İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Liberya Libya Madagaskar Malavi ve Mali
 


LİBERYA, LİBYA, MADAGASKAR, MALAVİ, MALİ



LİBERYA


DEVLETİN ADI: Liberya Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Monrovia
NÜFUSU: 2.780.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 99.067 km2
RESMİ DİLİ: İngilizce
DİNİ: Hıristiyanlık
PARA BİRİMİ: Liberya Doları

Afrika’nın batı kıyısında yer alan en eski zenci cumhûriyeti. Kuzeyde Sierra Leone ve Gine; doğuda Fildişi Kıyısı, güney ve batıda Atlas Okyanusu ile çevrilidir.

Târihi

Liberya toprakları, 16. yüzyıldan îtibâren Portekizliler tarafından keşfedilmiştir. Liberya’nın modern târihi, 1821’de Amerika Birleşik Devletlerinden âzâd edilen kölelerle yüklü bir geminin, Monrovia’ya gelmesiyle başladı. 1847’de ülkeye yeni yerleşmiş olan zenciler, kendilerinin buraya gelmesini destekleyen Amerikan Sömürge Cemiyeti ile bağlarını kopararak, bir istiklâl beyannâmesini yayınladılar. Kabîleler, bu Amerikan-Liberyalılarının 19. yüzyılın ikinci yarısında içeri doğru yayılmasına karşı koymaya çalıştı. Grebo ve Kru kabîleleri, 20. yüzyıla kadar Amerikan-Liberyalılarına karşı direnmeye devam etti. En son büyük kabîle ayaklanması, 1915’te vukû buldu. Liberya müttefikler safında İkinci Dünyâ Savaşına girdi. Savaş sonrası dönemde ABD ile karşılıklı savunma paktında olan Liberya, soğuk savaş meselelerinde batı taraftarı bir ülke oldu. Birleşmiş Milletler Teşkilâtının kurulduğu sene, bu teşkilâta üye oldu. 1960’da, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine seçilen ilk Afrika devleti oldu. 1963’te Afrika Birliği Teşkilâtına kurucu bir üye olarak katıldı. 12 Nisan 1980’de, o zamâna kadar Afrika’nın en istikrarlı ülkesi olarak bilinen Liberya’da Başçavuş Samuel K. Doe başkanlığındaki darbe ile yönetimi askeriye ele geçirdi. Darbede başkan öldürüldü. İşbaşına gelen 17 üyeli cunta hükûmeti, anayasayı geçici olarak iptal etti. Askerî yönetimin hazırladığı Anayasa 1984 Temmuzunda kabûl edilerek yürürlüğe girdi. 1985’te yapılan seçimleri, General rütbesi alan Doe, hîle karıştırarak kazandı. Doe’nin yönetiminden dolayı çıkan iç karışıklıklar savaşa dönüştü. Başkan Samuel Doe Eylül 1990’da devrildi. Amos Sawyer başkanlığında bir geçici hükûmet kuruldu. Çarpışan karşıt gruplar arasında ateşkes antlaşması imzâlandı. Fakat buna rağmen yer yer küçük çapta çatışmalar devam etti. 1992’de toplanan konferans geçici başkanlığa tekrar Sawyer’i getirdi. Gruplar arasında görüşmeler devam etmektedir (1993).

Fizikî Yapı

Liberya 99.067 km2lik bir yüzölçümüne sâhiptir. Ülke toprakları genel olarak iki coğrafi bölgeye ayrılır: Kıyı ovası ve üzerinden birçok nehirlerin geçtiği yayla. Kıyıdaki ova, içeriye doğru yaklaşık 50 km kadar uzanır. Sonra, tedricî olarak, deniz seviyesinden yüksekliği 250 metre olan bir yaylaya dönüşür. Moro, Lofa, St. Paul, St. Jhon ve Cess nehirleri, kıyıya paralel yapılacak bir yolculuğu zorlaştırırlar. Yayla bölgesi yüzeyi, Bomi Tepeleri ve Bong ve diğer dağlarla bölünmüştür. Yüksekliği 1850 m’ye ulaşan Nimba Dağı, Gine sınırı boyunca uzanır.

İklim

Kıyıda iklim, sıcak ve nemlidir. Senelik sıcaklık ortalaması 27°C’dir. Fakat, ocak ayında sahradan rüzgâr estiğinde sıcaklık 10°C’ye kadar düşer. Nisan-ekim ayları arasında yağış miktarı 5000 mm’yi aşar. İç kesimde, kıyıya nazaran yağmurlu mevsim daha kısadır ve geceler daha soğuktur.

Tabiî Kaynaklar

Liberya, 1950’den beri işletilen, zengin demir, mâden yataklarına sâhiptir. Demir mâdeni bakımından Afrika’da birinci durumdadır. Elmas ve altın da çıkarılır, fakat mevcut kurşun, manganez ve boksit yatakları pek işletilmemektedir. Ormanlar, bol miktarda bulunan, fakat az değerlendirilen abanoz, maun ve diğer değerli ağaçlarla doludur.

Bir zamanlar Liberya’da, vahşî hayvanlar bol miktarda bulunuyordu. Şimdi ise arasıra leoparlarla, timsahlara ve hattâ fil sürülerine rastlanır. Ayrıca, çok kısa boylu su aygırları görmek de mümkündür. Taşlık arâzi ve uyku hastalığı taşıyan gece sineği, hayvanlara zararlı olmakta ve bunların yetiştirilmesini zorlaştırmaktadır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Ülkenin nüfûsu 2.780.000’dir. Bu nüfus, iki ana gruptan ibârettir. Kabîle halkı ve ABD’den âzâd edilerek ülkeye gelip yerleşenlerin soyundan gelenler, yâni Amerikan-Liberyalıları. Nüfûsun % 5’ini meydana getiren Amerika-Liberyalıları, ülkedeki çoğu siyâsî ve sosyal başkanlıkları elinde tutar. Bunlar kıyı şehirlerinde oturmakta olup, resmî dil olan İngilizceyi konuşurlar. Avrupaî tarzda giyinirler ve çoğu Protestan ve Katoliktir.

Liberyalıların büyük çoğunluğu ise 16 kabîle grubundan birine üyedir. Her kabîlenin kendine has, dili, âdeti ve dîni vardır. En büyük gruplar, iç kesimde yaşayan Kpell ve öncelikle güney kıyısına yerleşmiş olan Bossa kabîleleridir. Aralarındaki kin, kabileleri biribirine yanaştırmamakda bu ise bölünüp zayıflamalarına sebeb olmaktadır. Her kabîlede, kendi bölgesinde bağımsızca asâyişi düzenleyen, halkını savunan ve yolları, pazarları düzenleyen 12 veya daha fazla başkanlar bulunur. Kabîle halkı, esas îtibâriyle küçük köylerde, orman içlerinde yaşar. Tarım yaparak, avlanarak ve bal ve diğer orman ürünleri, toplayarak geçinirler. Çoğu sıtma, verem, cüzzam ve tüberküloz gibi hastalıklara yakalanırlar. İç kesimde yeni yapılan yollar ve okullar kabîle âdetlerini değiştirmeye başlamış ve kabîle halkına mâden ve kauçuk işletmelerinde iş imkânı sağlamıştır.

Az sayıdaki Amerikalı, Avrupalı, ve Asyalılar üçüncü grubu meydana getirirler. Bunlar ülkede öğretmen, işadamı olarak bulunurlar. Sâdece zenci soyundan gelenler Liberya vatandaşlığına geçebildiğinden, Liberya vatandaşı olamazlar. Liberya, Afrika’nın okuma-yazma oranı en düşük ülkelerinden biridir. Bütün okul çağındaki çocukların ancak % 10’u okula kayıtlıdır. Pek az Liberyalı, dış ülkede veya kendi memleketinde Liberya Üniversitesinde; Cuttington College’de ve Our Lady of Fatinma College’de üniversite seviyesinde tahsil görür.

Siyâsî Hayat

1847’de yapılan Liberya anayasası, ABD’nin anayasasına benzer. Millî hükûmetin yetkileri bir başkan, senato ve temsilciler meclisi ve anayasa mahkemesinden ibâret yasama organı arasında paylaşılmıştır. Başkan 8 yıllık süreyle seçilir ve dört yıllık sürelerle sınırsız sayıda tekrar seçilebilir. Senatörler, altı yıllık süreyle ve temsilciler dört yıllık süreyle seçilir. Anayasa mahkemesi ve daha alt seviyedeki mahkeme hâkimleri, ömür boyu görev yapmak üzere seçilirler. Uygulamada, âile ve bölge bağları, hükûmet dâirelerine girebilmek için önemli faktörlerdir. 1877-1980 arasındaki her seçimi Trve Whig Party (gerçek Amerikan bağımsızlık savaşı taraftarı parti) kazanmıştır. 1980’de yönetimi bir darbe ile askeriye ele geçirmiştir. Cuntanın hazırladığı anayasa, 1984’te kabûl edilmiştir. 1985’te yapılan seçimleri cunta başkanı Doe kazandı. 1990’da yapılan darbe sonunda, hükûmet başkanlığına geçici olarak Sawyer getirildi.

Bütün yetkiler merkezî hükûmette olmakla birlikte, devlet, ilçe ve eyâletlere bölünmüştür. Bütün ilçe ve eyâletlerdeki hükûmet ve belediye görevlileri, başkan tarafından tâyin edilir. Mahallî ünitelerin vergi koyma yetkisi yoktur. Bunlar, sâdece Monrovia’daki merkezî hükûmetin verdiği yetkileri uygularlar. Liberya, Birleşmiş Milletler Teşkilâtına ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine üyedir.

Ekonomi

Liberya ekonomisi, tarıma ve ormancılığa dayanır. Ülkede iç tüketim için, pirinç, muz, manyok gibi bitkiler yetiştirilir. Hükûmet, dünyâ pazarlarında satış için, kahve, kakao, hurma, turunçgiller ve kolacevizi gibi bitkilerin yetiştirilmesini teşvik etmektedir. Liberya’nın tarım ihrâcâtındaki en değerli ürünü, dışarıya satılan mallar arasında demirden sonra ikinci sırayı alan, kauçuktur. Kauçuğun çoğu, toprağı Liberya hükûmetinden kirâlayan ABD firmaları tarafından büyük imtiyazlı bölgelerde yetiştirilir.

İkinci Dünyâ Savaşından sonra keşfedilen demir cevheri, hızlı ekonomik gelişmeyi sağlamakta, geliri yükseltmektedir. Bunun sâyesinde karayolları, demiryolları ve hidroelektrik santralı kurulmuş, yatırım artmış ve eğitim kolaylaşmıştır. Liberya’da birkaç çeşit îmâlat tesisi vardır. Petrol rafinerisi, kauçuk işletmesi, balık konserve îmâlathânesi gibi. Liberya ekonomisi, en iyi müşterisi olan ve kendine mâmul maddelerin çoğunu temin eden ABD’nin ekonomisine sıkı sıkıya bağlıdır. Bununla berâber, Avrupalıların ve Asyalıların ülkedeki yatırımları gün geçtikçe süratle artmaktadır.

Ülkede ulaşım, daha çok karayolu ile sağlanmaktadır. Ülkenin doğusundan batısına ulaşan 610 km’lik bir karayolu ile genelde mâden taşımacılığında kullanılan 500 km’lik bir demiryolu vardır. Nonrivia’da her cins uçağın inebileceği bir havaalanı mevcuttur.

LİBYA


DEVLETİN ADI: Libya Arap Halk Sosyalist Cemâhiriyesi
BAŞŞEHRİ: Trablus
NÜFUSU: 4.447.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 1.759.540 km2
RESMİ DİLİ: Arapça
DİNİ: İslâm
PARA BİRİMİ: Libya Dinarı

Afrika kıtasının, kuzeyinde Akdeniz kıyısında yer alan bir ülke. 32°-20° kuzey enlemleri ile 10°-25° doğu boylamları arasında kalır. KuzeydeAkdeniz, doğuda Mısır, güneydoğuda Sudan güneyde Nijer ve Çad, batıda ise Cezâyir ve Tunus’la çevrilidir.

Târihi

Libya’nın bilinen ilk târihi, ülkede mevcut mağara, harâbe ve eski eserler üzerinde yapılan araştırmalara göre, M.Ö. 400 yıllarında yaşamış olan Berberîlerle başlar. Eski Yunanlılar Libya’nın en eski yerlileri olarak bilinen Berberîlere, “Lebular” ve ülkeye de “Lebu” diyorlardı. Zamanla bu kelime, “Libya” şeklinde söylenmiştir. Berberîler, uzun müddet Fenikelilerin istilâsında kalmışlardır. Libya, bundan sonra birçok milletlerin istilâsına uğradı ve pekçok medeniyetlerin tesirinde kaldı. Libya’yı önce Kartacalılar, sonra Romalılar idâreleri altına aldılar. Romalılar buraya “Afrika” adını verdiler. Bu isim yıllar sonra bütün kıta için söylenir oldu. Libya, bunlardan sonra 642 yılına kadar Vandallar ve Bizanslıların istilâsında kaldı.

Mekke’de doğan İslâm güneşi, 642 yılında Libya’yı aydınlatarak, Afrika karanlığını ve Bizans zulmünü ortadan kaldırdı. Emevî orduları bölgeyi bunlardan temizleyerek, İslâm dîninin buralarda yayılmasına sebeb oldu. Emevîlerden sonra kurulan Abbâsî Devletinin meşhur halîfesi Hârûn Reşîd zamanında, Libya’ya “Ifrikiye” adı verildi ve devlete bağlı vâlilerce idâre edildi. Uzun yıllar Abbâsi hâkimiyetinde kaldıktan sonra, 910 yılında Fâtimîlerin işgâline uğradı. Kısa bir müddet sonra, önce Eyyûbi Devletine daha sonra Memlûklere bağlandı. Libya 1551 yılına kadar Memlûk sultanlarının idâresi altında kaldı. Aynı yıllar, Osmânlı Devletinin Asya, Avrupa ve Afrika’da fetihler yaparak zaferden zafere koştuğu yükselme dönemidir.

Bir zamanlar İspanya ve Malta şövalyelerinin elinde inleyen Trablus, 1551 yılında, meşhur Kaptan-ı derya Turgut Reis tarafından fethedilmiş ve Libya, Osmanlı Devletine bağlanmıştı. Libya, 400 yıl Osmanlı adâleti ve idâresi altında huzur ve refah içinde yaşadı. Osmanlı Devletine bağlı ayrı bir il idi. Osmanlı pâdişahının tâyin ettiği vâlilerce idâre edilir ve her yıl devlete vergi verirdi. Fakat Osmanlı Devletinin son zamanlarında iş başına geçen İttihat ve Terakki Partisinin beceriksizlikleri, üç kıtaya yayılmış büyük Osmanlı topraklarının elden çıkmasına sebep olduğu gibi, Libya da aynı âkıbete uğradı. İttihat ve Terakkicilerin tecrübesiz ve bilgisiz idâreleri sırasında Libya’ya gerekli önem verilmedi. Dünyânın içinde bulunduğu siyâsî buhranlar Afrika’da da kendisini göstermiş ve İtalyanlar, Libya’ya saldırmışlardır. Bundan sonra Libya, diğer Afrika ülkeleri gibi Avrupalı milletlerin mücâdele alanı olmuştur. Nihâyet 1911 yılında Ouchy Antlaşması ile ülke, İtalyanların eline geçti. Bu târihten îtibâren 1951 yılına kadar devâm eden kargaşalıklar dönemine girdi.

Libya’daki mevcut azınlıkların liderleri olan Ahmed eş-Şerîf, M.İdris ve M.İbn Ali el-Sanûsi gibi emirler, Avrupalılara karşı isyânları başlattılar. Ülke içinde İtalyanlarla şiddetli çarpışmalar oldu. İtalyanlar birçok katliamlar yaptılar. Nihâyet müttefiklerin yardımı ile 1951 yılında yabancıların idaresi son bularak Libya Krallığı kuruldu. 1953 yılında Arap Birliğine ve 1955 yılında da BM’ye üye oldu. Libya, 1963 yılında on yönetim bölgesine ayrıldı. Krallık, 1969’da meşrûti krallık hâline getirildi. Fakat çok geçmeden iki yıl sonra ordu içindeki genç subaylar grubu ihtilal hazırlığına girdiler. O sıralarda Türkiye’yi ziyâret etmekte olan Kral İdris devrildi. İhtilâl sırasında yüzbaşı rütbesiyle Silahlı Kuvvetler Komutanı olan Kaddâfi, ihtilâlden sonra, önce başbakan ve sonra da devlet başkanı oldu. Muammer Kaddâfi, ülke yönetimini ele geçirdikten sonra “ihtilâl lideri” olarak Libya’yı yeni bir düzen içine soktu. Arab-İsrâil Harbi netîcesi parçalanan Arab Birliği yerine Mısır ve onun yanında yer alan Arap ülkelerine karşı, Red Cephesini kurdu. Rusya ile yakın ilişkiler içerisine girerek politikasını Moskova’ya paralel bir tarzda yürüttü. Kendisinin yazdığı ve sosyalist fikirlerini ihtivâ eden Yeşil Kitab istikâmetinde bir Arap Birliği düşüncesine kapıldı. Mısır ile birleşme çabası boşa çıkınca Sûriye ile birleşme kararı aldı.

1980’de, bir uranyum kaynağı olan Çad ile resmî olarak birleşti. Son olarak Tunus ile birleşmeye teşebbüs edildiyse de, Mısır birleşmesi gibi başarısızlığa uğradı ve birçok karışıklıklar ortaya çıktı. Libya’daki ABD ve İngiltere’ye âit üsler kapatıldı. ABD ile karşılıklı ticarî misillemelerin ve Akdeniz’deki askerî sürtüşmelerin arkasından ABD uçakları Trablusgarb ve Bingazi’yi bombaladı. Bu saldırı Kaddâfi’nin ülke içindeki yerini yeniden güçlendirdi (1986). Libya’nın Mısır, Uganda ve Çad’ın içişlerine karışmaya kalkışması üzerine, bu ülkelerde birçok silahlı çatışma meydana geldi. Çad’a gönderilen Libya kuvvetleri mağlup olarak geri döndü. Kaddâfi, Castro politikasını Afrika kıtasında benzeri bir şekilde tatbik ederek Libya’daki birçok müesseseleri devletleştirmiş ve hür dünyâ ülkeleri ile olan ilişkilerini gerginleştirmiştir. 1986’dan îtibâren Amerika’nın Petrol ve havacılık sektörlerine uyguladığı ambargo, büyük ekonomik sıkıntıya yol açtı. 1990 yılında Kaddafi, Amerika ile ilişkilerini geliştirmeye başladı.

Fizikî Yapı

Yüzölçümü 1.759.540 km2ye ulaşmaktadır. Toprak bakımından Afrika’nın dördüncü büyük ülkesidir. Bu geniş toprakların hemen hemen % 95’i çöl veya kurak arâzidir. Kuzeyde Akdeniz ve güneyde Ekvator Afrikası arasında bir kum denizine benzeyen Büyük Sahra Çölünün, yaklaşık 1300 km uzunluğundaki büyük bir bölümü, Libya topraklarının tamâmına yakın kısmını meydana getirir.

Libya’nın, Tunus ve Mısır arasında bulunan Akdeniz kıyılarının uzunluğu, yaklaşık 1912 km’dir. Kıyıdan îtibâren gittikçe yükselen Libya toprakları, umûmiyetle yüksek yayla görünümünde olup, başlıca üç büyük bölgeye ayrılır; Bunlar Fizan, Trablus ve Sirenaik bölgeleridir.

Akdenize bir kavis şeklinde girmiş olan Sirenaik bölgesi, düz girintisiz çıkıntısız olan kıyılardan îtibâren yükselmeye başlar. Kıyıya paralel uzanan Yeşil Dağı (Cebel-ül-Ahdar) buradaki mevcut yaylanın en yüksek yeri olup, yaklaşık 880 m yüksekliğindedir. Kuzeydoğudaki bu yüksek yayla, güneydeLibya Çölüne doğru alçalmaya başlar.

Sidra Körfezinin batısında yeralan ve ortalama 650 m yüksekliğinde olan Trablus bölgesi, irili ufaklı vahalara sâhip olup, verimli topraklarla kaplıdır. Bu bölgenin en yüksek yeri olan Nefusa Dağı, bölgeyi kuzey rüzgârlarına karşı örter.

Libya topraklarının büyük bir bölümünü meydana getiren ve Kuzey Afrika’yı hemen hemen kaplamış olan Büyük Sahra Çölü ıssızdır. Sahra Çölünde iklim de çok farklılık gösterir. Bâzı yerlerine on yıl boyunca hiç yağmur yağmaz.

İklim

Libya iklimi yükseklik ve denize yakınlık bakımından çeşitlilik arz eder. Fakat genel olarak ülke, çöl ikliminin tesiri altındadır. Yazları oldukça sıcak ve kurak, kışları çoğunlukla ılık ve az yağışlı geçer. Bu yağışlar, birkaç haftayı bulmaz. Bahar aylarında güneyden esen Ghibli rüzgârı, Sahranın kavurucu sıcaklığını kuzeye doğru taşır.

Kıyı bölgelerde Akdeniz iklimi ve kıyıya yakın ve paralel uzanan yaylalarda yüksek ova iklimi hüküm sürer. Libya’da genel olarak yıllık sıcaklık ortalaması kışın 15°C ve yazın 38°C civârındadır. Bugüne kadar en fazla (rekor seviyede) sıcaklık, 1922 yılında Aziziye bölgesinde 58°C olmuştur. Yıllık yağış ortalaması Trablus’ta 400 mm, Sirenaik’de 500 mm’dir.

Kuzey yükseltiler, çoğunlukla üzüm bağları ve meyve bahçeleri ile kaplı iken, güney bölgelerde koruluklar bodur çalılar ve otlara rastlanır. Daha güneyde ise bu bitki örtüsü de bulunmaz ve kavurucu sıcaklığın getirdiği yarı yarıya çatlamış çöl toprakları mevcuttur. Trablus bölgesi, tarım ürünleri bakımından en fazla verimin alındığı vahalara sâhiptir. Kıyı ile Nefusa Dağı arasında yer alan Gefera Ovası umûmiyetle ağaçlık bölge olup, verimli topraklara sâhiptir. Çöllerin bol olduğu Fizan bölgesinde ise yer yer görülen vahalar sâdece hurma ağacı yetiştirilmesine imkân verir.

Tabiî Kaynaklar

Libya, yer îtibâriyle Akdeniz kıyısına yakın olmakla berâber, Afrika kıtasının özelliklerini üzerinde taşıyan bir ülkedir. Kıyı bölgeleri hâriç, ülkenin % 95’i çöl veya kurak topraklardan meydana gelir. Büyük SahraÇölünün ülkeye çok tesiri vardır. Çölün % 20’lik bölümü saf kumdur, diğer bölgeleri ve özellikle Libya topraklarında kalan kısımları, çıplak iri kayalıklardan meydana gelmiştir.

Trablus ve Sirenaik bölgelerinde yer yer yeşil sahalar mevcutsa da, güneydeFizan bölgesinde vahaların bulunduğu bölgeler hâriç, sâdece çölün kurak ve yarı çatlak toprakları yer alır. Vahalar civârındaki ağaçlıklar dışında ülkenin önemli bir orman zenginliği yoktur.

Kıyı bölgeler nisbeten sulak olup, Akdeniz ikliminin tesirinde kalan muhitlerde zeytinliklere ve ardıç, zakkum gibi nâdiren yetişen ağaç topluluklarına rastlanır. Mâden bakımından fazla zengin olmayan Libya’nın en önemli gelir kaynağı, petroldür. Mevcut petrol yatakları ülke ihtiyacını karşıladığı gibi önemli ihraç kaynağı durumundadır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Libya nüfûsu 4.447.000 olup, bunun büyük çoğunluğu kuzeybatı bölgesi ve özellikle Trablus civârında yaşamaktadır. Ülke topraklarının çok geniş olması ve ayrıca büyük bir bölümünün hayat şartları için müsâit olmaması sebebiyle nüfus yoğunluğu çok düşük olup, ancak kilometrekareye bir veya iki kişi düşmektedir. Bu rakam Trablus bölgesinde biraz artarak beş kişiye ulaşır.

Nüfûsun büyük bir bölümü Arap veya Araplaşmış Berberîlerden meydana gelir. Trablus, Bingâzi, Derne, Zuara, Homs, Misurata ve Beyda nüfûsun en kalabalık olduğu başlıca büyük şehirlerdir. Şehirlerden başka, ülkenin özellikle batı kesiminde yer alan vahalardaki insanlar, dâimâ çölün getirdiği birtakım zorluklarla karşı karşıyadırlar. Bunlardan iç bölgelerde bulunan Sebha, Murzuh, Cufra, Derg ve Gadames vahaları nisbeten kalabalıktır. Buradaki insanlar çoğunlukla sepet örme, deve yetiştiriciliği ve deri dabağlamacılığı işleriyle uğraşırlar. Nüfûsun sâdece % 5’i hemen hemen tamâmen çöl olan Fizan bölgesinde yaşar.

Resmî dil Arapça olup, halkın tamâmı tarafından konuşulur. Ayrıca Berberîce, Tebuca ve Sudanî dillerine de çok az olmak üzere rastlanmaktadır.

Libya halkının çoğunluğu Sünnîdir. Pek az olmakla birlikte Vehhâbilik ve mezhepsizlik de taraftar bulmuştur.

Libya’da eğitim ve öğretim seviyesi düşük olup, halkın yaklaşık % 50’si okur-yazardır. 1940-1943 yılları arasında ülkedeki bütün okullar İtalyanlarca kapatılmıştı. Daha sonra yavaş yavaş okullar açılmaya başlandı ve dışardan öğretmenler getirildi. Devlet, ülkenin en önemli gelir kaynağı olan petrol kârlarını bu alanda harcamaya hız verdi. 1956 yılında ilk üniversite (Libya Üniversitesi) açıldı. 1960 yılından sonra okulların sayısı artırıldı. 6-12 yaş grubuna öğretim mecbûriyeti getirildi. Berda’daki İslâm Üniversitesi, ülkenin ikinci büyük üniversitesidir. Ayrıca ülkede tarım endüstrileri, teknik ve meslek okulları mevcuttur. Devlet okullarında ihtilâlden sonra eğitim ve öğretim, sosyalist felsefe esaslarına göre yürütülmektedir. Libya’da basın ve yayın, devlet kontrolündedir. Günlük olarak yayın yapan 7 özel gazete devletleştirilmiştir. Sağlık hizmetleri de devlet kontrolündedir.

Libya, uzun yıllar Osmanlı idâresi ve Türk-İslâm kültürü altında kalmıştır. Bundan başka Birinci Dünyâ Harbinin cereyan ettiği cephelerden biridir. Dolayısıyla târihî mîrası, Libya’ya turizm açısından önemli bir gelir kaynağı teşkil etmektedir.

Siyâsî Hayat

Önceleri meşrûtî krallıkla yönetilmiş olan Libya, 1960 ihtilâlinden sonra cumhûriyet rejimine dönmüştür. Her ne kadar hâlihazır idâre şekli İslâm cumhûriyeti ise de, bütün güç “İhtilâl Konseyi”nin ve onun ihtilal lideri Muammer Kaddâfi’nin elindedir. Bir yandan sosyalizm prensiplerini uygulayarak, diğer yandan da mevcut Müslüman potansiyeli kullanarak, Arap dünyâsının ve İslâm câmiasının lideri olma arzusunda olduğu için, idârî tarzı birtakım tezatlar arz eder. Libya’nın, askerî cunta idâresinde, bir devlet başkanı, bir başbakanı ve bakanlar kurulu mevcuttur. Devlet başkanı Kaddâfi, aynı zamanda İhtilâl Komuta Konseyi Başkanıdır. Ülkeyi her bakımdan kontrolünde bulunduran İhtilâl Komuta Konseyi, başbakan ve bakanlar kurulunu tâyin etmektedir. Bu tâyinler devlet başkanınca onaylanmaktadır.

Libya, 10.9.1980 târihinde, Suriye ile birleştiğini açıklamıştı. Ortak bir hükûmet ve ortak bir devrim kongresinin kurulacağına dâir bildiri yayınlandı. Fakat bu birleşme fiilen gerçekleşmedi. Aynı olay Mısır ile de tekrarlanmış ve bir netîce alınamadığı gibi aksine ülkeleri birbiriyle çatışma safhasına getirecek derecede, dostluk münâsebetleri bozulmuştu.

İdârî olarak on ayrı bölgeye ayrılmış olan Libya, askerî kontrol altında merkezî bir cumhûriyet olup, 1969’dan bu yana “sosyalizm” ve “üçüncü evrensel teori” fikirleriyle dolu Yeşil Kitap istikâmetinde yönetilmektedir. Libya’nın yeni adı “Libya Arap Halk Sosyalist Cemâhiriyesi” olarak değiştirilmiş ve “hükûmet ve devlet”yerine “Büyük Halk Kongresi” kurulmuştur. Buna göre Halk Kongresinin beş kişilik “Sekreterya”sının birinci sekreteri, Devlet Başkanıdır.

Kaddâfi, tıpkı Castro gibi Moskova taraftarı bir politika tâkip etmiş, yeni bir fikir sistemi kurma çabasına girmiştir. Uyguladığı bu politika, Libya’yı komşuları, diğer Afrika ülkeleri ve hür dünyâ ülkeleri ile çeşitli sürtüşmelere getirmiştir. Bir İslâm Cumhûriyeti olmak iddiasını taşımasına rağmen, devlet idâresinde İslâm dîninin temel esaslarını reddederek, İslâmla ilgisini sâdece isim seviyesinde tutmuştur.

Ekonomi

Önceleri son derece bozuk olan ekonomik denge, petrol yataklarının bulunması sâyesinde normale döndü. Bugünkü durum îtibâri ile ekonominin yardımcı unsurlarını tarım ve hayvancılık teşkil ediyorsa da, asıl ana gelir, petrol ve petrol ürünlerindendir. Son yıllardaki petrol ihrâcatının önemli ölçüde artışı, Libya’yı dünyâya tanıtmış ve dünyâda petrol ihrâç eden ülkelerin altıncısı durumuna getirmiştir. Petrolden başka diğer önemli gelir kaynağı tabiî gazdır. Fakat bundan elde edilen gelir, petrol, gelirinin ancak yarısına ulaşabilmektedir. Libya’nın yılda 120.000.000 ton olan petrol üretimi ve yan ürünleri, ona Avrupa’daki iş hayâtına katılma fırsatı vermiştir. Meselâ Libya Arap Bankası, İtalyan Fiat Şirketinin en büyük hissedarlarından biri durumuna gelmiştir. Fakat bütün bunlara rağmen Libya dış borçlardan kurtulamamıştır. Dış borçların yanısıra Libya’nın politik açıdan yaptığı aşırı masraflar ve ABD ile İngiltere’ye olan gerginliği, ekonomisini tehdit etmektedir. İngiltere’yi bölgeden uzak tutabilmek için Malta’ya yaptığı askerî ve mâlî yardımlar, siyâsî rejimini yerleştirmek maksadıyla Çad ve Sudan’a yaptığı müdâhaleler ekonomisini önemli ölçüde sarsmıştır.

Libya’nın dış ticâretinin % 98’ini petrol, petrol ürünleri ve tabiî gaz meydana getirir. Ayrıca deri ve post, yerfıstığı, zeytinyağı, hurma, tütün, selüloz, bâdem ve çeşitli cins meyveler ve turunçgiller, diğer ihrâcat ürünleridir.

Balıkçılık diğer bir gelir kaynağı olup, özellikle ton balığı avlanır. Hayvancılık deve, sığır, merkep, at, koyun ve keçi yetiştirmekten ibâret olup et, deri, yün ihrâcatı açısından önemli bir gelir kaynağıdır.

El sanatları ve dokuma endüstrisi yanısıra sigara, deri ve zeytinyağı sanâyi kolları ve inşâat sektörü gelişmiştir. Özellikle inşâat yapımı için dış ülkelerden işçi ve mühendis gelmektedir. Bu bakımdan Türkiye ile sıkı bir ekonomik bağ kurulmuştur. Libya, Türkiye’den başka Mısır, ABD, İngiltere ve Fransa ile ticârî münâsebetler kurmuş durumdadır.

Trablus, Bingâzi, Sebha’daki modern havaalanları Libya’yı dünyânın mühim merkezlerine bağlar. Yurtiçi ulaşımını küçük jet uçakları (tayyareleri) sağlar. Havayolu ulaşımı, ülkenin büyük şehirlerini ve petrol merkezlerini birbirine bağlar ve en müsâit ulaşım vâsıtasıdır. 1964’ten îtibâren karayolu sistemine ağırlık verilmeye başlandı. Ülkedeki karayolu uzunluğu 19.300 km’ye ulaşmış olup, yarısından fazlası asfalt kaplanmıştır. Ülkede hiç demiryolu yoktur.

MADAGASKAR


DEVLETİN ADI: Demokratik Madagaskar Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Antananirova
NÜFUSU: 12.804.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 587.041 km2
RESMİ DİLİ: Hıristiyan, Müslüman, Putperest
DİNİ: Madagaskar dili ve Fransızca
PARA BİRİMİ: Madagaskar Frankı

Hint Okyanusunun batısında, Madagaskar Adası ve yakınındaki küçük adalar üzerinde kurulmuş bir Afrika ülkesi, Afrika kıtasından Mozambik Kanalı ile ayrılan Madagaskar, 11° 57’-25° 36’ güney enlemleri ile 43° 13’-50° 29’ doğu boylamları arasında yer alır.

Târihi

Madagaskar hakkında ilk bilgiler Arap kaynaklarından, bilhassa 10. yüzyıl ortasında Doğu Afrika’yı ziyâret eden El-Mesûdî’den elde edilmektedir. Ada, çağımız öncesinden îtibâren Endonezyalılar ve Afrikalılar tarafından nüfuslandırılmıştır. On ikinci yüzyılda Araplar, kuzeybatı kıyısında küçük bir kasaba kurdular. Zamanla adaya İslâmiyet yayıldı. Gaskar Adası bir Portekizli tarafından 1500’de tesâdüfen keşfedilinceye kadar Avrupalılarca bilinmiyordu. 1643 yılında Fransızlar o zamanlar küçük krallıklara bölünmüş olan adada, Dauphin Kalesini kurdular. On sekizinci asırda doruk noktasında olan Sakalava Krallıkları, aynı asrın sonunda yerini Merina Krallığına bıraktı. Bu krallık, İngiltere ile dostluk anlaşması imzâlayarak, kapısını Avrupalılara açtı. Bu arada Fransızlar 1841’de Nassi Beyi işgâl ederek Sakalavaları himâyesi altına almak istedi. Fransa, himâyesini kabul etmeyen Sakalava kıyısını bombaladı. 1885 yılında yapılan anlaşmayla, dış işlerinde başkan olan bir Fransız yöneticinin otoritesi altında bir çeşit himâye devlet kuruldu. 1896’da Fransız parlamentosu, Madagaskar’ı sömürge hâline getirdi. İkinci Dünyâ Savaşından sonra, Madagaskarlılar bağımsızlık için çetin bir mücâdeleye giriştiler. 1947’de ihtilal patlak verdi, kısa bir müdâhaleden sonra isyan bastırıldı. 60.000 ile 90.000 arasında insan öldü veya yaralandı. Ada bundan sonra direkt olarak Paris’ten idâre edilmeye başlandı. 1958’de Madagaskar, Fransız Cemiyeti içinde muhtar bir cumhûriyet oldu. 26 Haziran 1960’ta da tam bağımsızlığa kavuştu. 10 yıllık şeklî bir bağımsızlıktan sonra hâlâ ülkede 50.000 Fransız askeri vardır. Yabancı yatırımların üçte ikisi ihrâcatın dörtte üçü, ticârî değere sâhip bitkilerin yarısından fazlası Fransız ithâlat-ihrâcat şirketlerinin elinde idi. Kurak ve fakir olan güneyde 1972 başlarında, 100.000 öğrenci, yabancı ekonomik hâkimiyete son verilmesi için boykot yaptı. Boykot sindirildi fakat, Mayıs 1972’de başşehirde yeni kargaşalıklar başgösterince; hükûmet, iktidarı ordu komutanına bıraktı. 1972-1975 yılları arasında geçici bir hükûmet kuruldu. 30 Aralık 1975’te ikinci bir cumhûriyet îlân edildi. Yeni devletin adı Demokratik Madagaskar Cumhûriyeti oldu. Yeni cumhûriyet geniş bir devletleştirme politikası tâkib etti. Fransız askerlerini ülkeden çıkardı. 1991 senesi başlarında başlayan iç karışıklıklar yüzünden Temmuz ayında olağanüstü durum îlân edildi ve bir süre sonra sosyalistlerin kurduğu hükûmet istifâ etti. Bir süre sonra meclis ve Yüksek Devrim Konseyi feshedilerek, Zafy başkanlığında Yüksek Devlet Organı kuruldu. Başkanlık seçimlerinin ilk turu 25 Kasım 1992’de yapıldı. Seçimlere hîle karıştırıldığı gerekçesiyle ikinci tur 1993 senesine ertelendi.

Fizikî Yapı

Yüzölçümü îtibâriyle dünyânın dördüncü büyük adası olan Madagaskar, kuzeyden güneye 1570 km uzunlukta olup, âzamî genişliği 575 kilometredir. Yaklaşık 4800 km’den fazla olan kıyı hattı, bütün uzunluğu boyunca uzanan dağ zinciri ile coğrafî yapısının değişikliği dikkate değerdir. Ada üç tabiî coğrafî bölgeye ayrılır: Dağlık iç bölge, doğu kıyısı ve batı kıyısı.

Yüksek yaylalar ismini alan dağlık iç bölge, deniz seviyesinden 900 ilâ 1500 m yükseklikte olup, yüksekliği 1830 m’yi aşan üç dağ silsilesini ihtivâ eder. En yüksek tepe olan Maromokotro (2876 m), kuzeydeki Tsratanna sıra dağları üzerindedir. Yaylaların yüzeyleri, birbirinden farklı özellikler arz eder. Bütün istikâmetlerde çaprazvâri vâdiler ve derin dereler bulunur. Dağlık bölgenin yüksek kesimlerinde, çukur şeklinde büyük alçak basınç alanları ve bataklık ovalar mevcuttur.

Genişliği ortalama 50 km olan doğu kıyısı, yüksek yaylalar ve Hint Okyanusu arasında yer alır. Erozyona mâruz kalmış tepeleri ve bataklıkları ile özellik kazanır. Tek girinti olarak Antongil Körfezini ihtivâ eden kıyı hattı, dağların ana eksenine paraleldir. Bu kıyıdan Hint Okyanusuna dökülen nehirler kısa olup, ancak kısa mesâfelerde ulaşıma elverişlidir.

Bâzı yerlerde genişliği 190 km’ye ulaşan batı kıyısı, ovaları çöküntü alanları ve yaylaları ile doğu kıyısına nazaran daha değişken, daha çok girintili çıkıntılı bir görünüm arz eder. Bu kıyı, Madagaskar’ın en önemli coğrafî özelliğidir. Buradan Mozambik Kanalına dökülen nehirler daha uzun ve büyük bölümleri ulaşıma elverişlidir.

İklim

Adada iklim değişiklikleri, enlem farklılıklarından ziyâde yükseklik farklılıklarına bağlıdır. Kıyılarda iklim genellikle sıcak ve nemlidir. Dağlık iç kesimlerde ise ılımandır.

Madagaskar’da iki mevsim vardır: Sıcak (yağışlı) mevsim ve soğuk (kurak) mevsim. Sıcak mevsim, günlük yağmurlar ve fırtınalar dönemidir. Bu mevsim, yüksek yaylalarda, kasım sonundan nisan sonuna kadar devâm eder. Doğu kıyısında daha uzun, batı kıyısında daha kısadır. En güneyde sâdece iki ay sürer (aralık ve ocak). Soğuk mevsim nisandan kasıma kadar devâm eder. Bu mevsimde doğu kıyısı ve kuzey batısı yağışlı, yüksek yaylalar ise nemlidir. Batı kıyısı kurak, güney kıyısı daha da kuraktır. Senelik yağış ortalaması bölgelere göre değişmektedir. Antongil kıyısında 3700 mm olan yağış miktarı, kuzeybatı kıyısında 2100 milimetreye, batıda 940 milimetreye, güneybatıda ise 355 kilometreye düşmektedir. İç platoda bu miktar 1200-1325 mm arasında değişmektedir. Yıllık sıcaklık ortalaması ise kıyılarda 21°C-27°C, iç platoda ise 13°-19°C arasındadır. En soğuk ay temmuz ayıdır.

Tabiî Kaynaklar

Bir zamanlar Madagaskar’ı kaplayan kesif ormanlara, günümüzde ancak kıyı hattında ve merkezî dağ silsilesinin yamaçlarında rastlamak mümkündür. Tabiî bitki örtüsü, tarla açmak için yakılarak veya kesilerek yok edilmektedir. En kesif ormanlar, kuzeybatıda Ankaizina yaylalarında, Tsratanna dağ silsilesinde ve Sahamalaza Körfezi yakınlarındadır. Ormanlar koyu kırmızı ve güzel kokulu ağaçlarla demir ağacı gibi kıymetli ağaçları ihtivâ eder. Güneyde sık dikenli fundalıklar (kaktüs ve bodur ağaçlara karışan dev otlar) bulunur. Ada hayvanları kendisine has bir özelliğe sâhiptir. Önemli ölçüde bulunan timsahlar dışında, fil, maymun veya aslan gibi büyük hayvanlar yoktur. Bununla berâber sâdece Madagaskar’da bulunan ve maymuna benzeyen hayvanlar bol miktarda bulunur. Ayrıca bostan kirpisi, yarasa, yaban domuzu gibi memeli hayvanlara da rastlamak mümkündür. Madagaskar, yeraltı zenginlikleri olarak krom, mika, grafit ve ikinci derecede kıymetli taşları ihtivâ eder. 1980’de büyük petrol rezervleri bulunmuştur. Hâlihâzırda petrol çıkarılmamaktadır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

12.804.000 nüfuslu Madagaskar halkının büyük çoğunluğu (% 84) kırsal kesimde yaşar ve çiftçilikle geçinir. Yaklaşık 663.000 nüfûsa sâhip, başşehir ve aynı zamanda tek büyük şehir olan Antananarivo, yüksek yaylalar bölgesindedir. Nüfus artış oranı, % 2,6 civârındadır.

Fransız işgâlinden önce ve sonra, ticâret, iç göçler ve idârî yapı sebebiyle birbirine sıkıca bağlı olan etnik gruplar dağılmıştır. Madagaskar halkının en kalabalık ve nüfuzlu grubunu meydana getiren Merina kabîlesi orta kesimdeki dağlık arâzilerde yaşar. Bundan başka, Bertsileo, Sakalava, Mahafaly, Antaimoro, Antaisaka gibi etnik gruplar da vardır. Ayrıca Madagaskar’da Avrupalı, Çinli ve Hintli azınlıklar da mevcuttur. Resmî dil Madagaskar lisanı ve Fransızcadır. Yirminci yüzyıla kadar eğitim, misyonerlerin elinde kalmıştır. Günümüzde halkın yaklaşık % 50’si okur yazardır. Yüksek öğrenim Madagaskar Üniversitesinde ve ilmî araştırma enstitülerinde yapılmaktadır. Madagaskar ahâlisinin takriben üçte biri Hıristiyandır. Hıristiyanlık on dokuzuncu asırda misyonerler tarafından ülkede yayılmıştır. Madagaskar’da, bilhassa kuzeybatıda birkaç yüz bin Müslüman bulunmaktadır. Kırsal kesimdeki halkın çoğu eski dinlerini devâm ettirmektedir.

Siyâsî Hayat

30 aralık 1975’te îlân edilen Demokratik Madagaskar Cumhûriyetinde, Cumhurbaşkanı yedi yıl süreyle seçilir. Cumhurbaşkanı 12 üyeli ihtilal konseyine başkanlık eder. Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından tâyin edilir. Millî Halk Meclisinin altı yıllık süreyle işbaşına geldiği ülkede, sosyalizm esaslarına bağlı tek bir parti vardır. Madagaskar, Birleşmiş Milletler Teşkilâtına ve Afrika Birliği teşkilâtına üyedir.

Ekonomi

Madagaskar ekonomisi son yıllara kadar büyük çoğunlukla Fransız iktisâdî kuruluşlarının kontrolü altında idi. Günümüzde hükûmet, uyguladığı hızlandırılmış bir devletleştirme politikası ile, yaklaşık sanâyinin % 35’ini, ihrâcatın % 78’ini, ithâlatın % 60’ını, bankacılığın ve sigortacılığın tamâmını devletleştirmiştir.

Ekonomide öncelik, halkın % 80’inden fazlasının meşgul olduğu tarıma verilmiştir. Ülkede yetişen tütün, vanilya, çay, karanfil, biber ve kahve gibi tarım ürünleri ihraç edilmektedir. Halkın temel gıdâ maddesi olan pirinç yetiştirilmekte ise de şehirli halk için, düzenli olarak yılda 100 bin tonun üstünde pirinç ithal edilmektedir. Madagaskar’da yetiştirilen 10 milyon baş sığır, ülkenin dondurulmuş et ihraç etmesine imkân vermektedir. Tarım ürünleri ihrâcat gelirlerinin % 30’unu sağlar. Ülkede çıkarılan krom, mika, grafit ve ikinci derecede kıymetli taşlar ihraç edilmektedir. Son yıllarda keşfedilen büyük petrol rezervleri sâyesinde Madagaskar’ın petrol ihraç eden bir ülke durumuna gelmesi beklenmektedir. Mâmül maddelerinin çoğu ithal edilmekte ise de, sıkı bir ithâlat politikası sebebiyle ticâret dengesi ülke lehine kaymaktadır. Enflasyon % 8 civârında tutulmaktadır.

Ulaşım sahası, sosyal ve ekonomik gelişme için büyük engel teşkil etmektedir. Yolların uzunluğu ve bakımı yetersizdir. Sömürge devrinden kalma demiryolları geliştirilmemiştir. Bu eksikliklere karşılık olarak hava yolu ulaşımı geliştirilmeye çalışılmaktadır. Başşehir yakınlarındaki İvanto havaalanı ülkenin tek milletlerarası havaalanıdır.

MALAVİ


DEVLETİN ADI: Malavi Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Lilongwe
NÜFUSU: 9.484.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 118.484 km2
RESMİ DİLİ: Malavice (Şiş-va), İngilizce
DİNİ: Yerli bâtıl inançlar, Müslümanlık
PARA BİRİMİ: Malavi Kwachası

Afrika’nın güneydoğusunda yer alan bir ülke. Kuzeyde Tanzanya, doğuda ve güneyde Mozambik ve batıda Zambiya ile çevrilidir.

Târihi

Malavi’nin uzak geçmişi iyi bilinmemektedir. Bununla berâber yapılan târihî araştırmaların netîcesine göre, bu ülkenin târihinin 13 ve 16. yüzyıllar arası yaşamış olan, Malavi İmparatorluğu ile başladığı kabûl edilmiştir. Buna göre bölgenin ilk sâkinleri, Bantuların bir kolu olan Şis- valardır. On yedinci yüzyıldan îtibâren ülke, Portekizlilerin, İskoçların ve İngilizlerin saldırılarına mâruz kalmaya başladı. 1891 yılından 1964 yılına kadar, İngiliz işgâli altında kaldı. Bu târihte, İngiliz Milletler Topluluğu içinde bağımsız bir devlet oldu. İki yıl sonra da, cumhuriyetin îlânıyla, müstakil hâle geldi. Aynı yıl yapılan halk oylaması netîcesinde, yıllardır Malavi’nin istiklâl mücâdelesinin liderliğini yapmış olan Dr. Hasting Kamuzu Banda, Cumhurbaşkanı seçildi. Banda’nın başkanlığını yaptığı Millî Kongre Partisinin üyelerinden teşkil edilmiş Maldiv Meclisi, 1971 yılında Banda’nın ömür boyu Cumhurbaşkanı olduğunu îlân etti. İlk seçimler 1978 Haziranında yapıldı. Banda günümüzde de Cumhurbaşkanlığı görevini südürmektedir (1993).

Fizîki Yapı

Afrika’nın güneyinde yer alan ve dar bir şerit hâlinde uzanmış olan Maldiv toprakları, Büyük Rift Vâdisinin güney kısmını meydana getirir. İnce ve uzun bir şekli olan Malavi (Nyasa) Gölü, ülkenin hemen hemen bütün doğu sınırlarını kaplar. Ülkenin yüzölçümü 118.484 km2dir. Bunun 24.403 km2si Malavi Gölüne âittir. Deniz seviyesinden 460 m yüksekte olan Malavi Gölünün en derin yeri 706 m olup, batı ve güney kıyıları Malavi Cumhûriyetine, diğer kıyıları Mozambik ve Tanzanya’ya âittir. Ülkenin bütün nehirleri Malavi Gölüne dökülür. Bunlardan Malavi Gölü ile Malombe Gölü arasında yer alan ve ülkenin en büyük nehri olan Shire 95 km uzunluğundadır.

Yaklaşık olarak 830 km uzunluğunda ve 160 km genişliğindeki Malavi toprakları, kuzeyden güneye doğru gittikçe yükselen yayla ve dağ silsilelerinden meydana gelir. Bu yüksekliklerin doğu yamaçları Malavi Gölüne yaklaştıkça alçalırlar. Bu yaylaların en büyüğü olan Lilongve Yaylası, ortalama 1065 m civârında yüksekliğe sâhiptir. Ülkenin en yüksek noktası 3.000 m ile Mlanje Dağı ve en alçak yeri de güneydeki Nsanje bölgesi olup, denizden 36 m yüksekliktedir.

İklim

Genel olarak tropikal iklimin tesiri altındadır. Hava sıcaklığı ortalama olarak temmuz ve ağustos aylarında 21°C ekim ayında ise 29°C’dir. Dolayısıyla en sıcak aylar ekim ve kasım aylarıdır. Aralıktan nisan ayına kadar yağışlar çoktur. Yüksek bölgelerde ise sıcaklık ve yağış farkları fazladır. Yıllık ortalama yağış miktarı yaklaşık 1150 milimetredir.

Tabiî Kaynakları

Malavi, kendine yetecek ürünleri elde edecek kadar, orta seviyede verimli topraklara sâhiptir. Yüksek ve bol yağış alan bölgeler, savanalar, baobab ağaçları ve kalın yapraklı ağaçlar bakımından oldukça zengindir. Malavi Gölünün Nkhata Körfezi kıyıları ise tropikal ormanlarla kaplıdır. Bütün bu ormanlar, ülkenin yaklaşık % 20’sini kaplar. Bu ormanlarda genellikle fil, aslan, leopar, çita, porsuk, çakal, zebra, su aygırı, maymun ve antilop, bol miktarda mevcuttur.

Malavi, yeraltı kaynakları bakımından fakir olup, mâden ihtiyâcını daha çok komşu ülkelerden tedârik ederek karşılar.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Malavi nüfûsunun çoğunluğunu, Bantu aşîretinden olan yerliler teşkil etmektedir. Çok az miktarda Asyalı ve Avrupalı da mevcuttur. Yaklaşık 8.515.000 kişi olan nüfûsun büyük çoğunluğu aşağı yukarı 200 kişiden teşkil edilmiş küçük köylerde yaşar. Nüfûsun % 10’luk bir bölümü ise şehir merkezlerindedir.

Halk genellikle tarımla uğraşır. Bununla berâber Rodezya, Güney Afrika Cumhûriyeti ve Zambiya’ya mâden ocakları ve çiftliklerde çalışmak üzere binlerce işçi gider. Yıllık millî gelir ve halkın refah seviyesi oldukça düşüktür. Kişi başına düşen millî gelir ise sâdece 200 dolar kadardır (1993). Televizyon yayını yoktur. Ulaşım yolları ise kifâyet etmemektedir.

Resmî dil İngilizce ve halkın % 90’ının konuştuğu Malavice (Şiş-va lisanı)dir. İngilizce öğretim yapan yabancı okullardan başka, özellikle 1948 yılından sonra açılan yerli okulların sayısı bir hayli fazladır. Böylece halkın % 60’a yakın bir bölümü okur-yazar hâle gelmiştir. Halk, çoğunlukla yerli inançlara mensuptur. Son zamanlarda İslâmiyet hızla yayılmaktadır. Bugün nüfûsun % 35’lik bir bölümü İslâmiyeti kabul etmiştir.

Siyâsî Hayat

Demokratik parlamenter ve başkanlık sistemi ile idâre edilmektedir. Cumhurbaşkanı, normal olarak beş yıllık bir görev süresi için seçilmektedir. Millet Meclisi 102 üyeden meydana gelmiş olup, sâdece Millî Kongre Partisinin hazırladığı aday listesine göre seçilir. Meclisin 15 üyesi ise parti tarafından seçilir. Yasama gücü meclise âittir. Hükûmet, Meclis üyelerinden Devlet Başkanının tasvibi ile kurulur. Meclis, 1971 yılında çıkardığı bir kânunla, Dr. Banda’yı ömür boyu devlet başkanı îlân etti. Hâlâ bu görevde bulunmaktadır (1993).

Ekonomi

Ekonomi daha çok tarım ve hayvancılığa dayanır. Halkın % 90’ı tarım alanında çalışır. Ülke topraklarının 25.000 km2si tarıma elverişlidir ve oldukça verimlidir. En çok yetişen ürünler, çay, tütün, mısır, kahve, manyok, pirinç, şekerpancarı, darı, pamuk, sebze ve meyvedir. En önemli ihraç ürünleri tütün, çay ve pamuktur. Ülkede tarım ürünlerini işleyen işletmelerden başka bir rafineri, îmâlât sanâyii, çimento, dokuma ve seramik fabrikaları mevcuttur.

Ormanlarından elde edilen kereste çok makbul olup, ülkenin önemli gelir kaynağıdır. Mâdenleri yetersiz miktardadır ve daha çok îmâlât sanâyiinde kullanılır. Dış ülkelerden umûmiyetle tüketim malları, petrol, çeşitli mâdenler, makina ve motorlu araç ithâl eder.

Ülkenin gelir kaynakları arasında balıkçılık ve turizm önemli yer tutar. Malavi Gölü, Rift Vâdisi ve Mlanje Dağı turistik açıdan büyük önem taşımaktadır.

MALİ


DEVLETİN ADI: Mali Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Bamako
NÜFUSU: 8.464.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 1.240.000 km2
RESMİ DİLİ: Fransızca
DİNİ: İslâm
PARA BİRİMİ: Mali Frankı

Batı Afrika’da yer alan bir ülke. Kuzeybatıda Moritanya, kuzeydoğuda Cezâyir, doğuda Nijerya ve Yukarı Volta, güneyde Fildişi sâhili, güneybatıda Gine ve batıda Senegal ile çevrilidir. Kuzeyde üzerinden yengeç dönencesi geçen Mali, 10°09’ güneş, 24°59’ kuzey enlemleri ile 4°17’ doğu ve 12°14’ batı boylamları arasında yer alır.

Târihi

Ortaçağda Mali’de kurulan devletler hakkında bilgiler, öncelikle Arap târihçiler vâsıtasıyla gelmiştir. Ortaçağda Mali’nin kuzeybatı kesimlerinde ve Moritanya, Senegal ülkelerinde kurulan Gana Devleti 850-1050 yılları arasında parlak bir dönem yaşadı. Bu devletin günümüzdeki Gana ile ilgisi yoktur. 1200-1400 döneminde Mali İmparatorluğunun kuvvetlenmesi sonucunda kuvvet ekseni Nijer koridoruna kaydı. Bu devlet her istikâmette yayılan fetihlerle batıda Senegal içlerine, doğuda bugünkü Nijer içlerine ve güneyde ticâret sâyesinde ormanlık bölgelere kadar genişledi. 1460-1590 yılları arasında Songhgi İmparatorluğu bu devleti teslim aldı. Bunların gelişmesi, İslâm dîninin bir irfan merkezi hâline gelen Timbuktu şehrinin büyümesine tesâdüf etmektedir. 1591 yılında, birkaç bin Faslı asker, çölü geçerek Songhai İmparatorluğuna son verdi. Bundan sonra Nijer Vâdisinde küçük devletlerin hâkim olduğu bir dönem başladı. Bu devletlerden en önemlisi 1650- 1850 dönemindeki Bambara Devleti idi. On dokuzuncu asırda, Fulbe topluluğu, askerî ve dînî hareketlere yön verdiler. Bu hareketler, Mali’de İslâmiyeti en yaygın din hâline getirmeye yetti. Fransa bu toprakları on dokuzuncu yüzyılın son 20 yılında sömürge hâline getirdi. Ülke, Fransız Sudan’ı ismini aldı. Mali, Nijer Vâdisinde yapılan yatırımlar hâriç, Fransız Batı Afrika Federasyonunun ekonomi ve politikasında önemli bir rol oynamadı. İkinci Dünyâ Savaşından sonra başlayan bağımsızlık hareketleri sonucunda, 1958 yılında Fransız Sudan’ı muhtar bir cumhûriyet oldu. Ertesi sene Sudan Cumhûriyeti Senegal ile birleşerek, Mali Federasyonu teşkil edildi. Federasyon Haziran 1960’ta bağımsızlığını îlân etti, fakat Senegal Ağustosta federasyondan ayrıldı. Bunun üzerine devlet başkanı Modibo Keita, 22 Eylül 1960’ta bağımsız Mali Cumhûriyetini îlân etti. 1968’de Teğmen Mûsâ Traore liderliğinde genç subaylar, Keita’yı devirerek Millî Özgürlük Askerî Komitesini kurdular. Bu komite, 1979 yılında sivil yönetime geçişi sağladı. Yapılan seçimleri komite başkanı Mûsâ Traore kazanarak devlet başkanlığına geçti. Başkan Moussa Traoé, 26 Mart 1991’de yapılan bir darbe ile devrildi. Yarbay Amadou Touré başkanlığındaki Ulusal Uzlaşma Konseyi, başbakanlığa bir sivil olan Soumana Sacko’yu getirdi. 1992 başlarında yapılan yerel yönetim ve milletvekili seçimlerine birçok parti katıldı. Başkanlık seçiminin ikinci turunda % 70 oy alan Alpha Konaré 8 Haziranda resmen göreve başladı (1993).

Fizikî Yapı

Mali’nin büyük bir bölümü düz arâzilerden meydana gelmiş olup, güneyden kuzeye üç farklı bölgeye ayrılır. Bu bölgeler Savana, Step bölgesi (Sahel) ve çöldür.

Güneyde yer alan Savana, ağaçlı otlaklardan meydana gelmiştir. Ağaçsız bir ova hâlindeki Step bölgesi, Savananın hemen kuzeyinde başlayıp, batıdan tam Moritanya sınırının altından geçen ve doğudaki târihî Timbuktu ve Gao şehirlerini ihtivâ eden bir şerit meydana getirir. Senegal ve Nijer nehirleri, Savana ve Step bölgeleri içinden akar. Senegal’in kolları, Gine’nin dağlık arâzilerinden doğar. Mali’nin batı kısmındaki toprakları suladıktan sonra ana kolu meydana getirmek üzere birleşir. Nijer Nehri de aynı arâzilerden kaynaklanır. Güneybatıda Gine’den ülkeye girerek, kuzeydoğu istikâmetinde meşhur Timbuktu şehrine kadar 960 km boyunca akar. Sonra doğu istikâmetinde yaklaşık 320 km boyunca Mali topraklarını suladıktan sonra güneydoğuya yönelerek Nijer topraklarına girer. Bu nehir Afrika’nın üçüncü büyük nehri olup, Mali’nin candamarını teşkil eder. Nijer Nehrinin meydana getirdiği delta, bir yılda arka arkaya iki defâ mahsul alınmasını mümkün kılan verimli bir ovadır. Sahra Çölü, Step bölgesinin kuzeyinde kalan bütün Mali topraklarını kaplar.

İklim

Afrika’nın bol yağış alan tropikal ormanlarının kuzeyi boyunca uzanan Mali’de, sıcak ve kurak bir iklim hüküm sürer. Yağmur özellikle haziran ve eylül ayları arasında yağar. İklim ekim ve kasımda sıcak nemli, ocak ayına doğru soğuk ve kurak, hazirana kadar sıcak ve kuraktır. Yıllık yağış miktarları güneyden kuzeye doğru azalır. Sana bölgesi güneyde yılda yaklaşık 1500 mm’lik, kuzeyde ise 500 mm’lik yağış alır. Step bölgesinde yıllık yağış miktarı sâdece 175 mm ile 500 mm arasında değişir. Sahra Çölünde yağış miktarı yok denecek kadar azdır.

Tabiî Kaynakları

Mali’nin oldukça büyük bir bölümü bitki örtüsünden mahrumdur. Güneydeki Savana bölgesi iri otlar ve fundalıklarla kaplıdır ve her çeşit yabânî hayvanları ihtivâ eder. Mâdenî kaynakları çok az olan Mali’nin en önemli mâdenleri mermer ve kireç taşıdır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Seyrek olarak nüfuslanmış Mali’de km2ye 6 kişi düşer. Bununla berâber bu rakam bölgelere göre büyük değişiklikleri ihtivâ eder. Meselâ çölde nüfus yoğunluğu sıfıra yaklaşır. Step ve Savananın bâzı uzak kesimlerinde, yoğunluk genel ortalamanın ancak üçte birine ulaşır. Diğer taraftan Bamako ve Timbuktu arasındaki Nijer koridorunda, km2ye düşen insan sayısı ekseriyâ 27’nin üstündedir. Nüfûsun % 80’den fazlası, nüfûsu 2000’den az olan köylerde yaşar. En büyük şehir merkezleri Nijer koridorundadır. Yaklaşık 646.000 nüfuslu Bamako, her biri 50.000 nüfuslu Mopti ve Sego şehirleri en önemli yerleşim merkezleridir.

Günümüzdeki yıllık nüfus artış oranı % 2,5 olup, nüfusun 20 yılda iki kat artacağı tahmin edilmektedir. Çoğu çocuklar 2 yaşına varmadan ölürler. Ortalama hayat süresi, 35 ilâ 40 sene arasında değişmektedir.

Mali Devleti içinde en nüfuzlu grup, yaklaşık 2 milyon nüfuslu ve hemen hemen nüfûsun % 40’ını meydana getiren Bambara etnik grubudur. Bu topluluk, Nijer- Kongo dillerinden Mande grubuna âit Bambara lisanını konuşur. Diğer önemli etnik grupları: Fulbe, Moorlar, Tuareg, Songhai, Dogon ve Senufodur.

Mali halkının yaklaşık % 90’ı Müslümandır. Müslümanlar kendilerine has eğitim sistemlerine sâhiptirler. Hıristiyanlar nüfûsun ancak % 1’ini meydana getirir, halkın geri kalanı putperesttir.

Resmî dil Fransızcayı okuyup yazan pek azdır ve şehir merkezlerinde toplanmıştır. Hükûmet 1960’tan beri, ilk ve orta dereceli eğitimi mecbûri yaparak okuma-yazma oranını arttırmaya çalışmakta olup, halkın % 10 civârındaki bir kısmı okur-yazardır.

Siyâsî Hayat

22 Eylül 1960’ta bağımsızlığa kavuşan Mali, 1968’de askerî bir darbe sonucunda, Askerî Millî Hürriyet Komitesi tarafından idâre edilmeye başladı. Bu komitenin yönetimi, yönetici bir parti olarak kurulan Mali Halkı Demokratik Birliği zamânına kadar devâm etti. Mali’de 137 üyeli millî konsey, buna karşı sorumlu 19 üyeli merkez yürütme bürosu vardır. Cumhurbaşkanı altı yıllık süreyle seçimle görev başına gelir. Büyük çoğunluğu sivil olan bir kabîne ve halk tarafından seçilen bir meclis olsa da, ülkeyi etkileyen temel kararları hâlâ askerler vermektedir. Mali, Afrika Birliğine ve Birleşmiş Milletler Topluluğuna üyedir.

Ekonomi

Mali ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanır. Nüfûsun yaklaşık % 75’i çiftçilikle, % 10’u hayvancılıkla ve % 2’si balıkçılıkla uğraşır. Ülkede yetişen tahıllar, süpürge darısı (sorghum), mısır ve pirinçtir. Pamuk ve yerfıstığı önemli bir döviz kaynağı sağlar. Nijer Nehrinden tutularak kurutulan balıklar ve sığır önemli gelir kaynaklarıdır.

En önemli tarım bölgesi Segunun kuzeyindeki iç deltanın batı kısımlarında yer alır. Tarıma elverişli arâzinin ancak % 5’i ekilidir. Bununla berâber, işlenen toprakların verimliliği ve alanı artırılmaya çalışılmaktadır. Bu bölge, ülkenin pirinç ve şeker ihtiyâcının büyük bölümünü karşılamaktadır.

Mali ekonomisi, 1968-1973 kuraklığında büyük zarar görmüştür. Bu dönemde çiftlik hayvanlarının % 25’i ölmüş ve tarım ürünleri % 50 düşmüştür.

Mali, her yıl büyük dış ticâret açığı vermekte ve giderek dış yardıma bağımlılığı artmaktadır. Hemen hemen bütün mâmül maddeler başta Fransa’dan olmak üzere ithal edilir. Mali, Çin, Amerika Birleşik Devletleri, Batı ve Doğu Avrupa ülkelerinden önemli ölçüde ekonomik yardım alır.

Ülkenin etrâfının yabancı devletlerle çevrili olması ve yetersiz ulaşım şebekesi sebebiyle Mali ekonomisinin gelişmesi ciddî bir şekilde engellenmektedir. Tek demiryolu ve dış ticâretin anayolu, Senegal’in başkenti ve Atlas Okyanusunda bir liman olan Dakar’la Bamako’yu birleştiren 960 km’lik hattır. Senegal’in demiryolarının ve liman tesislerine bağımlılık, Mali’nin ithâlat ve ihrâcatına büyük masraflar ekler. Diğer önemli denize çıkış yolu, Nijer koridorundaki üretici ve tüketicilerden 1280 km’den fazla uzakta olan Abidjan’dır.

Nijer koridorunda ve bilhassa buradaki şehir merkezlerinde yaşayanlar yüksek gelirlere sâhiptir. Çölde, Nijer dirseğinde ve güneydeki uzak bölgelerde yaşayanlar ürünlerini pazarlamakta ve ithâlattan pay elde etmekte büyük zorluk çekmektedir.







 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol