflis'i ele geçirdi. Böylece Gürcistan Sovyet hakimiyetine girdi. 1936'da kabul edilen yeni anayasa ile Gürcistan, Sovyetler Birliği'ni meydana getiren 15 cumhuriyetten biri oldu.

Sovyetler döneminde birliğe bağlı ve özellikle Müslüman olan ülkelerde yürütülen kültürel ve dini asimilasyon konusunda, Gürcistan belli bir müsamaha gördü, Bunda, SSCB'deki baskıcı dikta yönetimini kuran Stalin'in Gürcü olması büyük rol oynadı. SSCB bünyesindeki diğer cumhuriyetlerde dini ve milli kimlik ve bu kimliğin oluşturduğu mimari yapı büyük tahribata uğrarken, Gürcüler bu tahribattan fazla etkilenmedi.1991 yılı, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri gibi, Gürcistan'ın da bağımsızlık yılı oldu. Gürcistan Parlamentosu, 5 Nisan 1991'de, ülkenin bağımsızlığını ilan etti.

Ancak bağımsızlık sonrasında Gürcistan'da iç karışıklıklar baş gösterdi. Devlet Başkanı Gamsahurdia yanlıları ile muhalif gruplar arasında başlayan çatışmalar uzun süre devam etti. Muhalefetin yönetimi ele geçirmesiyle Gamsahurdia yurt dışına kaçtı.Bu arada Abhazlar ve Osetler de bağımsızlık isteğiyle ayaklandılar. Hükümet kuvvetleri ile Abhazlar ve Osetler arasında uzun süren çatışmalar yaşandı. Bu arada Gürcistan Cumhurbaşkanlığı'na gelen, SSCB dönemi Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze, ülkede kısa sürede siyasi istikrarı sağladı.

Bununla birlikte, Abhazya ve Güney Osetya, diğer ülkelerce tanınmamış olsalar da, Gürcistan'dan bağımsızlık ilan ettiler. Hukuken olmasa da, fiilen Gürcistan bu bölgelerdeki hakimiyetini kaybetmiş durumda.

Gürcistan toprakları dağlık olup, üç bölgeye ayrılmaktadır. Kuzeyde bir set gibi uzanan Kuzey Kafkas Dağları, doğuya doğru yükselen ve derin vadilerle birbirinden ayrılan bir dizi paralel dağ silsilesinden meydana gelir. Bölgenin en yüksek noktaları Şhara (5068 metre), Rustaveli(4960 metre) ve Tetnults(4852 metre)'dur. Buzullarla kaplı dağlar, birçok akarsuyun kaynağıdır. Akarsu yönünden zengin olan Gürcistan'da Kolhida Ovasını Inguri, Rion ve Kodori nehirleri; Kartli Ovasını ise Kura Nehri ve kolları sular.

Kafkas Dağlarının meydana getirdiği doğal engeller, Gürcistan’ı kuzeydeki soğuk hava kütlelerinden korur. Ülke bütün yıl boyunca Karadeniz'den gelen sıcak ve nemli havanın etkisinde kalır. Batı kesimlerinde nemli bir astropik deniz iklimi hakimdir. Doğuda ise, hafif nemlilikten kuraklığa kadar değişen özelliklerde, tropik altı iklim kuşakları görülür. Ülkede kışlar genellikle yumuşak geçer. Gürcistan, maden kaynakları bakımından zengin bir ülkedir. Başlıca yeraltı kaynakları kömür, manganez, petrol, doğalgaz ve mermerdir. Ülke topraklarının üçte biri orman ve çalılıklarla kaplıdır. Ekonomisi tarım ve sanayiye dayanan Gürcistan'da, tarıma elverişli alanlar az olduğu gibi, işlemesi de zordur. Buna rağmen, yüksek gelirli çay ve turunçgiller, ekonomiye önemli katkıda bulunur.

Diğer önemli ürünler şeker pancarı ve tütündür. Başlıca sanayi kuruluşları; ağır motorlu taşıt, elektrikli lokomotif, iş makineleri, hassas ölçü aletleri ve torna tezgâhı fabrikalarıdır. Metal işleme sanayii gelişkin olan Gürcistan'da gübre, sentetik elyaf, ilaç, çay, konserve ve tütün işleme sanayii de önem taşımaktadır. Bununla birlikte, 1991'den sonra, diğer eski Sovyet cumhuriyetlerinde olduğu gibi, Gürcistan'da da sanayinin büyük bölümü işlemez hale gelmiştir . Nüfusu 5.5 milyon civarında olan Gürcistan'da, nüfusun % 70'ini Gürcüler, % 10 kadarını Azeriler, % 8'ini Ermeniler, % 6'sını Ruslar, % 3'ünü Osetler ve kalanını da diğer etnik unsurlar oluşturmaktadır. Nüfusun büyük kesimi, rakımı bin metrenin altında olan bölgelerde yaşamaktadır.

Ülkedeki Azeri Türklerinin büyük bölümü, Ermenistan ve Azerbaycan sınırına yakın olan Borçalı Bölgesi'nde yaşamaktadır. Borçalı'daki Azeri nüfusunun 400 bin dolayında olduğu belirtiliyor. Başkent Tiflis dışında, Gürcistan'ın önemli şehirleri Kutaisi, Batum, Rustavi, Zugdidi ve Gori'dir.

Gürcistan ile Türkiye arasında bulunan ve 1988'de açılan Sarp sınır kapısı, ticari nakliyat ve turizm yönünden büyük önem taşımaktadır. Ülke içerisindeki ulaşım ağı gelişmiştir. Yük taşımacılığı büyük ölçüde demiryolu ile yapılırken, Batum ve Poti limanları, Transkafkasya'nın büyük bölümüne hizmet vermektedir. Tiflis'ten birçok başkente düzenli uçak seferleri yapılmaktadır.







 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol