İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Hirvatistan, Hollanda, ingiltere, irlanda ve ispanya
 


HİRVATİSTAN, HOLLANDA, İNGİLTERE, İRLANDA ve İSPANYA



HIRVATİSTAN


DEVLETİN ADI: Hırvatistan Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Zagrep
YÜZÖLÇÜMÜ: 56.538 km2
NÜFUSU: 4.808.000
RESMİ DİLİ: Hırvatça
DİNİ: Hıristiyanlık
PARA BİRİMİ: Yugoslavya Dinarı

Balkan Yarımadasının kuzeybatısında yer alan bir Avrupa devleti. Kuzeybatısında Slovenya, kuzeyinde Macaristan, güneyinde Bosna-Hersek, batısındaAdriya Denizi, kuzeydoğusunda Sırbistan yer alır.

Târihi

Hırvatlar, günümüzde Ukrayna toprakları içinde bulunan Yuğni ve Dinyeper nehirleri arasında kalan Beyaz Hırvatistan'dan 6. yüzyılda göç ederek eski Roma illeri olan Pannonia ve Dalmaçya'ya yerleştiler. Dalmaçya'ya yerleşen Hırvat kabileleri Prens Trpimir idâresinde birleştiler. Yedinci asırda Katolikliği benimseyen Hırvatlar ile Ortadoks olan komşuları Sırplar arasında sürekli bir mücâdele oldu. Bütün Hırvat topraklarına hâkim olan Kral Tomislav 925 senesinde kendini Hırvatistan kralı îlân etti. Tomislav Bulgarlar, Macarlar ve Bizanslılarla savaşmak mecburiyetinde kaldı. Hâkimiyetini Bosna, kıyı şehirlerine ve adalara kadar genişletti. Kral Kreşimir zamanında Hırvatistan Bizans hâkimiyetini kabul etti. Macaristan Kralı I. Ladislas 1091'de Hırvatistan'ın büyük bölümünü ele geçirdi. Son olarak seçilen Hırvat Kralı Petar Svacié, Macarlarla savaşırken 1097'de öldü. Macaristan Kralı Kalman 1102'de Biograd na Morida Hırvatistan kralı olarak taç giydi.

Bu târihten îtibâren Macaristan ile olan birlik sekiz yüz yıl devam etti. Bu birlik döneminde kendi meclisi bulunan Hırvatistan'da idâreden ban ismi verilen kralın yerel temsilcisi sorumluydu. Varna (1444) ve İkinci Kosova (1448) muhârebeleri sonunda Osmanlı Devleti, Hırvatistan'ın güney bölümünü hâkimiyeti altına aldı. Mohaç Meydan Muhârebesinde (1526) Macaristan Kralı Lajos mağlup olunca, Hırvat topraklarının büyük bölümü Osmanlı hâkimiyeti altına girdi. On altıncı asrın sonlarına kadar Hırvatistan sancak beyleri tarafından idâre edildi. 1583'te eyalet durumuna getirilerek beylerbeylerinin idâresine verildi.

İkinci Viyana Kuşatmasının ardından, Osmanlı Devletinin Avrupa'da gerilemesinden faydalanan Avusturya, Prens Eugéne komutasındaki orduları ile Hırvatistan topraklarını işgal etti (1697). Karlofça Antlaşmasıyla Besarabya'dan çekilen Osmanlılar, Pasarofça Antlaşmasıyla da Sava Nehrinin güneyinde kalan toprakları kaybettiler. Böylece Hırvatistan'daki Osmanlı hâkimiyeti son bulmuş oldu. Osmanlıların bölgeyi bırakmalarından sonra Hırvat toprakları özellikle Hırvat olmayan soylulara verildi. On sekizinci asrın sonlarına doğru Avusturya'nın mutlakiyetçi idâresi Macar ve Hırvat soyluları birbirine yaklaştırdı. Hırvat Meclisi 1790'da Macar Meclisi menfaatine bâzı yetkilerinden vazgeçti. Napoleon I, 1805'te Hırvat ve Sloven topraklarını İllirya eyâletine kattı isede bu toprakları 1813'te kaybetti. 1822'de eski sınırlarına kavuşan Hırvatistan, Macaristan ile bağlarını yeniden kurdu. Bölge 1849'da Avusturya taht topraklarına katıldı. Hırvatistan 1868'de özerk statülü Macar taht toprağı îlân edilerek Hırvatistan-Slovenya Krallığı adını aldı.

Birinci Dünyâ Savaşının ardından Hırvat Meclisi, 29Ekim 1918'de Avusturya ve Macaristan ile olan bağlarını kopararak bağımsızlığını ve Sırp, Hırvat, Sloven krallığına bağlandığını îlân etti. Bu krallık daha sonra Yugoslavya adını aldı. İkinci Dünyâ Savaşı sırasında Yugoslavya'nın Almanya tarafından işgal edilmesinden bir süre sonra, 10 Nisan 1941'de Zagreb'de bir Bağımsız Hırvatistan Devletinin kurulduğu îlân edildi. Bu devlet İtalya veAlmanya tarafından hemen tanındı. Devlet; Slovenya, Bosna-Hersek ve Dalmaçya'nın bir bölümünü içine alıyordu. Yeni devletin başına getirilen, Ustana adlı Alman yanlısı terör örgütünün lideri Aute Paveliç aşırı zorbalığa ve şiddete dayalı bir diktatörlük rejimi kurdu. Savaş sırasında komünist partizanlar birçok bölgeyi ele geçirdiler. Bu bölgelerde "Ulusal Kurtuluş Konseyi" kurdular. Zagreb'in 1945'te partizanların eline geçmesinden sonra Konsey halk hükümeti hâlini aldı. Daha sonra bir halk cumhuriyeti olarak Yugoslavya ile birleşti.

1980'li yılların sonlarında görülen komünist ülkelerdeki demokratikleşme hareketi Hırvatistan'da da etkili oldu. 1989'da Sırbistan ile Hırvatistan ve Slovenya'nın ilişkileri bozuldu. Aynı sene Hırvatistan Komünist Partisi kongresinde çok partili sisteme geçme kararı alındı. Nisan 1990'da yapılan seçimleri Hırvatistan Demokratik Birliği kazandı. Hırvatistan 1991 Temmuzunda bağımsızlığını îlân etti. Bunu eski Yugoslavya'yı meydana getiren Cumhûriyetler tâkib etti. Yugoslav ordusunun desteğini alan Sırp çeteleri Slovenya ve Hırvatistan'a karşı saldırıya geçti. 1992'de Slovenya ve Hırvatistan ile Sırplar arasında barış sağlandı ise de arasıra çatışmalar sürmektedir.

Fizikî Yapı

Ülke toprakları; Dalmaçya, Birinci Dünyâ Harbi öncesinde Avusturya toprağı olan Istria'nın büyük bölümü ve eskiden Macaristan'a âit olan Slovenya topraklarını içine alır. Doğuda Tuna, Drova ve Sava ırmakları arasında kalan verimli ovalardan başlayıp, batıda Adriya Denizi boyunca Karadağ'a kadar bir hilal şeklinde uzanır. Dinar Alpleri güneybatı topraklarını engebelendirir. Dalmaçya kıyıları açıklarında kıyıya paralel birçok ada vardır.

İklim

Istria Yarımadası ile Dalmaçya kıyılarında Akdeniz iklimi hüküm sürer. Buralarda yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. İç kesimler ve dağlık bölgelerde iklim daha serttir.

Tabiî Kaynakları

Mâdenler:

Medjimurjo ve Slovenya'da petrol, Dalmaçya'da ise kömür ve boksit yatakları vardır.

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Ülke topraklarının % 37'si ormanlarla kaplıdır. Kıyı bölgesinde yaygın olarak maki örtüsü görülür. Ormanlarda çok çeşitli yabanî hayvan yaşar.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfûsu yaklaşık 4.808.000 olan Hırvatistan'ın yüzölçümü 56.538 km2dir. Nüfus yoğunluğu 85'tir. Hırvatlar ülke nüfûsunun % 75'ini meydana getirir. Sırplar ise % 12'sini teşkil eder. Halkın yaklaşık % 77'si Katoliktir. Nüfûsun % 51'i şehirlerde yaşar. Başkent Zagrep dışında başlıca şehirleri Rijeka, Fiume, Zadar, Sibenik, Dubrovnik'tir. Eğitim gelişmiş olup, çok yaygındır. Okur-yazar oranı % 99.4 civârındadır. En önemli yüksek öğretim kurumu Zagrep Üniversitesidir.

Ekonomi

Hırvatistan ekonomisi tarım ve sanâyiye dayalıdır. Ekonomisi İkinci Dünyâ Savaşı öncesine kadar tarım ve sığır besiciliğine dayanırken, savaş sonrası, sanâyi hızla gelişti. Ülkenin çeşitli yerlerinde çıkarılan petrol işletilmektedir. Başkent Zagreb önemli sanâyi merkezidir. Varazdin ve Karlovak'ta dokuma, Petrinija ve Koprivnica'da besin, Sisak'ta demir-çelik, Kutina'da kimyâ sanâyileri gelişmiştir. Geniş ovalardan meydana gelen Slovenya büyük tarım sanâyi kombinalarını kapsayan zengin bir tarım bölgesidir. Gemi taşımacılığı ve turizm önemli gelir kaynaklarındandır. 1991'de başlayan iç savaş turizme büyük sekte vurmuştur. İç savaş dolayısıyle ekonomi ve turizmdeki istikrarsızlık ve gerileme devam etmektedir.

HOLLANDA


DEVLETİN ADI: Hollanda
BAŞŞEHRİ: Amsterdam
YÜZÖLÇÜMÜ: 41.548 km2
NÜFUSU: 15.163.000
RESMİ DİLİ: Hollandaca
DİNİ: Hıristiyanlık, Ateistlik
PARA BİRİMİ: Florin (Gulden)

Kuzeybatı Avrupa’da, Almanya ile Belçika arasında kalan bir kıyı devleti. 53°33’-50°46’ kuzey paralelleriyle, 3°22’-7°13’ doğu meridyenleri arasındadır. Kuzey-güney uzunluğu 306 km, doğu-batı genişliği ise ortalama 250 kilometredir. Genellikle düz ve alçak olan topraklarının % 40’ı denizleri doldurmak sûretiyle kazanılmıştır.

Târihi

On birinci yüzyılda Low Countries’te (bugünkü Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’un üzerinde bulunduğu bölgede) kontluklar ve dükalıklar kuruldu. On beşinci yüzyılın ortalarında Burgundy Dükalığı bölgeyi hâkimiyeti altına aldı. 1555’te İmparator İkinci Charles’in yerine geçen oğlu İspanya Kralı İkinci Philip bölgenin yeni hâkimi oldu. Bu olayların seyri esnâsında Flemenkler ekonomilerini kurdular ve içte birliği sağladılar. 1568’den îtibâren 80 sene süren bağımsızlık savaşına başladılar. 1568’de Hollanda ve Zeeland, 1579’da ise yine Hollanda ve Zeeland başta olmak üzere Utrecht, Groningen, Overissel, Gelderland ve Friesland dâhil yedi bölge resmen isyân etti. Birleşip Utrecht birliğini kurdular. İki sene sonra da bağımsızlıklarını îlân ettiler. 1648’de Westphalia Antlaşmasıyla Seksensene Savaşları sona erdi. Bağımsızlıklarına kavuştular.

On yedinci yüzyılda yeni yapılan keşiflerle zengin hammadde kaynakları bulundu. Bunun etkisiyle Hollanda ekonomik bakımdan güçlendi. Dünyânın sayılı bir ticâret merkezi ve deniz gücü hâline geldi. Bundan sonra denizlerdeki hâkimiyetini uzun süre korumayı başardı. On sekizinci asırda güneydeki toprakları İspanya ve Avusturya arasında birçok defâ el değiştirdi. 1795’te Fransızlar bu bölgeyi hâkimiyetleri altına aldılar. 1814’te Napolyon mağlub edilince Hollanda’nın yeni kurucuları tekrar faaliyete geçtiler. Bunlar monarşiye karşı idiler fakat daha önceki yönetimde bulunanları mühim mevkilere getirmeksizin demokrasinin kurulup gelişemiyeceğini biliyorlardı. Kral Birinci William devlet başkanlığına getirildi. 1814’te Hollanda ve Belçika arasında yapılan antlaşmayla Hollanda Birleşik Krallığı altında topraklar birleştirildi. 1830’da Belçika Krallığı kurulunca bu antlaşma sona erdi. 1849’da liberal bir anayasa îlân edildi. Üçüncü William demokratik bir düşünceyle 1863’te Batı Hindistan’daki sömürgelerinde köleliği kaldırdı. 1873’te başlayan savaşlara ilâveten 1894’te Lombok’da bir isyan çıktı. Bu yüzden Hollanda ordusu ciddi kayıplar verdi. Ordunun dağılmasını önleyen General William Vetter, devlet otoritesini yeniden kurdu. Bundan sonra ekonomik ve siyâsî yönden zengin ve güçlü bir devlet oldu.

Birinci Dünyâ Harbinde tarafsız kalan Hollanda, 1940’ta Nazi orduları tarafından muhtemel bir Fransız ve İngiliz işgâlini önlemek maksadıyla işgâl edildi. Hollanda, Almanlara karşı savunmaya elverişsiz kuzey kesimi terk edip, batıda savunmaya geçti. Fakat Almanlar bir hafta içinde bütün Hollanda topraklarını ele geçirdi. Bu arada Londra’da deniz aşırı bölgeleri yönetmek için bir hükümet kuruldu. Bu hükümet Japonların Endonezya’yı işgal etmesi üzerine Japonya’ya, bir gün sonra da İtalya’ya harp îlân etti. 1942 Haziranında hükümet, tonajları toplamı 2.750.000 tona ulaşan ticâret gemilerini harbin sona ermesinden 6 ay sonrasına kadar kullanmak üzere ABD ve İngiltere emrine verdi. İşgâl esnasında Almanlar bölgede birçok katliamlar yaptı. Bunun yanında 200.000 Hollandalıyı harp sanâyiinde çalıştırmak üzere Almanya’ya götürdüler. 4 Mayıs 1945’te Hollanda’daki Alman birlikleri komutanı teslim oldu. Savaş sonunda yapılan istatistiklere ve 1938’deki para değerine göre Hollanda’da 15 milyar guldenlik maddî bir zarar vardı.

İkinci Dünyâ Harbinden önce güttüğü tarafsızlık politikasından vazgeçerek, Belçika ve Lüksemburgla berâber Fransa ve İngiltere’yle Brussel antlaşmasını yaptı ve sonra NATO’ya girdi. Ortak Pazara da üye oldu.

Fizikî Yapı

Hollanda, Avrupa’nın kuzey ve batı bölgelerini kaplıyan (Fransa’nın kuzeyinden Sovyetler Birliğine kadar uzanan) büyük bir ovanın kuzeybatı kenarındadır. Coğrafî bakımdan üç bölgeye ayrılabilir. Rüzgârların yığdığı kum tepeciklerinin kapladığı alanlar, batıda ve kuzeyde deniz seviyesinin değişimine bağlı olarak alüvyonlaşan ovalar ile doğu ve güneydoğudaki diluvial bölgelerdir.

Ülke genelinde göze çarpan bir yükselti ve dağ silsilesi yoktur. En yüksek kısmı 327 m ile Vaalserberg Tepesidir.Yükseltiler kıyıya paralel olarak meydana gelmiş kum tepeleridir. Alüvyonlu ovalar deniz seviyesinin altında ve çok verimli arâzilerdir. Diluvial bölge ise deniz seviyesinden biraz yüksek, oldukça dalgalı ve verimi düşük arâzilerdir. Ren Nehri bu bölgeyi doğudan batıya ikiye ayırır. Eğer deniz seviyesinin altındaki arâzi kum setleriyle korunmasa Hollanda topraklarının % 38’i sular altında kalır.

Hollanda’da arâziyi parçalara ayıran birçok nehir ve kanal bulunmaktadır. En önemli üç nehri, Ren, Maas ve Scheldt’tir.

Hollanda’da en büyük tarla ıslah çalışması, Zuider Denizi ile Hollanda’nın kuzey kesimi arasında 30,5 kilometrelik bir setle yapıldı. Sonunda bugünkü İjsselmeer bölgesi meydana geldi. Bu bölgeden önce Wieringermer, sonra Flerdand ve Markerwood tarlaları ve ayrıca üç bölge daha ekim bölgesi hâline getirildi.

Hollanda’nın kayda değer önemli gölü yoktur.

İklim

Deniz iklimi hüküm sürer. Kışları ılık, yazları ise oldukça sıcaktır. İklim genelde mutedildir. İklime gulfstream sıcak su akıntısının etkisi vardır. Yıllık sıcaklık ortalaması yazın 17°C, kışın ise -2°C kadardır. Ortalama yağış miktarı 558 mm ile 864 mm arasında değişmektedir.

Tabiî Kaynaklar

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Hollanda topraklarının % 32’sini tarım toprakları, % 40’ını çayır ve mer’alar, % 18’ini ise ormanlar meydana getirmektedir. Eskiden çok olan ormanlar günümüzde Hollanda’nın tarıma önem vermesi sebebiyle azalmıştır. Ormanlar meşe ve huş ağaçlarından meydana gelmiş, küçük korulardır.

Bitki örtüsünü süpürge otları, katırtırnağı, ardıç ağacı ve fundalıklar meydana getirir.

Ormanların az olması sebebiyle ülkede yabânî hayvanlar oldukça azdır. Sayıca azalan kızıl geyik, karaca gibi hayvanlar, korunmak için, millî parka toplanmıştır. Kıyı ülkesi olduğu için çeşitli su kuşlarına rastlanır. Tilki, porsuk ve sansar gibi hayvanlara ülkenin doğusunda ve güneyinde tesâdüf edilir.

Mâdenler:

Madenler bakımından çok fakir bir ülkedir. Endüstrisinin ihtiyaç duyduğu bütün hammaddeleri ithal eder. Limburg’da 12 adet kömür mâdeni yatağı bulunup, buralara kurulan modern tesislerle bol miktarda kömür çıkarılır. Hollanda’nın doğusunda bulunan tuz yatakları 305 m derinliğe ulaşmaktadır. İkinci Dünyâ Harbinden sonra bulunan petrol, enerji üretiminin % 41,8’ini teşkil etmektedir. Fakat petrolün yerini günümüzde % 52,4 ile tabiî gaz almıştır. Tabiî gaz, sanâyinin yanında halk tarafından da kullanılmaktadır. Tabiî gaz yatakları, dünyânın en büyük yataklarından biridir. 500 ile 1000 milyar m3 rezervi olduğu tahmin edilmektedir.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Hollanda’nın nüfûsu 15.163.000 olup üç ayrı etnik gruptan meydana gelmiştir. Bu etnik grupları meydana getiren Frizyeliler kuzeybatıda, Franklargüneyde, Saksonlar ise kuzey ve kuzeydoğuda yaşarlar. Nüfus yoğunluğu km2 başına 353 kişidir. Nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölge “Randstad Holland” denilen kıyı bölgesidir. Nüfus artışı % 0,8’lik bir derece ile çok azdır. Nüfûsun % 40’ından fazlası üç büyük şehirde toplanmıştır. Önemli şehirleri Den Haag, Rotterdam, Utrecht, Eindhoven, Groningen, Harlem, La Haye ve Amsterdam’dır. Nüfûsun % 3,5’unu bir sanâyi ülkesi olması sebebiyle yabancı işçiler teşkil etmektedir.

Din:

Hıristiyan olan Hollanda halkının % 40’ı Katolik, % 36’sı Protestandır. Bunun yanında nüfûsun % 23’ü dinsizdir. Hollanda’da anayasayla tam bir inanç ve ibâdet hürriyeti sağlanmıştır. Çok az sayıda diğer dinlere mensup halk bulunmaktadır. Bunların çoğunluğunu yabancı işçiler meydana getirmektedir.

Eğitim:

Öğrenim 6-15 yaşları arasında mecburidir. İlk öğretim süresi altı yıldır. Devlete ve özel şahıslara âit ilkokullar vardır. Özel ilkokullardaki öğretim giderlerini de devlet karşılar. İlkokuldan sonra talebe için seçilecek iki yol bulunur. Talebeler ya genel orta öğretime veya meslekî eğitim yapan okullara devâm ederler. Orta öğretimden sonra isteyen öğrenciler yüksek öğrenime devâm ederler. Hollanda’da yüksek öğrenim yapan sekiz üniversite ve beş yüksek okul bulunmaktadır. Yüksek öğrenim gören öğrencilerin sayısı 140.000 civârındadır. Okuma-yazma bilmeyenler oranı % 2’dir. Bu, dünyânın en düşük oranıdır.

Spor:

Hollanda’da spora karşı büyük ilgi duyulmaktadır. Nüfûsun 2,7 milyondan fazlası spor klüplerine üye olarak spor yapmaktadırlar. İklim şartlarından dolayı spor faâliyetlerinin büyük bir kısmı kapalı spor salonlarında ve kapalı yüzme havuzlarında yapılmaktadır. Ülkede 400 kapalı spor salonu ve 384 kapalı yüzme havuzu bulunmaktadır.

Siyâsî Hayat

Hollanda’da siyâsî rejim parlamento esâsına dayanan anayasal bir monarşidir. Kraliyet makamı, kral, kraliçe ve bakanlardan ibârettir. Kralın anayasaya göre dokunulmazlığı vardır. Bakanlar parlamentoya karşı sorumludurlar. Hânedân Orange Sülâlesindendir. Parlamento iki meclisten ibârettir. Senato 75 üyeli olup, üyeler vilâyet meclisleri kanalıyla dereceli olarak seçilirler. Millet Meclisi 150 üyeli olup, üyeler halk tarafından doğrudan doğruya seçilirler.

Hollanda on bir eyâletten meydana gelir. Her eyâlet iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde merkezî hükümete bağlıdırlar. Eyâlet Meclisi, Eyâlet Temsilciler Meclisi ve Kraliçenin Komseri denilen Vâli tarafından yönetilmektedir. Eyâlet Meclisi üyeleri halk tarafından, Eyâlet Temsilciler Meclisi ise Eyâlet Meclisi üyelerinden seçilir. Her eyâlet nüfûsuna göre senatoda üye bulundururlar.

Ekonomi

Hollanda ekonomisinin temeli tarım ve hayvancılığa, bâzı sanâyi kollarına ve transit ticârete dayalıdır. İkinci Dünyâ Harbinden sonra büyük bir gelişme kaydetmiştir.

Endüstri:

İş gücünün % 40’ı sanâyi sâhasında çalıştırılmaktadır. Bu oran hammadde kaynaklarının az olmasına rağmen çok yüksektir. Gemi yapımı bakımından, ileri gelen ülkelerden biridir. Üç yüzden fazla tersânesi bulunmaktadır. Bunun yanında 450 adet büyük fabrikada çeşitli kimyâsal ürünler işlenmekte ve çeşitli maddeler üretilmektedir.

Elektrik ve elektronik âletlerinin yapıldığı fabrikalar, kamyon, uçak ve tren fabrikaları vardır. Tekstil ve konfeksiyonculuk gelişmiştir. Bu alanda en önemli ürünler pamuklu, yünlü ve sun’î ipek kumaşlarıdır. Bir tarım ülkesi olduğu için konservecilik önem kazanmış, iki yüzden fazla konserve fabrikası kurulmuştur.

Tarım:

Hollanda bir tarım ve hayvancılık ülkesi olduğu için toprağın yaklaşık % 70’i bu işe ayrılmıştır. Bunun % 62’si mer’a, % 32,5’i tarla ve % 5.5’i bahçedir. En önemli tarım ürünleri tahıl, kabuklu sebzeler, şekerpancarı, patates ve zirâat tohumlarıdır. Bunlardan ihrâç edilenler ise patates, kabuklu sebzeler ve zirâat tohumlarıdır. Bu ürünler ihrâcatın 2/5’ini meydana getirir. Tarım modern araçlarla yapılmaktadır.

Tarımın yanında bahçecilik de çok gelişmiştir. Bahçecilik çoğunlukla seralarda (camekân) yapılır. Çiçekçilikte büyük ilerleme kaydetmiş olan Hollanda’ya, Batı Avrupa’nın çiçekçisi denilmektedir. İhraç ettiği çiçeklerden çok miktarda döviz sağlamaktadır.

Hayvancılık:

Tabiat şartları hayvancılığa elverişlidir. Hollanda hayvancılıktan toplam gelirinin yaklaşık 2/3’sini sağlamaktadır. Hollanda topraklarının zirâate ayrılan kısmının % 62’sini mer’alar meydana getirir. Sığır, at, koyun ve tavuk beslenir. Özellikle süt inekleri yetiştirilmektedir. Dünyâ üretiminin % 45’ini sağlayan 30 süt fabrikası ve 150 adet süt tozu fabrikası bulunmaktadır.

Balıkçılık:

Eskiden ileri düzeyde olan balıkçılığı, son yıllarda gerilemiştir. Balıkçılığın millî gelire katkısı ancak % 3’dür. Deniz balıkçılığı yanında, iç sularda da balıkçılık yapılmaktadır. Balıkçılıkla uğraşanların sayısı çok azdır.

Ormancılık:

Avrupa’da en az orman topraklarına sâhib olan Hollanda’nın, ancak % 7’si ormanlarla kaplıdır. Bu ormanlardan sağladığı keresteler ülke ihtiyâcının ancak % 10’unu karşılamaktadır.

Ticâret:

Hollanda dışarıya tabiî gaz, tuz ve sanâyi mâmülleri satar. İhrâcat millî gelirin % 47’sini teşkil etmektedir. Belçika, Fransa ve Batı Almanya’ya boru hattı ile tabiî gaz ihrâç eder. Hollanda Ortak Pazara üyedir. Çeşitli Avrupa ülkeleriyle anlaşmalar sonunda gümrük işlemleri uygulanmamaktadır. Dışarıdan hammadde satın alır ve işleyerek dışarı satar.

Ulaşım:

Kıyı ülkesi olduğundan deniz taşımacılığı çok gelişmiştir. 1098 km’yi bulan ırmak yolu ile 6.340 km’yi bulan kanallarda 1000 tona kadar gemilere ulaşım imkânları sağlanmıştır. Rotterdam yük bakımından Avrupa’nın en büyük limanıdır. Avrupa Ekonomik Topluluğuna bağlı ülkelerin deniz taşımacılığının % 30’u Hollanda limanlarından yapılmaktadır.

Demiryolları çok gelişmiş olup, 2825 km’lik bir uzunluğa sahiptir. Demiryollarının % 60’ında elektrikli trenler çalışır. Avrupa Ekonomik Teşkîlâtının milletlerarası karayolu ulaşımının üçte biri Hollandalıların elindedir. Karayollarının toplam uzunulğu yaklaşık 115.413 km’yi bulur.

KLM (Hollanda Kraliyet Havayolları) vâsıtasıyla iç ve dış hatlarda hava ulaşımı sağlanmaktadır. Milletlerarası hava trafiğinde önemli yer tutmaktadır.

İNGİLTERE


DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı
BAŞŞEHRİ: Londra
YÜZÖLÇÜMÜ: 244.110 km2
NÜFUSU: 57.411.000
RESMİ DİLİ: İngilizce
DİNİ: Hıristiyanlık
PARA BİRİMİ: Sterlin

Avrupa’nın kuzeybatı kıyısında yer alan Britanya Adalar Topluluğu üzerinde, dört ülkeden müteşekkil bir devlet. Bu adalar topluluğu Büyük Britanya ve İrlanda Adalarıyla birlikte, 5000 küçük adadan meydana gelmiştir. Batısında İrlanda Denizi, doğusunda Kuzey Denizi, kuzeyi, güneybatısı ve kuzeybatısı Atlas Okyanusu ile çevrilidir. Bu Birleşik Krallığa Büyük Britanya, Kuzey İrlanda, İskoçya Krallığı ve Gall Prensliği dâhildir.

Târihi

İngiltere târihi, 5. yüzyılda Britanya Adasına Anglosaksonların ayak basmasıyla başlar. Anglosaksonlar kendi adını verdikleri adaya yerleşip, 6 ve 7. yüzyıllarda birbirine râkip küçük krallıklar kurdular. Sekizinci yüzyılda Roma ve İrlanda’nın etkisiyle Hıristiyanlığı kabul eden Anglosaksonlar, Avrupa’yı da etkileyen bir medeniyet meydana getirdiler. 795’te başlayan İskandinav istilâsı 11. yüzyılın başına kadar birkaç defâ tekrarlandı. Daha sonra Danimarkalı Büyük Knud, adayı tamâmen fethetti. Anglosakson Hânedanından Edward (1042-1066) birliği tekrar kurdu. Bunun ölümü üzerine tahta geçen Harold’u tanımayan NormandiyaDükü William, taht üzerinde hak iddiâ etti. Normandiya kralları ve özellikle ilk Anjou’lu hükümdarlar Fransa’da geniş ve zengin toprakları olduğundan, Fransa’daki Capet Sülâlesine bağımlıydılar. Küçük İngiltere Krallığı bir süre Avrupa’da Somme Vâdisinden Pirene Dağlarına kadar uzanan büyük bir mülkün bir uzantısı gibi yaşadı. Avrupa ile ilişkiler İngiltere Krallığı ile Fransa Krallığını sonu gelmez savaşlara sürükledi. Bunların başlıcası 1337-1453 seneleri arasında süren Yüzyıl Savaşlarıdır.

Üçüncü Henry, Galler ülkesinde uç beyliklerinin gelişmesini destekledi ve 1170 yılında İrlanda’da “Pale” sömürgeleri kuruldu. Birinci Edward, Galler ülkesini fethetti. Etkisini İskoçya’ya kabul ettirmeyi denedi. Daha sonra 14 ve 15. yüzyıllarda İngiltere Krallığı birtakım sosyal, dînî, siyâsî karışıklıklara sahne oldu.

Monarşi otoritesini parlamento aracılığıyla millete kabul ettiren Yedinci Henry ve Sekizinci Henry (1458-1541) düzen ve birliği sağlamlaştırdılar.

Birinci Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında İskoçya’da İngiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı. İngiltere Tudorlarıyla, İskoçya Stuartları arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. Daha sonra İskoçya Kralı Birinci James İngiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzâlandı. Bu târihten sonra Büyük Britanya târihi başlar.

On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda Britanya büyük bir sanâyi devleti olarak ortaya çıktı. Bunun yanında çeşitli yerlerde kurdukları sömürge devletleri ülke ekonomisinin gelişmesinde çok faydalı oluyordu. On dokuzuncu yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan,Afrika’da bâzı devletler, Karayib Adaları ve Hong Kong gibi dünyânın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu vardı. Bu sömürgelerin bir kısmı 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında ayaklanmalarla yavaş yavaş bağımsızlığını îlân ettiler.

Yirminci yüzyılın başlarında çıkan Birinci Dünyâ Harbine giren İngiltere, harbin sonunda imparatorluğun en geniş sınırlarına ulaştı. 1929-1930 dünyâ ekonomik buhranı büyük ölçüde İngiltere’yi de etkisi altına aldı. 1922 yılında bir ayaklanmayla İrlanda, Birleşik Krallıktan ayrıldı ve 1949’da İrlanda Cumhûriyeti kuruldu. İrlanda Adasının kuzeydoğusunda kalan kısmı Birleşik Krallığa kaldı.

İkinci Dünyâ Savaşına katılan İngiltere gâlip bir devlet olarak savaştan çıktıysa da, süper devlet olma niteliğini kaybetmeye başladı.

İngiltere’de İkinci Dünyâ Harbinden sonra günümüze kadar pekçok hükümet değişikliği oldu. Muhâfazakar ile işçi partileri arasında iktidar el değiştirmektedir. Britanya, Birleşmiş Milletlerin, NATO’nun ve AET’nin aktif bir üyesidir.

Fiziki Yapı

Britanya’nın yüzey şekilleri karmaşıktır. Britanya’nın fizikî yapısını incelerken bu Birleşik Krallığı meydana getiren dört devletin fizikî yapısını bilmek gerekir.

İskoçya:

İskoçya 78.783 km2 lik bir yüzölçümüne sâhiptir. İskoçya fizikî bakımdan üç bölgeye ayrılır: Güney Uplandları, bunlardan yüksek olan Highlandlar ve Lowlandlar.

Güney Uplandlar üzerindeki Cheviot Tepeleri yer yer 200 m’yi aşar. Bu tepeler İngiltere ile İskoçya arasında tabiî bir sınır çizgisi meydana getirir. İskoçya’nın en uzun ırmağı Tay (190 km)dır.

Highlandlar iki sıradağa ayrılırlar. Bunlar Grampianlar ve Kuzeybatı Highlandlardır. Büyük Britanya Adalarının en yüksek noktası Grampiamlar üstündeki 1343 m ile Ben Nevis Doruğudur. İskoçya kıyılarında birkaç haliç vardır. Kıyı şeridinin başka bir özelliği fiyordlardır. Kıyı açıklarında yüzlerce ada yer alır.

Galler:

20.768 km2lik bir yüzölçümüne sâhiptir. Ülkenin büyük bir kesimi dağlıktır ve % 60’tan fazlasını Cambrian Dağları kaplar. Snowdon Tepesi 1085 m ile en yüksek yeridir. Bâzı yüksek yerlerin dışında Galler’in büyük bir kısmının yüksekliği 160-180 m arasında değişir. Kuzey ve güneyde kıyı ovaları vardır. Galler’den Conway Clwyd. Dee, Severn, Usk, Wye, Taf ve Reheidol gibi birçok ırmak doğar. Britanya’nın en uzun ırmağı olan Severn (354 km) Plynlimmon sırtlarından doğar.

Kuzey İrlanda:

İrlanda adasının kuzey doğusunda kalan 14.120 km2lik yüzölçümüne sâhip bir ülkedir. Bu bölgenin en göze çarpan özelliği, sığ Lough Neagh Gölü ve çevresindeki ovalardır. Ovaları dağ silsileleriyle çevrilidir. Güneydoğuda granit Mourne Dağları 852 m’ye kadar yükselir. Kuzey İrlanda’da yüksek yerler ve ırmaklar azdır. Batıda Sperrin Dağları 683 m’ye yükselir. Irmakların az olmasına rağmen gölleri çoktur. En büyük gölü olan Lought Neagh’un yüzölçümü 400 km2dir.

İngiltere:

130.439 km2lik bir yüzölçümüne sâhip olan İngiltere, Birleşik Krallığı meydana getiren ülkelerin en büyüğüdür. İngiltere’nin yüzey şekilleri karmaşıktır. Yükseltiler kuzey ve batıdan, güney ve doğuya doğru alçalır. Kuzey ve batının dağları yaşlıdır. Üç belirgin yükselti alanı vardır. Kuzeybatıda Cumbria veya göller bölgesi, İskoçya sınırından başlayarak ülkenin yarısına yakın bölümünden geçen ve “İngiltere Omurgası” olarak adlandırılan Pennine Zinciri ve güneybatı yarımadası düz alanlar, uçurumlar ve vâdilerdir. Derin vâdilerin yer aldığı eski dağlar bölgesinde İngiltere’nin en yüksek dağı Scafell (978,5 m) bulunur. Windermere ve Derwenwater dağları göller bölgesindedir. Eden Vâdisi boyunca güneye doğru uzanan Pennine Dağları yer alır ve bu dağlar ovalar tarafından kesilir. Tyne Vâdisi Pennine bölgesindedir. İngiltere’nin coğrafî merkezi olan Midlands, Pennine Dağlarının güneyindedir. Bu bölge büyük bir yayladan meydana gelir. Bu bölgenin batısında Severn Irmağı, kuzeyinde Trent Irmağı, güneyinde Thames Irmağı yer alır. Midlands bölgesinin güneyinde Salsbary Ovası yer alır. Kuzeydeki tebeşir kayalıklar Chiltern Dağlarını ve Doğu Anglia Dağlarını kapsar. Chiltern’ler ve Kuzey Downs arasında Thames veya Londra havzası yer alır. Cotswolds’dan çıkan ve Kuzey Denizine dökülen Thames Nehri (338 km) İngiltere’nin en uzun ırmağıdır.

İklimi

Okyanus etkilerinin ağır bastığı İngiltere iklimi son derece değişkendir. Havalar uzun süreli dengeli gitmez. Kışlar nisbeten yumuşak, yazlar ise serindir. Golf stream sıcak su akıntısının adaların iklimi üzerinde büyük tesiri vardır. Kuzey enlemde olmasına rağmen kışın sıcaklık ortalaması 7°C’dir. Kışın Britanya’nın batı kesimleri daha nemli, rüzgârlı ve ılıktır. Doğu bölgeleri Avrupa kıtasından gelen soğuk ve kuru rüzgârlardan etkilenir. Yazın ortalama sıcaklık güneyde 27°C, kuzeyde ise 15°C olur.

Ortalama yağış miktarı 1016 mm’den fazladır. Göller bölgesindeki dağlarda bu miktar 2500 mm’den fazlaya çıkar. İç taraflarda kışın bölgesel sis yaygındır.

Tabiî Kaynakları

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Britanya’nın büyük bir kesimi kıraç arâzidir. Ormanlar ancak topraklarının % 5’ini kaplar. Alçak arâzilerde görülen meşe ormanları, yükseklerde yerini huş ve çam ağaçlarına bırakır. Genel olarak günümüzde bu ağaçlık alanlar tarım arâzisi ve otlak hâline gelmiştir. Britanya’da meşe, karaağaç, dişbudak ve kayın gibi ağaçlardan müteşekkil korular ülkenin her yanında yaygındır. İskoçya’da en yaygın ağaç çam ve huş ağaçlarıdır. Günümüzde ağaçlandırma çalışmaları hızla sürmektedir.

Ormanların kesilmesi yabâni hayvanların azalmasına sebep olmuştur. Kızılgeyik, tilki ve keklik gibi yabânî hayvanlar bulunur. Britanya Adalarında 200 kadar kuş türüne rastlanır ve birçok göçmen kuşlar belli zamanlarda buraya gelir. Britanya’da yabânî hayvanları koruma kânununca, yarasa öldürenlere ağır para cezâsı kesilmektedir.

Mâdenler:

Britanya’nın en zengin yeraltı kaynağı kömürdür. Büyük kömür yatakları Pennineler boyunca özellikle Durham’da, Yorkshire’da ve Nottinghamshire’da bulunur. Tabiî gaz ve petrol Kuzey Denizi kıyılarından elde edilir. Midlands’da demir cevheri yatakları vardır. Fakat buradan elde edilen demir filizi ülke ihtiyâcını karşılamamaktadır. Öteki mâdenler kalay ve bakır cevheridir. Cheshire tuzları kimyâ sanâyii için değerli bir hammaddedir.

Nüfus ve Sosyal Hayat

İngiltere’nin nüfûsu 57.411.000’dir. Nüfûsun % 80’i şehirlerde yaşar. Kilometre kareye 235 kişi ile dünyânın en büyük nüfus yoğunluğuna sâhip ülkelerinden biridir. Nüfûsun yaklaşık 3 milyonu Galler’de, 5,5 milyonu İskoçya’da, 2 milyonu Kuzey İrlanda’da yaşamaktadır.

Halk, geleneklerine çok bağlı bir millet olarak tanınır. Atalarından kalan kraliyet, cumhûriyet olsa bile bugün hâlâ devâm etmektedir. Halkın kânunlara ve polise gösterdikleri saygıdan dolayı, İngiliz polisi silah taşımaz, yalnızca tahta bir jop bulundurur. Önemli şehirleri arasında Cambridge, Birmingham, Derby, Ipswich, Liverpool, Nottingham, Northampton, Oxford, Cardfiff, Newpord, Tozfaen, Belfast, Down ve Iyrone’dir.

Dîni:

Halkın büyük bir kısmı üzerinde Anglikan kilisesi hâkimdir. İskoçya kilisesinin 1,3 milyon taraftarı vardır. 6 milyon civârında Katolik, Metodist ve Baptist mezhepleri de mevcuttur. Ayrıca Müslüman, Mûsevî ve Budist dinlerine mensup halk da vardır.

Eğitimi:

Birleşik Krallıkta 5 ilâ 16 yaş arasında eğitim mecbûridir. Öğrencilerin % 95’i devlet okullarında ücretsiz eğitim görürler. Ayrıca özel okullar da bulunur. Okulların sayısı 38.000’i bulur. Devlet okullarında ortalama 20 kişiye bir öğretmen düşer. Birleşik Krallıkta 46 Üniversite, ayrıca 700’ü aşkın teknik ve ticârî kolej, sanat ve öğretmen okulları gibi çeşitli yüksek eğitim kurumları vardır.

İngiltere’nin en eski üniversitelerinden biri olan Cambridge Üniversitesi çok uzun yıllar önce eğitime açılmıştır. Üniversite kitaplığında iki milyon civârında kitap bulunmaktadır. Diğer eski üniversitesi ise Oxford Üniversitesidir. Ayrıca 1440 yılında kurulan Eton Koleji eski okullardandır.

İngilizlerin eğitime önem vermeleri, ülkede birçok ilim adamının yetişmesine sebep olmuştur. Ünlü fizikçi Newton, Harvey ve Boyle,Halley, Watson, Dalton, Faraday, Boule gibi bilim adamları bu ülkede yetişmişlerdir.

Sağlık:

İngiliz sosyal refah sistemi; sağlık hizmetini, personel sosyal hizmetlerini ve sosyal güvenliği ihtivâ eder.

Sağlık hizmeti, gelire bakılmaksızın mukim olan herkese verilir. Sosyal güvenlik sistemi, muhtaç durumda olan kimselere ve âilelere yardım sağlar. Hükûmet, sağlık hizmetinden doğrudan doğruya sorumludur. Sağlık hizmetleri ve sosyal güvenlik faaliyetleri mahallî sağlık kurulları ve sağlık yetkilileri tarafından yürütülür.

Personel sosyal hizmetlerinden mahallî idâreler sorumlu olmakla beraber, bu husustaki prensip ve tâlimatların tesbit edilmesi hükûmetin vazifesidir. Personel sosyal hizmetleri, mahallî idâreler ve sosyal yardım kuruluşları tarafından yerine getirilir. Bu hizmetler; yaşlılara, güçsüzlere, özürlülere, özürlü çocuklarla bakıma muhtaç çocuklara verilen hizmetlerdir.

Spor:

Birleşik Krallık, futbolun vatanı olarak gösterilir. Ülkede 25.520 spor kulübüne üye 70.000 dolayında futbol takımı ve bu takımlarda yer alan yaklaşık 750.000 lisanslı futbolcu vardır. İngilizlere mahsus olan polo, rugby, hokey, kriket, golf, badmington bu ülkede doğmuştur ve bâzıları sâdece bu adalar devletlerinde oynanır. Ayrıcaİngilizler birçok spor branşlarında başarı göstererek adlarını dünyâya duyurmuşlardır. Birleşik Krallığı meydana getiren her ülkenin birer millî takımı vardır.

Çevre koruması: İngiltere, Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen çevre konferanslarının hepsine katılmıştır. İngiliz hükûmeti bir çevre fonu kurmuştur. Ayrıca İngiltere’de gönüllü çevre grupları mevcuttur. İngiltere’deki gönüllü kuruluşlar şunlardır: 1)Eski Eserleri Koruma Derneği, 2)Eski Anıtları Koruma Derneği, 3)Corciya Grubu, 4) İskoçya Mîmârî Eserler Derneği, 5)Ulster Mîmârî Eserler Derneği, 6) Viktorya Derneği, 7) Britanya Arkeoloji Konseyi.

Çevrenin korunması için İngiltere’de kurulan Green Belts’in görevleri şunlardır: a) İnşâat bölgelerini sınırlamak, b) Kır çevresini korumak, c) Şehirlerin birleşmesini önlemek, d) Târihî şehirlerin özel karakterini korumak, e) Şehirlerin ıslâhına yardımcı olmak.

Siyâsî Hayat

Britanya parlamenter bir sisteme sâhip anayasal bir monarşidir. İngiltere, Birleşik Krallık statüsüne sâhiptir. Yasama yetkisi teorik olarak Avam Kamarasında veya Lordlar Kamarasındadır. LordlarKamarasında üyelik çoğunlukla babadan oğula geçer. Lordlar Kamarasının üye sayısı 1168’dir. Avam kamarasına seçilmiş 635 üye 5 yıl boyunca görev yapar. İngiltere mahallî yönetimi bölge ve mıntıka konseylerince yürütülür. Daha etkili bir yönetim amacıyla İngiltere’deki mıntıkalar 1974 yılında yeniden teşkilatlandırılmıştır. Bunun sonucunda 6 şehir bölge ve Avon, Cleveland ve Humberside bölgeleri belirlenmiştir.

Krallıkta yazılı bir anayasa yoktur. Mahkemelerde başlıca iki kaynaktan gelen karmaşık hukuk uygulanır. Kaynaklardan biri “Acts of Parliament” denilen yasalarla, bunlara uygun tüzük ve yönetmeliklerden müteşekkil yazılı hukuktur. Diğeri ise târih boyunca olan mahkeme kararlarından meydana gelmiş “Common Law”dır. Kânun koyucu, parlamentodur. Ülke genelinde uygulanan tek bir hukuk sistemi yoktur. İngiltere ve Galler’de ayrı, İskoçya’da ayrı, Kuzey İrlanda’da ayrı hukuk sistemleri vardır. Britanya’nın tamâmında cezâ hukûku ile medenî hukuk arasında önemli farklar görülür.

Savunma:

İngiltere, Avrupa’daki istikrarsız politika sebebiyle NATO İttifâkına ihtiyaç olduğuna inanmaktadır. NATO’nun güvenlik ve silâhların kontrolu konularında politik işbirliği sağlayacağını kabul etmektedir. İngiltere Avrupa’da 56.000 civârında asker bulundurmaktadır. Bu sayının 90’lı yılların sonuna doğru düşürülmesi planlanmıştır. İngiltere ayrıca körfez ülkelerine, Angola, Namibya ve Nijerya’ya asker göndermiştir. Çeşitli ülkelerden çok sayıda askerî personel kurs görmek için İngiltere’ye gelmektedir.

Ekonomi

Sanâyi ve ihrâcat alanında dünyânın başta gelen ülkelerindendir. Dünyâda ticârette beşinci sırayı, ihrâcatta ise dördüncü sırayı alır.

Tarım:

Birleşik Krallıkta tarım çok gelişmiş olup, modern âletlerle yapılmaktadır. Gıdâ ihtiyâcının % 60’ı ülkede yapılan tarımla sağlanır. Ekilen arâzi 20 milyon hektardır. Bu ülke topraklarının % 80’ini meydana getirir. Topraktan, iklim ve toprak yapısı elverişli olmamasına rağmen çok yüksek verim elde edilir. Buna sebep ise, zirâatın en modern tekniklerle yapılmasıdır.

En çok yetiştirilen tarım ürünleri buğday, arpa, yulaf, şekerpancarı ve patatestir. Bahçecilik de ülkede gelişmiştir. Tarım ürünlerinin % 12’sini sebze, meyve ve çiçek meydana getirir.

Hayvancılık:

Ülkede hayvancılık da gelişmiştir. İklimin yağışlı olması sebebiyle bâzı bölgede hayvancılık yapılmaktadır. Sığır yetiştiriciliği modern usûllerle yapılır ve ticârette önemli yer tutar. Koyun, sığır ve kümes hayvanı beslenir.

Balıkçılık:

Ülkedeki balıkçılık sanâyii dünyâ çapında önemli bir yer tutar. Balıkçılık filosu 4.047 adet çeşitli tipte gemiden meydana gelmiştir. Her yıl ortalama bir milyon ton balık avlanır.

Ormancılık:

Ülkede 1.749.000 hektar alanda üretim yapılmaktadır. Bunun bir kısmı özel sektör tarafından işletilir.

Sanâyi:

Ülkenin îmâlât sanâyiinin büyük bölümü kömür yataklarının bulunduğu alanlarda toplanmıştır. Petrol, tabiî gaz ve nükleer enerjinin enerji kaynağı olarak kullanılmasıyla güneydoğuda özellikle Londra’da yeni sanâyi merkezleri gelişmiştir. Bugün makina sanâyii en önemli sektörleri arasında yer alır. Bu sanâyi gemi yapımı, gemi mühendisliği, uçak, motorlu araç, dokuma makinaları, elektrikli makinalar ve elektronik dallarını içine alır. Motor sanâyinin merkezlerinden başlıcaları Batı Midlands, Luton ve Oxford’dadır. İngiltere uçak sanâyiinde çok gelişmiş olup, her tür uçak îmâl edilir. Gelişmiş olan dokuma sanâyii ve makinalarının üretimi ekonomide önemli bir yer tutar. Kimyâ sanâyii de çok gelişmiştir. Cam, seramik, kauçuk ve kâğıt üretilen maddeler arasındadır. Dünyâdaki birçok uçakta kullanılan uçak motoru “Rolls Royce” ülkenin en önemli makina ve otomobil sanâyisi olarak yer alır.

Ticâret:

Dünyânın en önde gelen ticâret ve îmâlat ülkeleri arasında yer alan Birleşik Krallık, dünyâda ticârette beşinci sırada, ihrâcatta ise dördüncü sırada yer alır. Büyük Britanya, dışarıdan petrol, gıdâ maddeleri ve tütün, kereste, iplik gibi maddeler satın alır. Dışarıya ise makina, elektrik malzemeleri, ulaşım araçları, kimyâ ürünleri ve silah satar. AET üyesi olan ülke, ticâretinin büyük bir kısmınıAET ve ABD ile yapar.

Ulaşım: Ülkede 336.076 km karayolu bulunmaktadır. Bunun 2.353 km’si otobandır. Demiryollarının uzunluğu ise 18.200 km’yi bulmaktadır. Hava ulaşımı ise devlete âit iki havayolu şirketi ile sağlanmaktadır. Ayrıca özel havayolu şirketleri de bulunmaktadır. Bir ada ülkesi olan Birleşik Krallıkta deniz ulaşımı çok gelişmiştir. Aynı zamanda akarsuların 4000 km’lik kısmında ulaşım mümkündür. Deniz ticâret filosu dünyâda üçüncü sırayı almaktadır. Dünyâdaki gemi sayısının % 10’una sâhiptir.

Birleşik Krallığın Deniz Aşırı Eyâletleri Ülke, târihte büyük bir sömürge kurmuş ise de bâzı sömürgeleri bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Bugün hâlâ dünyânın büyük bir bölümüne yayılmış olan sömürge eyâletleri vardır. Bu eyâletleri şunlardır: Man Adası, Channel Adaları, Guernsey Baılıwıck Adaları, Antiqua, Dominica, Saint Lucia, Saint Vincent, Bermuda, Cayman Adaları, Gilbert Adaları, İngiliz Hint Okyanusu Toprakları, Pitcorin Adaları, Hong-Kong, Antartik Toprakları, Saint Helena, Ascension, Tristan’da, Cunha, Soloman Adaları, Tuvalu, Turks ve Caicos Adaları.

İRLANDA


DEVLETİN ADI: İrlanda Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Dublin
YÜZÖLÇÜMÜ: 70.283 km2
NÜFUSU: 3.734.000
RESMİ DİLİ: İngilizce
DİNİ: Hıristiyanlık
PARA BİRİMİ: Pound

Britanya Adalarını meydana getiren iki büyük adadan kendi adını taşıyan küçüğünün 5/6’sını kaplayan bir devlet. İrlanda, İrlanda Denizi ile Büyük Britanya Adasından ayrılır. Adanın altıda biri İngiltere’ye âittir.

Târihi

İrlanda’nın ilk yerlileri M.Ö. 6000 yılında Avrupa’dan geldiler. Daha sonra Keltler M.Ö. 400 yılında Gaal’dan gelerek Gal uygarlığını kurdular. St. Patrick 432’de İrlanda’ya Hıristiyanlığı getirdi ve halk yeni dîni kabul etti. M.S. 975’ten 1041’e kadar ada Vikinglerin saldırılarına mâruz kaldı. 1170 yılında Norm’lar İrlanda’ya geldiler ve 14. yüzyılda ülkenin büyük bir bölümüne hakim olup, Dublin’i kendilerine başşehir yaptılar.

1534 yılında Sekizinci Henry, İngiltere’nin hâkimiyetini yeniden kurmak için harekete geçti. Başlangıçta barışçı yollardan yaklaştı ise de, başarılı olamayınca adaya saldırdı. Ayaklanma ve direnmeler çoğalınca daha şiddetli tedbirlere başvurdu. İrlandalılar İngiliz yönetimi karşısında pekçok ayaklanma düzenlediler, fakat başarılı olamadılar. 1801’de İrlanda İngiltere’ye katıldı. İrlanda 1848-1849 yıllarında büyük kıtlığa sahne oldu. Bu sebepten büyük göçler başladı, nüfus 8 milyondan 6,5 milyona indi.

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında ülkede hâkim siyasî kuvvet olarak Katolik bir orta sınıf belirdi ve İrlanda’nın bağımsızlık mücâdelesini devam ettirdi.

Yirminci yüzyıl başlarında Sinn Fein (Yalnız Kendimiz) adıyla Cumhuriyet kurulmasını hedef tutan bir siyasî hareket gelişmeye başladı.

Union devrinin son safhası 1916 da Dublin’de meydana gelen siyâsî ayaklanmalarla başladı. Sinn Feinciler Eamon de Valera’nın liderliğinde 1918 parlamento seçimlerini oy çoğunluğuyla kazandılar ama, milletvekilleri Londra’daki Parlamentoya gitmeyerek, toplantılara katılmayı reddettiler. Kendini İrlanda Meclis üyeleri sayarak ihtilâlci bir cumhûriyet hükümeti kurdular.

1920’de İngiliz Parlamentosunun çıkardığı İrlanda Hükümeti Kanunu ile biri Belfast’ta diğeri Dublin’de olmak üzere iki İrlanda Parlamentosu meydana getirildi. 1921’de İrlanda-İngiltere Antlaşması ile sonradan İrlanda Cumhûriyeti diye anılacak olan Serbest İrlanda Devletini, İngiliz Milletler Topluluğu içinde yer alan bağımsız bir dominyon olarak tanıdı. Günümüzde karışıklıklar zaman zaman devam etmektedir.

Fizikî Yapı

İrlanda’nın orta bölümü, doğuda Dublin’den batıda Galway’e kadar uzanan bir düzlüktür. Bu düzlük otlaklardan ve ormanlardan meydana gelir ve Büyük Allen bataklığı da bu ovadadır. Ovanın çevresinde 900 m’yi geçmeyen dağlar vardır. Başlıca sıradağlar arasında Wicklow Dağları yer alır. 926 m yüksekliğindeki Lugnaquilla bu dağların en yüksek yeridir. Güneybatıda Kerry Dağlarında Macgillycudys Reeks Dağı(1040 ) Carrantuohill de zirveyi meydana getirir. Burasıİrlanda’nın en yüksek dağıdır. Connemare Dağları, Mayo Dağları ve kuzeybatıdaki Donegal Dağları başlıca sıradağlarıdır.

Bataklıklar ülkenin 1/6’ini kaplar. Bunlar genellikle Shannon Irmağının batısında yer alır. Britanya Adalarının en uzun ırmağı olan Shannon 385 km uzunluğundadır. Ülkenin diğer önemli ırmağı Liffey’dir. Önemli gölleri arasında yine İngiliz adalarının en büyük gölü olan Logh Neagh bulunur. Ayrıca göller bölgesinde Ree, Derg ve Killarney de önemli göller arasındadır.

İklimi

İrlanda’da serin ve ılık bir okyanus iklimi hüküm sürer. Kışlar yumuşak ve rutubetli, yazlar serin ve bulutludur. İlkbahar ve sonbahar mevsimleri uzun sürer. Okyanus rüzgârları yoğun olmayan bol yağmur getirir. Yazın ortalama sıcaklık 15°C, kışın 5°C’dir. Ülkenin beşte üçü, yılda 750 mm ile 1250 mm arasında yağış alır. Batı kıyılarında bu miktar 20.000 mm’yi bulur.

Tabiî Kaynaklar

Bitki örtüsü ve hayvanlar: İrlanda topraklarının yaklaşık üçte ikisi çayır ve mer’alardan meydana gelmektedir. Orman yok denecek kadar azdır. En çok rastlanan ağaçlar meşe, dişbudak ve akağaçtır. İrlanda tamamıyla bir kır ülkesidir.

Mâdenleri:

İrlanda’nın mâden kaynakları sınırlıdır. Adanın muhtelif yerlerine dağılmış durumda küçük bakır, gümüş, kurşun, çinko, altın ve demir yatakları vardır. Az miktarda taş kömürü bulunur. Adanın geleneksel yakıtı peat denilen yarı karbonlaşmış nebati toprak örtüsüdür.

Nüfus ve Sosyal Hayat İrlanda’nın nüfûsu 3.734.000 dir. Kilometre kareye 53 kişi düşer. Nüfus yoğunluğu doğu ve kuzeyde yüksek, batıda ise düşüktür. Nüfus artışı % 0.5’tir. Nüfus azlığına göçler sebep olmaktadır. Göçlere özellikle kadınlar katılmaktadır.

Nüfusun % 95’i Katolik, % 5’i Protestandır. İrlanda dili ve İngilizce olmak üzere iki resmî dili vardır. İngiltere’nin dominyonu olduğu için İngilizceyi konuşanlar daha çoktur. İrlanda dili bütün okullarda mecbûrîdir.

Eğitim:

6-14 yaş arasında öğrenim mecburî olup, ücretsizdir. Ülkede 3415 ilkokul vardır. Orta öğretim kurumları özel olup, çoğunlukla dînî kurumlar tarafından yönetilir. Devlet tarafından yardım görür. Yüksek öğrenim 1908 yılında kurulan Millî İrlanda Üniversitesi ile Dublin Üniversitesi tarafından sağlanır.

Siyâsî Hayat

İrlanda Cumhuriyeti, egemen, bağımsız ve demokratik bir devlettir. Parlamento, başkan ve iki meclisten meydana gelir. Bunlar Temsilciler Meclisi ve Senatodur. Cumhurbaşkanı 7 yıl süreyle 18 yaşından büyük seçmenler tarafından seçilir. Senato 60 üyeli olup, 11 üyesi başbakan tarafından tayin edilir. Meclis ise 166 üyelidir. Mahallî idâre için ülke 27 bölge konseyine ve 4 ilçe konseyine ayrılmıştır.

Ekonomi

İrlanda ekonomisi tarıma ve endüstriye aynı derecede bağlıdır. Refah seviyesi yüksek olup, dünya devletleri arasında ilk on arasındadır.

Tarım:

Ovalardaki toprakları genellikle verimlidir. Tarımda yulaf ve patates yetiştiriciliği başta gelmektedir. Çalışan nüfusun üçte biri tarımla uğraşmaktadır. Diğer yetiştirdiği ürünler buğday, arpa ve şekerpancarıdır.

Hayvancılık:

Topraklarının yaklaşık üçte ikisi çayırlık ve mer’alardan meydana geldiği için hayvancılık çok gelişmiştir. Yılın on ayında hayvanlar otlaklarda otlayabilir. Sığır yetiştiriciliği hayvancılıkta başta gelir. Dağlık bölgelerde ve cılız otlaklarda koyun yetiştiriciliği yapılır. Koşum hayvanı olarak at beslenir. Dört tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen İrlanda’da balıkçılık çok gelişmemiştir. 1977’de Balıkçılık Bakanlığının kurulmasıyla bir sanâyi hâlini almıştır.

Sanâyi:

Çalışan nüfûsun % 30’u imalât, madencilik ve inşaat sektörlerinde çalışır. Ağır sanâyii gelişmemiştir. İmâlât sanâyinin büyük bölümü Dublin’de toplanmıştır. Başlıca sanâyiler, gıdâ, yapı malzemeleri, dokuma, giyim, kimya, metalurji, elektrik malzemeleri ve tütün sektörleridir. İrlanda, sanayideki kömür ve petrolden doğan enerji açığını hidrolik santrallerle kapatmaya çalışmaktadır. Yabancı sermâye sanâyinin gelişmesini de teşvik etmektedir. Denizde petrol ve tabiî gaz kaynakları araştırılmaktadır.

Ticâret:

Besin ürünleri ihrâcâtın yarısındanfazlasını meydana getirir. Sığır eti ihrâcât toplamının dörtte birini teşkil eder. Canlı hayvan satışı da ihrâcatta önemli yer tutar. Diğer ihraç ürünleri kimyâsal maddeler, makineler, süt ürünleri, yumurta ve dokuma malzemeleridir. İhrâcatın onda dokuzunu İngiltere ile yapmaktadır. İrlanda dışardan ağır makina, nakliyat malzemeleri, petrol ve petrol ürünleri, tahıl ve hammaddeler satın alır. İthâlatın yarısınıİngiltere’den sağlar. İrlanda 1973 yılında AET’ye katılmıştır.

Ulaşım:

İrlanda’nın toplam karayolu uzunluğu 9722 km’dir. Demiryollarının uzunluğu ise 1988 km’dir. Hava ulaşımı, İrlanda Hava Yolları ile sağlanır. Ada olduğu için birçok limanı vardır. İrlanda’nın 100 gross tonluk 60 büyük gemisi bulunmaktadır.

İSPANYA


DEVLETİN ADI: İspanya Krallığı
BAŞŞEHRİ: Madrid
YÜZÖLÇÜMÜ: 504.782 km2
NÜFUSU: 39.100.000
RESMİ DİLİ: İspanyolca
DİNİ: Hıristiyanlık
PARA BİRİMİ: Pesota

İber Yarımadasının beşte dördünü ihtivâ eden bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adalarıİspanya’ya âittir.

Târihi

M.Ö. 1100 yıllarında Fenikeliler, İspanya topraklarında ilk yerleşme merkezleri kurmaya başladılar. Onları Keltler ve Yunanlılar tâkip etti. Daha sonra Kartacalıların egemenliğine girdi. M.Ö. 202 yılında Romalılar Kartacalıları İberik Yarımadasından attılar. Roma İmparatorluğu bu târihten îtibâren İspanya’da birliği sağladı ve zamanla Hıristiyanlığı buraya yerleştirdi.

M.S. 5. yüzyılda İspanya, Germen kabilelerinin saldırılarına hedef oldu. Sırayla Alanlar, Suevler ve Vandalların ardından Vizigotlar İspanya’ya hâkim oldu. Vizigotların hâkimiyeti uzun sürdü ve Hıristiyanlığı kabul eden Vizigotlar, İspanya’ya Hıristiyanlığın yerleşmesini sağladı.

711’de Afrika’dan Gelen Müslümanlar, 8. asırdan 10. asra kadar kuzeydeki birkaç bölge dışında İspanya’ya hâkim oldular ve burada Endülüs medeniyetini kurdular. İlmin merkezi olan üniversiteler açarak, İslâm medeniyetini buraya yerleştirdiler. Endülüs Emevîler Devletinde İmâm-ı Kurtubî, Şâtibî, İbn-i Hazm, Nûrettin Batrûcî gibi birçok âlim yetişti ve buradaki üniversitelerde hocalık yaptılar. Papa ve Krallar dâhil birçok Avrupalı bu üniversitelerde ilim tahsil etmişlerdir. Bugünkü birçok müsbet ilimleri batılılar bu üniversitelerden öğrendiler. On birinci yüzyılda bu ülkenin iç karışıklıklarından faydalanan Hıristiyanlar kuzeyden başlayarak yarımadayı tekrar ele geçirmeye başladılar. 1276 yılında Müslümanların elinde yalnızca güneydeki Grenada kalmıştı. 1469’da Aragon ve Castilla Krallıkları tek bir krallık altında birleşerek güçlü bir devlet kurdular. 1492’de Müslümanların son kalesi Grenada Krallığı yıkıldı. Aynı yıl Kristof Kolomb İspanyol hükümdarının maddî yardımıyla Amerika’ya varan ünlü gezisine çıktı. Bu yolculuk, İspanya’nın dünyânın en büyük sömürge İmparatorluklarından birini kurmasına yol açtı. 1588 yılında İspanyol donanmasının İngiliz donanmasına yenilmesini tâkip eden taht ve din kavgaları sonunda İspanya zayıflayarak çökmeye başladı. 1640’ta Portekizi, 1714’te ise Avrupa’daki bâzı topraklarını ve Cebelitârık’ı kaybetti. On dokuzuncu yüzyılın başlarında İspanyolların Amerika’daki bütün sömürgeleri bağımsızlıklarını kazandılar.

Birinci Dünyâ Harbinde İspanya tarafsız kaldı, fakat savaştan büyük ölçüde etkilendi. General Primoderivera, çıkan ayaklanmaları bastırarak ülkede diktatörlük kurdu. 1930 yılında iktidardan düştü. Bir yıl sonra yapılan seçimleri Cumhûriyetcilerin kazanması sonucu Kral On sekizinci Alfanso ülkeyi terk etti. 1936’da yapılan seçimlerde solcuların başarılı olması üzerine ülkede iç savaş başgösterdi. 1939’da iç savaşın sona ermesiyle Franco Devlet Başkanı oldu. İkinci Dünyâ Harbine de katılmayan İspanya’da ordunun desteğiyle Franco savaştan sonra da yerini korudu. 1969 yılında Franco’nun ölmesiyle yerine Don Juon Carlos geçti. 1976’da Başbakan Navarro’nun istifâsı ile Carlos kral oldu ve Abolfo Sourez’i başbakanlığa atadı.

15 Haziran 1977’de 41 yıl sonra ilk defâ genel seçimler yapıldı. Sourez’in başkanı olduğu Demokratik Merkez Birliği çoğunluğu elde etti. 1981’de sağcı Albay Tejero Cortes’in meclisi basarak yaptığı darbe girişimi sonuçsuz kaldı. 1982 seçimlerini ise Sosyalist Parti büyük çoğunluğu elde ederek kazandı ve 46 yıl sonra İspanya’da yeniden bir sol iktidarın doğmasını sağladı. Hâlen (1993) iktidarda sosyalist parti bulunmaktadır.

Fizikî Yapı

İspanya’nın dörtte üçü Meseta adı verilen düzlüklerle kaplıdır. Meseta çok yüksek faylı bloklardan meydana gelen Guadarrama ve Grados dağlarıyla ikiye bölünmüştür. Kuzeydoğudaki İberik Dağları kıvrımlıdır. Kuzeyde Cantabria Dağları yer alır. İspanyol Pireneleri, Fransız Pirenelerinden daha geniştir. Doğu Pireneler bâzı sıradağlar ile İberik Sıradağlarına bağlanır. Endülüs Sıradağları çok büyük ve kıvrılmış bir kütledir. Cebelitârık Boğazından Nao Burnuna kadar 800 km’lik bir alana yayılır. Bu sıradağların en yüksek tepesi orta bölgedeki Sierra Nevada (3.478 m) Tepesidir. Bu dağlar birbirlerinden havza ve ovalarla ayrılmışlardır.

İspanya’da ovanın varlığından söz etmek çok zordur. Ülkenin büyük bir kısmı 900 m yükseklikteki yaylalarla kaplıdır. Yarımadanın kuzey ve güney kıyılarındaki dağların ve Meseta’nın genellikle batıya doğru meyilli olması Ebro hâriç olmak üzere büyük ırmakların okyanusa akmalarına sebeb olmuştur. Okyanusa akan başlıca ırmaklar: Mino, Douro, Tagus, Guadiana ve Guadalguivir’dir. Akdeniz’e dökülen ırmakların en önemlisi Ebro olup, Guadalaviar, Jucar ve Segura başlıcalarıdır.

İklim

İspanya’nın iklimi genellikle kuraktır. Yazları sıcak, kışları soğuk geçer. İspanya’da iklim, Kuzeybatı İspanya, doğu kıyı ve iç kesim olmak üzere farklı üç bölgeye ayrılır. Kuzeybatı İspanya, Atlas Okyanusu iklim alanı içine girer. Her mevsim bol yağmur alır. Okyanusun yakın olması sebebiyle yazlar ılık, kışlar çok yumuşak geçer. Yağışlar kuzeyden güneye doğru azalır. İç kesimdeki ova ve yaylalarda kara iklimiyle karışık Akdeniz iklimi hüküm sürer. Özellikle Ebro ve Guodalguivir ovalarıyla Manche’de yazlar sıcak, kışlar sert geçer. Toplam yağış düşüktür.

Tabiî Kaynaklar

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Kuzeybatı İspanya’da meşe ve gürgen ağaçları bulunur. Doğu kıyılarında yeşil meşeler, sulak bitkiler ve bozkırlar hâkimdir. İç kesimde ise karışık orman, güneyde meşe ormanları ve bozkırlar, bâzı kesimlerinde çayır ve fundalıklar bulunur. Bunlar ormanların insan eliyle kesilerek yok edilmesinden meydana gelmiştir. İspanya dağlık ve ormanlık bir arâziye sâhip olduğundan ayı, kurt, tilki, tavşan, sincap, yaban kedisi, yaban keçisi gibi hayvanlar bulunur. Mevsimden mevsime göçmen kuşlar İspanya’ya gelmektedir.

Mâdenler:

İspanya zengin yeraltı kaynaklarına sâhiptir. Meseta’nın bir çok kesimiyle Endülüs sıra dağlarında önemli demir rezervleri vardır. Ülkenin çeşitli yerlerine dağılmış vaziyette kömür yatakları mevcuttur. Diğer mâdenleri potas, çinko, kalay, kurşun filizleri, bakır, uranyum, gümüş, fosfat ve sülfürdür. Dünyânın başta gelen civâ üreticilerindendir.

Nüfus ve Sosyal Hayat

İspanya’nın nüfûsu 39.100.000’dir. Nüfûsun yarısından fazlası şehirlerde yaşar. İspanya halkı çeşitli ırk gruplarının karışımıyla meydana gelmiştir. Halkın Endülüs bölgesinde yaşayanları esmer; Basklar ve Katalanlar sarışın; Galiçya bölgesinde yaşayanlar ise alçak boylu ve buğday tenlidir. Bölgelerde yaşayanlar arasında yaşayış ve giyiniş bakımından farklılıklar görülür. Andolusia kadınları 5. yüzyılda bu bölgede yaşamış olan Faslılar gibi yüzlerine peçe örterler.

İspanya denilince akla boğa güreşleri gelir. Halk boğa güreşlerine çok meraklı olduğu için arenalar dolup taşmaktadır. Boğa güreşleri İspanyolların senelerden beri süregelen bir geleneğidir.

Önemli şehirler arasında Barcelona, La Caruna, Ovieda, Sevilla, Valencia, Vizcaya bulunmaktadır.

Din:

İspanya halkının çoğu Hıristiyanlığın Katolik mezhebindendir. Az miktarda Protestan, Mûsevî, Müslüman bulunmaktadır. Bunlar nüfûsun % 1’ini teşkil etmektedir.

Eğitim:

İspanya’da 6-14 yaş arasında öğretim mecbûridir. İspanya’da 20 devlet üniversitesi, bunun dışında Madrid, Barcelona ve Valencia’da üç politeknik üniversitesi vardır. Okuma-yazma bilmeyenler nüfûsun %5’ini teşkil etmektedir.

Siyâsî Hayat

İspanya’da 1975 târihinden sonra ülke krallığa dayanan bir monarşiyle yönetilmeye başlamıştır. İspanyol parlamentosu Cortes, 350 üyeli Temsilciler meclisi ve 248 üyeli Senato’dan meydana gelmiş, iki meclislidir. Kralın, meclisten çıkan kânunları veto yetkisi vardır.

Ekonomi

Çok yönlü bir tarım ülkesi olan İspanya’da tarım sanâyiye yönelik duruma getirilmektedir. Bir zamanların sömürgeci ve denizci ülkesi olan İspanya, bugün bu özelliğini kaybetmiştir.

Tarım: İspanya bir tarım ülkesidir, ancak 1960 ve 1970 yılları arasında tarımla uğraşanların oranı% 41’den % 25’e düşmüştür. Topraklarının yaklaşık beşte ikisi işlenmektedir. Geri kalan bölgeler ya çok kurak veya çok dağlık olduğundan tarıma elverişli değildir. İç kısımlarda az nüfûslu havza ve yaylalarda özellikle tahıl ekilir (buğday, çavdar gibi). Bu kısımda topraklar 2-3 yılda bir nadasa bırakılır veya bakla nohut ekilir. İspanya’nın Atlas Okyanusu kısımlarında iklimin etkisiyle değişik bir tarım uygulanır. Yazları nemli olması mısır tarımına çok elverişlidir. Tahıl az yer tutar, patates ve fasulye bu kısımlarda çok boldur. İspanya’da en çok yetiştirilen tahıl arpadır. Ayrıca şekerpancarı, soğan, mısır, limon, tütün, ayçiçeği, mercimek yetiştirilmektedir.

İspanyada yetişen meyvelerden portakal ilk sırayı alır ve bir ihraç ürünüdür. Zeytin de önemli bir gelir kaynağıdır. İspanya’da bağlar işlenen toprağın % 8’ini meydana getirir. Ormanlardan elde edilen en önemli ürün mantardır. Domates ve muz da önemli ihraç ürünlerindendir.

İspanya’nın tarımı giderek artan nüfûsun ihtiyacını karşılayamamaktadır. Ekilebilir arâzinin ancak bir kısmı sulanabilmektedir. Günümüzde tarım kesiminde faal nüfûsun % 25’i çalışmaktadır. Bununla birlikte toprak ürünleri ihrâcâtın % 40’ını sağlamaktadır.

Hayvancılık:

Hayvancılık İspanya’da giderek gelişmektedir. İşlenebilen toprakların dörtte üçü otlaklarla kaplı olduğu için hayvan beslemede önemli bir kaynaktır. İspanya’da yaklaşık olarak 15 milyon koyun, 3 milyon keçi, 6 milyon büyükbaş hayvan vardır. Senelik et üretimi ise ortalama olarak 2.700.000 tondur. Ayrıca önemli miktarda at, katır, eşek mevcuttur. Beslenmede balıkçılığın rolü büyüktür. Balık tonajları yavaş fakat sürekli olarak artmaktadır. Ülkenin Atlas Okyanusu kıyıları büyük bir balıkçılık bölgesidir. Balıkçılık önemi bakımından Avrupa’da Rusya ve Norveç’ten sonra üçüncü gelir. Avlanan en önemli balıklar sardalya, hamsi, orkinos ve morinadır. Akdeniz kıyılarında elde edilen balık miktarı azdır. Açık deniz balıkçılığında giderek gelişme görülmektedir.

Sanâyi:

İspanya’da sanâyi gelişmektedir. İspanya 1960 yılından bu yana hızla sanâyileşti. Toplam sanâyi üretimi 1960 ile 1966 yılları arasında iki katına çıktı. Günümüzde ülkenin çalışan nüfusunun % 40’ı bu sektördedir. İspanya, Avrupa’nın önde gelen sanâyi ülkelerinden biri olma yolundadır. Başlıca ürünleri; makina, pamuklu ve yünlü dokuma, ayakkabı, kâğıt, otomobil, gemi (dünyâ devletleri arasında dördüncü), çimento, çelik, döküm ve demirdir. Sanâyi dağılımı çok eşitsizdir. Büyük kısmı iki bölgede toplanır. Kuzeyde Vasco-Osturianın bütün ekonomisi mâden kömürü ve demir sanâyiine dayanır. Bu kısımda ayrıca el sanatlarının modernleşmiş biçimi olan bir çok küçük fabrika vardır. Doğuda Katolonya bölgesi, Pirene ırmaklarından elde edilen elektrik enerjisinden faydalanır. Enerji açığı sanâyinin zayıf noktasıdır. Petrol ve tabiî gaz üretimi çok azdır.

Ticâret:

İhrâcâtın % 40’ını tarım ürünleri meydana getirmektedir. Satılan başlıca ürünleri: Portakal, zeytin, zeytinyağı, muz, domates, balıktır. İhraç edilen sanâyi mâmülleri ise pamuklu dokumalar, çelik, civa, makinalar, kimyâ mamulleri, gemi, otomobil, ayakkabıdır. Dış alımların beşte birinden fazlasını petrol meydana getirir. Diğer ithal malları sanâyi için gerekli maddeler ve teçhizatlardır. İspanya’da ülke turizmi çok büyük gelişme göstermiştir. Ülke, turizmin yardımlarıyla dış ticâret dengesindeki açığı kısmen kapatmıştır. Fransa sınırından Cebelitârık’a kadar Akdeniz kıyısı boyunca birçok turistik tesis kurulmuştur.

İspanya ihrâcâtın büyük kısmını ABD’ye yapar. İthâlâtın ve ihrâcâtının bir kısmı da AET ülkeleri ile olup, bunlar arasında Almanya ve İngiltere ilk sırayı alır.

Ulaşım:

İspanya’da karayolu uzunluğu yaklaşık 146.919 km’dir. Demiryollarının uzunluğu ise 13.533 km olup, bunun 5.613 km’sinde elektrikli trenler çalışmaktadır. Ülkenin hava ulaşımı en önemli havayolu şirketi olan “İberia” tarafından dünyânın her yerine yapılan seferlerle sağlanmaktadır. Ülkede 37 sivil ve 7 askerî havaalanı vardır.

İspanya deniz ticâret filosu 7.699.000 gros tonluk 1109 gemiye sâhiptir. Ülkenin en önemli limanları Barcelona, Bilbao, Valencia, Cartegena ve Gijon’dur.







 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol