İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Yapim Ekleri Uygulamasi
 


Yapım Ekleri ve Uygulaması



Yapım Ekleri

İsimden İsim Yapma Ekleri

İsimden Fiil Yapma Ekleri

Fiilden İsim Yapma Ekleri

Sıfat Fiil Ekleri

Fiilden Fiil Yapma Ekleri

Zarf Fiil Ekleri

Türkçenin yapım ekleri, çekim ekleri ve bunlarla ilgili özelliklerine geçmeden önce kök, gövde, ek terimlerinin açıklanmasında yarar vardır:

Kök:

Dildeki varlık, kavram ve eylemlerin adları olan, anlamlı en küçük birim, köktür. Türkçede genellikle tek heceli olan kökler, dilde önceden beri vardır. Kökler, yalnız başlarına kullanılabildiği gibi eklerle de kullanılabilir.

Türkçede ister isim kökü ister fiil kökü olsun bütün kökler her zaman kelime başında bulunur ve (zamir çekiminde kök ünlüsünün değişmesi dışında) ek alma sırasında bazı ses değişiklikleri sayılmazsa, kelime köklerinde biçim değişikliği olmaz: ben-e > bana, sen-e > sana; güç-ü > gücü; sev-gi-li, dağ-cı-lık; de- > di-yor.

Kullanım alanına yapım veya çekim ekiyle çıkan bütün kelimelerde kökler açık olarak görünür. Yani çekim ve yapım ekleri kelimeden ayrıldıktan sonra geride kalan dil birliği bir anlam ifade eder: bak-ı-ş-mış-lar, genç-lik-ten. Fakat bazı isim ve fiil kökleri, uzun zamandır yalnız başlarına kullanılmadıkları için bir kısım yapım ekleriyle kalıplaşmış olarak bulunurlar. Bu tipteki kökleri de karşılaştırma yoluyla tespit etmek mümkündür: bek-le-, bek-çi, çap-kın, sav-cı, yed-ek vb.

Türkçedeki kelimeler, isim soyundan kelimeler ve fiil soyundan keli­meler olmak üzere iki ana grupta toplandığı için kelime kökleri de anlamlarına göre isim kökleri ve fiil kökleri olmak üzere ikiye ayrılır: İsim kökleri: Varlık veya kavramları karşılayan kökler isim kökleridir. İsim kökleri­nin karşıladığı nesneler veya kavramlar tek başlarına düşünülerek zihinde canlandırılabilir. Bu özelliğiyle isim kökleri tek başlarına kullanılabilir: alt, dağ, deniz, el, genç, gök, ilk, kar, kök, taş, Türk, üst vb.

Fiil kökleri:

Eylemleri karşılayan köklerdir: al-, bak-, bul-, çalış-, gel-, sor-, oku- vb.

Fiil kökleri, buradaki örneklerde olduğu gibi kendilerinden sonra kısa çizgi çekilerek yazılmalı ve bu yazılış (al-, bak-) almak, bakmak şeklinde okunmalıdır. Aksi hâlde, emir kipinde teklik ikinci kişiye göre çekimlenmiş olurlar.

Fiil kökleri, nesnelere veya kişilere çekim ekleriyle bağlanmak suretiyle kullanım alanına çıktığı için isim kökleri gibi tek başlarına kullanılamazlar. Emir kipinin ikinci teklik kişiye göre çekiminde fiil kökleri, eksiz olarak kullanım alanına çıkmış gibi görünüyor. Fakat burada da ĝ ekle bir çekim söz konusudur: (sen) oku ĝ, (sen) sor ĝ, (sen) yaz ĝ.

Varlıkları, kavramları ve eylemleri karşılayan isim ve fiil kökleri, birbi­rinden tamamen farklı dil birlikleri olduğu için ortak kök olamazlar. Barış, boya, güven, sıva, savaş, şiş, tat, toz, yama... örnekleri hem isim hem fiil kökü gibi görünmektedir. Ancak kelimelerin etimolojisi araştırıldığında bunların asıllarının fiil olduğu anlaşılacaktır.

Yansıma kelimelerin köklerini bu iki gruptan birine dahil etmek gere­kirse bunları isim kökü olarak göstermek gerekir: gürültü, horultu, patlama, haykırmak, vızıldamak.

bin (isim, 1000) - bin- (fiil); göç (isim) - göç- (fiil); güven (isim) – güven- (fiil); on (isim, 10) - on- (fiil); sap (isim, balta sapı) - sap- (fiil); var (isim) - var- (fiil); yaz (mevsim adı) - yaz- (fiil); yüz (isim, 100) - yüz- (fiil) gibi örnekler sesteş kök olarak gösterilebilir. Gövde: Kelime köklerinden yapım ekleriyle türeyen, geniş köklerdir. Gövde, anlam ve kullanılış yönüyle kök gibidir. İsim köklerinden isim ve fiil gövdeleri; fiil köklerinden fiil ve isim gövdeleri yapılabilir. Dört çeşit yapım ekinden dört çeşit gövde yapılır.

İsimden yapılmış isim gövdesi: aş-çı, av-cı, çağ-daş, köy-lü vb.

İsimden yapılmış fiil gövdesi: baş-la-, boş-a-, bun-a-l-, tür-e- vb.

Fiilden yapılmış fiil gövdesi: gör-ü-ş-, piş-i-r-, tara-n-, yaz-dır- vb.

Fiilden yapılmış isim gövdesi: aç-ı-k, giy-i-m, kaç-ak, ver-gi, yığ-ı-n vb.

Ek: Kelimelerin yapısında yer alan, tek başına anlamı olmayan, görevini ve anlamını getirildiği köke göre kazanan biçimlerdir.

Yapı yönüyle sondan eklemeli bir dil olan Türkçede, yeni kelimelerin türetilmesinde ve dile işleklik kazandırmada ekler, çok önemli bir görevi yerine getirirler.

Türkçede ekler, yapım ekleri ve çekim ekleri olmak üzere iki grupta toplanır:

Yapım Ekleri

Türkçede, yeni kelimeler türetmenin vazgeçilmez unsurlardan biri yapım ekleridir. Yapım ekleri, kelime köklerine ve gövdelerine gelerek dilin anlatım yeteneğini genişleten, dili zenginleştiren yeni kelimelerin türetilmesinde görev alırlar. Türetme, kökteki anlamla ilgi kurularak bir düzen içinde dilin kanunlarına göre gerçekleştirilir. Matematik gibi kuralları çok sağlam olan dilimizde esasen her köke her türlü ek getirilebilir. Ancak dil mantığı buna izin vermez. Yapım eklerinin türetme görevi dışında kelimeye kattığı anlam incelikleri de vardır. Bu yüzden bir ek, aynı türden bütün kelimelere getirilmez.

Türetme görevini üstlenen yapım ekleri, aynı derecede işlek değildir. Meselâ, fiil köklerine gelerek fiil isimleri (mastar) yapan -mak, -mek eki istisnasız bütün fiillere gelirken fiilden isim yapan -van eki yay-van gibi bir iki örnekte görülür. İşlek olmayan ve daha çok bazı kelimelerde kalıplaşmış olarak bulunan bu tipteki ekler, yeni kelimeler türetmeye pek elverişli değildir.

İsme getirilen yapım eki, fiile getirilmez. Yazılışları, söylenişleri aynı olan yapım eklerini karıştırmamak gerekir. Türetilen kelime isme ait bir çekim eki alıyorsa kelimeye getirilen son yapım eki, isim yapma ekidir. Kelime, fiile ait bir çekim eki alıyorsa kelimedeki son yapım eki, fiil yapmıştır. Bu ayrımı cümlede kullanış biçiminden de anlamak mümkündür: sür-ü-den kelimesinde -ü eki fiilden isim yapmıştır. Kelime isme dönüşmeseydi ayrılma (-den) hâli eki getirilemezdi. sür-ü-dü-k örneğinde ise -ü eki fiilden fiil yapmıştır.

Bir eke ait birden fazla biçimin bulunması (bazı istisnalar dışında) Türkçedeki eklerin genellikle ünlü ve ünsüz uyumlarına uymasından kaynaklanmaktadır: -dır, -dir, -dur, -dür; -tır, -tir, -tur, -tür.

Çekim eklerinde (bir-i-si, hep-i-si gibi bazı istisnalar dışında) aynı gruptan iki veya daha fazla ek üst üste gelemez. Ancak yapım ekleri için böyle bir sınırlama yoktur: yaz-dır-t-tır-ı-l-an.

Türkçenin yapım ekleri;

a) İsimden isim yapma ekleri,

b) İsimden fiil yapma ekleri,

c) Fiilden fiil yapma ekleri,

d) Fiilden isim yapma ekleri olmak üzere dört gruba ayrılır.

İsimden İsim Yapma Ekleri

İsim tabanlarından yeni anlamlı başka isimler türetmede kullanılan eklerdir. İşlek olarak kullanılanlardan bazıları aşağıda örnekleriyle birlikte sıralanmıştır:

1. -lık, -lik, -luk, -lük

a) Yer isimleri yapar: orman-lık, saman-lık, taş-lık, zeytin-lik, kum-luk, odun-luk, çöp-lük, gül-lük, kömür-lük vb.

Dut-luk, Et-lik, İncir-lik, Yumurta-lık. (Burada özel isim olarak kulla­nılmıştır.)

b) Sıfatlar yapar: ay-lık (ücret), baklava-lık (un), bayram-lık (elbise), dolma-lık (biber), gömlek-lik (kumaş), hediye-lik (eşya), mevsim-lik (iş) vb.

c) Alet, araç, gereç isimleri yapar: baş-lık, kulak-lık, sabah-lık, diz-lik, gece-lik, gelin-lik, sebze-lik, buz-luk, tuz-luk, yağmur-luk, ön-lük vb. (çaydan-lık, iğneden-lik, yağdan-lık örneklerinde ise –lık ile aynı işlevdeki Farsça –dan ekinden sonra gelmiştir.)

d) Meslek ve meslek aşaması gösteren adlar yapar: avukat-lık, işçi-lik, demirci-lik, kılavuz-luk, gözlükçü-lük; asistan-lık, binbaşı-lık, doçent-lik, general-lik vb.

e) Rütbe ve makam isimleri yapar: bakan-lık, başkan-lık, kaymakam-lık, komutan-lık, vali-lik, müdür-lük, rektör-lük vb.

f) Soyut isimler ve durum isimleri yapar: aç-lık, arkadaş-lık, ayrı-lık, çocuk-luk, delikanlı-lık, erkek-lik, genç-lik, güven-lik, güzel-lik, ihtiyar-lık, iyi-lik, kadın-lık, kardeş-lik, koca-lık, temiz-lik, vicdansız-lık, yolcu-luk vb.

g) Sayı isimlerinden sonra o sayının toplu olarak bulunduğunu bildi­ren isimler yapar: altı-lık, beş-lik, bin-lik, on-luk, dört-lük, yüz-lük vb.

h) Renk isimlerine getirilince, o rengin yaygın olarak bulunduğunu bildiren isimler yapar: beyaz-lık, kara-lık, kırmızı-lık, mavi-lik, mor-luk vb.

ı) Ana-lık, baba-lık, evlat-lık, oğul-luk gibi kelimelerde üveylik anlamı katar.

i) Bağlılık ve özellik anlamı katan adlar yapar: akılcı-lık, sağcı-lık, devrimci-lik, gerici-lik, milliyetçi-lik, solcu-luk, toplumcu-luk, Atatürkçü-lük vb.

j) Aç-lık tok-luk, az-lık çok-luk, bağ-lık bahçe-lik, var-lık yok-luk, bir-lik beraber-lik, dir-lik düzen-lik, gül-lük gülistan-lık örneklerindeki gibi ikilemeler yapar.

k) Getirildiği isme, çokluk veya topluluk anlamı katar: ağaç-lık, çalı-lık, çam-lık, çayır-lık, kavak-lık, orman-lık, vişne-lik, söğüt-lük vb.

2. -lı, -li, -lu, -lü

a) Sıfat yapar: anlayış-lı (arkadaş), sayı-lı (gün), bilgi-li (öğretmen), gölge-li (yer), renk-li (kâğıt), bulut-lu (hava), gül-lü (bahçe) vb. gibi.

b) Bir yere aitlik, bağlılık anlamı katar: Asya-lı, bura-lı, Konya-lı, Kayseri-li, lise-li, mahalle-li, doğu-lu, Selçuk-lu, köy-lü, üniversite-li vb.

c) Yaygın olarak kullanılmayan kök ve gövdelerle kalıplaşmış olarak, sıfat görevli kelimelerde bulunur: acık-lı, alım-lı, danışık-lı, paha-lı, tutar-lı giz-li, elveriş-li, sevgi-li, yer-li, top-lu, us-lu, söz-lü vb.

d) İkileme kurar: al-lı yeşil-li, an-lı şan-lı, bel-li baş-lı, sağ-lı sol-lu, der-li top-lu, gece-li gündüz-lü, iç-li dış-lı, iri-li ufak-lı vb.

İkilemeler kuran -lı, -li, -lu, -lü ekinin eski biçimi de böyledir. Fakat diğer örneklerdeki ekin eski şekli -lıg, -lig, -lug, -lüg olup başka bir ektir: tat-lıg > tat-lı, küç-lüg > güç-lü örneklerindeki gibi.

3. -sız -siz, -suz, -süz

Olumsuz anlam taşıyan adlar, sıfatlar, zarflar yapar: ahlâk-sızlık, ar-sız, hır-sız, ök-süz (annesiz), tel-siz; bağım-sız (ülke), görgü-süz (adam); kimse-siz (yaşıyor), tutar-sız (davranıyor) vb.

Bu ekle, ikilemeler de yapılır: borç-suz harç-sız, ipsiz sap-sız, iş-siz güç-süz, kayıt-sız şart-sız, ses-siz ses-siz, tat-sız tuz-suz, yer-siz yurt-suz vb.

4. -cı, -ci, -cu, -cü; -çı, -çi, -çu, -çü

Meslek, alışkanlık, taraftarlık isimleri yapar:

araba-cı, bilgisayar-cı, cam-cı, iz-ci, koru-cu, göz-cü, balık-çı, kitap-çı, diş-çi, iş-çi, simit-çi, tost-çu, gözlük-çü; şaka-cı, yalan-cı, geri-ci, kin-ci, kader-ci, sol-cu, uyku-cu, barış-çı, fırsat-çı, halk-çı, inat-çı, yaltak-çı, milliyet-çi, Türk-çü vb.

5. -cık, -cik, -cuk, -cük; -çık, -çik, -çuk, -çük

a) Küçültme, azlık, acıma, sevgi, şefkat bildiren adlar yapar: ada-cık, az(ı)-cık, adam-cık, ağaç-çık, anneciğim (anne-cik-im), Ayhan-cığım, boru-cuk, dere-cik, kadın-cık, kedi-cik, kimse-cik, küçü(k)-cük, teyzeciğim (teyze-cik-im), yavru-cuk, yumuşa-cık (yumuşak-çık), zavallı-cık..

b) Hastalık isimleri yapar: arpa-cık, yılan-cık, kızamık-çık, pamuk-çuk.

c) Bitki isimleri yapar: kızıl-cık, dil-cik, gelin-cik...

d) Organ isimleri yapar: elma-cık (kemiği), karın-cık, badem-cik, kese-cik, köprü-cük (kemiği), kapak-çık...

e) Hayvan isimleri yapar: sığır-cık, tatar-cık...

f) Alet isimleri yapar: dağar-cık, iğne-cik, maymun-cuk, dip-çik...

g) Yer isimleri yapar: Ayva-cık, Çınar-cık, Germen-cik, Harman-cık, Ova-cık, Yaka-cık, Göl-cük...

6. -ca, -ce, -ça, -çe

a) Özellikle sıfatlara ve zarflara çekim eki gibi gelerek asıl işlevi olan eşitlik, benzerlik, görelik, nispet gibi anlamları kazandırır: adam-ca, akıl-ca, ala-ca, bu-n-ca, çılgın-ca, filan-ca, kısa-ca, sarı-ca, soy-ca, yakın-ca, aile-ce, ben-ce, bilgi-ce, bölüm-ce, deli-ce, ekşi-ce, güzel-ce, iyi-ce, kendi-n-ce, siz-ce, çocuk-ça, yaş-ça, açık-ça, ak-ça, adet-çe, geniş-çe, gök-çe...

b) Ayrı-ca, başlı-ca, doğru-ca, düşman-ca, kolay-ca, böyle-ce, erken-ce, gizli-ce, ön-ce, sert-çe, çabuk-ça, hoş-ça, yavaş-ça örneklerindeki gibi adlardan, sıfatlardan bazen de zamirlerden sonra gelerek zarf yapar.

c) Dil ve lehçe isimleri yapar: Alman-ca, İngiliz-ce, Arap-ça, Fars-ça, Rus-ça, Türk-çe; Çuvaş-ça, Yakut-ça...

d) Yer isimleri yapar: Çamlı-ca, Çatal-ca, Çukur-ca, Kozlu-ca, Kumlu-ca, Sapan-ca, Yarım-ca, Derin-ce, Düz-ce, Sütlü-ce, Yeni-ce...

e) Doğrudan doğruya isimler ve sıfatlar yapar: o-n-ca, ılı-ca, kokar-ca; ala-ca (karga), aptal-ca (söz), Kara-ca (Ali) gibi.

7.-daş, -deş, -taş, -teş

Eşlik, ortaklık, bağlılık, aitlik bildiren isimler yapar: adaş (
8. -ncı, -nci, -ncu, -ncü

Sıralama ve derece bildiren isimler yapar: altı-ncı, bir-i-nci, elli-nci, iki-nci, son-u-ncu, üç-ü-ncü, yüz-ü-ncü gibi.

9 -ar, -er; -şar, -şer

Asıl sayı adlarından üleştirme sayıları yapar. Ünsüzle biten sayılara -ar, -er; ünlüyle biten sayılara -şar, -şer biçimi getirilir: kırk-ar, on-ar, beş-er, bir-er, üç-er; altı-şar, iki-şer, yedi-şer gibi.

10. -sal, -sel

Yapı olarak yanlış olmasına rağmen –sal, -sel eki bugün yaygın olarak kullanılmaktadır. Bilim eseri yerine bilimsel eser, kamu alanı yerine kamusal alan gibi yanlış kullanmalar tercih edilmektedir. Günümüzde nispet ifade eden î ekinin yerine -l ( doğa-l, özne-l, yasa-l), -al, -el (ulus-al, söz-el) ve –sal, -sel (sayı-sal, bölge-sel) ekleri de kullanılmaktadır. Türkçedeki batı kökenli keli­melerde de nisbet î’si yerine –k eki de (sosyoloji-k, biyoloji-k) kullanılmaktadır.

-sal, -sel eki açı-sal, anıt-sal, doğru-sal, duygu-sal, hayvan-sal, kalıt-sal, kara-sal, kut-sal, onur-sal, tarım-sal, yapı-sal, birey-sel, bitki-sel, bölge-sel, çizgi-sel, evren-sel, gelenek-sel örneklerinde görüldüğü gibi sıkça kullanılmaktadır. Ancak yapı olarak yanlış olan bu şekli yaygın örneklerinin dışında kullanmamaya özen göstermek gerekir.

Bunlardan başka, getirildiği isme değişik anlamlar katan ve sınırlı sayıda örnekte rastlanan isimden isim yapma ekleri de vardır. İsimden türemiş isimler hakkında fikir vermesi düşüncesiyle bunların çoğu aşağıda örnekleriyle birlikte verilmiştir:

-aç, -eç (boz-aç, kır-aç, top-aç), -ak, -ek (baş-ak, sol-ak, top-ak, ben-ek),-an, -en (oğulan>oğlan kız-an, er-en), -cıl, -cil, -cul,-cül; -çıl, -çil, -çul, -çül (tavşan-cıl, ben-cil, ev-cil, ölüm-cül, balık-çıl, kır-çıl, et-çil,ot-çul), -cileyin (ben-cileyin, sen-cileyin), -ç (ana-ç, ata-ç, baba-ç), -gıl, -gil, -gül, -kıl, -kil) (Ali-gil, dayım-gil, kır-kıl, iç-kil, dört-gül), -ka, -ge (baş-ka, öz-ge), -kan, -ken (baş-kan, er-ken), -kek (er-kek), -man, -men (ak-man, ata-man, kara-man, konuk-man, yal-man, dik-men, evci-men, gök-men, köle-men, küçük-men> küçü-men, köse-men, öz-men), -la (kış-la-g>kış-la, yay-la-g>yay-la), -lak, -lek (av-lak, kış-lak, kuş-lak, ot-lak, su-lak, ev-lek), -leyin (akşam-leyin, gece-leyin, sabah-leyin), -msı, -msi, -msu,-msü (acı-msı, ağac-ı-msı, kırmızı-msı, sarı-msı, tatlı-msı, tepe-msi, ekşi-msi, yeşil-i-msi, mor-u-msu), -mtırak (ekşi-mtırak, acı-mtırak, sarı-mtırak, mavi-mtırak, yeşili-mtırak), -rak, -rek (acı-rak, kısa-rak, tatlı-rak, iri-rek), -sak, -sek (bağır-sak, kur-sak, dir-sek, tüm-sek), -sı, -si, -su, -sü (kadın-sı, erkek-si, çocuk-su), -şın, -şin (ak-şın, kara-şın, sarı-şın gök-şin), -t (eş-i-t, yaş-ı-t), -z (altı-z, beş-i-z, dörd-ü-z, iki-z, üç-ü-z)

İsimden Fiil Yapma Ekleri

İsim kök ve gövdelerinden fiiller yapmak için kullanılan bu eklerin ayrı ayrı işlevleri yoktur. Hepsinin ortak işlevi, isimleri fiilleştirmek olduğu için türetilen fiilin anlamını ekler değil kök veya gövde konumunda olan isimler belirler. Bunlardan çok kullanılanları örnekleriyle aşağıda gösterilmiştir:

1. -la-, -le-

İsim soylu kelimelerden fiil gövdesi kurar: ak-la-, av-la-, bağ-la-, baş-la-, nokta-la-, suç-la-, ucuz-la-, yaz-la, yok-la-, yol-la-, ateş-le-, belge-le-, dem-le-, demir-le-, diş-le-, giz-le-, kilit-le-, mim-le, ter-le-, ütü-le-; çat-la-, çın-la-, gür-le-, hav-la-, üf-le- vb. gibi.

Bu ekle yapılan fiillerden bazıları bugün bu şekliyle kullanılmazlar. -n-, -ş-, -t- fiilden fiil yapma ekleriyle genişletilmiş olarak yeni bir ek görüntüsüyle ortaya çıkarlar: can-lan-, dik-len-, yaş-lan-, bol-laş-, dinç-leş-, iyi-leş-, makine-leş-, Türkçe-leş-, kir-let- vb. gibi.

Bazı dilciler bu özellik sebebiyle eki, -lan-, -len-; -laş-, -leş-; -lat-, -let- biçiminde de gösterirler.

2. -al-, -el-

İsim kökleri ve gövdelerinden genellikle dönüşlü çatıda fiiller kurar: az-al-, boş-al-, bun-al-, dar-al-, kör-el-, yön-el- gibi

3. -l-

İşlevi, -al- / -el- ekiyle aynıdır: doğru-l-, duru-l-, ince-l-, kısa-l-, sivri-l- vb.

4. -a-, -e-:

İsim soylu kelimelerden fiil gövdeleri kurar: ad-a-, benz-e- (
İsimden fiil yapan ve sınırlı kullanım alanı olan diğer ekler (bazı örnekleriyle) şöyle sıralanabilir: -ar-, -er- (ağ-ar-, baş-ar-, mor-ar-, on-ar-, ev-er-, göğ-er-); -da-, -de- (çatır-da-, fısıl-da-, horul-da-, ışıl-da-, kütür-de- ); -k- (aç-ı-k->ac-ı-k-, bir-i-k-, geç-i-k->gec-i-k-, göz-ü-k-); -kır-, -kir-, -kur-, -kür- (fış-kır-, hıç-kır-, kış-kır-t-, püs-kür-, tü-kür-); -msa-,-mse- (az-ı-msa-, ben-i-mse-, kötü-mse, küçükümse> küçü-mse-); -r- (deli-r-);-sa-, -se- (buğa-sa-, aygır-sa-, su-sa-, umur-sa, mühim-se-, garip-se-, önem-se-).

Fiilden İsim Yapma Ekleri

Fiil kök ve gövdelerinden, isimler yapmakta kullanılan eklerdir. Bu eklerin sayıca çok ve işlek olması, Türkçenin fiilden isim yapmaya elverişli bir dil olduğunun da göstergesidir.

1. -gan, -gen; -kan, -ken

Alışkanlık, özellik, aşırılık anlamı katar: atıl-gan, alış-kan, kay-gan, sıkıl-gan, sürün-gen; çalış-kan, somurt-kan, yalıt-kan, değiş-ken, üret-ken gibi.

2. -gı, -gi, -gu, -gü; -kı, -ki, -ku, -kü

Kullanım alanı çok geniş olan eklerden biridir. Fiilin gösterdiği hare­ketle ilgili türlü nesneleri, kavramları karşılar. Alet isimleri de yapar: al-gı, çal-gı, sar-gı, say-gı, bil-gi, der-gi, ez-gi, ser-gi, ver-gi, kur-gu, sor-gu, vur-gu, gör-gü, ör-gü, sür-gü; at-kı, bas-kı, biç-ki, bit-ki, seç-ki, iliş-ki, kes-ki, tut-ku, düş-kü, küs-kü vb.

3. -gın, -gin, -gun, -gün; -kın, -kin, -kun, -kün

Aşırılık anlamı taşıyan ve genellikle sıfat gibi kullanılan isimler türetir: az-gın, dal-gın, bez-gin, bil-gin, boz-gun, ol-gun, yor-gun, üz-gün; yat-kın, bit-kin, et-kin, geç-kin, piş-kin, seç-kin, tut-kun, küs-kün gibi.

4. -ı, -i, -u, -ü

Olan, yapan veya yapılanı karşılayan isimler türeten işlek bir ektir: an-ı, başar-ı, bat-ı, çarp-ı, kaz-ı, say-ı, sık-ı, yaz-ı, beğen-i, bildir-i, diz-i, gez-i, doğ-u, dol-u, kork-u, pus-u, sor-u, sun-u, öl-ü, ört-ü gibi.

5. -ıcı, -ici, -ucu, -ücü

Meslek ya da özellik bildiren isimler yapar: ak-ıcı, al-ıcı, bak-ıcı, kurtar-ıcı, yaz-ıcı, çek-ici, gez-ici, tüket-ici, üret-ici, ver-ici, boğ-ucu, oku-y-ucu, soğut-ucu, tut-ucu, güldür-ücü, sür-ücü gibi.

6. -ış, -iş, -uş, -üş *

Sayılı birkaç fiil dışında bütün fiil köklerine ve gövdelerine gelebilen işlek eklerden biridir. Kalıcı isimler de yapar: al-ış, anla-y-ış, bak-ış, davran-ış, sat-ış, yağ-ış, yaratıl-ış, gir-iş, söyle-y-iş, ver-iş, doğ-uş, duy-uş, sun-uş, gör-üş.

6. -k

Fiil kök ve gövdelerinden genellikle sıfat görevinde kullanılan kelimeler türeten işlek eklerden biridir: aç-ı-k, birleş-i-k, boz-u-k, del-i-k, dile-k, don-u-k, ez-i-k, göç-ü-k, iste-k, kes-i-k, kır-ı-k, sök-ü-k, tara-k, uyuş-u-k, yan-ı-k, yerleş-i-k. vb.

7. -m

Kalıcı isimler yapan işlek eklerdendir: al-ı-m, bak-ı-m, bas-ı-m, bil-i-m, çek-i-m, çiz-i-m, doğ-u-m, eğit-i-m, ek-i-m, geç-i-m, giy-i-m, iç-i-m, öl-ü-m, sar-ı-m, sat-ı-m, seç-i-m, sun-u-m, tak-ı-m, tanı-m, tad-ı-m, tüket-i-m, uçur-u-m, üret-i-m, ver-i-m, yud-u-m vb.

8. -ma, -me

Bütün fiil kök ve gövdelerine getirilebilir. Asıl görevi, iş isimleri yapmaktır: oku-ma, sula-ma, soruştur-ma, bekle-me, git-me, gez-me, görüş-me.

As-ma, ayaklan-ma, bas-ma, danış-ma, doku-ma, dol-ma, dondur-ma, kavur-ma, tamla-ma, tonla-ma, yak-ma, yaz-ma, yokla-ma, besle-me, böl-me, bütünle-me, dik-me, iç-me, sür-me örneklerindeki gibi kalıcı isimler de yapar.

9. -mak, -mek

Türkçedeki bütün fiil kökleri ve gövdelerine gelir. Asıl görevi, fiil isimleri yapmaktır: aç-mak, ağla-mak, kaz-mak, ofla-mak, utan-mak, yalvar-mak, bil-mek, derle-mek, gül-mek vb.

Ayrıca çak-mak, kay-mak, tok-mak, ek-mek, il-mek, ye-mek örneklerinde olduğu gibi az sayıda kalıcı isimler de yapar.

10. -tı, -ti, -tu, -tü

Genellikle yansıma tabanlarından ve dönüşlü çatı kuran eklerden sonra gelerek isimler türetir: cayır-tı, cızır-tı, çatır-tı, gıcır-tı, homur-tu, gümbür-tü, kütür-tü; alın-tı, bunal-tı, çarpın-tı, çıkın-tı, kabar-tı, karar-tı, kaşın-tı, kızar-tı, sığın-tı, sıkın-tı, uzan-tı, belir-ti, öden-ti, tiksin-ti, ürper-ti, doğrul-tu, görün-tü, vb. Fiile gelen örneklerde bu eki -ntı, -nti, -ntu, -ntü olarak da düşünebiliriz.

Yukarıda sıralanan fiilden isim yapma ekleri, diğerlerine göre örnekleri çok olan işlek eklerdir. Bunların dışında sınırlı sayıda örnekte rastlanan ve diğerlerine göre daha az işlek olan fiilden isim yapma ekleri de vardır. Bunlar, aşağıda alfabetik düzende sıralanmıştır:

-a, -e : doğ-a, sap-a, oy-a, yar-a, diz-e, geç-e, gel-e, sür-e...

-ağan, -eğen : dur-ağan, ol-ağan, yat-ağan, gez-eğen...

-ak, -ek : barın-ak, bat-ak, bıç-ak, dur-ak, kaç-ak, kay-ak, kon-ak, sap-ak, tut-ak, yat-ak, dön-ek, sür-ek, ürk-ek...

-alak, -elek : as-alak, yat-alak, çök-elek.

-amak, -emek : bas-amak, kaç-amak, tut-amak...

-anak, -enek: ol-anak, tut-anak, gel-enek, gör-enek, kes-enek, seç-enek.

-ca, -ce: sakın-ca, dinlen-ce, düşün-ce, eğlen-ce, güven-ce, söylen-ce...

-ç: gülün-ç, iğren-ç, inan-ç, kılın-ç, kıskan-ç, korkun-ç, sevin-ç, usan-ç. Eskiden sadece –n-’li çatılara gelen bu ek günümüzde ünlüyle biten fiillere de getirilmektedir: bağla-ç, imle-ç, tümle-ç.

-aç, -eç: kaldır-aç, sark-aç, say-aç, büyüt-eç, gül-eç, sür-eç...

-dı, -di, -du, -dü; -tı, -ti, -tu, -tü: imambayıl-dı, hünkarbeğen-di, şıpsev-di, gecekon-du, ayakbas-tı, külbas-tı, piş-ti, eltieltiyeküs-tü...

-ga, -ge: dal-ga, yon-ga, bil-ge, böl-ge, diz-ge, göster-ge, sömür-ge, süpür-ge, öner-ge...

-gaç, -geç; -kaç, -keç: solun-gaç, utan-gaç, il-geç, süz-geç, üşen-geç, yüz-geç, kıs-kaç...

-gıç, -giç, -guç, -güç: başlan-gıç, dal-gıç, bil-giç, sor-guç...

-maca, -mece : at-ma-ca, bul-ma-ca, koş-ma-ca, bil-me-ce, çek-me-ce, düz-me-ce, kes-me-ce, seç-me-ce...

-maç, -meç: al-maç, bula-maç, çığırt-maç, kar-maç, kurut-maç, sık-maç, yak-maç,yanılt-maç, yırt-maç, böl-meç, de-meç...

-man, -men: az-man, danış-man, okut-man, öğret-men, say-man, seç-men, yaz-man, yönet-men...

-mık, -mik, -muk, -mük: kıy-mık, il-mik, kus-muk, soy-muk...

-n: ak-ı-n, bas-ı-n, diz-i-n, gel-i-n, say-ı-n, tüt-ü-n, yay-ı-n, yığ-ı-n...

-t : an-ı-t, bin-i-t, dik-i-t, geç-i-t, kes-i-t, öğ-ü-t, um-u-t, kon-u-t, taşı-t, yak-ı-t, yap-ı-t, yaz-ı-t...

Buram, tutam, çatal, dolanbaç>dolambaç, saklanbaç>saklambaç, göçeri, uçarı, ışıl, kaypak, sürünceme, tutsak, yağmur, yayvan kelimelerinde koyu yazılan ekler ise (neredeyse) bu örneklerle sınırlıdır.

* -ış (-iş,-uş,-üş); -ma, -me ve –mak, -mek ekleri fiillerin ismini bildirir. Bu yönüyle mastar veya isim-fiil olarak da adlandırılırlar. Bu ekleri alan isimler, fiil çekimine girmezler. İsim soylu kelimelerin tüm özelliklerini gösterirler.

Sıfat Fiil Ekleri

Sıfat-fiiller, fiillerden yapılan geçici sıfatlardır. Fiil köklerine ve gövdelerine getirilen eklerle yapılırlar. Şekil bakımından fiilin özel biçimleri, işlev yönüyle de isim karakterindeki kelimelerdir. Fiillerin geçici hareket isimlerini oluştururlar. Sıfat-fiiller, bir ismin sıfatı olabilirler, çokluk, iyelik ve hâl eklerini alarak edatlara da bağlanabilirler. Sıfat-fiiller; yerine göre yüklem olur, kalıcı isim olur, sıfat gibi kullanılır, isim gibi çekimlenirler. Bir fiil şekli olan sıfat-fiiller, zaman ve hareket de bildirirler. Sıfat-fiil ekleri, fiillerden çoğunlukla sıfat görevinde kullanılan geçici isimler yapar. Bazı örneklerde kalıcı isimler yaptığı için bu eklerin fiilden isim yapma ekleri arasında gösterilmesi yanlıştır. Sıfat-fiil yapan ekler şunlardır:

-acak, -ecek: olma-y-acak (dua), öden-ecek (borç), veril-ecek (söz)...

Kalıcı isimler: çekecek, içecek, gelecek, yakacak, yiyecek...

-an, -en: Çok işlek olarak geçici isimler yapar: ağla-y-an (göz), çalış-an (usta), düşün-en (adam), geç-en (yıl), ver-en (el).

Kalıcı isimler: bakan, bölen, çağlayan, düzen, kapan, kıran, tamlanan, tamlayan, yaratan>yaradan.

-ar, -er: bak-ar (kör), dön-er (sermaye), koş-ar (adım), tut-ar (el)...

Kalıcı isimler: tutar, yazar, çizer, döner, geçer, gider, göçer, keser, yeter...

-ası, -esi: İşlek değildir. Dua ve beddualarda rastlanır: adı bat-ası (düşman), canı çık-ası (sarhoş), eli kırıl-ası (hırsız), kör ol-ası (şeytan), sağ ol-ası, yan-ası, yıkıl-ası, öl-esi...

-dık, -dik, -duk, -dük; -tık, -tik, -tuk, -tük : duyulma-dık (söz), tanı-dık (adam), görülme-dik (kalabalık), Bu ekin iyelik ekleriyle kullanımı daha yaygındır: bildiğim, sevdiğim, okuduğumuz, gördüğünüz, yaptığı, seçtiğiniz, yonttuğun, döktüğünüz gibi.

Kalıcı isimler: bildik, tanıdık...

-maz, -mez: çık-maz (sokak), görün-mez (kaza), tüken-mez (kalem), utan-maz (adam)...

Kalıcı isimler: çıkmaz, Korkmaz, Solmaz, Yılmaz, Dönmez, Sönmez gibi.

-mış, -miş, -muş, -müş: kırıl-mış (cam), veril-miş (ödev), oku-muş (adam), sön-müş (ocak)...

Kalıcı isimler: dolmuş, ermiş, geçmiş, yemiş...

-r: bil-i-r (kişi), gör-ü-r (göz)...

Kalıcı isimler: düşünür, gelir, okur, yatır...

Fiilden Fiil Yapma Ekleri

Fiil kök ve gövdelerinden, yeni fiiller türetmek için kullanılan, sayıca az fakat işlek eklerdir.

1. -l-

Dönüşlülük, edilgenlik ve bilinmezlik ifade eden fiiller yapar: boğ-u-l-, büz-ü-l-, üz-ü-l-, yor-u-l-; an-ı-l-, bas-ı-l-, duy-u-l-, gönder-i-l-, kaz-ı-l-, kıy-ı-l-, öv-ü-l-, sar-ı-l-, sök-ü-l-, ver-i-l-, yaz-ı-l-, yüz-ü-l- gibi.

Sonu ünlüyle ve l ünsüzüyle biten fiiller -l- ekini almazlar.

2. -ma-, -me-

Getirildiği bütün fiil kök ve gövdelerine olumsuzluk anlamı katar: duy-ma-, kaç-ma-, sor-ma-, uyu-ma-, yat-ma-, bil-me-, çek-me-, gör-me- vb. gibi.

3. -n-

Dönüşlülük ifade eden fiiller yapar: bak-ı-n-, çek-i-n-, giy-i-n, yet-i-n-...

Dönüşlülük ifade eden -n- ile edilgenlik, bilinmezlik yapan –n- birbirine karıştırılmamalıdır. Bunlar şekil bakımından aynı fakat işlev bakımından farklıdır:

Dönüşlülük
Edilgenlik, bilinmezlik

ara-n- (Çok arandı.)
ara-n- (Her yer arandı.)

sil-i-n- (Silinmiş, kurulanmış.)
sil-i-n- (Tahta silindi.)

yıka-n- (Ali yıkandı.)
yıka-n- (Araba yıkandı.)

4. -r-

Fiillere, yaptırma ve oldurma anlamı katan, geçişsiz fiilleri geçişli ya­pan eklerden biridir. Sonu ünlüyle biten fiillere gelmez. Daha çok, sonu ç, ğ, p, ş, t, y ünsüzleriyle biten tek heceli fiillere gelir: aş-ı-r-, bit-i-r-, doğ-u-r-, duy-u-r-, geç-i-r-, piş-i-r- vb.

5. -ş- :

Fiil tabanlarından işteş ve dönüşlü çatıda * fiiller yapar: at-ı-ş-, bak-ı-ş-, dön-ü-ş-, döv-ü-ş-, gör-ü-ş-, gül-ü-ş-, kalk-ı-ş-, kok-u-ş-, sev-i-ş-, sık-ı-ş- gibi.

6. -t-

Ettirgen çatı kuran çok işlek bir ektir: acı-t-, az-ı-t-, benze-t-, boya-t-, düzel-t-, kapa-t-, kuru-t-, oku-t-, öde-t, sür-t-, uza-t-, ürk-ü-t-,yüksel-t- gibi.

7. -dır-, -dir-, -dur-, -dür-; -tır-, -tir-, -tur-, -tür-

Çok işlek eklerden biridir. Ettirgen çatılı fiiller yapar. Ünlüyle biten tek heceli fiillerle ünsüzle biten bütün fiillere getirilebilir:kay-dır-, yaz-dır-, yıl-dır-, bil-dir-, de-dir-, giy-dir-, sez-dir-, sin-dir-, ver-dir-, ye-dir-, don-dur-, gül-dür-, yüz-dür-; aç-tır-, as-tır-, bık-tır-, tart-tır-, çek-tir-, koş-tur-, öp-tür-, tüt-tür- vb.

Yukarıdakilere göre az işlek olan, fiilden fiil yapma eklerinin diğerleri ise örnekleriyle birlikte şunlardır: -a-, -e- (bul-a-, dol-a-, tık-a-); -ala-, -ele- (dur-ala-, kak-ala-, kov-ala-, şaş-ala-, ov-ala- eş-ele-, gez-ele-, it-ele-, silk-ele-, tep-ele-);-ar-/-er- (kop-ar-, çık-ar-); -ı-, -ü- (kaz-ı-, sür-ü-); -k- (dol-u-k-, kan-ı-k-; bur-k-, kal-k-, sil-k-); -p- (kır-p-, ser-p-)...

* ÇATI:

(Türkçede fiil çatıları konusundaki tartışmalar henüz devam etmekte­dir. Bu tartışmalar sonuçlanıncaya kadar, gelenekleşmiş bilgiler hatırlatılacaktır.)

Fiilin anlam bakımından özneye ve nesneye göre olan bağlantısına çatı denir. Buna göre fiiller, öznelerine ve nesnelerine göre iki grupta değerlendirilirler:

1. Özneye göre fiiller:

a) Etken fiil: Özne alan, öznenin yaptığı işi gösteren fiillerdir: bil-, oku-...

b) Edilgen fiil: Öznesi belli olmayan, özne almayan fiillerdir. Etken fiillere -°l-, -°n- fiilden fiil yapma ekleri getirilerek kurulur: at-ı-l-, yaz-ı-l-, ara-n-, bile-n- gibi.

c) Dönüşlü fiil: Öznenin yaptığı işin doğrudan doğruya kendine döndüğünü, özneyi etkilediğini gösteren fiillerdir. Genellikle -°n- ekiyle kurulur. Fakat -°l- ve -°ş- ekleriyle de dönüşlü çatılar kurulabilir: gez-i-n-, süsle-n-; üz-ü-l-, iyile-ş- vb.

d) İşteş fiil: Bir eylemin birden fazla özne tarafından birlikte ya da karşılıklı yapıldığını gösteren fiillerdir. -°ş- ekiyle kurulur: bak-ı-ş-, bekle-ş-, kaç-ı-ş-, yaz-ı-ş-.vb.

2. Nesneye göre fiiller:

a) Geçişli fiil: Nesne alan fiillerdir: ara-, bul-, çek-, oku-, sev- gibi.

b) Geçişsiz fiil: Nesne almayan fillerdir: ağla-, düş-, gül-, uyu-, yat- vb.

c) Oldurgan fiil: Geçişsiz fiilleri geçişli duruma getiren fiilden fiil yapma ekleriyle yapılan fillerdir: ağla-t-, düş-ü-r-, gül-dür-, uyu-t-, yat-ı-r- vb.

d) Ettirgen fiil: Fiilin belirttiği işin özne tarafından bir başkasına yaptırıldığını gösteren fiillerdir. Geçişli veya oldurgan fiillere -°r-, -°t-, -d°r-, -t°r- ekleri getirilerek yapılır, geçişlilik dereceleri yükseltilir: iç-i-r-, şaş-ı-r-, büyü-t-, koş-tur-, yaz-dır-, öl-dür-t-, yap-tır-t-tır- vb.

Zarf Fiil Ekleri

Zarf-fiiller, fiil kökleri ve gövdelerinden yapılan geçici zarflardır. Cümlede, eylemin yapılış zamanını ve tarzını belirten zarf görevinde bulunurlar.

Eylemin yapılış tarzını bildiren bazı zarf-fiil eklerinde tarz görevi zayıflayıp bağ görevi öne çıktığı için zarf-fiil yerine bağ-fiil terimi de kullanılmaktadır.

Getirildiği fiile, yerine göre zaman, tarz ve bağ anlamı (veya görevi) katan zarf-fiil ekleri şunlardır:

-a, -e : bat-a çık-a, koş-a koş-a, sor-a sor-a, gül-e gül-e, gül-e oyna-y-a gibi tekrar gruplarında tarz görevini yerine getirirken kurallı birleşik fillerde bağ görevindedir: düş-e- (yaz-), düşün-e- (bil-), gid-e- (dur-), oku-y-a-(bil-) vb.

-alı, -eli : Zaman bakımından işin başlangıç sınırını veya işin süreklili­ğini bildirir: Okula başla-y-alı üç yıl oldu. oldu ol-alı, tanıştık tanış-alı, bildim bil-eli, geldim gel-eli, gittin gid-eli, görme-y-eli (büyümüş) gibi.

Bu ek, son zamanlarda zayıflayarak gel-eliden beri, sat-alıdan beri örneklerinde olduğu gibi beri edatıyla genişleme eğilimindedir.

-arak, -erek : Eylemin yapılış tarzını bildirir: anlat-arak (öğrendi), çalış-arak (kazan), kay-arak (düştü), gül-erek (cevap verdi), inle-y-erek (öldü).

Yaygın olmamakla birlikte son zamanlarda bazı ağızlarda –dan, -den;-tan, -ten ekini aldığı da görülür: basarak-dan, tut-araktan, diz-erekden, gül-erekten gibi. Bu söyleyiş biçimleri, yazı dilinde kullanılmamalıdır.

-dıkça, -dikçe, -dukça, -dükçe; -tıkça, -tikçe, -tukça, -tükçe: al-dıkça (aldı), bil-dikçe (sevindi), oku-dukça (okudu), gör-dükçe, yap-tıkça, iç-tikçe, tut-tukça, sürt-tükçe vb.

-ı, -i, -u, -ü: Tekrar gruplarında tarz; birleşik fiillerde bağ görevindedir: ağla-y-ı ağla-y-ı, oyna-y-ı oyna-y-ı, diz-i diz-i, solu-y-u solu-y-u, sür-ü sür-ü; al-ı- (ver-), gel-i (ver-), sor-u- (ver-), gül-ü- (ver-) vb.

-ınca, -ince, -unca, -ünce: Zaman gösterir: inan-ınca (yapar), gel-ince (sorar), sor-unca (öğrendi), gör-ünce (koşup geldi) vb.

-ıp, -ip, -up, -üp: Bu ekin bağ görevi daha kuvvetlidir: al-ıp (götürdü), çal-ıp (oynadı), sevin-ip (gitti), oku-y-up (adam oldu), sor-up (öğrendi), gül-üp (geçti).

-ken : i- fiiline getirilen zarf-fiil ekidir. Kullanımda i- fiilinin i’si düşer ve ek, ünlü uyumlarına uymaz: satar i-ken > satar-ken (düşünmez); dinlenmiş-ken, gülecek-ken, yazacak-ken vb.

-madan, -meden : Olumsuzluk ifade eden tek zarf-fiil ekidir. Olum­suzluk anlamıyla birlikte çıkma kavramı da katar: bil-meden (almış), çalış-madan (olmaz), gör-meden (karar veremem)...

Yukarıda sıralanan ekler ve bu eklere verilen örnekler, Türkçenin sondan eklemeli bir dil olarak yeni kelimeler türetmeye ne kadar elverişli olduğunu göstermektedir. Türkçede eklerin kelime türetme imkânı hakkında fikir vermesi açısından şu anekdot da dikkat çekicidir: “Türkçenin büyük hayranlarından olan ve otuz iki dil bilen J. Vandewalle 1991 yılında Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezini ziyaret etmiş ve bilgisayar programlarından yararlanarak bir eyleme yüz bin civarında kavram yüklenebileceğini göstermiştir.”*

Türkçenin yeni kelime türetmede bu denli imkânları varken, son zamanlarda özellikle batı dillerinden giren kelimeler için de Türkçenin yapısına ve kurallarına uygun biçimde türetilerek kullanılması teklif edilen Türkçe kelimelerin yerine (bazen değişik amaçlar ve anlayışlarla) ısrarla yabancı kelime kullanmak dilimiz açısından son derece yanlıştır.





 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol