İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Turkiyenin Daglari Pilatolari Ovalari Denizleri ve Kiyi Sekilleri
 


TÜRKİYE'NİN DAĞLARI, PLATOLARI, OVALARI, DENİZLERİ VE KIYI ŞEKİLLERİ



TÜRKİYE’NİN DAĞLARI

Türkiye’de dağlar çok geniş bir alan kaplar. Dağ; çevresine göre 500m. Ve daha yüksek kabarıklıklardır. Bazıları tek bulunurken bazıları da sıradağlar şeklindedir.

Oluşumlarına göre dağlar ikiye ayrılır.

1-Orojenik Hareketlerle Oluşan Dağlar:

Orojenez dağ oluşumu demektir. Yan basınçla sıkışan yerkabuğu plakaları kıvrılarak yada kırılarak engebe kazanır ve sıradağlar oluşur. Ülkemizde orojenez iki şekilde görülür. A) Kıvrılma ile B) Kırılma ile

a) Kıvrım Dağları:

Orojenez sonucu esnek tabakalar kıvrılarak yükselir ve sıradağlar oluşturur. Ülkemizdeki dağlar Alp-Himalaya orojenezi sonucu oluşmuştur. Kuzey Anadolu ve Toros Dağları bu şekilde oluşmuştur.

Kıvrılma sonucu yüksekte kalan kubbemsi kısımlara Antiklinal, alçakta kalan çanaksı yapıya ise Senklinal denir. Bu oluşumda da bazen kırılmalar dolayısıyla senklinaller boyunca fay hatları oluşabilir. Ülkemizi K.Anadolu

b) Kırık Dağları:

Orojenez sonucu sert tabakalar kıvrılmaz kırılır. Böylece yükselen kısımlar (Horst) sıradağları oluştururken, Alçalan kısımlar Çöküntü ovalarını (Graben) oluştururlar. Horst ve Grabenler arasında ise kırıklar (Fay Hatları) bulunur. Bu yüzden buralar hem deprem alanlarıdır hem de kaplıca kaynaklarının sık görüldüğü yerlerdir. Ege bölgesinde kıyıya dik uzanan dağlar bu şekilde oluşmuşlardır.

2- Volkanizma ile Oluşan Dağlar:

Yerin derinliklerindeki mağmanın yerkabuğunun zayıf ve çatlak kısımlarından yer üstüne çıkmasıyla oluşan genelde tek dağlardan ibaret olan dağlardır.

Not: Volkanik sahalar mineralce zengindir. O yüzden tarım arazileri de çok verimlidir. Ayrıca maden bakımından da zengin alanlardır.

Türkiyedeki volkanik dağlar;

Marmara Bölgesi :

Uludağ

G.Doğu Anadolu Bölgesi :

Karacadağ

Karadeniz Bölgesi :

Köroğlu Dağları

Akdeniz Bölgesi :

Hassa Bölgesi (Hatay)

Ege Bölgesi :

Kula Tepeleri (En genç)

Doğu Anadolu Bölgesi :

Ağrı ,Tendürek, Nemrut, Süphan Dağları

İç Anadolu Bölgesi :

Erciyes, Melendiz, Hasandağ, Karadağ, Karacadağ.

TÜRKİYE'DEKİ DAĞLARIN DAĞILIŞI

Kuzey Anadolu Dağları:

Karadeniz kıyısı boyunca uzanan sıradağların kapladığı alana Kuzey Anadolu Dağları denir. Doğuda Rize Dağları (Kaçkar Tepesi 3937m) ortada Canik dağları, batıda İsfendiyar Dağları vardır. 2.sırada yçne doğudan, Mescid, Kop, Ilgaz ve Köroğlu dağları bulunur. Alp-Himalaya sisteminin kuzey kanadını oluşturur. Kocaeli Yarımadasından Gürcistan’a kadar uzanır. Bu uzanış boyunca dağlar Batı Karadeniz’de yükselir Orta Karadeniz’de 1000m. lere alçalır D.Karadeniz’de ise tekrar yükselerek 3000 m. nin üstüne çıkar.

K.Anadolu Dağları kıyıya paralel uzanırlar. Bu yüzden bol yağış alan kıyı kesimde fındık, çay gibi mono kültür ürünler yetiştirilir. Ayrıca ormanlarında sık olmasını sağlar.

Güney Anadolu Dağları:

Alp sisteminin güney koludur. Toros Dağları da denir. Girit ve Rodos Adalarından başlar İran’a kadar uzanır. Batı, Orta ve Güneydoğu Toroslar olarak üç bölüme ayrılırlar. Batı Toroslar Antalya Körfezi'nin iki yanında uzanırlar. Göller Bölgesi'ni içine alırlar. Orta Toroslar ise Adana yöresini batı, kuzey ve doğudan çevirirler. Güneydoğu Toroslar da İskenderun Körfezi'nden başlar bir yay çizerek Van Gölü'nün güneyinden Hakkari'ye ulaşırlar. Bu dağlar özellikle Taşeli Yarımadası karstik arazilerden oluşmuştur. Bir sürü karstik şekle rastlanır.

Batı Anadolu Dağları:

Kıyılarda ve iç batı kısımda olarak iki bölümde ele alabiliriz. Madra, Yunt, Aydın, Menteşe dağları kıyıda, Türkmen ve Emir dağları, Murat Dağ iç kısımlardadır. Marmara Bölgesi'nde dağlar azdır. Daha çok verimli ovalar vardır. Kaz dağları, Uludağ, Yıldız dağları ve Tekirdağ en bilinenleridir.

Kırıklı yapıda olduklarından horstlar şeklinde oluşmuşlardır. Aralarında ise Grabenler yani çöküntü ovaları uzanır. Denize dik uzandıkları için;

· İç kısımlara ulaşımı zorlaştırmazlar.

· Kıyıların çok girintili çıkıntılı olmasını sağlamıştır.

· İklimin iç kısımlara kadar girebilmesini sağlamış. Bu da tarımı olumlu etkilemiştir.

İç Anadolu Dağları:

İç kısımlar daha çok yüksek yaylalarla çevrilidir. Burada tek dağlar, volkanlar ve yüksek ovalar vardır.

Elmadağ, Akdağlar, Tecer, Erciyas, Karacadağ, en belli başlılarıdır. Cihanbeyli, Bozok, Obruk, Uzunyayla İç Anadolu'nun büyük platolarıdır.

Doğu Anadolu Dağları:

Burası yurdumuzun en yüksek ve engebeli bölgesidir. ortalama yükseklik 2000 metreyi geçer. Tekdağlar, sıradağlar, sönmüş volkanlar ve yüksek ovalar vardır.

Munzur Dağları, Palandöken ve Bingöl Dağları, allahüekber dağları, Erzurum-Kars platosu bölgeyi kaplar. Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı ve Küçük Ağrı buradadır. Yükseklikleri 5137-5165 metreyi bulur. Tendürek, Süphan Nemrut ünlü sönmüş volkanlardır.

Dağların Ekonomiye Etkileri

Olumlu Etkileri

Kıyı kesimleri iç bölgelerden ayırarak kıyıların yağışlı iç kısımları karasal olmasını sağlamış Bu durum mevsim çeşitliliğine neden olmuştur. Bu durumda tarımsal ürün çeşitliliğine imkan sağlar.

K.A.D.’da gür ormanlar oluşmuştur.

Dağlar akarsuların su deposudur.

Yaban hayatının yaşama alanlarıdır.

Yer altı kaynaklarının temel depo alanlarıdır.

Avcılık,Dağ Sporları ve Kış Turizmine imkan sağlarlar.

Yaylacılık faaliyetleri ile hayvancılığı destekler.

Olumsuz Etkileri

Ulaşımı zorlaştırır. Yol yapım maliyetlerini arttırır.

Heyelanların fazla olduğu yerlerde can ve mal kayıplarına neden olurlar.

Tarım ve Yerleşme alanlarının sınırlanmasına neden olur

TÜRKİYE‘NİN PLATOLARI

Plato:

Fiziki coğrafya terimidir. Yer şeklini ifade eder. Çevresine göre alçakta kalmış, akarsularca parçalanmış dalgalı ve eğimli geniş düzlüklerdir.

Yayla:

Beşeri ve Ekonomik coğrafya terimidir. Belli bir şekli olmayan geçici bir yerleşim ve ekonomik etkinlik alanıdır. G.D.Anadolu’da Hayvancılığa yönelik yapılırken Karadeniz ve Akdeniz yaylacılığı genellikle Sayfiye (Dinlenme) amaçlıdır.

Ülkemizde platolar çok geniş alanlar kaplar çünkü 4.zamanda epirojenez ile yükselen ülkemiz daha sonra akarsularca aşındırılarak platoların yayılış alanı haline gelmiştir. Platoların yükseltisi de Batıdan Doğuya doğru artar.

Ülkemizdeki Plato Çeşitleri

Aşındırma Platoları:

Daha önceden aşınımını tamamlamış ve düzleşmiş platoların tekrar yükselmesi ve akarsularca parçalanması ile oluşmuşlardır. KOCAELİ PLATOSU

Tabaka Düzlüğü Platoları:

Kalın ve sert arazilerin çevresinin aşınmasıyla yüksekte kalması sonucu oluşan geniş dalgalı düzlüklerdir. İç Anadolu’da CİHANBEYLİ, OBRUK v.s.

Lav Platoları:

Volkanizma sonucu yeryüzüne yayılan yüksek lav yığınlarının akarsularca parçalanmasıyla oluşurlar. D.Anadolu’da ERZURUM-KARS, NEVŞEHİR-ÜRGÜP ÇEVRESİ PLATOLARI gibi.

Karstik Platolar:

Kalkerli (Kireçtaşı) araziler üzerinde oluşurlar. Akdeniz çevresinde görülür. TAŞELİ PLATOSU gibi.

TÜRKİYE'DEKİ PLATOLARIN DAĞILIŞI

İç Anadolu:

Cihanbeyli, Obruk, Haymana, Uzunyayla ve Bozok Platoları.

Marmara Bölgesi :

Çatalca-Kocaeli Platoları

G.Doğu Anadolu Bölgesi:

Şanlıurfa, Gaziantep, Mardin Eşiği

Akdeniz Bölgesi :

Taşeli Platosu

Ege Bölgesi :

Yazılıkaya ve İç Batı Anadolu Platoları

Doğu Anadolu Bölgesi :

Erzurum-Kars, Ardahan Platoları

Platoların Ekonomiye Etkileri

Yüksek platolar yaz aylarında hayvancılığa dayalı yaylacılık alanları olarak kullanılırlar.

Alçak platolar ise tarım alanlarıdır. Ancak kuru tarım yapılabilir. Az su isteyen Buğday, Şekerpancarı, Arpa v.s. ekimi yapılır.

Yüksek platolarda yerleşme seyrektir. Ülkemizin en tenha yerlerinden biri de Taşeli Platosu’dur.

TÜRKİYE‘NİN OVALARI

Çevresine göre alçakta kalmış çoğu akarsuların biriktirmesiyle alüvyon dolgu alanı haline gelmiş geniş düzlüklerdir. Çevrelerine göre alçakta olmalarına karşın denizden yükseklikleri farklıdır. (Yüksekova 2000m., Adapazarı Ovası 17m. gibi)

Oluşumlarına Göre Ovalar

Tektonik Ovalar:

Çöküntü ovaları da denir. Yerkabuğu hareketleri sonucu yükseltiler arasında çukurda kalan yada çöken sahaların zamanla alüvyonlarla dolmasıyla oluşmuşlardır. ERZURUM, ERZİNCAN, B. VE K. MENDERES OVALARI

Delta Ovaları:

Akarsuların taşıdığı malzemeyi denize döküldükleri sığ kıyılarda biriktirmesiyle oluşan kabaca üçgen şekilli ovalardır. BAFRA, ÇARŞAMBA OVALARI

Gölyeri Ovaları:

3. Zamanda çok geniş alan kaplayan göllerin sularının çekilmesiyle ortaya çıkan geniş düzlüklerdir. TUZ GÖLÜ, AKŞEHİR GÖLÜ, EBER GÖLÜ

Karstik Ovalar:

Karstik arazilerde dolin ve uvalaların birleşip genişlemesiyle oluşmuş ovalardır. Akdeniz Bölgesinde örnekleri görülür. MUĞLA, ELMALI, KESTEL OVALARI

Dağ Eteği Ovaları:

Dağların eteğinde dağdan inen akarsuların biriktirdiği alüvyonlarla oluşmuş az eğimli düzlüklerdir. BURSA OVASI, NUR DAĞL. ETEKLERİ (İSKENDERUN)

Bulundukları yere göre Ovalar

A) İç Ovalar: D.Anadolu'daki gibi dağların arasındaki tektonik çukurlarda oluşmuş ovalardır. Erzurum, Muş, Erzincan v.s. İç Anadolu'daki gibi platolar arasına gömülmüş ovalardır. Konya , Aksaray ovaları gibi.

Tektonik kökenli oldukları için fay hatları üzerindedirler ve deprem alanlarıdır. Dolayısıyla fay kaynakları ve kaplıcalar sıkça görülür. Bazı iç ovalar plato-ova arası bir geçiş şekline benzerler böyle şekillere HAVZA denir. Ergene havzası, Diyarbakır, Malatya Havzası gibi. Akdeniz'deki bazı iç ovalarda karstik ova şeklindedir.

Bölgelere Göre Önemli İç Ovalar;

İç Anadolu: Konya, Kayseri, Ankara Ovaları

Marmara Bölgesi :

Ergene, Bursa, Adapazarı, Balıkesir Ovaları

G.Doğu Anadolu Bölgesi:

Diyarbakır, Antep Ovaları

Akdeniz Bölgesi :

Burdur, Amik, Isparta, Elmalı, Kestel (Karstik)

Ege Bölgesi :

Bergama, Torbalı, Ödemiş, Salihli, Manisa, Afyon Ovaları

Doğu Anadolu Bölgesi :

Erzurum, Malatya, Muş, Iğdır Ovaları

B) Kıyı Ovaları:

Akarsuların kıyılarda oluşturduğu delta ovaları ve diğer kıyı şeridi düzlüklerdir.

Başlıca Delta Ovaları;

ÇARŞAMBA (Yeşilırmak), BAFRA (Kızılırmak), SAKARYA (Sakarya), SİLİFKE (Göksu Irmağı) ÇUKUROVA (Seyhan, Ceyhan), DİKİLİ (Bakırçay), B. Ve K. MENDERES OVALARI

Kıyı Şeridi Ovaları; Dalaman, Köyceğiz, Manavgat, Finike ....

Ovaların Ekonomiye Etkileri

1. Tarımsal etkinlik sahalarıdır.

2. Hayvancılığa Katkısı vardır.

3. Ulaşıma elverişlidir.

4. Yerleşmeye uygun alanlardır.

5. Su kaynakları bakımından zengindirler. (Artezyen, kuyu, göl v.s.)

Ovaların Sorunları

1. Sanayi kuruluşlarıyla dolmaktadırlar.

2. Tuğla, Kiremit v.s. yapımı için toprak ihtiyacı ovalardan karşılanmakta buda toprak kaybına yol açmaktadır.

3. Taban suyu yüksek yerler bataklığa dönüşmektedir.

4. Sanayi atıklarınca kirletilmektedirler.

TÜRKİYE'NİN DENİZLERİ

Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye'nin deniz sınırları, ülkeyi yalnızca yakın bölgelerle değil, bütün dünya ile komşu haline getirir. bu uzun kıyılar ve kıtalararası köprü niteliği nedeniyle ülke, büyük ticaret ve göç yollarının merkezi olmuştur.

Kuzeyde Karadeniz, güneyde Akdeniz, batıda Ege Denizi, Anadolu ve Trakya toprakları arasında güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı yer alır. Bunlardan Akdeniz Cebelitarık Boğazı ile Atlas Okyanusuna, Süveyş Kanalı ile Kızıldeniz, Umman Denizi ve Hint Okyanusuna bağlanır.

Karadeniz, az girintili çıkıntılı kıyılara sahiptir. Burada dağlar kıyıya paralel uzanır. Doğal olarak Sinop ve Zonguldak limanları vardır. Diğer kıyı şehirlerinde limanlar yapılmıştır. Tuzluluk derecesi binde 18 kadardır.

Marmara bir iç denizdir. İstanbul Boğazı ile Karadeniz'e Çanakkale Boğazı ile Ege Deniz'ine açılır. İstanbul Boğazı'nın uzunluğu 31-33 km olup en dar yeri 700 metre kadardır.

Çanakkale Boğazı ise 65-68 km uzunluğundadır. En dar yeri 1300 metredir.

Ege Denizinin kıyıları çok girintili çıkıntılıdır. Limanlar, körfezler, koylar, yarımadalar, adalar pek çoktur. burada Batı Anadolu Dağları kıyılara dik olarak indiği için aralardaki çukur alanlara deniz sokulmuştur. Ege Denizi'ndeki İmroz ve Bozca'da bize ait olup diğer adalar komşumuz Yunanistan'a aittir.

Yurdumuzun en tuzlu denizi binde 38 ile Akdeniz'dir. Akdeniz kıyılarında Toros Sıra dağları, kıyıya paralel uzanır. Bu nedenle kıyı pek girintili çıkıntılı değildir. Antalya, Mersin, İskenderun en önemli körfezlerdir.

Türkiye'de Dalga ve Akıntıların Oluşturduğu Şekiller

Dalga ve Akıntılar aşındırma ve biriktirme yoluyla şekillendirmeler yaparlar. Akıntılar ülkemiz kıyılarında pek etkili olmayıp daha ziyade dalgalar şekillendirme yaparlar.

Falez (Yalıyar):

Dalgaların kıyıya inen dik yamaçları dövmesiyle oluşan dik yamaçlı yada altı oyulmuş kıyılardır.

Ülkemizde en çok Karadeniz kıyılarında Ordu-Sinop kıyılarında, Akdeniz’de Teke ve Taşeli Y.Adl.’da, Ege bölgesindeki dik yamaçlı kıyılarda yer yer falezlere rastlanır.

Kumsal (Plaj):

Dalgaların kıyıdan kopardığı malzemeler zamanla aşındırılarak ufalanır ve genişliği 50m. Civarlarında olan kum yığınlarını şeritler halinde kıyıya biriktirir. Bu oluşum falezli dik kıyılar dışındaki alçak yamaçlı sığ kıyılarda oluşur. Orta ve Batı Karadeniz'de, Antalya-Mersin kıyı hattında ve Ege kıyılarında grabenlerin uzandığı kıyı bölümlerinde birçok plajlar oluşmuştur.

Bu oluşum alanları deniz turizmi açısından önemli alanlardır.

Kıyı Oku (Kordonu):

Dalga ve akıntıların ufaladığı malzemeyi sığ olan koyların ağızlarında biriktirmesiyle denize doğru ilerleyen çıkıntılardır.

Lagün (Deniz Kulağı):

Koy ağzında gelişen kıyı oklarının koyun ağzını kapatıp denizden ayırması ve koyu bir göl haline getirmesiyle oluşur.

B. ve K. Çekmece, Durusu, Ölüdeniz bu şekilde oluşmuş göllerdir.

Tombolo:

Kıyı yakınlarındaki bir adanın kıyı okunun gelişmesiyle anakaraya bağlanması sonucu oluşurlar. Böylece ada bir yarımadaya dönüşür.

Karadeniz’de Sinop ve Marmara Denizi’ndeki Kapıdağ Yarımadaları birer Tombolodur.







 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol