İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Mal Rerimi ve Ailenin Korunmasi
 


MAL REJiMiNE iLiŞKiN SORULAR VE CEVAPLAR

Hazırlayan :Av. M. Cânân Arın
1) Mal Rejimi nedir?
Mal rejimi, evliliğin, boşanma, iptal, ölüm gibi nedenlerle sona ermesinde tarafların sahip oldukları malları nasıl paylaştıracakları konusunda yaptıkları sözleşme biçimidir.
2) Medeni Kanunumuzda kaç tane mal rejimi vardır?
Medeni Kanunumuzda DÖRT mal rejimi vardır :
Edinilmiş mallara katılma rejimi, (md. 218- yasal mal rejimi)
Mal ayrılığı rejimi, (md. 242) Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi, ( md. 244)
Mal ortaklığı rejimi (md. 256)
aa) Sınırlı mal ortalığı
bb) Edinilmiş mallarda ortaklık
3) Yasal Mal Rejimi ne demektir?
Taraflar, evlenirken veya evlendikten sonra yukarıdaki mal rejimlerinden birini seçip sözleşme yapmamışlarsa yasal mal rejimine tâbi olurlar.
4) Evlenirken herhangi bir mal rejimini seçme zorunluluğu var mıdır?
Hayır, yoktur. Herhangi bir mal rejimi seçilmediği takdirde otomatik olarak yasal mal rejimi seçilmiş sayılır.
5) Hâlen evli olanlar da bu mal rejimine tâbi midir?
Eşler, yeni Medeni Kanunun dolayısı ile bu mal rejimlerinin kabul edildiği tarih olan 1 Ocak 2002ye kadar geçen süre için eski rejime, ondan sonra edindikleri mallar için yeni rejime tâbi olacaklardır. Yani bu mal rejimi, mevcut evlilikler içinde 1 Ocak 2002ye kadar edinilmiş malları kapsamamaktadır.
5) Yeni kanuna uyum için bir süre verilmiş midir?
Evet. Taraflar 1 Ocak 2003 tarihine kadar Notere başvurup yeni mal rejiminin evliliklerinin başlangıcından itibaren uygulanmasını kabul ettiklerini belirtebilirler.
6) Böyle bir başvuru yapmazlarsa ne olur?
O zaman 1 Ocak 2002ye kadar eski rejime, 1 Ocak 2001 tarihinden itibaren de yeni rejime tâbi olurlar.
7) Mal Rejimi Sözleşmesi nerede ve nasıl yapılır?
Mal Rejimi sözleşmeleri, özel olarak avukatlar aracılığı ile yapılabilir ve sonra Notere onaylattırılır, Doğrudan doğruya Noterde yapılabilir, Nüfus Müdürlüklerinde hangi mal rejiminin seçildiği belirtilebilir.
8) Yasal Mal Rejimi olan Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi”; nedir?
Bu rejimde iki çeşit mal vardır :
A) Kişisel Mallar :
Bunlar :
aa) Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya ( kadınların takıları, makyaj malzemeleri, erkeklerin kol düğmeleri, tarafların giyecekleri gibi)
bb) Tarafların emek vermeden sahip oldukları mallar ( bağış, miras gibi)
cc) Tarafların evlenmeden ÖNCE sahip oldukları mallar
dd) Mânevi tazminat gibi tarafların alacakları,
ee) Kişisel malların yerine geçenler ( örneğin evlenmeden önce sahip olunan veya miras yolu ile gelen bir evi satıp yerine yenisinin alınması gibi)
ff) Tarafların aralarında “;kişisel mal”; olarak kabul edileceğini karalaştırdıkları mallardır.
B) Edinilmiş Mallar:
aa) Tarafların evlenmelerinden başlayarak emekleri karşılığında edindikleri mallar ( Yâni yaptıkları iş ve meslek dolayısı ile elde ettikleri kazançlardan edindikleri mallar)
bb) Sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı
ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler ( emekli ikramiyesi gibi)
cc) Çalışma gücünün kaybı nedeni ile ödenen tazminatlar,
dd) Kişisel malların gelirleri,
ee) Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
9) Yasada edinilmiş mal olarak sayılan malların “;kişisel mal sayılması için sözleşme yapılabilir mi?
Evet. ( md.221)
10) Mal Rejimi nasıl sona erer?
Boşanma ile,
Evliliğin iptali ile
Ölümle,
Başka bir mal rejiminin kabulü ile sona erer.
11) Evlilik sona erdiğinde bu mallar nasıl paylaşılacaktır ?
Her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır. ( md. 226 ve devamı)
12) Edinilmiş maldaki değer artışı nasıl hesaplanır?
Eşlerden biri diğer eşin bir mal edinmesine, sahip olduğu malın iyileştirilmesine veya korunmasına HİÇ VEYA BİR KARŞILIK ALMAKSIZIN katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için KATKISI ORANINDA alacak hakkına sahip olur. Bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır. Bir değer kaybı söz konusu olmuşsa katkının başlangıçtaki değeri esas alınır. (md.227)
13) Edinilmiş Mallara eklenecek değerler nelerdir?
a) Eşlerden birinin mal rejimini sona ermesinden önceki BİR YIL içerisinde , diğer eşin RIZASI OLMADAN, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
b) Bir eşin, mal rejiminin devamı süresince, diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.
Kişisel mallar ile edinilmiş malar arasında denkleştirme yapıldıktan sonra kalan miktar eşler arasında eşit paylaştırılır.
Ancak zina veya hayata kast nedeni ile boşanma durumunda yargıç,kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.
14) Mal Ayrılığı Rejimi nedir ?
Bu rejimde eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi mal varlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur.
Evlilik bittiğinde herkes kendi malını alarak ayrılır. Bilindiği gibi bu Türkiye’;de yasal mal rejimi idi ve kadınlar bu rejimden, çok zarar gördüler. Çünkü kadınlar da katkıda bulunmuş olsalar biler mallar erkeklerin üzerine kaydedildiği için onların sayılıyordu.
15) Paylaşmalı Mal Ayrılığı ne demektir ?
Eşlerin kendilerine ait olduğunu ispat edemedikleri malları onların paylı mülkiyetinde sayılır.
Evlilik veya bu mal rejimi her hangi bir şekilde sona erdiğinde , eşler paylı mülkiyetlerindeki malı paylaşırlar. ( md. 244 ve devamı)
16) Mal Ortaklığı nedir ?
Burada da iki grup mal vardır.
a) Ortaklık malları,
b) Kişisel mallar
Eşlerin yasa gereği kişisel sayılan malları dışındaki mal ve gelirleri ortaklık malıdır.
Eşler ortaklık malları üzerinde bölünmemiş bir bütün olarak hak sahibidir. Hiçbir eş ortaklık payı üzerinde tek başına tasarruf yetkisine sahip değildir.
17) Mal rejimlerinin mirasa etkisi Nedir?
Kural olarak sağ kalan eş birlikte mirasçı olduğu gruba göre mirastan pay alır.
Sağ kalan eş;
- çocuklarla birlikte mirasçı olmuşsa mirasın Œ ünü,
- miras bırakanın ana-baba veya kardeşleri ile birlikte mirasçı olmuşsa œ sini,
- miras bırakanın büyük ana ve büyük babası veya onların çocukları ile birlikte mirasçı olmuşsa mirasın Ÿ ünü,
- bunların hiç biri yoksa tamamını alır. (md. 499)
Eğer taraflar arasında yasal rejim olan edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanıyorsa o zaman:
- sağ kalan eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir. (md.236) Yâni sağ kalan eş artık değerin yarısını alır sonra kalan yarının (çocuklarla birlikte mirasçı ise) Œ nü alır böylece Ÿ nü almış olur.
- Ayrıca sağ kalan eş , eski yaşamını sürdürmek istiyorsa ölen eşi ile birlikte yaşadıkları ev ve eşyaların kendisine tahsisini isteyebilir. Ancak bunu için diğer mirasçıların payını ödemesi gerekir. Ödemeyi de ya kendi katılma payını diğer mirasçılara bırakarak ve yetmezse üstüne para ekleyerek yapabilir.(md.240)
Paylaşmalı mal ayrılığında sağ kalan eş gene “;paylaşma konusu olan mallar arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; bunlar üzerinde kendisine miras ve paylaşmadan doğan hakkına mahsup edilmek ve yetmezse bir bedel eklemek suretiyle mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. (md.255)
Mal ayrılığı rejiminde ise kişisel ve ortaklık malları ayrımı yapılmadın sağ kalan eş çocuklarla birlikte mirasçı olmuşsa mirasın Œ nünü alır. Diğer miras payları burada aynen uygulanır.
Mal Ortaklığında ise eşlerden biri diğerinin rızası olmadan ortaklık mallarına girecek olan bir mirası reddedemeyeceği gibi tereke borca batıksa kabul de edemez.(md.265)
Eşlerden birini ölümü veya diğer bir mal rejiminin kabulü ile mal ortaklığı rejiminin sona ermesi halinde her eşe veya mirasçılarına ortaklık mallarının yarısı verilir.(md.276)

AİLENİN KORUNMASINA DAİR 4320 SAYILI KANUN

TBMM Ocak 1998'de aile içi şiddete karşı yeni bir kanun çıkardı. 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun şiddete uğrayan kadınları, hiç zaman kaybetmeden şiddet ortamından uzaklaştırmak ve güvenceye almak için hazırlanmış bir yasal düzenleme.
Buna göre:
Aile içinde şiddet yaşanması halinde, saldırgana karşı "koruma emri" istemi ile doğrudan savcılığa başvurulabiliyor.
Bu başvuruyu şiddet gören kişinin kendisinin yapması şart değil, ailenin bir başka üyesi, bir arkadaşı ya da komşusu da bu başvuruyu yapabiliyor.
Başvuru için polise, karakola gitmek gerekli değil, doğrudan savcılığa yapılıyor.
Bu başvuruda saldırganın cezalandırılmasını talep etmek söz konusu değil sadece şikâyette bulunup korunma talep ediliyor.
Ve yargıç, başvuru üzerine hemen “;koruma emri”; çıkartarak saldırganı kadının civarından (evden, işyerinden, vb.) 6 ay süreyle uzaklaştırıyor. Yani kadınının civarına yaklaşmasını yasaklıyor.
Bu kanun, kadın hareketinin yaşamın her alanında, toplumun her düzeyinde 20 yıla yakın süredir yaptığı yoğun çalışma sonucunda elde edilmiş bir kazanım oldu. Özellikle
Mor Çatı Vakfı ve Altındağ Kadın Dayanışma Vakfı bağımsız kadın sığınaklarının önderliğinde yürütülen aile içi şiddete karşı kampanya faaliyetleri konuyu sürekli olarak kamuoyunun gündeminde tutarken, Kadının İnsan Hakları Projesi-Yeni Çözümler Vakfı da sorunun yasal alandaki karşılığının bulunmasına yönelik çalışmalar yaptı.
4320 Sayılı Kanun'un Gerekçesi
4320 Sayılı Kanun'un Maddeleri

4320 Sayılı Kanun'un Gerekçesi

Anayasanın 41inci maddesinde belirtildiği gibi toplumun temelini aile oluşturmaktadır. Bireysellikten toplumsallığa geçişin en küçük birimi olan ve karşılıklı rıza ile oluşan ailenin sağlıklı yapılanması ve yürütülmesi toplumun varoluşunu ve yarınlara güçlü bir biçimde uzanmasını doğrudan etkilemektedir. Ülkemizin büyükanne, büyükbaba, anne, baba ve torunların birlikte yaşadığı geleneksel geniş aile sisteminden hızlı sanayileşme ve buna paralel olarak şehirleşmeyle birlikte çekirdek aile tip dediğimiz anne, baba ve çocuğun oluşturduğu dar aile tipine doğru yoğun bir gidiş yaşanmıştır. Bugün içinde bulunulan zor ekonomik koşullar, sosyal ve kavramsal kargaşalar, yorucu şehir hayatı aile bireyleri üzerinde psikolojik ve sosyolojik rahatsızlıklara sebep olmaktadır.
İlk insanla birlikte ortaya çıkan şiddet olgusu değişik türleri ve uygulanış biçimleriyle her zaman gündemde olmuştur. Şiddetin aile yaşamı içerisinde, aileyi oluşturan bireyler arasında gerçekleşen ve "aile içi şiddet" adı altında "aile içinde bir bireyin diğer bir bireye yönelik fiziki, sözel ve duygusal kötü davranışı" şeklinde tanımlanan görüntüsü toplum için daha tehlikeli olmakta, toplumun en küçük birimi olan aile içerisinde gerçekleşen şiddetin yol açtığı ve açacağı zararlar toplum bünyesinde daha derin ve kalıcı izler bırakmaktadır.
Aile içi şiddetin zararları sadece toplum açısından değil birey açısından da tehlikeli sonuçlar yaratmaktadır. Aile içi şiddet, sevgi, şefkat ve merhamet göstermesi gereken bir kişi tarafından uygulandığından, şiddete maruz kalan aile bireyinin ruhi yapısında hayatı boyunca silinmesi zor izler bırakmaktadır. Aile içi şiddet olaylarına daha çok anne ve çocukların maruz kaldığı yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Son yıllarda aile içi şiddet olayları toplumumuzu sarsar boyutlara ulaşmıştır. Her geçen gün ailede yaşanan dayak, işkence ve cinayet gibi şiddet olayları görsel ve yazılı basında izlenmektedir.
Bu itibarla Anayasa'nın 41 inci maddesinde yer alan "Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar" hükmü de göz önüne alınarak aile içi şiddetten mağdur olan kadını ve çocukları koruyucu yasal tedbirlerin alınması zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Bu amaçla hazırlanan "Ailenin Korunmasına Dair Kanun Tasarısıyla", ABD, Avustralya, Yeni Zelanda, İngiltere, İrlanda ve Norveç gibi ülkelerde uygulanan, şiddete uğrama ihtimali bulunan kadınların mahkemelere başvurarak koruma emri alabilmelerini sağlayacak hükümler Türk hukuk sistemine dahil edilmektedir.

4320 Sayılı Kanun'un Maddeleri

AİLENİN KORUNMASINA DAİR KANUN (NO. 4320)

Madde 1-

Türk Medeni Kanununda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi halinde, Sulh Hukuk Hakimi re'sen meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da bir kaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başkaca tedbirlere de hükmedebilir.

Kusurlu eşin;

Diğer eşe veya çocuklara (veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerine) karşı şiddete veya korkuya yönelik davranışlarda bulunmaması,
Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer eşe ve varsa çocuklara tahsisi ile diğer eş ve çocukların oturmakta olduğu eve veya iş yerlerine yaklaşmaması,
Diğer eşin (veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinin) eşyalarına zarar vermemesi,
Diğer eşi ve çocukları (veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinin) iletişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesi,
Varsa silah ve benzeri araçlarını zabıtaya teslim etmesi,
Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kulanılmış olarak ortak konuta gelmemesi veya ortak konutta bu maddeleri kullanmaması,
Yukarıdaki hükümlerin tatbiki öngörülen süre (altı) ayı geçemez ve kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedileceği hususu kusurlu eşe ihtar olunur. Hakim bu konuda mağdurların yaşam düzeylerini göz önünde bulundurarak tedbir nafakasına hükmeder.
Birinci fıkra hükmüne göre yapılan başvurular harca tabi değildir.

Madde 2

Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi olunur. Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararının uygulanmasını zabıta marifetiyle izler.
Koruma kararına uyulmaması halinde zabıta, mağdurların şikayet dilekçesi vermesine gerek kalmadan, re'sen soruşturma yaparak evrakı en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirir.
Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararına uymayan eş hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar. Bu davanın duruşması yer ve zaman kaybına bakılmaksızın 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre yapılır.
Fiili başka bir suç oluştursa bile, koruma kararına aykırı davranan eşe ayrıca üç aydan altı aya kadar hapis cezası hükmolunur.

Madde 3

Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 4

Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.





 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol