İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  inkilaplar Donemi Kanunlari
 


İNKİLAPLAR DÖNEMİ KANUNLARI



SALTANATIN KALDIRILMASINA İLİŞKİN MECLİS GENEL KURUL KARARI

Karar Numarası : 308

Karar Tarihi : 1-2 Kasım 1922

Madde 1. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile, kendisinin tek ve gerçek temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi aracılığı ile egemenliğini, terk edilmez,bölünmez ve ayrılmaz bir biçimde eline almış olan Türkiye Halkı,Milli İradeye dayanmayan hiçbir kuvvet ve heyeti tanımamaya karar vermiş olup,Misak-ı Milli sınırları içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden başka bir hükümet şeklini tanımaz. Türkiye Halkı, kişi egemenliğine dayanan İstanbul’daki hükümet şeklini 16 Mart 1920 tarihinden itibaren tarihe karışmış saymaktadır.

Madde 2, Halifelik, Osmanlı Hanedanına ait olup, Halifeliğe, bu hanedanın ilmen ve ahlaken yetişkin ve olgun üyeleri arasından biri, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir. Türkiye Devleti halifelik makamının dayanağıdır.

(METNİN ORİJİNALİ)

Madde 1. Teşkilat-ı Esasiye Kanuniyle Türkiye Halkı, hukuk-u hakimiyet ve hükümranisinin mümessili hakikisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şahsiyet-i maneviyesinde gayrikabili terk ve tecezzi ve ferağ temsile ve bilfiil istimale ve irade-i milliye’ye istinad etmeyen hiçbir kuvvet ve heyeti tanımamaya karar verdiği cihetle Misak-ı Milli dahilinde Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümet enden başka şekl-i hükümeti tanımaz. Binaenaleyh Türkiye Halkı, hakimiyet-i şahsiyeye müstenid olan İstanbul’daki şekli hükümeti 16 Mart 1336(1920) dan itibaren ve ebediyen tarihe müntakil addeylemiştir.

Madde 2. Hilafet, Hanedan-ı Al-i Osman’a aid olup, halifeliğe Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bu hanedanın ilmen ve ahlaken erşad ve aslah olanı intihab olunur. Türkiye Devleti Makam-ı Hilafet’in istinatgahıdır.

HALİFELİĞİN KALDIRILMASINA VE OSMANLI HANEDANI’NIN YURTDIŞINA ÇIKARILMASI HAKKINDA KANUN

Kanun Numarası : 431

Kabul Tarihi : 3.3.1924

MADDE 1 : Halifenin görevine son verilmiştir. Halifelik Hükümet ve Cumhuriyetin anlam ve kavramı içinde esasen mevcut olduğundan, Hilafet Makamı kaldırılmıştır.

MADDE 2 : Görevinden alınan Halife ve Osmanlı Saltanatı kökeninden gelen erkek ve kadın tüm kişiler ve damatlar, Türkiye Cumhuriyeti içinde oturmak hakkından sonsuza dek yasaklıdırlar. Bu soya bağlı kadınlardan doğmuş kimseler de Osmanlı soyundan sayılırlar.

MADDE 3 : İkinci maddede belirtilen kişiler, bu yasanın yayımı tarihinden başlayarak en geç on gün içinde Türkiye Cumhuriyeti ülkesini terk etmek zorundadırlar.

MADDE 4 : İkinci maddede belirtilen kişilerin Türk Vatandaşlık sıfatı ve hukuku kaldırılmıştır.

MADDE 5 : Bundan böyle, ikinci maddede anılan kimseler, Türkiye Cumhuriyeti’nde taşınmaz mal elde edinemezler.

MADDE 6 : İkinci maddede anılan kimselere, yol giderlerine karşılık bir kerelik ve kazanımlarının değeri ile orantılı olmak üzere hükümetçe uygun bir miktar (para) ödenecektir.

MADDE 7 : İkinci maddede anılan kişiler, Türkiye Cumhuriyeti içindeki tüm taşınmaz mallarını bir yıl içinde Hükümetin bilgisi ve onayı ile, elden çıkarmaya mecburdurlar. Bu taşınmaz malları elden çıkarmadıklarında bunlar, Hükümet tarafından satılarak bedelleri kendilerine verilecektir.

MADDE 8 : Osmanlı İmpatorluğu’nda Padişahlık etmiş kimselerin Türkiye Cumhuriyeti içindeki tapulu taşınmaz malları ulusa geçmiştir. (millileştirilmiştir)

MADDE 9 : Kaldırılan padişahlık sarayları ve kasırları ile bunların bağlantıları içinde bulunan eşyalar, takımlar, tablolar, sanatsal yapıtlar ve diğer taşınır mallar ulusa geçmiştir.

MADDE 10 : Padişah malları adı altında olup evvelce ulusa devredilen mallar ile birlikte, kaldırılan padişahlığa ait tüm taşınmaz mallar ve eski hazine mevcutları ile birlikte saray ve kasırlar ve bağlantıları ve arazileri ulusa geçmiştir.

MADDE 11 : Ulusa geçen taşınır ve taşınmaz malların saptanması ve korunması için bir yönetmelik yapılacaktır.

MADDE 12 : Bu yasa yayımı tarihinden geçerlidir.

MADDE 13 : Bu yasa bakanlar kurulu tarafından yürütülür.

ŞER’İYE VE EVKAF VE ERKAN-I HARBİYE-İ UMUMİYE VEKALETİNİN İLGASINA DAİR KANUN

Kanun Numarası : 429

Kabul Tarihi : 3 Mart 1340 (1924)

Madde 1. Türkiye Cumhuriyeti’nde, kişisel ilişkilere ilişkin düzenlemelerin yasama ve yürütmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi ile onun oluşturduğu hükümete ait olup, islam dininin bunun dışında kalan inanç ve ibadetlere dair hüküm ve sorunlarının yürütülmesi ve yönlendirilmesi din kurumlarının yönetimi için Cumhuriyetin başkentinde bir Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.

Madde 2. Şer’iye ve Evkaf Bakanlığı kaldırılmıştır.

Madde 3. Diyanet İşleri Başkanı, Başbakanın önerisi Cumhurbaşkanı tarafından atanır.

Madde 4. Diyanet İşleri Başkanlığı, Başbakana bağlıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi, Başbakanlık bütçesi içindedir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluşu hakkında bir tüzük düzenlenecektir.

Madde 5. Türkiye Cumhuriyeti ülkesi içinde, tüm kutsal camiler ve mescitler ve tekkeler ve zaviyelerin yönetimine, imam, hatip, vaiz, müezzin ve kayyumların (vakıf yöneticisi) vesair hizmetlilerin atama ve azillerine Diyanet İşleri Başkanı yetkilidir.

Madde 6. Müftüler, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlıdır.

Madde 7. Vakıf işleri, ulusun gerçek yararına uygun bir şekilde çözümlenmek üzere, bir genel müdürlük olarak şimdilik Başbakanlığa bağlanmıştır.

Madde 8. Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Bakanlığı kaldırılmıştır.

Madde 9. Cumhurbaşkanını temsilen ordunun sulh döneminde yönetim ve komutası ile görevle orun (makam) en yüksek askeri kurum olarak Genel Kurmay Başkanlığı kurulmuştur. Genel Kurmay Başkanı, görevlerinde bağımsızdır.

Madde 10. Genel Kurmay Başkanı, Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanı onayı ile atanır.

Madde 11. Genel Kurmay Başkanı, görevleri ile ilgili konularda her bakanlık ile iletişimde bulunur.

Madde 12. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı, tüm askeri bütçenin sorumluluğu Milli Savunma Bakanlığı’na aittir.

Madde 13. Bu kanun, yayımından başlamak üzere geçerlidir.

Madde 14. Bu kanunun yürütülmesinden Bakanlar Kurulu sorumludur.

TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU ( ÖĞRENİM BİRLİĞİ KANUNU)

Kanun Numarası : 430

Kabul Tarihi : 3 Mart 1340 (1924)

Madde 1. Türkiye’deki bütün bilim ve öğretim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlıdır.

Madde 2. Şer’iye ve Evkaf Vekaleti veya özel vakıflar tarafından yönetilen bütün medrese ve okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır.

Madde 3. Şer’iye ve Evkaf Vekaleti bütçesinde, okullara ve medreselere ait olan birikimler, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine devredilecektir

Madde 4. Milli Eğitim Bakanlığı’nca, yüksek din uzmanları yetiştirmek için, Üniversitede bir ilahiyat fakültesi açılacak ve imamet ve hatiplik gibi dini hizmetlerin görülebilmesi için de ayrı okullar açılacaktır.

Madde 5. Bu yasanın yayımı tarihinden başlayarak genel eğitim ve öğretimle görevli olup, şimdiye keder Milli Savunmaya bağlı olan askeri ortaokul ve liseler ile, sağlık bakanlığına bağlı olan yetim yurtları bütçeleri ve eğitim kadroları ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır.Bu ortaokul ve liselerde bulunan eğitim gruplarının bağlantıları, bundan sonra ait oldukları bakanlıklar arasında değişiklik suretiyle düzenlenecek ve o zamana kadar orduya bağlı olan öğretmenler orduya bağlılıklarını sürdüreceklerdir.

Madde 6. Buü yasa yayımı tarihinden geçerlidir.

Madde 7. Bu yasanın yürütülmesinden hükümet sorumludur.

TÜRK HARFLERİNİN KABUL VE TATBİKİ HAKKINDA KANUN

Kanun Numarası : 1353

Kabul Tarihi : 1.11.1928

Madde 1. Şimdiye kadar Türkçeyi yazmak için kullanılan Arap harfleri yerine Latin esasından alınan ekteki cetvelde şekilleri gösterilen harfler ( Türk Harfleri ) unvan ve hukuku ile kabul edilmiştir.

Madde 2. Bu kanunun neşri tarihinden itibaren devletin bütün daire ve müesseselerinde ve bilcümle şirket, cemiyet ve hususi müesseselerde Türk Harfleri ile yazılmış olan yazıların kabulü ve muameleye konulması mecburidir.

Madde 3. Devlet dairelerinin herbirinde Türk Harflerinin, devlet muamelatına tatbiki tarihi 1929 kanunusanisinin ( Ocak ) birinci gününü geçemez. Şu kadar ki, evrakı tahkikiye ve fezlekelerinin ve ilamların ve matbu muamelat cetvel ve defterlerinin 1929 Haziran iptidasına ( başlangıcına ) eski usulde yazılması caizdir. Verilecek tapu kayıtları ve senetleri ve nüfus ve evlenme cüzdanları ve kayıtları ve askeri hüvviyet ve terhis cüzdanları 1929 Haziran iptidasından itibaren Türk Harfleri ile yazılacaktır.

Madde 4. Halk tarafından vaki müracaatlardan eski Arap harfleriyle yazılı olanların kabulü 1929 Haziranının birinci gününe kadar caizdir. 1929 senesi Kanunuevvvelinin iptidasından ( Ocak ayının başlangıcından ) itibaren, Türkçe hususi veya resmi levha, tabela, ilan, reklam ve sinema yazıları ile kezalik Türkçe hususi, resmi bilcümle mevkut, gayri mevkut gazete, risale ve mecmuaların Türk Harfleriyle basılması ve yazılması mecburidir.

Madde 5. 1929 Kanunusanisi iptidasından itibaren Türkçe basılacak kitapların Türk Harfleriyle basılması mecburidir.

Madde 6. Resmi ve hususi bütün zabıtlarda 1930 Haziranı iptidasına kadar eski Arap harflerinin stenografi makamında istimali ( kullanılması ) ceizdir. Devletin bütün daire ve müesseselerinde kullanılan kitap, kanun, talimatname, defter, cetvel, kayıt ve sicil matbualarının 1930 Haziran iptidasına kadar kullanılması caizdir.

Madde 7. Para ve hisse senetleri ve bonolar ve esham ve tahvilat ve pul ve sair kıymetli evrak ile hukuki mahiyeti haiz bilcümle eski vesikalar değiştirilmedikleri müddetçe muteberdirler.

Madde 8. Bilumum bankalar, imtiyazlı ve imtiyazsız şirketler, cemiyetler ve müesseselerin bütün Türkçe muamelatına Türk Harflerinin tatbiki, 1929 kanunusanisinin birinci gününü geçemez. Şu kadar ki, halk tarafından mezkur müesseselere 1929 Haziran iptidasına kadar eski Arap harfleriyle müracaat vaki olduğu taktirde kabul olunur. Bu müesseselerin ellerinde mevcut eski Arap harfleriyle basılmış defter, cetvel, katalog, nizamname ve talimatname gibi matbuaların 1930 Haziranı iptidasına kadar kullanılması caizdir.

Madde 9. Bütün mekteplerin Türkçe yapılan tedrisatında Türk Harfleri kullanılır. Eski harflerle matbu kitaplarla tedrisat icrası memnudur.

Madde 10. Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.

Madde 11. Bu kanunun ahkamını icraya, İcra Vekilleri Heyeti memurdur.

TEKKE VE ZAVİYELERLE TÜRBELERİN KAPATILMASINA VE TÜRBEDARLIKLAR İLE BİRTAKIM UNVANLARIN ÖNLENMESİ VE KALDIRILMASINA DAİR KANUN

Kanun Numarası : 677

Kabul Tarihi : 30.11.1925

Madde 1. Türkiye Cumhuriyeti içinde, gerek vakıf suretiyle gerek mülk olarak (mal sahibi olarak) şeyhin yönetimi altında gerekse başka şekillerde kurulmuş bulunan tüm tekke ve zaviyeler; sahiplerinin, diğer şekillerde haklarını kullanarak sahiplenmeleri devam etmek üzere tamamı kapatılmıştır. Bunlardan, yasal düzenlemelere uygun olarak,cani veya mescit (küçük cami) şeklinde kullanılanların faaliyeti sürer.

Genel olarak tarikatlarla, şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, naiplik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük ve gaipten haber verme ve isteğine kavuşturmak amacı ile nüshacılık (muskacılık) gibi unvan ve sıfatlara ait hizmet görmek ve/veya kıyafeti giymek yasaktır.

Türkiye Cumhuriyeti içinde, sultanlara ait ya da bir tarikata yahut çıkar sağlamaya yönelik olanlarla tüm sair türbeler kapatılmış, türbedarlıklar kaldırılmıştır.Kapatılmış olan tekke ve zaviyeleri ya da türbeleri açanlar veyahut bunları yeniden kuranlar veya tarikat ayini yapmak için geçici bile olsa, yer verenler ve yukarıdaki unvanları taşıyanlar yada bunlarla ilgili hizmetleri yahanlar veyahut kıyafetleri giyenler, üç aydan eksik olmamak üzere hapis ve elli liradan aşağı olmamak üzere para cezası ile cezalandırılırlar.

Ek madde : (Kanun no :5438/1,

Kabul Tarihi : 10.6.1949)

Şeyhlik, babalık ve halifelik gibi, baş durumda bulunanlar altı aydan az olmamak üzere hapis ve 500 liradan aşağı olmamak üzere sürgün cezası ile cezalandırılırlar. (Sürgüncezası 13.7.1975 tarih ve 647 sayılı cezaların infazı hakkındaki kanunun geçici 8 inci maddesi ile kaldırılmıştır.)

Madde 2. Bu kanun yayımı tarihinden geçerlidir.

Madde 3. Bu kanunun yürütülmesine Bakanlar Kurulu yetkilidir.

TAKVİMDE TARİH BAŞLANGICININ DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

Kanun No : 698

Kabul Tarihi : 26 Aralık 1341 (1925)

Madde 1 . Türkiye Cumhuriyeti’nde, resmi devlet takviminde, tarih başlangıcı olarak, uluslar arası takvim başlangıcı kabul edilmiştir.

Madde 2 . 1341 Aralık ayının 31 inci gününü (21.12.1925) takip eden gün, 1926 Ocak ayının birinci günüdür.

Madde 3 . Hicri kameri takvim ( ay asasına göre 354 günlük takvim) eskiden beri kullanıldığı gibi özel hallerde (dini bayramların tespiti) kullanılır. Bu özel tarihlerin tespitini rasathane yapar.

Madde 4 . Bu yasa yayımlandığı tarihten geçerlidir.

Madde 5 . Bu yasanın uygulanmasından Bakanlar Kurulu sorumludur.

SOYADI KANUNU

Kanun Numarası : 2525

Kabul Tarihi : 21.6.1934

Madde 1. Her Türk, öz adından başka soyadını da taşımaya mecburdur.

Madde 2. Söyleyişte, yazışta, imzada öz ad önde, soy adı sonda kullanılır.

Madde 3. Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç soy adları kullanılamaz.

Madde 4. Soyadı seçme vazifesi ve hakkı, evlilik birliğinin reisi olan kocaya aittir. Evliliğin feshi ve boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır. Koca ölmüş ve karısı evlenmemiş olursa veyahut koca akıl hastalığı ve akıl zayıflığı sebebiyle vesayet altında bulunuyor ve evlilik de devam ediyorsa bu hak ve vazife karınındır. Kocanın vefatıyla karı evlenmiş veya koca evvelki fıkrada zikredilen sebeplerle vesayet altına alınmış ve evlilik de zeval bulmuş ise bu hak ve vazife çocuğun baba cihetinden olan kan hısımlarından en yakın erkeğe ve bunların en yaşlısına, yok ise vasiye aittir.

Madde 5. Mümeyyiz olan reşit, soy adını seçmekte serbesttir. Akıl hastalığı ve akıl zayıflığı dolayısıyla vesayet altına alınmış olan reşidin adını babası, yok ise anası, bu da yok ise vasisi seçer.

Madde 6. En büyük mülkiye memurunun vereceği müzekkere üzerine Cumhuriyet Müddeiumumisi ( savcısı ) , 3 üncü maddedeki memnuiyete ( yasaklamaya ) uygun olmayarak soyad kullananların bu adı değiştirmelerini ve tarihte ün almış olanlara ilişik anlatan adların, hilafını iddia ile, kullanılmasını mahkemeden isteyebilir. Kanunla taayyün eden unvanlar mahfuzdur.

Madde 7. Bu kanunun neşri tarihinden itibaren iki yıl içinde gerek soyadı olmayanlar ve gerekse soyadlarını değiştirmek isteyenler taşıyacakları adı hükümetin tayin edeceği şekilde nüfus kütüklerine geçirilmek üzere bildirirler. Bu iş için verilecek her nevi evrak pul resminden muaftır.

Madde 8. Soyadı seçme işlerinde çıkacak ihtilafları halletmek ve kendiliklerinden soyadı seçmeyenlerle anası babası belli olmayan çocuklara ad takmak ve bir adın kanunun istediği şekle uygun olup olmadığı hakkında karar vermek salahiyeti ana kütüğün bulunduğu yerin en büyük mülkiye memuruna aittir.

Madde 9. Valiler ve kaymakamlar soyadlarının nüfus kütüklerine ve doğum kağıtlarına doldurulması işinde diğer devlet dairelerinde münasip gördükleri memurları , iş bitinceye kadar yardımcı olarak nüfus dairelerinde çalıştırmaya salahiyetlidirler.

Madde 10. Bu kanunun tayin ettiği müddet geçtikten sonra soyadlarını değiştirmek isteyenler, Kanunu Medeni’nin bu baptaki hükümlerine tabi olurlar.

Madde 11. Soyadlarını nüfus kütüğüne ve doğum kağıtlarına yazma işinde ihmali görülen memurlar hakkında kaymakamlar bir haftalığa, valiler on beş günlüğe kadar maaş kesme cezası verebilirler. Bu kararlar kati olup ilk ödenecek maaştan kesilir.

Madde 12. Kanunun tayin eylediği zaman içinde soyadını memurlara bildirmeyenlerden beş liradan on beş liraya kadar ve bu iş için hükümetçe verilecek vazifede ihmali görülen muhtarlar ve ihtiyar heyetleri azasının her birinden ve belediyelerce memur edilenlerden on liradan elli liraya kadar hafif para cezası alınır. Bu cezalar mahalli idare heyetleri kararıyla verilir ve vali veya kaymakamların tasdiki ile katileşir.

Madde 13. Bu kanunun tatbik yollarını gösteren bir nizamname yapılacaktır.

Madde 14. Bu kanun neşri tarihinden altı ay sonra mer’iyete girecektir.

Madde 15. Bu kanunun hükümlerini yerine getirmeye Dahiliye Vekaleti memurdur.

EFENDİ, BEY, PAŞA GİBİ LAKAP VE UNVANLARIN KALDIRILMASINA DAİR KANUN

Kanun Numarası : 2590

Kabul Tarihi : 26.11.1934

Madde 1. Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi, ve Hazretleri gibi lakap ve unvanlar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın vatandaşlar, kanunun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adlarıyla anılırlar.

Madde 2. Sivil rütbe ve nişanlar ve madalyalar kaldırılmıştır ve bu nişan ve madalyaların kullanılması yasaktır. Harp madalyaları bundan müstesnadır. Türkler, yabancı devlet nişanları da taşıyamazlar.

Madde 3. Askeri rütbelerden adın başına gelmek üzere, kara ve havacılarda müşirlere mareşal, birinci ferik, ferik ve livalara general, denizcilerde, birinci ferik, ferik ve livalara amiral denir. General ve amirallerin derecelerini gösteren unvanlarla, deniz müşirleri unvanlarının ve diğer askeri rütbelerin karşılıkları Yüksek Askeri Şura kararı ve İcra Vekilleri Heyetinin tasdiki ile konulur.

Madde 4. Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.

Madde 5. Bu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.

BAZI KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR KANUN

Kanun Numarası : 2596

Kabul Tarihi : 3.12.1934

Madde 1. Herhangi din ve mezhebe mensup olurlarsa olsunlar ruhanilerin ( din görevlilerinin ) mabet ve ayinler haricinde ruhani kisve taşımaları yasaktır. Hükümet her din ve mezhepten münasip göreceği yalnız bir ruhaniye mabet ve ayin haricinde dahi ruhani kıyafetini taşıyabilmek için muvakkat müsadeler verebilir. Bu müsaade müddetinin hitamında onun aynı ruhani hakkında yenilenmesi veya başka bir ruhaniye verilmesi caizdir.

Madde 2. Türkiye’de kanuna tevfikan teşekkül etmiş ve edecek olan izcilik ve sporculuk gibi topluluklar ve cemiyet ve kulüp gibi heyetler ve mektepler mahsus kıyafet, alamet ve levazım taşımak istedikleri zaman yalnız nizamname ve talimatname ile muayyen tiplere uygun kıyafet, alamet ve levazım taşıyabilirler.

Madde 3. Türkiye’de bulunan Türklerin ve yabancıların, yabancı memleketlerin siyaset, askerlik ve milis teşekkülleri ile münasebetli kıyafet ve alametlerini ve levazımını taşımaları yasaktır.

Madde 4. Ecnebi teşekkül mensuplarının kendi kıyafet, alamet ve levazımları ile Türkiye’yi ziyaret etmeleri, İcra Vekilleri Heyeti kararıyla tayin olunacak mercilerin müsadesine bağlıdır.

Madde 5. Türkiye Devleti nezdinde memur bulunanların kıyafetleri beynelmilel mer’i adetlere tabidir.

Madde 6. Bu kanunun tatbik suretini gösterir bir nizamname yapılır.

Madde 7. Birinci maddenin hükümleri, bu kanunun neşri tarihinden altı ay sonra ve diğer maddelerin hükümleri bu kanunun neşri tarihinden itibaren mer’idir.( geçerlidir.)

Madde 8. Bu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.

HAFTA TATİLİ HAKKINDA KANUN

Kanun Numarası : 394

Kabul Tarihi : 2.1.1924

Madde 1. On bin veya on binden fazla nüfusu havi şehirlerde alelumum fabrika, imalathane, tezgah, dükkan, mağaza, yazıhane, ticarethane, sınai ve ticari bilumum müessesat ve tevabiinin haftada bir gün tatili faaliyet etmeleri mecburidir.

Madde 2. Resmi devairle umumi, hususi, ticari ve sınai herhangi bir müessesede müstahdemini ve ameleyi haftada altı günden fazla çalıştırmak memnudur.

Madde 3. Sanayi zümreleri dışında kalan işlerden zıraat, avcılık, balıkçılık, çobanlık, ormancılık, ve emsali mesai erbabı işbu kanun ahkamından müstesnadır.

Madde 4. Atide zikrolunan müesseseler yevmi mahsusta hafta tatilinden müstesnadır.

A. Hastahaneler, dispanserler, eczaneler, etıbba ve diş muayenehaneleri, kimya ve bakteriyoloji laboratuvarları, hamamlar ve tephirnameler.

B. Vapur, tramvay, su, elektrik, gaz, telefon şirketleri, kuvati muharrike müesseseler, liman, iskele ve istasyon, gümrük ve antrepolardaki tahmiliye ve nakliye şirket ve cemiyetleri, berri ve bahri vesaiti umumiyeyi nakliye ve hidematı umumiyeyi belediye, vaki veya vukuu muhtemel bir kazaya ait tedabiri seria ittihazına muktazi ameliyat ile bu ameliyatın icrası için zaruri olan alat ve edevatı ihzar edecek olan müesseseler.

C. Matbaalar, münhasıran yevmi gazete bayileri, müzeler, umumi kütüphaneler, umumi bahçeler, tiyatrolar, spor, konferans ve konser salonları, sinemalar, halkı eylendirmeye mahsus oyun mahalleri, kulüpler, münhasıran Tayyare Cemiyeti piyango bileti satış şubeleri.

D. Hanlar, oteller, fotoğrafhaneler, lokantalar, kahvehaneler.

E. Mütesariülfesat mevat istimal ve imal eden ve tatili faaliyeti mamulatının bozulmasını veya tenzili kıymetini mucip olan sanayi müesseseleri.

TÜRKİYE SAHİLLERİNDE NAKLİYATI BAHRİYE (KABOTAJ) VE LİMANLARLA KARA SULARI DAHİLİNDE İCRAYI SANAT VE TİCARET HAKKINDA KANUN

Kanun Numarası : 815

Kabul Tarihi : 19.4.1926

Madde 1. Türk sahillerinin bir noktasından diğerine emtia ve yolcu alıp nakletmek ve sahillerde limanlar dahilinde veya beyninde cer ve kılavuzluk ve herhangi mahiyette olursa olsun bilcümle liman hidematını ifa etmek yalnız Türkiye sancağını hamil sefain (gemi) ve merakibe münhasırdır.

Ecnebi sefaini ancak memaliki ecnebiyeden almış oldukları yolcu ve hamuleyi Türk liman ve limanlarına ihrac ederler ve Türk liman ve limanlarından ecnebi liman ve limanlarına gidecek yolcu ve hamuleyi de alırlar.

Madde 2. Nehirler ve göller ve Marmara havzasıyla Boğazlarda bilumum karasularıyla karasularına dahil bulunan körfez, liman, koy ve sairede vapur, römorkör, istimbot, motorbot, mavna, salapurya, sandal, kayık velhasıl makine, yelken, kürek ile müteharrik merakibi kebire ve sagire ile tarak, prizman, maçuna, algarina, şat ve her nevi nakliye ve su dubaları limyo, sefaini tahlisiye ve emsali ile şamandıra, Sal sabit ve sabih vesait bulundurmak ve bunlarla seyrisefer ve nakliyat icra etmek suretleriyle ticaret hakkı Türkiye tebaasına münhasırdır.

Madde 3. Karasuları dahilinde balık, istiridye, midye, sünger, inci, mercan, sedef ve saire saydı, kum ve çakıl vesaire ihracı ve gerek sathı bahirde ve gerek karı bahirde mevcut kazazede sefain ve merakiple enkazı metrukenin ihrac ve tahlisi dalgıçlık, arayıcılık, kılavuzluk, deniz bakkallığı, bilcümle Türk vesait ve merakibi bahriyesi derununda kaptanlık, çarkçılık, katiplik, tayfalık ve amelelik vesaire icrası ve iskele, rıhtım hamallığı ve bilumum deniz esnaflığı icrası Türkiye tebaasına münhasırdır.

Madde 4. Hükümet, muvakkaten ve hiçbir hak temin etmemek şartıyla ecnebi tahlisiye gemilerinin icrayı sanat etmelerine ve Türk tahlisiye gemilerinde ecnebi mütehassıs ve kaptan ve tayfa istihdamına müsaade edebilir.

Madde 5. Birinci madde hükmüne muhalif olarak Türkiye limanları beyninde kabotaj yapan sefain ve merakibi ecnebiyeden bin liradan on bin liraya kadar cezayı nakdi ahiz ve o sefine ve merakip maddei mezkurenin ikinci fıkrası mucibince Türkiye limanları için hamule ve yolcu almak ve çıkarmaktan altı aydan bir seneye kadar men olunur.

Mügayiri kanun hareket eden sefine bir şirketi bahriye veya müteaddit sefaire malik olan bir veya müteaddit eşhasa ait olursa işbu men keyfiyeti şirketin veya eşhası mezkurenin diğer sefainine de şamildir. İkinci ve üçüncü maddelerde zikrolunan tabaai mahalliye münhasır hukuku bahriyeden birini icraya cüret eden ecnebiler yüz liradan bin liraya kadar cezayı nakdi ve bir aydan üç aya kadar hapis cezasıyla mücazaat olunurlar. Bu cezalardan yalnız biri de hükmolunabilir. Mükerrirler hakkında iki kat olarak hükmedilir.

Madde 6. İşbu kanun ahkamı 1 Temmuz 1926 tarihinden muteberdir.

Madde 7. İşbu kanunun icrasına Ticaret ve Adliye Vekilleri memurdur.







 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol