İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Kultur ve Medeniyet
 


MOĞOLLAR VE DİĞER TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK


1. Devlet Yönetimi

Bu ünitede yer alan devletler, kurucularının etnik kökeni ve kuruldukları yerler bakımından birbirinden farklıdır. Ancak yönetim şekilleri, ana hatlarıyla birbirine benzemektedir.

Moğollar, devlet yönetiminde Uygur Türklerine görev verdiler. Moğollarla Türkler yan yana yaşadılar. Bu nedenle Moğolların üzerinde Türk kültürünün etkisi fazladır.

Moğol Devleti'nin başında bir hükümdar bulunurdu. Hükümdarın çok geniş yetkileri vardı. Hükümdarlık babadan oğula geçerdi. Devlet, Cengiz Hanın koyduğu yasalara (Cengiz Yasaları) göre yönetilirdi.

Moğollarda, hükümdarın başkanlığında toplanan ve kurultay adı verilen bir meclis vardı. Kurultaya boy beyleri, kabile başkanları ve devlet ileri gelenleri katılırdı. Kurultayda, devletin başına geçecek kişinin hanlığı onaylanır, ayrıca diğer devlet işleri görüşülerek karara bağlanırdı.

Moğollarda askerlik çok önemliydi. Onlar, askerlik teşkilatında, Türklerden öğrendikleri onlu sistemi esas almışlardı.

Moğollardaki devlet yönetim anlayışı, Altın Orda Devleti'nde de aynı şekilde devam etmiştir. Çünkü bu devlet, Moğol İmparatorluğu'nun parçalarından biriydi.

Timur Devleti'nin kurucusu olan Timur, bir hükümdarda bulunması gereken bütün yetkilere sahipti. Ancak han soyundan olmadığı için, "han" değil "emir" unvanı kullanıyordu. Timur Devleti'nin yönetiminde hem Cengiz Yasaları uygulanıyor hem de Türk töresine bağlı hareket ediliyordu. Timur Devleti'nin ordu teşkilatı, Moğollarınkine benziyordu. Ancak, Timur'un ordusunda fillerden de yararlanılıyordu. Filler o dönemin tankları gibiydi.

Babür Devleti'nin başındaki hükümdarlar padişah unvanı kullanıyordu. Bu hükümdarların geniş yetkileri vardı.

2. Din ve İnanış

Moğollarda birden çok din ve inanç anlayışı olduğu bilinmektedir. Totemizm, Şamanizm, Budizm ve Hıristiyanlık bunlar arasındaydı.

Totemizmde, kutlu olduğu kabul edilen totemlere inanılırdı. Bunlar, insan veya hayvan olabilirdi.

Şamanizm inancında iyi ruhların desteğini sağlamak, kötü ruhlardan korunmak esastı. Güneş, Ay, gökyüzü, su, ağaç, dağ kutsal kabul edilirdi. Bu inanç sisteminde ayin ve törenlerin önemli bir yeri vardı. Ayin ve törenleri yönetenlere kam veya şaman adı veriliyordu. Kamlar (şamanlar) fal bakar, büyü yapar, kehanette bulunurlardı.

Moğollar, hakim oldukları topraklarda yaşayan Müslümanlara hoşgörü göstermişlerdir.

Altın Orda Devleti zamanında Berke Han İslamiyeti kabul etti. Timur ve Babür devletleri dönemlerinde İslamiyetin Asya'daki etkisi arttı. Babür Devleti zamanında bu etki daha da fazlalaştı. Ancak bütün bu devletlerin toplum hayatında, din ve inanç konusunda hoşgörülü bir anlayış vardı. Hindistan'da hüküm süren Türk hanedanlarından birinin beyi şunları söylemiştir: "Din ve devlet birbirinden tamamen ayrı şeylerdir. Bunlardan birincisi kadılara ve müftülere, ikincisi ise beylere (hükümdarlara) ait işlerdir. "

3. Sosyal ve Ekonomik Yaşam

Moğolların göçebe bir yaşam tarzı vardı. Buna bağlı olarak da avcılık ve hayvancılıkla geçinirlerdi.

Moğolların ilk zamanlarında ailede annenin sözü geçerdi. Daha sonraları bu durum değişti ve aile başkanı baba oldu.

Moğollarda sosyal yapı dört gruptan oluşuyordu. Bunlar; han ailesi ve noyanlar, askerler, halk, köleler olarak sıralanırdı.

Cengiz Han zamanında Moğolların sosyal ve ekonomik yaşamında değişmeler oldu. Savaş ganimetleri ile ticari etkinliklerin ekonomideki önemi arttı. Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için demircilik ve marangozluk yaygınlaştı. Türkistan ile Çin arasındaki ticaret sırasında kağıt para kullanıldı. Ticaret şirketleri kuruldu. Altın Orda hanları, İtil (Volga) nehri yoluyla yapılan ticareti geliştirdiler. Kervan yollarını işlek hale getirdiler. Bu önlemler, ekonomik yaşamı canlandırdı.

Timur Devleti zamanında tarıma önem verildi. Kanallar açıldı. Ayrıca yeni şehirler kuruldu.

Babürlüler bağcılık ve meyveciliğe önem verdiler. Su kanalları açtılar. Bu dönemde başlı başına bir zenginlik kaynağı olan Hindistan'da canlı bir ticaret hayatı oluştu. Ayrıca, kara ve deniz yoluyla yapılan dış ticaret oldukça gelişmişti.

4. Yazı, Dil ve Edebiyat

Moğollar, Uygur alfabesini kullandılar. Onlardan kalan yazılı eserlerin başlıcaları; Cengiz yasaları, fermanlar ve bazı dini metinlerdir. O dönemin en ünlü eseri "Moğolların Gizli Tarihi" adını taşımaktadır. Bu eserde, Moğolların yaşam tarzı hakkında önemli bilgiler vardır.

Moğol Devleti'nin egemenliği altında yaşayanlar, Moğolca ve Türkçe konuşurlardı.

Moğol Devleti'nin parçalanmasıyla ortaya çıkan Altın Orda ve Çağatay devletlerinde Türkçe daha da önem kazandı. Doğu Türkçesine Çağatayca, bu dönemde gelişen edebiyata da Çağatay edebiyatı adı veriliyordu. Bu edebiyatın en ünlü temsilcisi Ali Şir Nevai'dir. Ali Şir Nevai, Türk dilinin Farsçadan daha zengin olduğunu anlatmak için bir eser yazmıştır.

Bu eserin adı Muhakemetü'l-Lügateyn (iki dilin karşılaştırılması)'dır.Babür Devleti'nin kurucusu olan Babür Şah, Babürname adını taşıyan bir eser yazmıştır. Türkçe yazılan bu eserde Babür Şah, hayatını ve mücadelesini anlatmaktadır

5. Bilim ve Sanat

Cengiz Hanın ölümüne kadar Moğolların bilim ve sanatla ilgili olarak herhangi bir faaliyette bulunmadıkları sanılmaktadır. Altın Orda Devleti zamanında ise tıp konusunda çalışmalar yapıldığı, Harizm şehrinde bir tıp merkezinin varlığından anlaşılmaktadır. Ayrıca onlar musikiye de önem vermişlerdir.

Babür Devleti zamanında mimari çok gelişmiş, birçok saray yapılmıştır. Bunların en ünlüsü, dünyadaki en güzel mimari eserlerden biri olan Tac Mahal'dir. Görkemli bir türbe olan bu eser, Babür Hükümdarı Şah Cihan tarafından eşi için yaptırılmıştır. Agra şehrindeki Tac Mahal'in yapımında, İstanbul'dan giden bir Türk mimar da çalışmıştır.








 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol