İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Kazakistan, Kirgizistan, Kuveyt, Kuzey Kore ve Laos
 


KAZAKİSTAN, KIRGIZİSTAN, KUVEYT ,KUZEY KORE ve LAOS

KAZAKİSTAN


DEVLETİN ADI: Kazakistan Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Alma-Ata
YÜZÖLÇÜMÜ: 2.717.300 km2
NÜFUSU: 17.000.000
RESMİ DİLİ: Kazak Türkçesi ve Rusça
DİNİ: İslâmiyet
PARA BİRİMİ: Ruble

Orta Asya’da yer alan bir Türk devleti. Kuzeyinde Rusya Federasyonu, Ural Dağları ve Güney Sibirya, doğusunda Moğolistan ve Doğu Türkistan, güneyinde Kırgızistan, Özbekistan, Aladağ, TanrıDağları ve Aral Gölü, batısında ise Hazar Denizi yer alır. Doğu ve batı sınırları arası 3000 km, kuzey ve güney sınırları arası ise 1500 km’dir.

Târihi

Kazakların târih sahnesine çıkışları 15. asra rastlar. Şeybânî Hükümdârı Ebü’l-Hayr zamanında bozkır bölgesinde yaşayan Türk kabîleleri, aynı sülâleden Barak Hanın oğulları Canıbek ile Kerey’in idâresinde doğuya göç ederek ÇağatayHanlığı topraklarını kendilerine yurt edindiler. Buralarda yaşayan ve göçebe olan Türk kavimleri ile birlik olup iki yüz bin kişilik bir nüfûsa ulaştılar. Bunlara daha sonra, Naymanlar, Celâyirliler ve Duğlatlar da katılınca bir milyonluk bir Kazak topluluğu meydana geldi. Balkaş civârında yaşayanlara Canıbekoğlu Kasım Han, Urallara kadar olan bölgede yaşayanlara Kereyoğlu Burunduk Han hükümdarlık ediyordu. Kasım Han, amcasının oğlu Burunduk Hanı ortadan kaldırarak, Kazakların tamâmını idâresi altına aldı ve üç yüz bin kişilik bir ordu kurdu. Kasım Handan sonra oğlu Aknazor Han (1520-1555), ondan sonra onun oğlu Şigay Han (1555-1570) Kazan hükümdarı oldu. Şigay Han zamânında bozkırların tamamı Kazak hâkimiyeti altına girdi. Şigay Hanın yerine geçen Tevekkel Han (1570-1600) Taşkent’i ele geçirerek başşehir yaptı. Kazak topraklarını üç ayrı “orda”ya böldü. Bunlar batıdan doğuya sırasıyla Tien Shan’ın kuzeyindeki Semireciye bölgesini içine alan kısma BüyükOrda (Uluyüz), Aral Gölünün doğusundaki orta step bölgesini içine alan kısma OrtaOrda (Ortayüz) ve Aral Gölüyle Ural Irmağı arasında kalan kısma da Küçük Orda (Kiçiyüz) denildi. Tevekkel Hanın yerine geçen kardeşi İşim Han (1600-1623), Çungarya Kalmuklarına (Oryatlara) karşı devamlı harpler yaptı. Ondan sonra yerine geçen kardeşi Cihangir (1623-1655) Kalmukları 1626 yılında yendi. Cihangir Handan sonra yerine oğlu Tekva Han (1655-1678) geçti.

Tekva Handan sonra sultan olan Pulta Han (1678-1718) devrinde Çungarya Kalmukları, Türkistan’a kadar olan bölgeleri elegeçirdi. Kazakların birliği bozuldu. Ordalar birbirleri ile savaşmaya başladılar. Bu durumdan istifade eden Ruslar, önce Küçük Ordayı (1731), sonra Orta Ordayı (1743), daha sonra da Hokand Hanlığı idâresindeki Büyük Ordayı (1846) hâkimiyetleri altına aldılar. Böylece bütün Kazak toprakları Çarlık Rusyasının eline geçmiş oldu. 19. yüzyılın ikinci yarısından îtibâren Kazak topraklarında yeni iskân merkezleri kurularak Ruslar yerleştirildi. 1916’da 19-43 yaş arası bütün erkek nüfûsun askere çağrılması üzerine Kazaklar isyân etti. Fakat bu isyân Ruslar tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı.

1917 devriminden sonra Alaş Orda adlı Kazak hükümeti kuruldu. Kızılordu 1920’de Kazakistan’ı işgal etti ve Oranburg’da muhtar bir Sovyet Cumhûriyeti kuruldu. Daha sonra Alma-Ata başşehir oldu. Göçebeler 1929’da yerleşik hayata geçmeye zorlandı. Çok sayıda Rus ve Ukraynalı Kırgızistan’a yerleştirildi. Buna karşı çıkan Kazaklar hunharca katledildiler. Kazak çocukları millî ve dinî kültürden uzak, ateist olarak yetiştirilmeye çalışıldı ise de bunda muvaffak olunamadı. 1936’da yapılan yeni bir düzenleme ile Kazak Özerk bölgesi, Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhûriyeti hâline getirildi. Rusya’daki Glasnost hareketlerinden sonra ve 1991 Ağustosunda eski Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla Kazakistan Cumhûriyeti bağımsızlığını îlân etti.

Fizikî Yapı

Ülke topraklarının beşte biri dağlarla kaplıdır. Diğer kısmı düzlükler tepelik ovalar ve platolardan meydana gelir. Batı ve güneybatı kesimlerine hâkim olan HazarÇöküntüsünün güneyinde Ustyurt Yaylası, Mangışlak Yarımadasında ise Karadağ ve Akdağ uzanır. Hazar Çöküntüsünü Ural Platosu ve Mugodjar Tepeleri geniş Turan Ovasından ayırır. Kurumuş ırmakların önceleri taşıdığı kumlar güneyde Kızılkum Çölünü, orta kesimde Karakum Çölünü, kuzeyde Büyük ve Küçük Barsuki çöllerini meydana getirmiştir. Kuzeyde dağların yüksekliği 1500 metreye ulaşır. Ülke topraklarının batısında Uludağ, doğusunda iseCengizdağ olarak bilinen sıradağlar yer alır. Doğu ve güneydoğudaki yüksek dağ silsileleri vâdilerle yarılmıştır. Çungarya Aladağları Balkaş Gölünün bulunduğu çöküntünün güneyinden, Tarbagatay Sıradağları güneyden, Altay dağ silsilesinin devamı olanListvyaga, Holzun ve Tigirek sıradağları ise doğudan Kazakistan topraklarına girer. Kırgızistan sınırındaTanrı Dağları, uzanır. Muyunkum Çölü Karadağ’ın içlerine kadar girer.

Kazakistan’da binlerce küçük akarsu vardır. Bu akarsuların büyük kesimi Hazar Denizi, Aral, Balkaş ve Tengiz göllerine dökülür. Kazakistan topraklarını baştan başa geçen ve Kuzey Buz Denizine dökülen nehirler ise Irtiş, İşim ve Tobul’dur. Akarsuların büyük kısmı yazın kurur. Başlıca ırmakları Ural ve Seyhun’dur. Seyhun üzerinde taşkınları önlemek ve sulama gâyeli birçok baraj bulunur.

Ülke sınırları içinde su seviyesi genelde değişken olan ve bâzıları belli aylarda kuruyan elli bine yakın göl vardır. Hazar Denizinin 2320 km’lik kıyısı Kazakistan sınırları içinde kalır. Diğer önemli gölleri Aral, Balkaş, Zaysan, Alakol, Tengiz ve Seletitengiz’dir.

İklim

Kazakistan’ın vâdi ve ovalarında çok sert bir kara iklimi hâkimdir. Sıcaklık bölgelere göre çok farklılık gösterir. Güneyde -5°C ile -1,4°C arasında değişen kış ortalama sıcaklığı, orta kısımlarda -16°C ile -19°C’ye kadar düşer. Yazın ortalama sıcaklık kuzeyde 20°C güneyde ise 29°C’dir. Senelik ortalama yağış miktarı kuzey ve orta kısımlarda 200-300 mm, güneyde 400-500 mm, yüksek sıradağlarda ise 600-1000 mm arasında değişir. Vâdilerde sık sık kasırga şiddetine varan rüzgârlar eser.

Tabiî Kaynaklar

Mâdenler: Kazakistan yeraltı kaynakları bakımından zengindir.Karaganda bölgesinde zengin kömür yatakları, Ural-Enba Havzasında petrol yatakları vardır. Ayrıca bakır, kurşun (Altay, Kara-Tav, Ala-Tav, Tekeli’de), çinko (Alma-Ata), demir (Karkaralı, Balhaç, Cez-Kazgon, Ata-Su), manganez, kalay, volfram, molibden, antimuan çıkarılmaktadır.

Bitki örtüsü ve hayvanlar:

Ülke topraklarının büyük bölümünü kaplayan çöllerde pelin otu ve ılgın yetişir. Altay ve Tanrı dağları ormanlarla kaplıdır. Ormanlarda ve çöllerde çok sayıda av hayvanı yaşar. Bunlardan bâzıları; antilop, sığın, kurt, ayı, kakum, samurdur. Irmak ve göllerde sazan, turna, som balığı, alabalık ve tatlısu levreği Hazar Denizinde ise mersinbalığı, ringa çamçak avlanır.

Nüfus ve SosyalHayat

Kazakistan’ın nüfûsu 17.000.000 civârındadır Başkenti Alma-Ata olup nüfûsu 1.200.000’dir. Nüfûsun % 39.7’si Kazak, % 37.8’i Rus, % 5.8’iAlman, % 5.4’ü Ukraynalı, % 4’ü Tatar ve Özbek, % 7.3’ü diğer milletlere mensuptur. Başlıca şehirleri Uralsk, Ahtubinsk, Guryev, Bişkek, Karaganda, Aralsk’dır.

Kazakistan’da büyük yerleşim bölgeleri dışında hâlâ eski göçebe özelliği sürdürülmektedir. Halkın çoğu geçimini hayvancılıkla sağladığı için yazın “çaylav” dedikleri yaylalara gitmek, kışın da “kıştav” dedikleri kışlaklarında barınmaktadırlar. Böylece göçebe hayatlarını devam ettirirler.

Eğitim:

Halkın çoğu 1917 komünist ihtilâlinden önce göçebe hayâtı yaşadığından, Kazaklarda eğitim faaliyetleri fazla gelişmemişti. Yerleşme merkezlerinde çok sayıda medrese vardı. İhtilâlden sonra bölgede Rus eğitim sistemi uygulanmaya başlandı. İlk ve orta öğretim Kazakça yapılmasına rağmen, anaokullarında ve yüksek okullarda Rusça eğitim yapılması Kazak gençlerini Rusça öğrenmeye mecbur bıraktı.

Kazakistan’da eğitim 7-17 yaş arasında mecbûrî ve parasızdır. Okullarda Rusça ve Kazakça eğitim yapılır. Ayrıca azınlık dillerinde de öğretim yapan okullar vardır. Nüfûsun az olduğu bölgelerde ortaokul çocukları için yatılı okullar bulunur. Meslekî eğitim veren okulların sayısı oldukça fazladır. Ülke çapında 8689 ortaokul, 243 teknik lise, vardır.

Kazakistan’da ilk üniversite 1934’te Kirov’da kuruldu. 1948’de Kazak İlimler Akademisi teşkil edildi. Bu akademiye bağlı 35’ten fazla enstitü vardır. Ayrıca 40 civârında yüksek okul mevcuttur.

Siyasi Hayat

Rus hükûmeti, Kazakların millî şuurunu kaybetmesi için çeşitli çalışmalar yaptı. Stalin döneminde Kazakçadan Arapça ve Farsça kelimeler çıkarılarak bunların yerine Rusça kelimeler konuldu. Günümüzde Kazakçada bulunan bâzı kelimeler için Rusça kelimeler kullanılmaktadır. Böylece Kazakça kısa zamanda Rusçanın tesiri altında kalmıştır. Buna sebep, kendi dilini iyi bir şekilde öğrenmeyen Kazak aydınlarının şuurlu veya şuursuzca yazılarında Rusça kullanmaları olmuştur.

Büyük kısmı Müslüman olan Kazaklarda dindarlık derecesi bölgelere göre değişmektedir. Kazakların çoğunlukta bulunduğu bölgelerde dînî inanç daha güçlü olup, Kazakların azınlık durumuna düştüğü bölgelerde ise dînî inanç zayıftır. Müslümanların çoğunlukta bulunduğu bölgelerde İslâmî ve millî âdet ve örfler hâlâ canlı olarak muhâfaza edilmektedir. Bağımsızlığını kazanmadan önce din aleyhtarı propaganda çok güçlü yürütülmekteydi. Kazakistan’da 1948’den bu yana Kazakça 150’ye yakın din aleyhtarı kitap yayınlanmıştır. Kazaklar, Müslüman topluluklar arasında, dillerinde din aleyhtarı kitaplar neşredilen üçüncü ülke durumundadır.

Ekonomi

Ülke ekonomisi tarım, hayvancılık ve mâdenciliğe dayalıdır. Toprakların büyük bölümü çöl ve dağlarla kaplı olduğu için tarıma elverişli arâzi azdır. Bu arâzinin büyük kısmı mer’adır. Kazakistan’da tarım dört bölgede mütâlaa edilebilir: 1)Yerleşik zirâî bölge: Bölgede özellikle buğday, darı, ayçiçeği ve büyükbaş hayvanlar yetiştirilir. 2) Geçiş bölgesi: Bu bölgede darı yetiştirilir ve koyun beslenir. 3)Hayvan besleme bölgesi:Buralarda koyun beslenir. Aktübe’de ayrıca at ve deve de yetiştirilir. 4)Sun’î sulama yapılan bölge: Bu bölgede ise sanâyide kullanılan pamuk, pancar, tütün, kendir, yağlı tohumlar ve pirinç yetiştirilir.

Kazakistan sanâyii mâdenciliğe bağlı olarak gelişmiştir. Sovyetler Birliğinden ayrılmadan önce, bu ülkenin hammadde ihtiyacının büyük kısmını karşılıyordu. Başlıca sanâyi kuruluşları demir, çelik, çimento, gübre, şeker, un, konserve, ilâç, sentetik iplik, röntgen âletleri fabrikalarıdır. Sanâyide çalışan işgücünün büyük kısmı kömür mâdenleri, petrol tesislerinde çalışmaktadır.

Ulaşım:

Kazakistan’da ulaşım kara, demir ve hava yoluyla sağlanır. Demiryolu ağı 21.400.000 km uzunlukta olup, ülkeyi ağ gibi örmüştür. Karayollarının uzunluğu ise 189.000 km’dir. Birçok şehirde hava alanı vardır.

KIRGIZİSTAN


DEVLETİN ADI: Kırgızistan Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Bişkek
YÜZÖLÇÜMÜ: 198.500 km2
NÜFUSU: 4.468.000
RESMİ DİLİ: Kırgız Türkçesi
DİNİ: İslâmiyet ve Hıristiyanlık
PARA BİRİMİ: Som

Orta Asya’da yer alan bir Türk Cumhûriyeti. Batısında Özbekistan, kuzeyinde Kazakistan, güneyinde Tacikistan, doğusunda ise Çin yer alır.

Târihi

Yenisey Irmağı boyunda medenî bir hayat süren Kırgızlar Mîlâd’dan sonra birinci yüzyılda Hun Devleti tâbiyeti altına girdiler. Hunluların dağılması üzerine, Kırgızlar, Hakas Devletini kurdular. Dördüncü yüzyılda kurulan Hakas Devleti, Baykal Gölünden Tibet’e kadar olan kısma hâkim oldu. Altıncı yüzyılda kurulan Göktürk Devleti ile mücâdele eden Hakaslar, 840’ta Uygur Devletini yıktılar.

Onuncu yüzyılda Karahanlıların tesiriyle İslâm dînini kabul eden Kırgızlar, 13. yüzyılda Moğolların hâkimiyetini tanıdılar. On yedinci yüzyılda Rus istilâsına karşı diğer Türk boylarıyla hareket ettiler. Kırgızların harp kâbiliyetleri yüksekti. On dokuzuncu asırda Kırgız toprakları bütünüyle Rus hâkimiyetine girdi. 1924 senesine kadar Türkistan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhûriyetine bağlıyken, 1925’te KaraKırgız Özerk Oblastı adını aldı. Bir süre sonra Kara kelimesi kaldırıldı. 1936’da Kırgızistan Sovyet Sosyalist Cumhûriyeti hâline getirildi ve Sovyetler Birliğini meydana getiren 15 İttifak Cumhûriyetinden biri hâline geldi.

Eski Sovyetler Birliğinin 1991’de dağılması üzerine, Kırgızistan bağımsızlığını îlân etti. Bağımsız Devletler Topluluğuna üye oldu.

Fizikî Yapı

Ülke topraklarının büyük kısmı dağlarla kaplıdır. 3000 metreye kadar olan dağlar toprakların yarısından fazlasını kaplar. Tanrı Dağlarının bir parçası olan Kokpaalatau Sıradağları, Çin ile tabiî sınırı meydana getirir. Yüksek dağların dorukları dört mevsim karla kaplıdır. Çok sayıda kısa nehir, dağlardan kaynaklanarak aşağılara doğru akar. Başlıca akarsuları Narin, Tar, Kubaş, Kızıl Su’dur. Dünyânın ikinci büyük krater gölü olan Issık Gölü Kırgızistan topraklarında yer alır. Deniz seviyesinden 1609 m yükseklikte olan Issık gölü 6202 km2lik bir alana sâhiptir. En derin yeri 702 metredir.

İklim

Kırgızistan’ın denizlerden uzak ve yüksek bir arâziye sâhib olması iklimi büyük ölçüde etkiler. Dağların etekleri sıcak çöl rüzgarları tesirindedir. Yüksek bölgelerde soğuk bir iklim hâkimdir. Arada kalan bölgede bol yağışlı bir iklim görülür. Batı ve kuzeydeki sıradağlar yılda ortalama 600-900 mm, güney etekleri 200-335 mm, yüksek vâdiler ise 100-150 mm civârında yağış alır. Yaz ile kış, gündüz ile gece arasında ısı farkı çok fazladır.

Tabiî Kaynaklar

Kırgızistan mâden yönünden zengin yataklara sâhiptir. Tanrı Dağlarında demir, cıva, sürme, altın; Fergana Vâdisinde petrol ve gaz yatakları bulunur. Ayrıca kömür, tuz, kaolin, cam tozu yatakları vardır. Kömür yatakları 31 milyon ton rezerv ile Orta Asya’da birincidir.

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Dağların kuzeye bakan yamaçları ve alçak vâdiler ormanlarla kaplıdır. Bu ormanlar ülke topraklarının ancak % 6’sını kaplar. Ormanlarda yabandomuzu, kurt, vaşak, dağkeçisi, as, geyik, leopar gibi av hayvanları yaşar.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Kırgızistan’ın nüfûsu 4.468.000’dir. Başkent Bişkek olup nüfûsu 641.000’dir. Nüfûsun % 52.4’ü Kırgız, % 21’i Rus, % 12.9’u Özbek, % 2.5’i Ukraynalı, % 8.1’i diğer milletler, % 1.6’sı Tatardır. Kırgızistan 6 vilâyete bölünmüştür. Bunlar Celiabad, Issıkul, Narin, Oş, Talas ve Çuy’dur.

Kırgızistan yüksek bir eğitim düzeyine sâhiptir. Ülkede 9 üniversite olup, ilk üniversite 1932’de kurulmuştur. Okuma yazma oranı % 99.8’dir. Ülke genelinde 1806 ortaokul, 48 teknik lise vardır. Diğer Türk Cumhûriyetlerinde olduğu gibi Kırgızistan’da eğitim devlet tarafından yapılırken 1992’de çıkarılan yeni kânunlarla özel okul ve üniversite eğitimine izin verildi.

Kırgızlar Müslüman olup, Sünnî ve Hanefî mezhebindedirler. Kırgızların İslâmiyeti kabûlünde tasavvuf büyükleri önemli rol oynamışlardır. Kırgızlarda mevcut olan güçlü kabile sistemi İslâmiyetin hızlı yayılmasını sağlamıştır. Kırgızistan’da dînî hayâtın çok canlı olması, Orta Asya cumhûriyetleri içinde Özbekistan’ın dışında en çok bu cumhûriyette din aleyhtârı propaganda yapılmasına sebeb olmuştur. 1948’den sonra günümüze kadar Bişkek’te 100’e yakın İslâmiyet aleyhtârı kitap basılmıştır. Aynı zamanda devamlı din aleyhtârı konferanslar veriliyordu. Buna rağmen bölgede İslâmiyet unutulmamış, Kırgızistan bağımsızlığını kazandıktan sonra, gizli yapılan ibâdetler, açık olarak yapılmaya başlanmıştır.

Ekonomi

Ülke ekonomisi tarım ve madenciliğe dayalıdır. Daha çok hayvancılık kesimi ağırlıklı bir tarım ekonomisi hakimdir. Başlıca tarım ürünleri buğday, pamuk, şekerpancarı, mısır, tütün, sebze ve meyvedir. Dağlık bölgelerde yarış atları yetiştirilir, tavşan beslenir, arıcılık yapılır. En çok küçükbaş hayvan beslenir.

Kırgızistan’da 1970’li yıllarda çeşitli mâdenler çıkarılmaya başlanınca mâden sektörü büyük hızla gelişti. Makina, otomotiv, gıda, çimento, cam ve konserve fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. Akarsu üzerlerinde kurulan hidroelektrik santralleri ekonomiye önemli ölçüde katkıda bulunur. Ülkede 600 civârında sanâyi kuruluşu vardır.

KUVEYT


DEVLETİN ADI: Kuveyt
BAŞŞEHRİ: Kuveyt
YÜZÖLÇÜMÜ: 17.818 km2
NÜFUSU: 1.190.000
RESMİ DİLİ: Arapça
DİNİ: Müslümanlık
PARA BİRİMİ: Kuveyt Dinarı

Basra Körfezinin üst kısmında 17.818 km2lik bir alanı kaplayan bağımsız bir Arap devleti. Kuzeyinde ve batısında Irak, doğusunda Basra Körfezi, güneyinde Suudi Arabistan bulunur.

Târihi

On sekizinci yüzyıl başlarında, Arabistan Yarımadasının iç bölgelerindeki Anizah kabilesinden birçok âilenin göçebelikten vazgeçip, Basra Körfezi kıyılarına yerleşmesi Kuveyt şehrinin, buna bağlı olarak da devletin temelini teşkil etmiştir. 1756’da halk, as-Sabah soyundan bir şeyh seçti. Böylece, bağımsız Kuveyt Emirliği kurulmuş oldu.

On dokuzuncu yüzyılın sonralarından îtibâren, Rusya ve zamanın diğer güçlü devletleri Kuveyt’le ilgilenmeye başladı. O târihlerde Almanya, Berlin-Bağdat demiryolu hattını Kuveyt limanına kadar uzatmanın yollarını arıyordu. İngiltere’nin menfaatlerine ters düştüğü için Almanya’nın emellerine karşı çıkmaktaydı. Osmanlı Devletine karşı olan zamanın Kuveyt Emiri 1899’da dış ilişkilerinin kontrolunu İngiltere’ye devreden bir antlaşmayı imzâladı. İngiltere 1914’te Osmanlı Devletiyle harbe girdikten sonra Kuveyt’i himâyesine aldı.

Kuveyt’in Necd’le (yâni daha sonraki Suudi Arabistan’la) arasında meydana gelen meseleleri, 1922’de el-Ukayr Antlaşmasıyla çözümlendi. Bu antlaşmayla tarafsız bir bölge kuruldu. Irak’la olan kuzey sınırı, 1923’te belirlendi. 19 Haziran 1961’de İngiltere hükûmeti, emirliğin tam bağımsızlığını tanıdığını îlân etti. Altı gün sonraIrak Başbakanı Kuveyt’in Irak’ın ayrılmaz bir parçası olduğunu iddiâ etti. İddiâya göre; “Kuveyt, Osmanlı Devletinin bir parçasıydı. Etnik, coğrafî ve sosyal yapı bakımından Kuveyt ve Irak bütün bir ülkeydi, İngilizler tarafından geçici olarak bölünmüştü. İşgal tehlikesiyle karşılaşınca Kuveyt Emîri, askerî yardım almak maksadıyla İngiltere’ye yanaşmıştı.” Haziran başlarında Irak tehlikesine karşı İngilizler Kuveyt’e asker çıkardı. 20 Haziran’da Arap zirvesi Kuveyt Emirliğini üyesi olarak kabul etti. Böylece bağımsızlığını tanımış ve Irak’ın iddiâlarını reddetmiş oluyordu. Yaklaşık iki sene sonra 14 Mayıs 1963’te Kuveyt, Birleşmiş Milletlere üye oldu. Bu arada Irak’la olan anlaşmazlıkları hallolmaya başladı ve 1963 Ekiminde Irak, Kuveyt’in bağımsızlığını tanıdı. 1990’a kadar bağımsız olarak kalan Kuveyt, Ağustos 1990’da Irak birlikleri tarafından işgâl edildi. Bütün Müeyyidelere rağmen Irak Kuveyt’i boşaltmayınca, 15Ocak 1991’de Müttefik Birlikler, Kuveyt topraklarını kısa süren harekâttan sonra işgalden kurtardılar.

Fizikî Yapı

Kuveyt toprakları genelde düz veya hafif dalgalıdır. Bu monoton yapıyı tek tük tepeler veya hafif çukurluklar biraz değiştirir. Deniz seviyesinden îtibâren yükseklik, güneyde 305 m’ye ulaşır. Jâl az-Zawr arâzi bloku, Kuveyt Körfezinin kuzeybatı kıyılarını meydana getirir ve deniz seviyesinden en fazla 145 m yüksekliktedir.Kıyı kesiminde geriye kalan arâzi, büyük, tuzlu bataklıklarla kaplıdır. Kuveyt’in kuzey, batı ve merkez bölgelerinde “playas” denen çöl havzaları vardır. Bunlar kış yağmurlarıyla dolar. Böylece Bedevîlerin önemli su kaynaklarını meydana getirirler.

İklim

İklim, yarı tropikaldir. Körfezin sıcak sularının özellikle kıyılarda etkisi vardır. Eğer yeterince yağmur yağarsa çöl, mart ayının ortalarından nisan ayı sonuna kadar yeşillenir. Fakat nisan ve eylül ayları arasındaki kurak dönemde müthiş bir sıcaklık vardır. Normalde gündüz 52°C’dir. Bâzan 74°C’ye kadar yükselir. Hava kışın daha elverişlidir. İç kesimlerde ara sıra kırağı bile yağar. Ekim-nisan aylarına dağılan yıllık yağış ortalaması 3 ilâ 18 mm’dir. Ama bir sağanakta günde oldukça fazla yağmur yağabilir. Kuzeybatıdan sık sık esen rüzgârlar genellikle sıcak ve nemli olup, haziran ve ekim ayları arasında eser. Sıcak ve kuru güney rüzgârları, ilkbahar ve yaz başlarında hâkim olan rüzgârlardır. “Tauz” denen korkunç toz fırtınaları çoğunlukla kışın meydana gelir. Bu fırtınalar bazen günlerce sürer.

Tabiî Kaynaklar

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Bitki örtüsünü son senelerde cadde başlarında ve parklarda yetiştirilen ve devamlı sulanan akasya ve hurma ağaçları ve Kuveyt şehrinin yeşil kuşağı hariç fundalık, küçük çalılık ve ilkbaharda çabuk gelip geçen otlar meydana getirir. Tuzlu bölge bitkileri kıyıdaki bataklıklar boyunca büyür. Yabanî hayvan olarak çöl ceylanı ve faresine rastlanır.

Mâdenler:

Ülkede petrol hariç, herhangi bir mâden yoktur. Geniş bölgeleri kaplayan kumluklar ekonomik maksatlarla kullanılabilecek hâlde değildir.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Ülke nüfûsu 1.190.000’dir. Yerli halk Arap’tır. Yerli halkı, topyekûn bir âile gibidir. Çalışmak için gelen yabancı işçi, teknisyen, işletmeciler, yerli halktan daha çoktur. İşgücünün % 80’ini yabancı işçiler meydana getirmektedirler. Bunlar Filistinliler, Suudi Arabistanlılar, Mısır, Irak, Hind ve Pakistanlılardır. Yabancılar, mülk sâhibi olamadıkları gibi, siyâsî hakları da yoktur.

Önemli şehirleri arasında Havalli, Salimiya yer alır. Başşehir Kuveyt, dünyânın en modern şehridir. Fakat 1991’de Irak’ın işgâliyle şehir büyük tahribât görmüştür. Petrolden sağlanan gelir yüzünden, ülkede hayat seviyesi çok yükselmiştir. Eğitim ve sağlık hizmetleri parasızdır.

Eğitimi:

Kuveyt’te, son zamanda gelişen eğitim imkânlarından faydalanılmış, yetişkinlere sadece okuma yazma öğretilmekle kalmayıp, faydalı bir ihtisasın da kazandırıldığı eğitim ve öğretim merkezleri kurulmuştur.

Öğretim tamamıyla ücretsizdir. Öğrencilere, yemek, kitap, okul elbisesi, okula gidip gelmek için araç ve sıhhî bakım da karşılıksız olarak sağlanır. Devletin eğitim sistemi, anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite olarak 5 seviyede düzenlenmiştir. Ülkede 1962’de kurulan bir üniversite ve bir teknik okul vardır. Halkın % 36’sı okuma yazma bilmemektedir.

Dîni:

Kuveyt halkının büyük bir çoğunluğu Müslümandır. Fakat bunun yanında Hindu ve Hıristiyanlar da vardır. Anayasayla tam bir inanç hürriyeti sağlanmıştır.

Dili:

Halkın kullandığı dil ve resmi dil aynı olup, Arapçadır. Devlet okullarında ikinci temel lisan olarak İngilizce öğretilir. Hindu, Urdu ve Farisî dilleri de yaygındır.

Siyâsî Hayat

Bugün Kuveyt, hem devletin hem de hükümetin başında bulunan bir şeyh tarafından yönetilir. Şeyhin 14 bakanlı bir kabinesi vardır. 10 tânesi tayinle 4 tanesi seçimle belirlenir. 1962’de kabul edilen anayasaya göre, 21 yaşının üzerindeki bütün okur-yazar Kuveytli erkekler oy kullanabilir. Şeyh, kanunları yürürlüğe koyar ve uygular. 50 üyeli meclisin kısmen kanun yapma yetkisi vardır. Devlet, 3 yönetim bölgesine ayrılmıştır. Kuveyt, El-Ahmedi ve Havalli. Meclis için 4 yılda bir seçim yapılır.

Ekonomi

Kuveyt’in ekonomisine petrol hâkimdir.

Tarım:

Ülkede tatlı su kaynağının az olması yüzünden tarım gelişmemiştir. Toprakların ancak % 3’ü tarıma elverişlidir. Halkın % 2’si tarımla uğraşmaktadır. Devlet tarafından desteklenen hayvancılık, ancak küçük çiftliklerde yapılmaktadır. Koyun, keçi ve kümes hayvanları yetiştirilmektedir.

Balıkçılık:

Petrol bulunmadan önce balıkçılık başta gelen ve gelişen bir sanayi kolu idi. Basra Körfezinde bol miktarda balık avlanır. Halkın beslenmesinde balık önemli bir yer tutar. Yakalanan karidesler, Avrupa ve Amerika’ya satılır.

Sanâyi:

Ülkede, petrol üretimi sanayie hâkimdir. Kuveyt, ABD, Rusya Federasyonu ve Venezuella’dan sonra dördüncü en büyük petrol üreticisidir ve ihrâcâtta Venezuela’dan sonra ikinci sırayı alır. Petrol rezervleri bakımından dünyâda başta gelir. Sanâyi tesislerinin büyük kısmını petrol rafineleri meydana getirir. Kuveyt’te yeni kurulan diğer sanayi dalları ise çimento, pil, elektrik kabloları, plastik tüpler, şekerleme, boya, sıvı, gaz ve tuğla sanâyiidir. Bunların çoğu küçük çaptadır. Mevcut yol, liman, santral ve su tesislerinin bulunduğu ash-Shuaybah sanâyi bölgesi inşâ hâlindedir.

Deniz mahsulleri pazarlama fabrikaları, amonyak-üre fabrikaları, Petro-kimya tesisleri ve çimento fabrikaları gibi büyük kuruluşları da vardır. Irak’ın 1991 işgalinden sonra bütün sanayi kuruluşları harap oldu.

Ticâret:

Elde edilen petrolün büyük kısmı dışarıya satılır. Dışarıdan en çok besin ürünleri ve su ithal eder. Ülkede su petrolden daha pahalıdır. Kuveyt dış ticâretini ABD, Japonya ve Batı Avrupa ülkeleri ile yapmaktadır.

Ulaşım:

Ülke ulaşım bakımından düzenli bir karayolu şebekesine sâhiptir. 3871 km’lik karayolunun tamamı asfalttır. Ülkede her beş kişiye bir otomobil düşmektedir. Demiryolu yoktur. Hava ulaşımı devlete bağlı Kuveyt Havayolları ile sağlanmaktadır. Deniz ulaşımı çok gelişmiş olup, büyük tonajlı tankerlerin yük alıp boşaltmak için yanaşacakları büyük limanlar vardır.

KUZEY KORE


DEVLETİN ADI: Kore Demokratik Halk Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Pyangyang
YÜZÖLÇÜMÜ: 120.538 km2
NÜFUSU: 22.227.000
RESMİ DİLİ: Korece
DİNİ: Budizm, Konfüçyanizm
PARA BİRİMİ: Won

Asya’nın doğusunda, Kore Yarımadasının 38° enleminin kuzeyinde kalan bir devlet. Güneyinde Kore Cumhuriyeti, batısında Sarıdeniz, doğusunda Japon Denizi, kuzeyinde Çin ve Rusya Federasyonu vardır.

Târihi

Kuzey Kore’nin târihi, 1948 yılına kadar Güney Kore’nin târihi ile aynıdır. Kuzey Kore, 1948 yılında Sovyetler Birliği’nin işgâl ettiği bölgede kuruldu. Sovyetler Birliği geri çekilince, iki Kore’nin birleştirilmesi için sarfedilen çabalar sonuç vermedi ve doğan gerginlik, 1950 yılında savaşa yol açtı. Bu savaşta Kuzey Kore, Güney Kore’yi işgâl etti. BM tarafından müdâhale edilerek Güney Kore’den çıkarıldı.

1953’te KoreYarımadası, 38° enlemi sınır olmak üzere ikiye bölündü. Ülke 1948’den beri KimSung diktatörlüğüyle yönetilmektedir. 1972’den bu yana iki Kore’nin tek ülke olarak birleştirilmesi için yapılan çalışmalar sonuç vermedi. 1975’ten sonra, Kuzey Kore, batılı ülkelere ve Japonya’ya yaklaşma siyâseti gütmeye başladı. Sosyalist ülkelerde uygulanan yumuşak politika Kuzey Kore’de de uygulanmaya başlanmış olup, Kuzey ve Güney arasındaki gerginlik giderek azalmaktadır.

Fizikî Yapı

Kuzey Kore, dağlık bir ülkedir. Fakat doğu bölümünde arâzi alçalır ve düzlükler meydana gelir. Bu bölümün Japon Denizi kıyısında, ince bir kıyı ovası meydana gelmiştir. Mançurya sınırındaki dağlar kuzey doğudan güney batıya doğru uzanırlar. Ülkenin en yüksek tepesi olan Piai Tou Shan Tepesi bu kesimde yer alır. Ülkenin bütün ırmakları, Tumen hâriç, batıdadır. Ulaşıma en elverişli ırmağı, “Yalu” Irmağıdır. Bu ırmak Çin’den doğar, doğuya doğru akar. Paektu Dağının Japon Denizine inen yamaçları çok diktir ve girintisi çıkıntısı azdır. Sarıdeniz’e açılan kıyıları ise çok girintili çıkıntılıdır. Ülkenin düzlükleri Sarıdeniz kıyılarındadır.

İklim

Kuzey Kore’de kış uzun sürer ve şiddetlidir. Ülke kış mevsiminde Sibirya’dan gelen soğuk rüzgârların etkisi altında olduğundan ısı -10°C’ye kadar düşer. Musonlar yaz mevsiminde etkilidir ve yağış getirir. Yıllık yağış ortalaması 635 mm’dir.

Tabiî Kaynaklar

Dağlarında çam ve ladin ormanları çoktur. Eskiden çok büyük orman arâzisine sahip iken, günümüzde bu ormanlar azalmıştır. Fakat kuzey kesiminde hâlâ büyük orman arâzisi vardır. Ormanlık arâzide kaplan, kurt, ayı ve vaşak gibi yabâni hayvanlar yaşar.

Ülke mâden bakımından zengindir. Grafit, tungsten ve magnezit üretiminde dünyâda birinci sırayı alır. Bunun yanında kömür, demir, kurşun, amyant ve çinko yatakları da zengindir.

Nüfus ve Sosyal Hayat

21.964.000 olan ülke nüfusunun etnik yapısı, Güney Kore’ninki gibidir. Nüfusun büyük kısmı sanâyi kesiminde çalıştığı için, sanâyi bölgelerinde nüfus yoğunlaşmıştır. Önemli şehirleri arasında, Pyonxuyang, Hambung ve Songzin şehirleri bulunur.

Halkın konuştuğu ve resmî dili Korecedir. Yaygın inanç olarak Budizm ve Konfüçyanizm görülür. Bunun yanında Taoizm ve Şamanlık da vardır. Ülkede eğitim parasız olup, 8 ilâ 17 yaş arasında mecbûridir. Öğretim kurumları, ülke ihtiyâcını karşılayacak seviyededir.

Siyâsî Hayat

Sosyalist idâreyle yönetilen komünist bir ülkedir. Yönetime İşçi Partisi hâkimdir ve ülkenin tek partisidir. Halk Meclisi, 215 üyeden meydana gelir ve halk tarafından 4 yılda bir seçilir. Bu meclis prezidyum üyelerini, bu üyeler de devlet başkanını seçer. Devlet başkanı en fazla 12 sene bu görevde kalabilir.

Ekonomi

Kuzey Kore’nin ekonomisini, sanâyi ve madencilik meydana getirir. Bunun yanında tarımın ülke ekonomisine katkısı büyüktür.

Tarım:

Son yıllardaki sulama sisteminin gelişmesi, tarımın ve verimin artmasına sebeb olmuştur. Tarım, daha çok elverişli olan batı ovasında yapılır. Ülkede en cok pirinç üretilir. Bundan başka patates, buğday, darı, arpa ve soya fasulyesi yetiştirilir. Besin ürünlerinden başka sanâyi kesiminde kullanılan pamuk, tütün ve kenevir gibi ürünler de yetiştirilir. Kuzey Kore’de hayvanlardan et, süt ve yapağı, bol miktarda elde edilir. Ülkenin iki yanı deniz olduğu için balıkçılık da gelişmiştir.

Sanâyi:

Kuzey Kore’nin millî gelirinin % 70’i sanâyiden elde edilir. İmâlat sanâyiinde iş gücünün yaklaşık yarısı çalışır. Yapım sanâyi Piyangyang çevresinde toplanmıştır. Ülkede kimyevî gübre, çimento, çelik, ham demir ve tekstil fabrikaları bulunmaktadır. Bunların yanında kâğıt, cam ve lastik fabrikaları da vardır. Ülkede ağır sanâyi gelişmemiştir.

Ticâret:

Ülke, ticâretinin büyük kısmını sosyalist ülkelerle yapar. Bu ülkelerin başında Çin ve Rusya gelir. Bunlardan başka Japonya’yla da ticâri ilişkileri vardır. Son zamanlarda batı ülkeleri ile ticaret başlatılmıştır. İhrâcatının yarısını, işlenmiş ve işlenmemiş mâdenler meydana getirir. Bunun yanında kimyevî maddeler ve ipek kumaş da ihrâcatta önemli yer tutar. Dışarıdan ise makina ve petrol alır.

Ulaşım:

Kara ulaşımı, büyük oranda demiryolları ile sağlanır. Ülkede 8500 km uzunluğunda demiryolu vardır. Ülke arâzisinin dağlık ve engebeli olması sebebiyle karayolları çok bozuk ve yetersiz olup, yapılması zordur. Karayollarının toplam uzunluğu 22.000 km olup, bunun % 2’si asfalttır.

Su yollarında ulaşım gün geçtikçe artmaktadır. Yalu Nehri ulaşıma elverişlidir. Ülkenin iki yanı deniz olduğu için büyük deniz filosu ve dört büyük limanı vardır.

LAOS


DEVLETİN ADI: Laos Demokratik Halk Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Vientiane
YÜZÖLÇÜMÜ: 236.800 km2
NÜFUSU: 4.409.000
RESMİ DİLİ: Lao Dili
DİNİ: Budizm
PARA BİRİMİ: Kip

Güneydoğu Asya’da Çin Hindi Yarımadasında bulunan bir ülke. Kuzeyinde, Çin; doğusunda, Vietnam; güneyinde, Kamboçya; batısında, Tayland ve Birmanya yer alır.

Târihi

Çin Hindi Yarımadasına göç eden Laos halkının asıl vatanı, Çin’dir. Laos’un, 14. asırdan önceki târihi hakkında vesîka yoktur. İlk Laos krallığı, 14. asır ortalarına doğru kurulmuştur. 1453 senesinde Fraya Fa Ngum, Lanxang (milyonlarca fil) krallığını kurdu. On altıncı asrın sonunda bu krallık, “İngiliz Milletler Topluluğu”nun bir üyesi (sömürgesi) oldu.

Ülkede patlak veren bir iç savaş netîcesinde krallık, Kraliyet Devleti ve Şampasak Prensliği olmak üzere ikiye bölündü. On dokuzuncu yüzyıl başında Kraliyet devleti, Siyam’la birleşti. 1893 yılında imzâlanan, Fransız-Siyam Antlaşması ile Siyam’la birlikte Laos da Fransa’nın bir sömürgesi hâline geldi.

1942 senesinde Japonlar, Mekong Nehri ve çevresini ele geçirdi. İkinci Dünyâ Harbi sonunda Japonya mağlub olunca, Mayıs 1946’da Laos, bağımsızlığını îlân etti. Fransa buna engel olmak istediyse de başarılı olamadı. 1953 yılında Fransa ve ABD, 1962 senesi Temmuz ayında yapılan Cenevre Milletlerarası Konferansında ise bütün ülkeler Laos’un bağımsızlığını tanıdı. 1963 Nisanına doğru ülkede karışıklıklar başgösterdi. Uzun koalisyon hükûmetleri sonunda, komünizm yanlısı Potent-Lao, 1975’te Laos Demokratik Halk Cumhûriyetini kurdu. Günümüzde hâlâ komünist idâre başta bulunmakta olup, sosyalist yönetime geçmesinden bu yana ilk seçim 1989 Martında yapılmıştır.

Fizikî Yapı

Laos’un büyük bölümü ormanlık ve dağlıktır. Doğuya doğru 2700 metre yüksekliğe ulaşan Anmamite Cordillerası (dağ silsilesi), kuzeydoğu hâriç ülkenin Vietnam’la hudûdunu teşkil eder. Güneydeki sıra dağlar, takriben 1500 metrelik bir yüksekliğe erişir. Derin geçitler ve dar vâdiler, dağları birbirinden ayırır. Güneyde Balovenler Yaylası ve Luang Prabang yakınında Jarlar Ovası gibi bâzı yüksek yaylalar bulunur.

Mekong Nehri, ülkenin batı sınırının büyük bölümünü teşkil eder. Bütün Laos, kuzeydoğu uç kısmı hâriç, Mekong Havzası boyunca uzanır. Bu nehir, Laos’un ulaşımında önemli bir yer tutar. Mekong Nehrine karışan kollar, Nam Thai ve Nam Hai nehirleridir. Mekong Nehri ve kolları etrâfındaki ovalar, güneyde oldukça geniştir. Her ne kadar Vientiane’de önemli bir ova bulunuyorsa da, nehrin orta kesimine yakın yerlerde ovalar daha sınırlıdır.

İklim

Laos’un iklimi sıcak ve nemli olup, subtropikal ve tropikal iklim arasında değişir. Mayıs ayından ekim ayına kadar muson yağmurları yağar. Rüzgar, güneybatıdan estiği zaman, aylık yağış miktarı, 280-300 mm’dir. Fakat, kışın rüzgâr ters yönden estiği için, bu miktar 13 mm’ye düşer. En fazla yağış. Balovenler Yaylasında görülür. Burada yıllık yağış miktarı, 4000 mm’nin altına düşmez.

Sıcaklığın en fazla olduğu aylar, nisan ve mayıstır. (32°C-38°C). Sıcaklığın en düşük olduğu ocak ayında kuzeydeki dağlarda ısı -3°C’ye kadar düşer.

Tabiî Kaynaklar

Laos, mâden bakımından pek zengin olmamakla birlikte, kalay ve demir, önemli ölçüde çıkarılmaktadır. Bundan başka bakır ve kurşun çıkarılan ülkede, antharasit ve petrol de bulunmaktadır.

Laos, diğer tropikal iklim bölgesindeki ülkeler gibi ormanlarla kaplıdır. Ülkenin % 70’i ormanlıktır. Ormanlarda filler, leoparlar, kaplanlar, panterler, zehirli kertenkeleler, kobralar, timsahlar, çeşit çeşit kuşlar ve böcekler bulunur.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfûsu 4.409.000 olan Laos’un nüfus yoğunluğu, km2 başına 16’dır. Laos halkının yarısını meydana getiren Lao asıllılar, komşu Tayland halkına, dil ve orijin bakımından benzerlik gösterirler. Daha gelişmiş ve modern olan Mekong Nehri ovasındaki halk, kuzeyde olup, nüfusun % 15’ini meydana getiren Tal asıllı halktan hem yaşayış hem de şekil bakımından farklılık gösterir. Nüfusun % 10 kadarı, Çin’in güney kesiminde yaşayan Meo ve Man halklarıyla aynı menşeye (köke) sâhiptir. Bunlar, Lao ve Tai halkına pek benzemezler. 900 m yüksekliğindeki kuzey kısmın dağlık bölgesindeki tek tük köylerde yaşarlar. Ülkenin geri kalan halkı, çeşitli topluluklardan meydana gelmiştir ve bir Kamboç şîvesi olan, Mont-khmer şîvesini konuşurlar. Bunlar dağlık bölgelerde yaşarlar. Zirâatle uğraşırlar. Laos’taki diğer halk bunlara Kha (köle) demektedir.

Budizm, Laos’un resmî dînidir. Phi adındaki başka bir inanç da, ilkel kabîleler arasında yaygındır. Lao menşeli olmayanlar, genellikle Budist değildir.

Halk, ekseriyâ kırsal kesimde yaşar. Şehircilik geri durumdadır. Vientiane en büyük şehir ve başkent olup, nüfûsu 150.000’dir. Bütün gelişmiş bölgeler ve önemli şehirler, Mekang Nehri etrâfında veya yakınındadır.

Laos’un resmî dili, Lao dilidir. Ülkede 1946 yılından beri eğitime önem verilmesine ve 1951’de mecbûri eğitim konulmasına rağmen, eğitim seviyesi çok düşüktür.

Siyâsî Hayat

Laosluların çoğunun siyâsî hayatla alâkaları yok gibidir. Siyâsî faâliyetlerle, sâdece yüksek tabaka ilgilenmekte ve partiler, liderlerin etrâfında kümelenen insanların meydana getirdiği teşkilâtlardan başka bir şey değildir. Uzun süren siyâsî istikrarsızlık sonucunda, Pathet Lao iktidârı ele geçirerek 1975’te Laos Demokratik Halk Cumhûriyetini kurmuştur. Bu târihten sonra ilk seçim 1989 Martı’nda yapılmıştır.

Anayasaya göre yasama yetkisi mahallî hükûmet organlarının seçtiği 264 üyeden meydana gelen Halk Temsilcileri Ulusal Kongresindedir.

Siyâsî hayatta en yüksek kademe, İçişleri Bakanı tarafından tâyin edilen vâlilerin idâre ettiği 20 eyâletten meydana gelen mahallî hükûmettir. Bâzı durumlarda tâyinler geleneklere göre yönetilen mahallî âilelerin üyelerine bırakılır. Eyâletler Kantonlara, bunlar da birçok köylere ayrılmıştır. Kabîle hayâtının sürdüğü yerlerde, köy liderleri genellikle mahallî otoritenin de başkanıdır ve özel idârî kademelere tâyin edilebilirler.

Kuzeyde dağlık bölgelerde yaşayan Meo halkına, mecliste özel olarak temsil edildikleri gibi, özel mahallî otonom sistem verilmiştir.

Ekonomi

Laos halkının % 90’ı tarımla uğraşan, tarımı yiyecek maddelerine ve özellikle pirince dayanan bir ülkedir. Tarıma elverişli olan arâzinin büyük bölümü pirinç tarlaları ile kaplıdır. Yaklaşık 50.000 tonun üzerinde pirinç üretilir. Üretilen pirinç üreticiler tarafından tüketildiğinden dolayı, şehirli halk için pirinç ithal edilmektedir. Pirinçten başka mısır, pamuk, kahve, tütün, kenevir, çeşitli baharat ve haşhaş üretimi yapılmaktadır. Yağ ihtiyacı köylerde hindistancevizinden sağlanmaktadır.

Laos’ta hayvancılık, gelişme imkânına sâhip bir sektördür. Güneyde sistemli olarak büyükbaş hayvan yetiştirilir. Kümes hayvanları ve evcil fil de yetiştirilir. Dağlarda vahşî hayvan avcılığı yapılır. Mekang Nehri kıyısında oturanların bir kısmı balıkçılık yapmaktadır.

Laos, bağımsızlığını îlân ettiğinden bu yana ticâreti açık vermekte olan bir ülkedir. Dış ticâret münâsebetleri çok sınırlıdır. Sâdece komşu ülkelerle, Japonya ve ABD ile ticâret yapar. Kalay, pamuk, deri, kereste, kakule, aselbent sakızı, ağaç lakı ve gri kahve ihraç eder. İhrâcâtının yarısını kalay teşkil eder. Dışarıdan tekstil ürünleri, gıdâ maddeleri, tütün, petrol ve makina satın alır. Gelirlerinin % 60’ını dış yardımlar meydana getirir. Kaçakçılık, özellikle haşhaş kaçakçılığından 12 milyon dolara yakın bir gelir sağlamaktadır.

Laos sanâyi yönünden geri kalmış bir ülkedir. Ülkede sâdece el sanatları mevcut olup, bunlar da ilkel metodlarla yapılmaktadır. Bununla birlikte, az da olsa sigara, kibrit ve sandal îmâlâtı yapılmaktadır. Dış yardımlarla 1971’de kurulan Nam-Ngum hidroelektrik santrali ve barajı ülkenin elektrik ihtiyacı için yetersizdir.

Ulaşım:

Laos’ta hiç demiryolu yoktur. 7000 km’nin üzerinde olan karayollarının çoğu toprak olup, yağmurlu havalarda yolların çoğunda ulaşım mümkün olamamaktadır. Akarsu ulaşımı daha çok kullanılmaktadır. Büyük şehirlerde (Vientiane, Pakse, Luang, Prabang, Seno) bulunan havaalanları ile hava ulaşımı sağlanmaktadır.







 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol