İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  isvec, isvicre, italya, izlanda ve Letonya
 


İSVEÇ, İSVİÇRE, İTALYA, İZLANDA ve LETONYA



İSVEÇ

DEVLETİN ADI: İsveç Krallığı BAŞŞEHRİ: Stockholm YÜZÖLÇÜMÜ: 449.964 km2 NÜFUSU: 8.673.000 RESMİ DİLİ: İsveççe DİNİ: Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Kron

Avrupa’nın kuzey batısında, Fin-İskandinav yaylasının bir kısmını kaplayan, bembeyaz karlarla ve yemyeşil tabiatla örtülü bir devlet. Kuzeydoğusunda Finlandiya, kuzeybatı ve batısında Norveç, doğusunda Baltık Denizi ile Botni Körfezi, güneybatısında Skagerrak ve Kattegat vardır.

Târihi

İsveç’e ilk insan yerleşmeleri, eldeki belgelere göre M.Ö. 800 yıllarında İsveç’in güney ucunda görülmüştür. İlk İsveçliler zamanla kuzeye doğru yayılmaya başlamışlardır. Sonraları ticâret yapmak için Akdeniz’e açılmışlar, Romalılarla ticârî ilişkiler kurmuşlardır. İsveç’in adı Svear kabilelerinden gelir. Ülkenin başlangıç târihinde ülkenin güneyinde yerleşmiş olan Gotarlarla Svearlar arasında uzun süreli çatışmalar olmuştur. Svearların Gotarları Brevalla’da yenmesiyle İsveç Krallığı kurulmuştur. İsveç’e M.S. 4. yüzyıldan başlayarak bâzı Germen kabileleri göç etmişlerdir. Dokuzuncu yüzyılda İsveç kralları Normanların Batı Avrupa’ya yaptıkları akınlara katıldılar. Ama asıl gâyeleri doğuda bir takım topraklar elde etmekti. Doğuya yönelen İsveçliler Novgorod ve Kiev’i ele geçirerek, buralarda birer prenslik kurdular. Onuncu ve on birinci yüzyıllarda Norveç ve Danimarka ile aralıklı çatışmalara girdiler. On birinci yüzyılda Hıristiyanlık İsveç’te resmî din olarak kabul edildi. On ikinci yüzyılda kral olan Aziz Erik, Finlandiya’yı topraklarına kattı. On üçüncü yüzyılda ise, dört İskandinav ülkesi (İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya) Kalman Birliği adı ile bir tek otorite altında toplandılar (1397).

Kalman Birliği yaklaşık 125 yıl sürdü. Danimarka ile İsveç arasındaki zıtlaşmalar yoğunlaşınca, İsveç Kralı Gustaf Vafa, Danimarkalıları İsveç’ten kovarak birliğe son verdi. 1523’te İsveç Kralı Gustaf Vafa, İsveç’in bağımsızlığını îlân etti. 1520’lerde başlayan Lutherci Reform hareketleri başarıya ulaşınca, 1529’da Roma ile ilişkileri kesildi. Bunu tâkip eden 200 yıl içinde İsveç; Danimarka, Polonya ve Rusya’yla Baltık egemenliği için birçok savaşlar yapmıştır. Kral İkinci Gustaf Danimarka’yla barış imzalamış, Polonya Prusyasını ele geçirmiş, 30 yıl savaşlarına önemli katkıda bulunmuştur. Vestfalya Antlaşması ile (1648) İsveç büyük bir devlet olmuştur. Baltık Denizindeki hâkimiyeti, Ruslara Poltava’da İsveç orduları yenilince son bulmuştur (1709). Napolyon’un generallerinden Jean Buptiste Bernadotte 1818 yılında Ondördüncü Karl adıylaİsveç kralı olmuştur. Bugün İsveç’te hüküm süren kral âilesi bu soydandır. On dördüncü Karl döneminde İsveç ile Norveç birleşmiş bu birleşme 1905 yılında barışcı bir biçimde son bulmuştur. İsveç Birinci ve İkinci Dünyâ Savaşlarında tarafsız olarak kalmıştır. Günümüzde tarafsız politikasına ters düşeceği için Nato ve AET’ye girmemektedir. İsveç bugün Anayasal bir Monarşi ile idâre edilmektedir.

Fizikî Yapı

İsveç, İskandinav Yarımadasının 5/8’ini kaplar. İnce, uzun bir ülkedir. Kuzey kesimi kutup çemberinin içinde kalır. İsveç, İskandinav Yarımadasının güneyini kaplayan bir ırmaklar ve göller bölgesidir. Ülkede irili ufaklı 96.000 kadar göl vardır. İsveç’in kuzeybatısı dağlıktır. Kjölen Dağları ve İskandinav Alplerinin doğu yamaçları bu kesimdedir. Kjölen Dağları üzerinde İsveç’in en yüksek tepesi olan Kebneka (2123 m) bulunur. Kuzey bölgesi birçok ırmakla doludur. Bu ırmaklar güneyde Bothnia Körfezine dökülürler. Başlıca ırmakları; Klar, Une, Angerman, Dal, İndals, Pite, Lule, Kalij, Torne ve Skellette’dir. Kjölen Dağlarının yüksek yamaçlarında yüzlerce küçük buzul ovaları vardır. Norland Bothnia Körfezinde Kjölen Dağlarına kadar kat kat sıralanmış bir yayla dizisi bulunur. Büyük göller bölgesini birçok göl meydana getirmiştir. Bu göllerden en büyüğü 5545 km2lik Vanern Gölüdür. Diğer önemli gölleri ise Vattern, Jalmar ve Malar’dır. Kumsal sâhili olan Czania dışında İsveç kıyıları çoğunlukla kayalık ve küçük adalarla doludur. Baltık Denizinde bulunan Scania, Gotland ve Oland adaları tortul asıllı engebesiz ve düz topraklardan meydana gelmiştir.

İklim

İskandinav Dağlarının Atlas Okyanusu etkisinden koruduğuİsveç’in iklimi serttir. İklim güney ve kuzeyde iki ayrı karakter taşır. Güney yarıda Orta Avrupa iklimi, Kuzey yarıda ise Doğu Avrupa iklimi hâkimdir. Doğu bölümü Sovyetler Birliği yönünden gelen soğuk rüzgârların etkisi altındadır. Bu bölgede kış mevsimi uzun, yaz mevsimi kısadır. Kuzeyde yıllık ısı ortalaması +3, güneyde ise +7°C dir. En kuzeyde Ocak ayı -15°C, Haziran ayında ise +12°C dolayındadır. Yıllık yağış ortalaması güneybatıda 600 mm, kuzeyde ise 400 mm arasındadır.

Tabiî Kaynakları

Bitki örtüsü: İsveç’in yarısından fazlası % 55’i ormanlarla kaplıdır. Sık orman bölgelerinde en çok yetişen ağaç; gürgen, çam, ladin ve huş türleridir. Güneyde kışın yapraklarını döken orman ağaçları mevcuttur. Kuzeyde yüksek arazide orman bölgesi sona erip yerini kırlara ve açık alanlara bırakır. Lapland bölgesinde kutup bitkileri vardır. Bunlar bodur kayın ağaçları, seyrek çalılar ve tundralardır.

Mâdenler:

İsveç mâden kaynakları bakımından zengin bir ülkedir. Özellikle demir filizi ilk sırayı alır. Bakır ve çinko bakımından zengin olan İsveç’te ayrıca altın, gümüş, volfram, nikel ve kömür yatakları bulunur.

Nüfus ve Sosyal Hayat

İsveç nüfûsu 8.673.000’dir. Nüfûsun hemen hemen bütün kısmı Germen asıllıdır. Nüfûsun 9 83’ü şehirlerde geri kalanı köylerde yaşar. İsveç’te km2ye 19 kişi düşer. Başlıca şehirleri Stockholm, Göteburg, Malmö ve Upsala’dır.

Dîni:

Halkın yaklaşık % 90’ı Protestandır. Protestanlık devletin resmî dîni sayılmaktadır.

Eğitimi:

İsveç’te 7 ile 16 yaş arasında eğitim mecbûrîdir. Okur-yazar oranı yaklaşık % 100’dür. Altı tane üniversite vardır. Bunlardan en önemlisi olan Upsala üniversitesi eski târihlerde kurulmuştur.

Siyâsî Hayat

İsveç, Anayasaya dayalı bir Monarşi ile yönetilmektedir. Kral sınırlı yetkilere sahiptir. Yürütme yetkisi bakanlar kurulunca kullanılır. İsveç Parlamentosu “Riksdag” 349 üyeli bir tek meclisten meydana gelir. Parlamento üyeleri her üç yılda bir yapılan seçimlerle seçilir. İsveç mahallî idare olarak 278 belediyeye bölünmüştür. Bu belediyeler 24 ayrı bölgede toplanır.

Ekonomi

Yarısı çam ormanlarıyla kaplı olan, verimli su gücüne, demir filizine, uranyuma ve diğer minerallere sahip olan İsveç çok yönlü bir hammadde ve onun işlenmesini sağlayan bir sanâyiye sâhiptir.

Tarım:

İsveç’te tarım yapılabilen alanlar toplam arazinin % 9’undan ibârettir. Fakat ülkenin besin ihtiyâcının % 90’ını bu topraklardan karşılamaktadır. Nüfûsun % 7’si tarımla uğraşmaktadır. Tarım alanları az olmasına rağmen modern teknikler uygulandığı için, en yüksek verim elde edilir. İsveç’te tahıl üretiminin başında yulaf gelir. Yetiştirdiği ürünler arasında, çavdar, buğday, arpa, patates ve pancar ön sırayı alır.

Hayvancılık:

İsveç topraklarının % 2’sinden azı otlaktır. Hayvancılık devlet tarafından desteklenmektedir. Yetiştirilen hayvanlarla ülkenin et, süt, tereyağ, peynir ve yumurta ihtiyacı karşılanmaktadır. Balıkçılık kıyılarda ve göllerde yapılır. Önemli bir gelir kaynağıdır.

Sanayi:

İsveç’in sanâyi kalkınması mâden kaynaklarına dayanır. Çok bol ve çeşitli mâden kaynaklarının başlıcası demir yatakları olup, dünyâ demir üretiminin % 25’ini İsveç sağlar. Ayrıca ülkede manganez, altın, bakır, gümüş ve kömür çıkar. Yeşil altın olarak bilinen ormanlar kereste ve kağıt hamuru ihtiyâcını karşılar. Ülkenin nehirlerinden elde edilen elektrik enerjisi, ülkenin sanâyii için gerekli olan enerjiyi sağlar.

İsveç’in belli başlı sanayi ürünleri, makina, taşıt araçları, gemi inşâası (dünyâ üretiminde üçüncü), elektronik donanım, telefon, uçak, harp araçları, lokomotif, bilyalı yataklardır. Bütün bu sanâyi fabrikaları özellikle başşehir Stockholm ve Göteburg çevresinde yoğunlaşır. Malmö’da dokumacılık, Örebro’da dericilik, Helsingborg’da kauçuk sanayi gelişmiştir. Ülke mobilya, porselen ve camcılık açısından milletlerarası bir üne sâhiptir. Ülke işgücünün % 29’u ağır sanâyi ve mâdencilik kesiminde çalışmaktadır.

Ticâret:

İsveç özellikle besin maddesi (meyve ve tahıl), yağ, hammaddeler (kömür, krom, manganez, petrol, tuz, potas, kauçuk, yün ve pamuk vb.) alır. İhraç ettiği ürünler arasında kereste, kağıt hamuru, demir filizi, makina, çeşitli âletler, kibrit, kağıt, motorlu taşıtlar, silâh ve gemi bulunur. Ticâret yaptığı ülkelerin başında Norveç, İngiltere, Batı Almanya ve ABD gelir.

Ulaşım:

Ülkede karayollarının uzunluğu 184.094 km’dir. Demiryollarının uzunluğu ise 12.005 km olup, bunun 11.377 kilometresi devlete âittir. 7583 kilometresinde elektrikli trenler çalışır. Hava ulaşımını ise İskandinavya hava yolları ile sağlamaktadır.

Deniz ticâret filosunda 3,76 milyon gross tonluk 502 gemi bulunur. En büyük limanları Stockholm ve Göteborg’dur.

İSVİÇRE

DEVLETİN ADI: İsviçre Konfederasyonu BAŞŞEHRİ: Bern YÜZÖLÇÜMÜ: 41.293 km2 NÜFUSU: 6.911.000 RESMİ DİLİ: Hıristiyanlık DİNİ: Almanca, Fransızca,İtalyanca ve Romanş PARA BİRİMİ: İsviçre Frangı

Orta Avrupa’da bulunan bir devlet. Kuzeyinde Almanya, doğusunda Avusturya ve Liechtenstein, güneyinde İtalya, batısında Fransa bulunur. 25 eyaletten meydana gelmiş konfederasyondur.

Târihi

Bugün İsviçre denilen Helvetia’da yaşayan Kelt kabilelerin M.Ö. 58 yılında Roma İmparatoru Julius Caesar’a yenilmeleriyle ülke beş asır boyunca Roma İmparatorluğunun bir bölümü sayılmıştır. M.S. 5. yüzyılda Hıristiyanlığı kabul etmiş olan Burgondlar, Jura’nın Cenevre Gölünün iki yanına yerleştiler. Almanlar ise Ren ile Aşağı Aar havzasına yerleşerek bölgeyi Germenleştirdiler. Bölge sonra Roma Germen İmparatorluğuna katıldı. On birinci yüzyıldan itibaren feodal devletler kurulmaya başlandı. On üçüncü yüzyılda da Habsburglar Sülâlesi orta ve batı İsviçre’ye hâkim oldu. 1291’de üç kanton Schwyzuri Nidwalden birleşerek Habsburglara karşı bir savunma ittifâkı kurdular. Böylece İsviçre Konfederasyonu (adını birleşen kantonların en büyüğü olan Schwzy’den aldı) doğdu. Daha sonraki yüzyıllarda İsviçreliler Habsburglara karşı bağımsızlığı savunmak için birçok kere silâhla saldırdılar. On dördüncü yüzyılda Luzirn, Zürich, Glaruszug ve Bern ilk kurulan üç kantonla birleştiler. 1481’de birliğe Fribourg, Solothurn, 1501’de Basel, 1513’de Appenzell katıldı. Askerî gücünü geliştiren İsviçre tarafsızlık politikasını benimsedi. Reform sırasında kantonlar arası çatışmada Protestanlar yenildi. 1648’de Vestfalya Antlaşmasıyla İsviçre’nin bağımsızlığı resmen kabul edildi. Napolyon savaşları sırasında Fransızlar ülkeyi işgal etti (1798). Napolyon kantonları birleştirerek bir federasyon hâline getirip Helvet Cumhûriyetini kurdu. Napolyon’un yenilmesinden sonra kantonlar birliği bozulmadı. 1815 Viyana Kongresinde İsviçre’nin tarafsızlığı kabul edildi. 1847’de ülkede bir iç savaş patlak verdi. Bâzı kantonlar bir konfederasyon kurulmasını istiyordu, bâzıları ise değişikliğe gerek görmüyordu. Yapılan savaşlarda konfederasyondan yana olanlar kazanınca, 1848’de İsviçre Konfederasyonu kuruldu. İsviçre, Birinci ve İkinci Dünyâ Savaşlarında da tarafsızlığını korudu. Herhangi bir bloka bağlanmamıştır. Buna da sebep dünyânın bütün devletlerinin, devlet adamlarının İsviçre bankalarında açmış olduğu sırdaş hesaplar olmuştur. 1978 yılında yapılan bir referandumla yeni bir kanton kurulması için karar alındı ve 1 Ocak 1979’da Jura Kantonu kuruldu.

Fizikî Yapı

İsviçre Avrupa’nın en dağlık ülkesidir. Toprakların 3/4’ü dağlarla kaplıdır. Kuzeybatı Fransa sınırı boyunca uzanan Jura Dağları ülkenin güney kesimini kaplayan Alplerden Mitteland yaylasıyla ayrılır. İsviçre Alpleri, Mont-Blanc’dan Ortlere kadar uzanan orta kesimini içine alır. Ülkenin büyük kısmını meydana getiren güney bölümü Bern Alpleri, Pennine Alpleri, Lepontine Alpleri ile doğudaki Rehetia Alplerinden müteşekkildir. En yüksek tepeler Pennine Alplerinde yer alan Mente Rosa ve Matterhorn (4478 m) tepeleridir. Bern Alplerinde en yüksek tepeler Finsteraarrhorn (4274 m) ile Jungfrau (4166 m)dur.

İsviçre yüksek yaylası, Alplerle Jura Dağları arasında kalan yayladır. Bu yayla 1000 m yüksekliktedir. İsviçre Tepeleri diye de anılır. Bu yayla çayırlar ve kozalaklı ağaç ormanlarıyla kaplıdır.

Avrupa’nın iki büyük akarsuyu İsviçre Alplerinden doğar. Ren Nehri, Knostanz Gölüne akan iki pınardan kaynaklanır. Rhone’ni kaynağı ise güneybatıdaki buzullardır. Ticino Nehri güneye akar. İsviçre’de çok sayıda göl vardır. Bunların en büyüğü Almanya ve Avusturya’ya sınır olan Konstanz Gölüdür. Diğer önemli gölleri ise Zürich, Lulerne, Neuchatel ve Leman’dir.

İklim

İsviçre’nin iklimi çok değişiktir. Rhetia Alplerinde hava kuru ve açık olmasına rağmen, Ticino Kantonun’da nemli bir sıcaklık, Magiore ve Lugarna Göllerinde ise Akdeniz iklimi hüküm sürer. Dağların yüksek tepeleri yıl boyunca karla örtülü kalır. İklim genellikle mutedildir. Ticinoso kantonu dışında bütün kantonlarda kış sıcaklık ortalaması 0°C’nin altındadır. Yaz aylarında ise ısı ortalaması 27°C’ye kadar çıkmaktadır.

Tabiî Kaynakları

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Ülke topraklarının % 23’ünü ormanlar meydana getirir. Ormanların % 70’i kozalaklı ağaçlarla, geri kalan kısmı geniş yapraklı ağaçlarla kaplıdır. Ormanlarda meşe, kayın, ceviz, çam ve kestane ağaçları vardır. Ormanlar İsviçre’nin kereste ihtiyacının yarısını sağlar. Yüksek Alp yamaçlarında dağ keçisi, tavşan, dağ sıçanı ve av kuşları yaşar.

Mâdenler:

Yeraltı kaynakları bakımından İsviçre fakirdir. Ülkede önemsiz birkaç kömür yatağı vardır. Yalnız tuz yatakları önemlidir.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfûsu 6.911.000 olup, nüfûsun büyük bir kısmı şehirlerde ve yayla bölgesinde yoğunlaşmıştır. Önemli şehirleri Bern, Zürich, Basel ve Cenevre’dir. Hâlâ kantonlarda ve köylerde çok belirgin âdet, gelenek ve dil ayrılıkları görülür. İsviçre’de resmî dil olarak dört dil kullanılır. Halkın % 65’i Almanca, % 18’i Fransızca,% 12’si İtalyanca, % 1’i Romanş dillerini konuşur.

Dîni:

Halk Hıristiyan olup, % 49,4’ü Katolik, G,8’i Protestandır.

Eğitim:

İsviçre’de eğitim düzeyi çok yüksektir. Okuma-yazma oranı % 100’dür. 6 ile 14 yaş arasında öğretim mecburîdir. Ülkede 25 değişik eğitim sistemini kantonlar yönetimi kontrol eder. İsviçre’de 8 üniversite ve 2 teknik kolej vardır. Üniversitelerinden 7 tânesi dünyâca meşhur olup, çeşitli ülkelerden gelen talebeler bu okullarda eğitim görmektedir.

Siyâsî Hayat

İsviçre’de hâlen yürürlükte olan Anayasa 1848’de yürürlüğe girmiştir. Anayasaya göre İsviçre 20 egemen, 6 yarım kantondan meydana gelmiştir. Federal meclis 44 üyeden meydana gelen bir devlet konseyi ile, doğrudan doğruya halk tarafından seçilen 200 üyeli bir millî konseyden müteşekkildir. Devlet konseyine hâkim kantonlar ikişer, yarım kantonlar birer üye gönderirler. Federal Konsey, Federal Meclis tarafından 4 yıl için seçilmiş 7 üyeden meydana gelir. Federal Konseyin üyeleri olan konfederasyon başkanı ve başkan yardımcısı her yıl Federal Meclis tarafından seçilir.

Ekonomi

İsviçre ekonomisinin temelini tarıma dayalı besin endüstrisi, kimyâ ve ilâç endüstrisi meydana getirir. Bunun yanında hayvancılık büyük önem taşır.

Tarım:

İsviçre’de tarıma elverişli topraklar genellikle üstünde çalışılamayacak kadar yüksektir. Topraklarının %6’sı ekilebilmektedir. Halkın ise % 6’sı tarımla uğraşır. Başlıca yetiştirilen önemli ürünleri patates, çavdar ve mısırdır. Bağcılık gelişmiştir. Göl kıyılarında ve dağ eteklerinde meyvecilik yapılır. En çok yetiştirilen meyveleri elma, üzüm, armut, erik ve kirazdır.

Hayvancılık:

İsviçre’de hayvancılık ekonomide büyük yer tutar. Topraklarının yarısı otlaklardan ve sürekli yeşeren çayırlardan meydana geldiği için hayvancılık açısından çok değerli bir tabiî kaynaktır. Yüksek bölgelerde keçi ve koyun yetiştirilir. Asıl hayvancılık alanında çalışmalar sığır ve inek gibi kesim ve süt hayvanları yetiştirmek için yapılır. Elde edilen süt miktarı yaklaşık 3.650.000 ton, peynir üretimi ise 129.000 tondur. Peynir sektörü dünyaca ünlüdür. Süt mamullerinden sayılan çikolatada dünyâ çapında söz sâhibidir.

Sanâyii:

İsviçre’de iş gücünün % 40’ı sanâyi kesiminde çalışmaktadır. Ülkede çelik sanâyi gelişmiştir. Bu amaçla dışarıdan demir filizi alır. Makina, lokomotif, türbün gibi ağır sanâyi ürünleri imal edilir. Elektrikli makinalar, bilimsel ve optik araç üretimi ülke sanâyiinde önemli bir yer tutar. Kimyâ ve ilâç sanâyii de çok gelişmiştir. Saatçilik ülkenin ünlü bir sanâyi dalıdır. İsviçre saatleri dünyâca ünlüdür. Sanâyi üretiminin % 90’ı ihraç edilir.

Ticâret:

Sanâyi ürünlerinin büyük bir kısmı ihraç edilir. İhraç ettiği mallar arasında elektrikli motorlar, makina, lokomotif, türbün, dokuma ürünleri, süt mamülleri, saat, çikolata, ilâç ve kimyâ ürünleri gelir. İsviçre dünyânın mâlî hayâtında önemli rol oynayan büyük bankacılık merkezidir. İsviçre halkının % 10’u bankacılıkla uğraşır. İsviçre bankacılık ve sigortacılık kaynağından büyük gelir sağlar. Diğer önemli gelir kaynağını ise turizm teşkil eder. İsviçre yaz kış bütün yıl boyunca turist akınına uğrar. İthal ettiği maddelerin başında petrol gelir. Bunu diğer sanâyi ham maddeleri ve besin maddeleri tâkip eder.

Ulaşım:

İsviçre’de 64.855 km karayolu bulunmaktadır. Bunun 1.057 km’si milletlerarası karayolu şebekesine bağlıdır. Demiryollarının toplam uzunluğu 4991 km’dir. Bunun dışında 830 km özel hatlar bulunmaktadır. Hava ulaşımı 1931 yılında kurulmuş olan Swissair ile sağlanır. Deniz ticâret filosu 30 gemiden meydana gelmiş olup, 294.304 gross ton yük kapasitelidir. En önemli limanı Basel’dir.

İTALYA

DEVLETİN ADI: İtalya Cumhuriyeti BAŞŞEHRİ: Roma YÜZÖLÇÜMÜ: 301.252 km2 NÜFUSU: 57.158.000 RESMİ DİLİ: İtalyanca DİNİ: Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Liret

Avrupa’nın güneyinde Akdeniz’e uzanan çizme şeklindeki bir yarım adanın üzerinde kurulu olan bir devlet. Güneybatısındaki Sicilya ve batısındaki Sardinya Adaları ülke topraklarına dâhildir. Kuzeybatısında Fransa, kuzeyinde İsviçre ve Avusturya, kuzey doğusunda Yugoslavya vardır. Alp Dağları kuzeyde tabiî bir sınır teşkil eder.

Târihi

İtalya’nın eski çağlarında yaşayan insanlar hakkında, çok az bilgi vardır. M.Ö. 500’lerde İtalya’da dört belirgin medeniyet mevcuttu. Kuzeyde Keltler, orta bölgede Etrüskler, iç ve dağlık bölgelerde Romalıların da dahil oldukları birçok kabileler, Napoli’den Sicilya’ya kadar olan bölgelerde de Rum azınlıklar vardı. Roma Cumhûriyetinin kuruluş tarihi geleneksel olarak M.Ö. 595 kabul edilmiştir. Bu yıl son Roma kralının sürgün edildiği târihtir. Daha sonra kabileler arasında sürdürülen çatışmalardan faydalanan Roma, bağımsızlığını garanti altına aldı.

M.Ö. 49’da Sezar Galyalılara tam yurttaşlık hakkı verdi. Roma İmparatorluğu giderek gelişti. Üçüncü yüzyılda bütün yarımadaya hakim oldu. Daha sonra aynı yüzyılda barbarların saldırılarına maruz kalan imparatorluk merkezi, Roma’dan Milano’ya taşındı. Costantinos zamanında ise merkez İstanbul’a alındı.

Galya’yı ve öteki eyâletleri kaybeden Batı Roma İmparatorluğunun elinde yalnız İtalya kaldı. Doğu Roma İmparatoru Zenon, Ostrogotları İtalya’yı yönetmekle görevlendirince, dört yıl süren savaşlar sonunda Ostrogotlar İtalya’ya hâkim oldular ve Ostrogot kralı İtalya’nın mutlak kralı oldu. Bu dönemden sonra Papalık iktidârı gelişti. 451 yılında Kuzey İtalya, Avrupa Hunlarının istilasına uğradı. Roma istiladan Papa’nın ricâları üzerine kurtuldu ve 6. yüzyılın sonlarına kadar siyâsî hâkimiyet Papalığın elinde kaldı.

774 yılında Napoli, Gueta ve Amalfi, Müslümanların akınlarına mâruz kaldı. Müslümanlar Sicilya’yı fethetti. Şarlman’ın ölümü üzerine derebeylik ve siyâsî parçalanmalar oldu. Roma İmparatorluğunu yeniden kurmak isteyen Otto (938-1002) başkenti tekrar Roma’ya taşıdı. Papalık-İmparatorluk mücâdelesi tekrar başladı. Papa ile imparatorlar arasındaki savaştan faydalanan kuzey ve orta İtalya şehirleri bağımsızlıklarını îlân ettiler.

On ikinci ve on üçüncü yüzyıllarda Cenova, Floransa, Venedik ve Milano gibi şehirler küçük ama, birer güçlü devlet olarak ortaya çıktıktan sonra, İtalya ekonomisine egemen oldular. On beşinci yüzyılın başlarında Avrupa’da başlayan Rönesansın etkisi İtalya’da görüldü. Bu asrın ortalarında İtalya toprakları üzerinde Osmanlı akınları başladı ve Osmanlılar 1480’de Otranto’yu aldılar.

1494-1559 yılları arasında İtalya’da siyâsî zayıflama ve parçalanma savaşlara yol açtı. İtalya, Avrupa hâkimiyetini ele geçirmek isteyen Fransa ve Avusturya hânedânının savaş alanı oldu. Bu savaş da İtalya’yı büyük ölçüde etkiledi.

İtalya’da 17. yüzyıldan sonra gerileme dönemi başladı. Napoli Krallığı ve Sicilya güçsüzleşti. 1796 yılında Napolyon önderliğindeki Fransızlar, İtalya’yı işgal etti. Fransız hâkimiyeti 20 yıl gibi kısa bir dönem sürdü. Bu dönemde ülke aynı yönetim altında birleşti. Kısa bir zaman için kuzeyde İtalya Krallığı kuruldu. 1815 yılındaki Viyana kongresinde eski düzen yeniden sağlandığı sıralarda Birleşmiş bir İtalya düşünceleri fikirlerde idi. 1866’da Venedik 1870’te Roma’nın katılması ile, İtalya sonunda bir Krallık hâline geldi. Ancak, anlaşmazlıklar tamâmen giderilememiş Kuzey-Güney ve bölgeler arası anlaşmazlık ve çekişmeler devam ediyordu.

1882’de Avusturya-Macaristan ve Almanya’nın yanısıra üçlü ittifâka ve 1915’te müttefiklerle birlikte Birinci Dünyâ Savaşına girdi. Uzun mücâdelelerden sonra Avusturya toprakları üzerindeki emeline kavuşan İtalya, savaştan sonra yapılan anlaşmalardan memnun olmadı. Savaştan siyasî ve ekonomik olarak çok kötü çıkan İtalya’da, diktatör Mussolini 1922’de zorla kendini kabul ettirdi. Mussolini 1935-1936’da Etiyopya’yı işgal etti. Nazi Almanyası ile ittifâka girdi. 1943 yılına kadar Mussolini’nin diktatörlüğü bir baskı ve silâhlanma dönemi olarak geçti.

İtalya 1940’ta İkinci Dünyâ Savaşına girdi. İtalyanlar bütün cephelerde yenilgiye uğradılar. Daha sonra Almanya’ya savaş îlân ettiler. İtalya Naziler tarafından işgal edildi. Nazilerin teslim olmasından sonra (1945) İtalya savaştan büyük zarar görmüş olarak çıktı.

1946 yılında yapılan referandumla, Monarşi ortadan kaldırıldı. Yeni bir Demokratik Cumhuriyet kuruldu. 1949 yılında NATO’nun kurucu üyesi olan İtalya, 1958’de AET’ye girdi. Yaklaşık 30 yıldır çeşitli koalisyonlarla İtalya’yı idâre etmiş olan Hıristiyan Demokrat Parti ve İtalyan Sosyalist Parti 1992 seçimlerinde büyük oy kaybına uğradı. Aynı senenin Mayıs ayında istifa ile boşalan cumhurbaşkanlığına parlamento Oscar Lugi Scoifaro’yu seçti. Ardından yeni bir koalisyon hükûmeti kuruldu.

Fizikî Yapı

Güney Avrupa’da yer alan, kuzey batısında Fransa, kuzeyinde İsviçre ve Avusturya, kuzeydoğusunda Yugoslavya, doğusunda Adriya Denizi, batısında Tirejen Denizi ile çevrili olan İtalya, çizme biçiminde bir yarımadadır. Akdeniz’deki Sardinya, Sicilya, Elba ve birçok küçük ada da İtalya’ya bağlıdır. Kuzey İtalya, kuzeyde Alp Sıradağlarına bağlanan Po Vâdisinin büyük alüvyon ovasından meydana gelir. İtalya’nın en yüksek dağlarından büyük Alplerin Fransa-İtalya sınırındaki Montblanca Tepesi 4810 m yüksekliktedir. İtalya sınırları içinde kalan en yüksek tepe Grand Parodiso’dur ve 4061 metredir. Appeninlerin kuzeyden güneye uzantısı 1125 km’dir. Bu dağların ortalama yüksekliği 1200 m’dir. Orta Appeninler Adriye Denizi kıyısında denizden dar tepeler şeridi ile ayrılır. Burası bütünüyle yüksek ve çorak olan, eskiden göllerin bulunduğu çöküntü havzaları ile yarılmış kalkerli yaylalardan meydana gelir. Güney Appeninler Tiren Denizi kıyılarında uzanır. Burada tepelerden ve alüvyonlu küçük ovalardan meydana gelmiş bir bölge vardır. Bu ovalar kuzeyden-güneye doğru Toscana, Umbria, Lazio ve Campania ovalarıdır.

Bu bölgenin çok yerinde volkanik kraterler ve krater gölleri vardır. Faaliyette olan volkanlar güneyde Napoli yakınlarındadır. Buradaki Vezüv faal bir yanardağdır. Ponci yanardağı ise tarihte meşhurdur. Buradaki lavlarla taşlaşmış insan heykelleri o günkü cemiyet hayatını aksettirmesi bakımından çok önemlidir. İtalya’nın Akdeniz’de bulunan adalarından Sicilya’da Etna yanardağı faal bir volkandır. İtalya’nın Akdenizdeki adaları, İtalya topraklarının % 16’sını meydana getirir.

En önemli ırmak Po’dur. 673 km uzunluğunda olan bu nehir Alplerden doğar. Diğer ırmakları Tiber ve Arno’dur. Ülkede güzellikleri ile ünlü göller vardır. Bunlardan Maggiore, Cono ve Garda en önemlilerindendir.

İklimi

İtalya’da Akdeniz iklimi hüküm sürer. Sahra havasının yerleştiği mevsim olan yaz, kurak ve güneşlidir. Atlas Okyanusu havasının yerleştiği mevsim olan kış ise ılık, yağışlı ve düzensizdir. Kuzey İtalya, denizin yumuşatıcı etkisinden hiç yararlanamaz. Buradaki iklim kara iklimidir. Po Ovası kışın soğuk ve sislidir, yazın ise, boğucu nemli sıcaklar olur. Kuzey bölgesine doğru yağmurların sürekliliği artar. İlkbaharda daha çok yağış olur. Güneye doğru iklim daha da sıcaklaşır, kış ayları güneyde en yağışlı aylardır. Burada kışlar ılımandır yazlar sıcaktır.

Ortalama yıllık yağış miktarı 500 ile 800 mm arasında değişmektedir. Ortalama sıcaklık ise kışın 1°C, yazın ise 25-26°C arasındadır.

Tabiî Kaynaklar

Bitki örtüsü ve hayvanlar: İtalya zengin bir bitki örtüsüne sâhip değildir. Akdeniz iklimine sahip olduğu için bitkiler uzun süren kuru ve sıcak yazlara dayanabilen türdendir. Ormanlar ülke topraklarının !’ini kaplar. Ormanlarda çoğunlukla meşe, akgürgen ve kestane ağaçları bulunur. Ekilemeyen topraklar kuraklığa dayanıklı kaba otlar ve makilerle kaplıdır. Alçak kesimlerde kozalaklılar türüne ait ağaçlarla kaplı ormanlar bulunur. Bunların alt kısmını ise yaprak döken ağaçlar meydana getirir.

İtalya halkının avcılığa çok meraklı olması sebebiyle yabânî hayvanların sayısı azalmıştır. Günümüzde Alplerde yaşıyan dağ keçisi, kurt ve geyik gibi yabanî hayvanlar bulunmaktadır.

Mâdenler:

Ülke maden kaynakları bakımından fakirdir. Mevcut olan kömür ve demir yatakları yeterli değildir. Tabiî gaz, petrol ve kükürt Sicilya’da çıkartılır. Toscona’da antimon, prit, bor ve büyük ölçüde cıva elde edilir. Toscona’daki kıyı dağlarında ayrıca önemli miktarda mermer çıkarılır. Po Ovasında verimli metan gazı yatakları mevcuttur.

Nüfus ve Sosyal Hayat

İtalya’nın nüfûsu 57.158.000’dir. İtalya’da nüfus artışı bir mesele hâline gelmiştir. Çünkü doğum oranı çok yüksektir. İtalya’dan dış ülkelere büyük bir göç vardır. Yarım asırda 7 milyon kişi dış ülkelere göç etmiştir.

İtalya on bir bölgeden meydana gelmiştir. Bu bölgelerin hepsi, hattâ şehirlerde ayrı ayrı lehçeler kullanılmaktadır. Bu bölgelerden birinde yaşayan öteki bölgelerdekilerle hiç anlaşamazlar. Dilbilimcilerine göre İtalya’da 50 lehçe bulunmaktadır. Resmî olarak Floransa lehçesi kullanılmaktadır. Okullarda da bu dil öğretilir ve kullanılır.

Eğitim:

İtalya’da 6 ile 14 yaş arasında temel eğitim mecburî ve ücretsizdir. Bu eğitimden sonraki lise ise beş yıldır. Ülkede 288’e yakın Üniversite bulunmaktadır. Yüksek öğretim paralıdır.

Din:

Halkın büyük bir kesimi Hıristiyanlığın Katolik mezhebine mensuptur. Çok az miktarda Protestan ve Mûsevî bulunmaktadır.

Spor:

İtalya’da spor çok gelişmiş, futbol millî bir spor hâline gelmiştir. Günümüzde İtalya’da futbolla ilgilenen 7342 spor kulübü ve bu kulüplere mensup 9750 takım resmî maçlara katılmaktadır. Bu takımlarda 205.430 futbolcu yer almaktadır. İtalyanlar futbolun yanında atletizm, boks, eskrim, binicilik gibi birçok spor dalında başarılar göstermişler, dünya spor sahasında söz sahibi olmuşlardır.

Siyâsî Hayat

1948 Anayasasına göre İtalya her biri beş yıl süre ile seçilen iki meclisin (Temsilciler ve Senato) yasama yetkisine sâhip bulunduğu demokratik bir Cumhûriyettir. Temsilciler Meclisinin 630, Senatonun 325 üyesi vardır. Devlet Başkanı yedi yıl süre ile bu iki meclis tarafınan seçilir. Ülke yirmi bölgeye ayrılmıştır. Bu bölgeler bir ölçüye kadar kendi içinde özerktir. Ayrıca kendi yönetimlerine sahip beş ana bölge vardır. Kurulan koalisyon hükümetleri uzun zaman devam etmemekte sık sık seçime gidilmektedir.

Ekonomi

İkinci Dünyâ Harbinden sonra, 1950’de başlayan büyük bir ekonomik gelişme ile başlıca sanâyi ülkeleri arasına girdi. 1979 yılından sonra ekonomisinde düşüşler görüldü. Bunun temelini % 7,6’lık bir işsizler ordusu ve % 21,2’lik enflasyon oranı meydana getiriyordu. İşgücünün % 48,6’sı sanâyi kesiminde çalışmaktadır.

Tarım:

Çalışan nüfûsun % 18’i tarımla uğraşır, topraklarının % 31’i işlenebilir nitelikte, % 17’si ise mer’alıktır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, pirinç, sebze, üzüm, ve zeytindir. Üretim alanının % 37’sini kaplayan Kuzey İtalya, toplam üretimin yarısını verir. Dağlarda yaşıyanlar geçimlerini ormandan sağlar. Büyük vâdilerde oturanlar, tahıl, üzüm, meyva yetiştirirler. Po Ovasındaki yüksek taracada mısır tarlaları ve dutluklar vardır. Appeninlerin eteğinde buğday yetiştirilir. Güney İtalya tarımı verimsizdir. Üretim alanı işlenen toprakların c’ünü kaplamasına rağmen toplam tarım üretiminin yarısını verir. Buralarda tarım alanları şu şekilde olur: Çıplak tarlalar, meyva bahçeleri, hem meyva hem tahıl yetiştiren tarlalar. Bu tarlalarda buğday ve bakla yetiştirilir.

İtalya tarımının özellikleri:

Tahıl tarım üretiminin "’sini, ağaç yetiştiriciliği % 24’ünü teşkil eder. Sanayi bitkisi olarak tütün ve keten yetişir. İtalya’nın birçok yerlerinde toprak zayıf ve suyun az olmasına rağmen ekim sürekli yapılmaktadır. İtalya tarımda genel olarak buğday ve mısır yetiştirir. Avrupa’nın en büyük pirinç üreticisidir. Zeytinyağı üretiminde dünya birincisidir. Bütün bunlara rağmen besin maddesi bakımından İtalya kendi ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır.

Hayvancılık:

İtalya’da hayvancılık toprak genişliğine göre gelişmiş sayılır. Ülkede sığır, keçi, koyun beslenir. Dağların yüksek kesimlerinde sığır beslenir. Süt endüstrisi çok gelişmiştir. Dünyaca ünlü peynir elde edilir. Ülkenin hayvânî protein ve yağ ihtiyacı karşılanır. Dağların alçak kesimlerinde nadasa bırakılan yerlerde koyun beslenir.

Sanâyi:

Nüfûsun % 36’sının çalıştığı, sanâyi ve yatırımların çoğunluğu kuzeyde yoğunlaşmıştır. Başlıca sanâyiler dokuma (özellikle ipek), kimyâ, makina, motorlu araçlar, petrol işleme ve gıda alanlarıdır. Motorlu araç sanâyiinde Fiat otomobil sanayii dünya çapında bir üne sahiptir. Büyük bir iş gücü istihdam eder. Besin sanâyii makarna ve konserve dalında çok gelişmiştir. İtalya sanâyiinde genellikle hammadde ve enerji kaynakları zayıftır. Bu açık, ithâlâtla kapatılır. Son zamanlarda çıkarılan tabiî gazın sanayi bölgelerine dağıtılması ile Alplerde hidro elektrik santrallerinin kurulması enerji açığını büyük ölçüde kapatmıştır. Ulaşım güçlükleri sanâyii olumsuz yönde etkilemektedir.

Ticâret:

Dış ticâret tablosu İtalyan ekonomisinin eğilimlerini yansıtır. Pamuk, ham petrol, yün, demirli madenler gibi hammaddeler ithâlâtın % 50’ye yakın kısmını meydana getirir. İhrâcâtın % 40-42’sini ise makina, tesviye edilmiş petro-kimyâ ürünleri, pamuklu sun’î dokumalar ve otomobillerden meydana gelir. Yani hammadde olarak alınır işlenir, mâmul hale getirilir ve satılır. İtalya’nın ihraç ettiği diğer mallar ayakkabı, daktilo makinaları, zeytinyağı ve zeytindir. İthal ettiği malları ise başta petrol olmak üzere mâdenler, buğday ve ettir. İtalyan deniz filosu, dünyânın en büyük filolarından biridir. İtalyan ticâreti ile deniz yolu taşımacılığı arasında sıkı bir bağ mevcuttur. İtalyan ödemeler dengesindeki açık, turizm sektörü sâyesinde kapatılmaktadır. Turizm sektörü çok gelişmiştir. Birçok turistik tesise sâhib olan İtalya, târih ve kültür eserleri bakımından zengindir. Târih boyunca birçok gelişme ve yeniliklere sahne olan İtalya turistler için câzip bir ülkedir. Bir AET üyesi olarak ticaretinin büyük kısmını AET üyesi olan ülkelerde, ABD ve Suudi Arabistan ile yapar.

Ulaşım:

İtalya da 302.403 km karayolu bulunur. Demiryollarının uzunluğu ise 19.559 km olup, bunun sadece 7395’i elektrikli değildir. İtalyan Hava Yolları dünyânın her yanına sefer yapmaktadır. Ülkede 21 milletlerarası, 32 millî ve 75 kulüp havaalanı vardır.

Deniz ticâret filosu 11.867.300 gross ton kapasiteli 2620 gemiden meydana gelmiştir. Önemli limanları Genova, Venedik, Trieste, Toranto Napoli ve La Spezia’dır.

İZLANDA

DEVLETİN ADI: İzlanda Cumhûriyeti BAŞŞEHRİ: Reykjavik YÜZÖLÇÜMÜ: 102.829 km2 NÜFUSU: 261.000 RESMİ DİLİ: İzlandaca DİNİ: Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Kron

Atlas Okyanusunun kuzeyinde volkanik bir ada üzerinde kurulmuş ve çevresindeki birçok küçük adadan meydana gelmiş bir devlet. En yakın komşusu Grönland olup, 300 km uzaktadır. Diğer komşuları Norveç 1000 km, İskoçya 800 km uzaklıktadır.

Târihi

861 yılında Norveçliler tarafından keşfedilen adaya ilk kez 9 ve 10. yüzyılda Norveç’ten gelen Vikingler yerleşmişlerdir. Bu toplulukların önderleri birleşerek 930 yılında parlamentonun ilk örneği sayılabilecek Athing’i meydana getirdiler. İç anlaşmazlıklar sonucu bağımsızlığını kaybeden ada 1262 yılında Norveç’in egemenliği altına girdi. On dördüncü yüzyılda Norveç’in Danimarka’ya bağlanmasıyla, Danimarka’nın hâkimiyeti altına girdi. Danimarka önceleri adadan ticârî bakımdan faydalanmaktaydı. Daha sonra İzlanda’yı tamâmen idâresi altına aldı. 1551 yılında Protestanlığı zorla kabul eden İzlandalılar, 1662 yılında Danimarka kralına bağlılık yemini ettiler. On yedinci yüzyılda adada hastalık, kıtlık ve volkan püskürmeleri ortalığı kasıp kavurdu. 1838’de Reykjavik’te on üyeli bir meclis kuruldu. 1843’te de Althing yeniden teşkil edildi. 1904’te İzlanda’ya diplomasi dışında muhtariyet tanındı.

On dokuzuncu asırda ortaya çıkan milliyetçilik akımları sonucu 1918 yılında İzlanda, Danimarka’ya bağlı bir devlet hâline geldi. İkinci Dünyâ Savaşı sırasında stratejik bir değer kazanan İzlanda’yı korumak bahânesiyle İngiltere tarafından işgal edildi. Daha sonra 1941’de Amerikalılar burayı devraldı. 1941 yılında Althing, Danimarka ile bağlarını koparma kararı aldı. 1944 yılı Mayıs ayında halk oyuna sunulan yeni anayasa oylandıktan sonra 17 Haziran da Cumhûriyet îlân edildi. İzlanda 1949 yılında NATO’ya üye oldu.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Ronald Reagan ile Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov 11-12 Ekim 1986’da Reykjavik’te, nükleer silâhların sınırlandırılması görüşmelerinin başlatıldığı bir doruk toplantısı yaptılar.

Fizikî Yapı

İzlanda’nın büyük bir bölümü volkanik olup adadaki yanardağlar hâlâ faaldir. Bunların asyısı 200’ü bulmaktadır. En önemlisi 1490 metre yüksekliğindeki Heklâ’dır. İzlanda’nın kıyıları güneyde düz, öteki yerlerde girintili çıkıntılıdır. Kıyılarının uzunluğu 6000 km’den fazladır. Adanın bâzı bölümleri geçmişteki yanardağ püskürmelleri sonucu ortaya çıkmıştır. Lav ovalarıyla kaplıdır. Bu ovalarda yer yer jökül adı verilen buz kubbelerine rastlanır. Bunların en büyüğü Vatnapöhull 8500 km2yi bulan yüzölçümüyle Avrupa’nın en geniş buzuludur. Adada bol çağlayanlı birçok ırmak bulunmaktadır. Bunlar kısa ve ulaşıma elverişsizdir. Irmaklarından en önemlisi Tjorsa (210 km)dır. İzlanda’da çok sayıda krater gölü vardır. En önemlisi olan Thingvallavat Gölü120 km2 olup, 116 metre derinliktedir.

Adanın yanardağlarından sonra en önemli özelliği gayzerlerdir. Bu sıcak su kaynakları ısınma ve elektrik enerjisi elde etmede kullanılır.

İklimi

İzlanda’nın bulunduğu enlem dâiresine karşı iklimi çok soğuk değildir. Golf Stream akıntısının etkisinde kalan adada yazlar nemli ve serindir. Kışlar ise çok yumuşaktır. Isı ortalaması başkent Reykjavik çevresinde kışın -1C°, yazın ise +11C° dir. Fakat kuzey bölgeleri daha soğuk olup, ısı ortalaması kışın -8°C civarındadır. Kuzey kesiminde haziran ayında güneş 18 gün süre ile hiç batmadan ufuk hattı üzerinde durur.

Yağış ortalaması ise başkent dolaylarında 865 mm, güneydoğuda ise 1710 mm’dir.

Tabiî Kaynaklar

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Bitki örtüsü adada çok azdır. Buzulların bulunmadığı kesimlerde otlaklar vardır. Bitki örtüsü genelde çalılar ve dikenlerden meydana gelmiştir. Büyük ve iri gövdeli kayın ağaçlarından meydana gelen ormanlar giderek azalmış, günümüzde yok denecek hale gelmiştir. Ormanların çok az oluşu ve iklim şartları adada yabani hayvanların bulunmamasına sebeb olmaktadır.

Mâdenler:

Yer altı kaynakları bakımından fakir olan İzlanda’da alüminyum çıkar.

Nüfus ve Sosyal Hayat

İzlanda’nın nüfûsu 261.000 dir. Nüfûsun % 80’i şehirlerde, diğer kısmı köylerde yaşar. Nüfûsun yarısına yakın kısmı başkentte yaşamaktadır. Şehirlerin çoğu kıyı kesimlerde ve güneydeki ovalarda kurulmuştur. İzlanda halkı için Theogir’in koyduğu kurallar bu gün de geçerlidir. İzlanda’da bugün topluma açık yerlerde bira ve benzeri alkollü içkiler içmek yasaktır. Bunlar yalnız gizlice evlerde içilebilmektedirler. İzlanda halkı kendilerine özgü dillerini, kültürlerini, efsânelerini ve geleneklerini korumak için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

Din:

Halkın büyük kısmı Hıristiyanlığın Evangelist mezhebine (•,6) bağlıdır. Geri kalan kısmının %3,7 Protestan, %0,7’si Katoliktir.

Eğitim:

İzlanda’da eğitim düzeyi yüksektir. 7-15 yaşları arasında eğitim mecburî olup, okuma-yazma bilmeyen yoktur. İzlanda’da beş üniversite ve iki kolej bulunmaktadır.

Siyâsî Hayat

İzlanda’da 1944’te Cumhûriyet îlân edilmiştir. Cumhurbaşkanı dört yılda bir seçilmektedir. Biri 40 üyeli, diğeri 20 üyeli iki meclisi vardır ve her ikisinin de görev süresi dört yıldır. Üyeler seçim yolu ile tesbit edilirler.

Ekonomi

İzlanda ekonomisinin temelini bir ada devleti olduğu için balıkçılık teşkil etmektedir.

Tarım:

İzlanda topraklarının büyük bir kesimi tarıma elverişsizdir. Ancak % 0,5’inde tarım yapılmaktadır. Nüfûsun % 11’i tarım sektöründe çalışmaktadır. Başlıca ürünleri hayvan yemi, patates ve şalgamdır.

Hayvancılık:

Adanın buzullarla örtülü olmayan kesimlerindeki otlaklarda hayvancılık yapılır. Küçük baş hayvancılığı ağır basar.

Balıkçılık:

İzlanda’nın en önemli gelir kaynağını meydana getiren balıkçılık, 106.487 gross tonluk 866 gemi ile yapılmaktadır. Yıllık tutulan balık yaklaşık olarak 1.500.000 tondur. Başlıca tutulan balıklar balina, moriya ve ringadır.

Endüstri:

Balıkçılık ürünlerinin işlenmesi ve balıktan elde edilen ürünler imali başlıca sanâyi faaliyetidir. Balık konservesi ve balık unu fabrikası vardır. Küçük gemilerin yapıldığı, büyük gemilerin tamir edildiği tersaneleri; dokuma, çimento, ayakkabı fabrikaları bulunmaktadır. Ayrıca Reykjavik’in doğusunda alüminyum dökümhâneleri ve amonyum sülfat fabrikası bulunmaktadır. Nüfûsun 0’u sanâyide çalışmaktadır.

Ticâret:

Ülkenin ihrâcâtının % 80’ini balık ürünleri, balık konservesi, tuzlanmış ve dondurulmuş balık, balık unu, balık yağı ve gübre meydana getirir. Bunun yanında hayvan ürünleridir. İthal ettiği mallar sanayi ve besin mamulleridir.

Ulaşım:

İzlanda’da demir yolu yoktur. Kara yollarının uzunluğu 12 bin kilometreyi bulmaktadır. Başkent Reykjavik’te uluslararası bir liman ve havaalanı vardır.

LETONYA

DEVLETİN ADI: Letonya Cumhûriyeti BAŞŞEHRİ: Riga YÜZÖLÇÜMÜ: 64.500 km2 NÜFUSU: 2.750.000 RESMİ DİLİ: Letonca DİNİ: Hıristiyanlık PARA BİRİMİ: Letonya Rublesi

Baltık Denizi kıyısında yer alan bir Avrupa Devleti. Kuzeyinde Estonya, doğusunda Rusya Federasyonu, güneyinde Litvanya, batısında Baltık Denizi ile çevrilidir.

Târihi

Bölgenin yerleşik halkı olan Letonlar M.Ö. 3000 yıllarında Baltık kıyısına gelip yerleştiler. Uzun yıllar ticâretle uğraşarak geçimlerini temin ettiler. Letonya diğer Baltık ülkeleri gibi M.S. 9. asırda Vikinglerin istilâsına uğradı. Germenler 1198-1290 yılları arasında Letonya topraklarını ele geçirdiler. Bu arada bölgede Hıristiyanlık yayıldı. Letonya 15. asırda kurulan Litvanya Federasyonuna katıldı. Rusya ile olan savaşlar neticesinde konfederasyon dağıldı. Letonya İsveç’in hâkimiyeti altına girdi.

Büyük Kuzey Savaşları neticesinde Çar Birinci Petro Letonya’yı ele geçirdi (1700-21). Bu târihten îtibâren Rusya’nın hâkimiyeti altında kaldı. Rusya’daki 1905 işçi ayaklanması Letonya’da büyük yankılar uyandırdı. Ayaklanma askerî ordu tarafından bastırıldı ve elebaşılar Sibirya’ya sürüldü.

Birinci Dünyâ Harbi sırasında Letonya topraklarının büyük bölümünü Almanlar işgâl etti. Almanların savaşta mağlup olmasını fırsat bilen Rusya, Baltık ülkelerine karşı harekâta geçti ise de, yoğun bir karşı koyma ile geri çekilmek mecburiyetinde kaldı. Alman orduları Letonya’dan 15 Aralık 1919’da geri çekildiler. Bir süre sonra Letonya ve diğer Baltık ülkelerini tanıyan Rusya bir seri antlaşma imzâladı.

Bağımsızlığını kazanan Letonya’da hükûmet büyük toprak sâhiplerinin topraklarını, topraksız köylülere dağıtarak Germen soyluların ekonomik ve siyâsî güçlerini zayıflattılar ve komünist hareketleri baltalamış oldular.

Almanya’nın 1939’da Polonya’yı yenmesinden sonra Rusya Baltık ülkeleri ile karşılıklı yardımlaşma anlaşmaları imzâlandı ve bu ülkelerde askerî üsler kurmak için izin verilmesini istedi. Diğer Baltık Ülkeleri gibi Letonya da uluslararası alanda bir müttefik bulamayınca Ruslara topraklarında üs kurması için izin verdi. 14-15 Temmuz 1940’ta yapılan seçimleri Sovyet yanlısı adaylar kazandı. Seçimler sonrası kurulan Letonya hükümeti ve parlamentosu Sovyetler Birliğine katılma kararı aldı. SSCB Yüksek Sovyeti bu isteği onayladı ve Letonya, Sovyetler Birliğinin Cumhûriyetleri arasına girmiş oldu.

İkinci Dünyâ Harbi sırasında Almanya’nın işgâline uğrayan Letonya’da 450.000’e yakın insan öldü. Savaşın ardından bölgeye hâkim olan Sovyet hükümeti çok sayıda Letonyalıyı sürgüne gönderdi. Sosyalist rejim yeniden kurulunca Letonya’da 1951’e kadar gerilla harbi devam etti. 1951’den sonra iç karışıklıklara kesin olarak son verildi ve Sovyetler Birliği Letonya’da tamâmen hâkimiyeti ele geçirdi.

Letonya 1991’e kadar Sovyetler Birliğini meydana getiren 15 cumhûriyetten biri olarak kaldı. Rusya’da başlayan reform hareketleri neticesinde 1991’de Letonya bağımsızlığını ilân etti. Rusya Federasyonu dâhil Avrupa devletleri Letonya Cumhûriyetini tanıdı.

Fizikî Yapı

Letonya’nın büyük bölümü dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Baltık ve Riga Körfezi kıyıları oldukça düzgündür. En önemli akarsuyu Dvina Nehridir. Diğer akarsular Baltık Denizine dökülür. Sovyet sınırı yakınlarında irili ufaklı göller vardır.

İklimi

İklimi ılımandır. Atlas Okyanusundan gelen hava kütlelerinin etkisi altındadır. Yazlar genelde serin ve yağışlı geçer.

Tabiî Kaynaklar

Mâdenler:

Ülke topraklarında çeşitli mâdenler bulunur. Başlıca mâdenleri dolomit, kireçtaşı ve turbadır. Kurland Yarımadasında bulunan petrol rezervleri henüz işletilmemektedir.

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Ülke topraklarının % 67’si orman, çayır, otlak ve bataklıklarla kaplıdır. Bu topraklarda çeşitli yabânî hayvan yaşar. Başlıca av hayvanları tilki, tavşan, vaşak ve porsuktur. Alınan koruma tedbirleri sâyesinde geyik ve karaca neslinin tükenmesine engel olunmuştur. Çok sayıda kuş türü yaşar.

Nüfus ve Sosyal Hayat

2.750.000 olan nüfûsun, % 54’ünü Letonyalılar, % 33’ünü Ruslar, % 5’ini Beyaz Ruslar, % 3’ünü Ukraynalı, % 3’ünü Polonyalılar meydana getirir. Halkın büyük kesimi Letonca konuşur. On bir senelik ilk ve orta öğretim parasız ve mecbûridir. Letonya Bilimler Akademisine bağlı 10 yükseköğretim kurumu ve 10 ilmî kuruluş vardır.

Ekonomi

Ülke ekonomisi sanâyiye dayalıdır. En önemli sanâyi dalları metal üretimi ve makina yapımıdır. Diğer sanâyi ürünleri buzdolabı, gemi, demiryolu araçları, dizel motoru, elektrik jeneratörü, beyaz eşyâ ve radyodur. Ayrıca dokuma, kereste, besin, ayakkabı ve giyim sanâyii de gelişmiştir. Enerji ihtiyâcının yarısından fazlasını kendi kaynaklarından karşılar.

Ulaşım

Ülkede ulaşım ağı çok gelişmiştir. Ulaşım kara, demir, deniz ve havayoluyla sağlanır. İç suyollarından da ulaşımda faydalanılır. Riga ve Ventpils limanları ticârî açıdan önemlidir. Riga havaalanından her ülkeye düzenli uçak seferleri yapılır.







 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol