İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Toga, Tunus, Uganda, Zaire, Zambia ve Zimbabve
 


TOGO, TUNUS, UGANDA, ZAİRE, ZAMBİA ve ZİMBABVE



TOGO


DEVLETİN ADI: Togo Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Lomé
NÜFUSU: 3.700.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 56.785 km2
RESMİ DİLİ: Fransızca
DİNİ: Putperestlik, Hıristiyanlık, İslâmiyet
PARA BİRİMİ: CFA Frankı

Batı Afrika’nın güneyorta kıyısında yer alan bağımsız bir devlet. Togo, batıda Gana, kuzeyde Yukarı Volta, doğuda Benin devletleriyle komşudur.

Târihi

Togo toprakları 19. yüzyıla kadar kuvvetli krallıkların bir parçası olarak kaldı. Ülkede sırayla Mossi İmparatorluğu, Ashanti Konfederasyonu ve Dahomey Krallığı hüküm sürdüler. 1884’te bir Alman temsilcisi ve Togo’nun başkanı arasında imzâlanan anlaşma sonucunda, Togo için yeni bir dönem açıldı. Almanya’nın ülke üzerindeki resmen kontrolü, 1884-1885 konferansından sonra başladı. 1897 ve 1899 yıllarında İngiltere, Fransa ve Almanya arasında yapılan anlaşmalarla bugünkü Togo’nun sınırları çizildi. Birinci Dünyâ Harbinin ilk günlerinde, Fransız ve İngiliz birlikleri başşehir Lomé’yi işgâl ettiler. Togo, 1919’dan îtibâren, ilk önce Milletler Cemiyetinin bir mandası olarak, sonra Birleşmiş Milletler adına Fransa tarafından yönetilen bir ülke hâline geldi. 27 Nisan 1960’ta Togo’da Cumhûriyet îlân edilerek bağımsız bir devlet kuruldu. 1961 seçimlerinden sonra Başkanlık sistemine geçildi ve Olympio ülkenin ilk başkanı seçildi. Olympio’nun 1963’te öldürülmesi üzerine Grunitaky seçimleri kazanarak başkan oldu. Aynı sene yürürlüğe giren anayasayla yeni bir meclis kuruldu. 1967’de Genelkurmay Başkanı Albay Gnassingbe Eyadema yaptığı bir darbeyle yönetimi ele geçirdi. 1979’da düzenlenen yeni anayasa ile ülkede tek partili sisteme geçildi ve darbeden sonra ilk genel seçimler yapıldı. Eyadema 1985’teki seçimleri de kazanarak ikinci defa devlet başkanı oldu. Eyadema’ya karşı bu arada birkaç kez başarısız darbe teşebbüsünde bulunuldu. Eyadema bu görevini hâlen sürdürmektedir (Ocak-1994).

Fizikî Yapı

Uzun dar bir şerit hâlinde 600 km boyunca Gine Körfezine uzanan Togo, azamî 120 km’lik bir genişliğe sâhiptir. Kıyı, alçak ve düz ovalarla kaplıdır. Güneybatıdan kuzeydoğuya doğru, Gana’dan Benin’e giden bir dağ silsilesi yer alır. Bu dağlar güneyde Togo Dağları, kuzeydeyse Atokara Dağları adını alır. Dağların deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 600 m’dir. Bu dağlardan birçok nehir kaynaklanır. Bunların en önemlisi Mono olup, diğer önemli nehirler Ogou ve Oti’dir.

İklim

Togo iki farklı iklim bölgesine ayrılır. Ortalama aylık sıcaklıkların 21°C ilâ 31°C arasında değiştiği güneyde sıcak ve nemli bir iklim hüküm sürer. Kıyıdan dağların yakınına kadar yıllık yağış ortalamaları 760 mm ile 1270 mm arasında değişir. En yağışlı aylar mayıs, haziran ve eylüldür. Dağların kuzeyindeyse aylık sıcaklık ortalamaları 19°C ilâ 22°C arasında değişmekte olup, iklim güneye nazaran daha soğuktur. Yıllık yağış miktarları dağların yakınından kuzeye kadar 1040 mm ilâ 1300 mm arasında değişir.

Tabiî Kaynakları

Togo ormanları 39.000 km2lik bir sahayı kaplar. Ağaçların büyük çoğunluğu gemi inşaatında kullanılır. Aslan, leopar ve fil, maymun, suaygırı ve timsah ülkenin belli başlı vahşî hayvanlarıdır. Ülkede önemli mâden olarak sâdece fosfat bulunur.

Nüfus ve Sosyal Hayat

3.700.000 nüfuslu Togo halkının % 16’sı şehirlerde, geri kalanı köylerde yaşar. Ülkenin tek önemli büyük şehri 366.476 nüfuslu başşehir Lomé’dir.

Togo nüfûsunun büyük çoğunluğunu Batı Afrikalı Zenciler meydana getirir. Ülkede yaklaşık on sekiz kadar etnik grup vardır. Bunların en önemlisi ülkenin güney yarısının üçte birinde yaşayan Ewe olup, nüfûsun % 20’sini teşkil eder. Diğer önemli etnik gruplar Aloposo, Ana, Mina, Kabye, Masari, Konkomba ve Kabrai’dir. Togo halkının büyük bir çoğunluğu putperest olup, geri kalanı Hıristiyan ve Müslümandır.

Togo’nun resmî dili Fransızca olmakla birlikte günlük işlerde çok sayıda değişik kabîle dilleri kullanılır. Güneyde umûmiyetle Ewe dili konuşulur. Diğer önemli diller Kotokoli, Kabrai, Hausa, Ana ve Bassari’dir. Küçük bir ülke olan Togo’da 40’tan fazla şive vardır.

Togo’da, okuma-yazma oranı % 10 civârında olup, nüfûsun ancak % 1’i ikinci derecenin üstünde eğitim görmektedir.

Siyâsî Hayat

Togo cumhûriyetle idâre edilen bir ülke olup, 1979 anayasasına göre yürütme yetkisi yedi senede bir seçilen devlet başkanının elindedir. Millî Meclis 77 üyeden meydana gelir ve beş senede bir halk tarafından seçilir. Devlet başkanı yeniden aynı göreve seçilebilir. Hükûmet üyelerini atayan devlet başkanı, Millî meclisi dağıtma yetkisine de sâhiptir. Togo Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği Teşkilâtına üyedir.

Ekonomi

Togo’nun ekonomisi esas îtibâriyle tarıma dayanmakta olup, halkın % 78’i tarımla uğraşır. Tarım, gayri sâfi millî hâsılanın yaklaşık % 50’sini, ihrâcatın ise % 70’ini teşkil eder. Ülkenin her yerinde küçük çiftçi âileleri tarafından yiyecek bitkileri yetiştirilir. Ülkenin başlıca ihraç bitkileri kahve, palmiye ürünleri, hurma yağı özü, kakao ve pamuktur. Diğer önemli ticâret bitkileri büyük hindistancevizi ve yerfıstığıdır. Yiyecek bitkileri olarak Togo’da tatlı patates, manyok, akdarı ve pirinç yetiştirilir.

Îmâlât sanâyii, Togo ekonomisinin küçük bir parçasını meydana getirir. Ülkede tekstil ve ayakkabı sanâyii gelişmiştir. Dışardan makinalar, gıdâ maddeleri, inşaat malzemeleri, kimyâsal madde ve kâğıt ürünleri satın alır.

Togo dış ticâretin büyük bölümünü Fransa ile yapar. Diğer ticâret yaptığı önemli ülkeler Birleşik Almanya, Hollanda ve Belçika’dır.

Ülkede yaklaşık 7547 km karayolu vardır. Bunun ancak % 22’si asfalttır. Bâzı karayolları genellikle kurak mevsimde geçişe müsâittir. Demiryolu ağının uzunluğu ise 400 km’den fazladır. En işlek limanı olan Lomé’de milletlerarası bir havaalanı bulunur.

TUNUS


DEVLETİN ADI: Tunus Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Tunus
NÜFUSU: 8.413.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 154.530 km2
RESMİ DİLİ: Arapça
DİNİ: İslâm
PARA BİRİMİ: Tunus Dinarı

Kuzey Afrika’da yer alan bir kıyı ülkesi. Batıda Cezayir, güneydoğuda Libya, doğuda ve kuzeyde Akdeniz ile çevrilidir.

Tunus, Akdeniz bölgesinin orta kesiminde, karşısında bulunduğuİtalya Yarımadası ve Sicilya Adası ile birlikte, Doğu ve Batı Akdenizi birleştiren ve ayıran bir boğaz meydana getirir Sardunya Adasından 200 km, Sicilya Adasından 140 km uzaklıkta bulunan Tunus, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında bağlantıyı kolaylaştırır. Güneyden kuzeye genişliği 756 km, batıdan doğuya ise 351 km dir. Kıyılarının uzunluğu 1200 km’dir.

Târihi

Tunus, gerek Akdeniz ve Kuzey Afrika hâkimiyeti ve gerekse Avrupa’nın Afrika ile olan münâsebetleri bakımından büyük bir stratejik öneme sâhiptir. Tunus’un coğrafi konumu göçebe Berberilerden sonra, daha çok deniz yoluyla gelen çeşitli etnik toplulukların ülkeye yerleşmesinde en büyük faktör olmuştur.

M.Ö. 1000 yılından îtibâren Fenikeliler, Tunus’ta ticâret merkezleri kurmaya başladılar. M.Ö. 5. yüzyıl sonlarında Fenikeliler Tunus’a gelip yerleştiler ve burada Kartaca Cumhûriyetini kurdular. Tunus, daha sonra batıdan gelen Vandalların, 6. yüzyılda da Bizanslıların hâkimiyeti altına geçti.

Müslümanların Tunus’a (Afrikiyye) gelişi (647-1228): MüslümanArapların 647 yılında başlayan yayılmaları Ukbe bin Nâfi’nin 670’te Kayruvan (Kariouane) şehrini kurmasıyla neticelendi. Tunus (Afrikiyye), hazret-i Muâviye zamânında 667 (H.45) yılında alındı. Bizanslılar bâzı önemli şehirleri ellerinde tuttular. Berberî ayaklanmaları neticesinde Müslümanlar geçici olarak Afrikiyye’den uzaklaştılarsa da, Hasan bin en-Nûman zamanında Berberîler, Afrikiyye’yi Müslüman Araplara bıraktılar (698). Bundan sonra Kayruvan Müslüman Afrikiyye’nin başşehri olarak kaldı. Bütün Afrikiyye Müslüman oldu ve İslâmiyyet her tarafa buradan yayılmaya başladı. İkinci Abbasî halîfesi Câfer Mensur zamânında,Abbâsî hâkimiyeti yaygınlaştı.

Emevî ve Abbâsî halîfelerine bağımlı olan Afrikiyye’yi önce Ağlebîler, sonra Kayruvan’da bir Şiî halîfeliği kuran (910) Fâtımîler yönetti. Kayruvan ve Mahdiya şehirleri Fâtımîlerin merkezi oldu. Fâtımîler 972’de başşehri Kahire’ye taşıdıkları zaman Afrikiyye Berberî sülâlesi Zirîlerin iktidarı altına girdi. Zirîler zamânında Tunus, Sicilya’daki Normanların istilâsına uğradı. Zirîlerin son hükümdarı Hasan bin Ali, Fas’taki Muvahhidîn Devletinden yardım istedi. Muvahhidîn Devletinin kurucusu Abdülmümin, Normanları Tunus’tan kovarak (1159-1160), Afrikiyye’yi Tunus’ta oturan bir vâli tarafından yönetilen bir eyâlet hâline getirdi. Bundan sonra Afrikiyye, Tunus adını aldı.

On altıncı yüzyılda İspanya ve Osmanlı Devletinin, Akdeniz hâkimiyeti için yaptıkları savaşlar sonunda Hafrîler yıkıldı. 1534 yılında Barbaros Hayreddîn Paşa, Tunus’u ele geçirdi. AncakHafsî Hânedânından Hasan, İspanya Kralı Beşinci Şarlken’den yardım istedi ve Beşinci Şarlken başşehir Tunus’u işgâl etti ve Barbaros Hayreddîn PaşaCezayir’e çekilmek zorunda kaldı. İspanya Kralı Hafsî Hânedânından Hasan’ı tekrar, kendisine vergi vermek şartıyla Tunus’un başına getirdi. Başşehir Tunus 1574 yılına kadar tekrar Hafsî Hânedânlığının elinde kaldı. Bu arada Barbaros Hayreddîn Paşa ve Turgut Reis 1556’da Gafsa’yı, 1558’de Kayrevan’ı ele geçirdiler. Tunus’un doğu ve güney sâhilleri Türklerin eline geçti. CerbeAdası deniz üssü olarak kullanıldı. Barbaros Hayreddîn Paşa, İspanya’daki Endülüslü Müslümanlardan 100.000 kadarını kurtararak Kuzey Arfika’ya getirdi. Nihâyet 1574’te Uluç Ali Reis ile Sinan Paşa, Tunus şehrini (Halkul-Vad Kalesini), ele geçirmek sûretiyle bütün Tunus, Osmanlı İmparatorluğunun bir eyâleti hâline geldi.

Osmanlı Devleti zamânında Tunus, önceleri Yeniçerilerin desteklediği bir Dayı vâsıtasıyla, daha sonra da bir Bey vâsıtasıyla yönetilmeye başlandı.

İlk beylik sülâlesi Birinci Murâd Bey tarafından kurulan Muradî sülâlesidir (1612-1631). 1710’dan sonra Beyler, irsî yoldan tahta çıktılar. Bu arada Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya Tunus’ta ekonomik faaliyetlerde bulunmaya başladılar. Fransa 1830’da Cezayir’i işgâl ettikten sonra, Tunus ile daha fazla ilgilenmeye başladı.

Bu sıralarda Osmanlı İmparatorluğu kendi başındaki birçok meseleler yüzünden Tunus’a daha fazla yardım edemedi. 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı da bunu önledi.

Tunus’ta Fransa, İngiltere ve İtalya’nın gözü ve çıkarları vardı. 1878’de Kıbrıs’ı elde eden İngiltere, Fransa’nın Tunus’taki özel imtiyazlarını tanıdı. Fransa, bâzı Tunuslu aşiretlerin (Krumirlerin) Cezayir topraklarına yaptıkları akınları ve bâzı toprak taleplerini bahâne ederek 1881 yılında Tunus’a asker çıkardı. 12 Mayıs 1881’de yapılan Bardo Antlaşmasıyla; Tunus Beyi, dış hükümranlığı, siyâsî ve ordu işlerini bir Fransız Genel Vâlisine bırakıyordu. Tunus’un Muher ve güney kesiminde başlayan ayaklanmalar güçlükle bastırıldı. Vâli Paul Cambon, yeni bey Ali bin Hüseyin’e (1882-1902) Marsa Sözleşmesini kabul ettirince (1883), Fransız himâyesi resmen kurulmuş oldu.

Bütün bu olanları Osmanlı İmparatorluğu protesto ederek kabul etmediğini bildirdi. Resmî pâdişâh fermanlarında Tunus Osmanlı eyâleti olarak zikredilmeye devam etti. Fransız himâye rejimi Tunus’un bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etti (1956). Tunus’taki Fransız idâresi 78 yıl sürdü.

1930’larda Habib Burgiba önderliğinde Tunuslular bağımsızlık mücâdelesine başladılar. İkinci Dünyâ Harbi esnâsında Tunus bir savaş alanı oldu. Harpten sonra Burgiba yeni Destur Partisini kurarak bağımsızlık mücâdelesine devam etti. Nihâyet 1956 yılında Tunus bağımsızlığını kazandı. Bağımsızlığını kazandıktan sonra Tunus Cumhûriyetini îlân eden Burgiba, ilk Tunus Cumhurbaşkanı oldu. Birçok reformlar yaparak lâik eğilimli bir rejim kurdu.

Burgiba, 1965’te İsrail’e karşı yumuşak ve ılımlı davranılması gerektiğini savundu. Fakat bu düşünceleri şiddetle tenkit edildi. 1979’da Mısır’ın Arap Birliğinden çıkarılmasından sonra, Tunus eski bakanlarından Chadli Kılibi’nin de genel sekreter olmasıyla, Tunus, Arap Birliğinin karargâhı oldu.

Ocak 1980’de Libya’da eğitim görmüş komandoların Gafsa şehrini ele geçirmeleri, Tunus’un Fransa ve ABD’den destek istemesine sebep oldu. Olayların yatışmasından sonra başbakanlığa getirilen eski Millî Eğitim Bakanı Muhammed Mzali, siyâsî hayâtı kısmen olsun liberalleştirdi. Siyâsî mahkumların çoğu serbest bırakıldı ve siyâsî partiler kânûnî olarak tanınmaya başlandı.

Bağımsızlıktan beri tek başına iktidarda olan Sosyalist Destur Partisinden başka, Komünist Partisi dâhil üç siyasî partiye daha izin verildi.

Ölünceye kadar Devlet Başkanı seçilen Burgiba, 1987 senesinde sağlık durumu gerekçe gösterilerek devlet başkanlığı görevinden alınarak yerine General Zeynelâbidin bin Ali geçti. Bu yönetim değişikliği ülkede belirli bir liberalleşme ve ekonomide köklü yeniliklerin yapılmasına sebep oldu. General Zeynelâbidin radikal Müslümanlara karşı büyük tedbirler aldı. Bunların desteklediği Nakda Partisinin birçok üyesini hapsettirdi. Bu tutumunu hâlâ sürdürmektedir (1994). 21 Mart 1994’te yapılan parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinde Zeynelâbidin bin Ali ve partisi oyların % 99’unu alarak devlet başkanlığına yeniden seçildi.

1982 yılında Lübnan’dan çıkarılan Filistin Kurtuluş Teşkilâtı mensupları ve Lideri YaserArafat Karargâhını Tunus’a taşıdı. Böylece Tunus, Filistin Kurtuluş Teşkilâtının Karargâhı oldu.

Fizikî Yapı

Tunus, fizikî yapısı îtibâriyle üç bölgeye ayrılır. Kuzey bölgesi, Sâhil bölgesi veGüney bölgesi.

Kuzey bölgesi, Atlas Dağlarının Akdeniz kıyısı boyunca uzanımı olan iki dağ şeridinin bulunduğu bölgedir. Bunların arasında Mecarda Vâdisi bulunmaktadır. Bölge nâdiren 1000 m’yi aşan yüksekliklere sâhip olmasına rağmen dağlık olarak nitelendirilebilir. Ülkenin en yüksek noktaları olan Eş-Şenebî (1544 m), ve Zaguon (1295 m) dağları bu bölgede yer alır.

Sâhil bölgesi, ülkenin Tunus şehri güneyindeki kıyı bölgesini içine alan Suse, Sifakis ve Kayrevan şehirlerinin bulunduğu bölgedir. Bu bölge kuzey bölgeden Dorsal Dağı ile ayrılır. Bölge yumuşak tepeleri, geniş ovaları ve plajları ile meşhurdur.

Güney bölgesi 34’üncü enlem dâiresinden güneye geçince Gabes Körfezinin çerçevelediği geniş Cafara ve Nefta ovalarından ve Büyük Sahraya ulaşan düzlük arâzilerden meydana gelir. Buraya step ve çöl bölgesi de denilmektedir. Rakım 200 m’nin altındadır.

Yaklaşık 1200 km uzunluğundaki Tunus kıyıları genelde düzdür. Gabes Körfezinde gelgit olayı oldukça önemlidir. Deniz yükselmesi iki metreyi bulur. Akdeniz’de en yüksek gelgit olayı burada olur. Ülkenin önemli nehirleri Mecorda ve Miliare’dir.

İklim

Tunus’ta bâriz bir şekilde Akdeniz iklimi hüküm sürer. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve bölgeye göre az veya çok yağışlıdır. Yağmurlar sonbahar ortasında başlar ve ilkbaharın ortasına kadar devam eder. Güneye inildikçe yağmurlar azalır ve iklim düzensizleşir. Kışın sıcaklık 0°C altına düşmez. Yazın 40°C’ye kadar çıkar. Sıcaklık denizin etkisine bağlı olarak değişir ve kıyılar iç kesimlere göre daha serindir. Kuzeyde yıllık yağış ortalaması 610 mm civarındadır. Tunus ve Bizerte çevresindeyse 500 mm dolaylarındadır. Yağışlar düzensiz olup, seneden seneye farklılık gösterir.

Tabiî Kaynakları

Tunus’un % 43’ü bozkır ve çöl, % 6’sı ormanlarla kaplıdır. Çok yağmur alan yerlerde ormanlar yer alır. Vâdiler çok münbit olup, her çeşit mahsûl yetişir. Kuzeyde 900.000 hektarlık meşe ve çam ormanları bulunur. Güneyde sıcağa dayanıklı cinsten bitkiler yer alır. Tunus’ta yabânî hayvanlar olarak ençok yabandomuzu ve dağkeçisi bulunur.

Tunus’un önemli yeraltı zenginlikleri fosfat, demir, petrol, kurşun ve çinkodur. Ülkedeki fosfat yatakları, Afrika’nın en büyük rezerv noktalarındadır. Petrol rezervleri bakımından kıta ülkeleri arasında beşinci sırayı, doğal gaz kaynakları bakımından ise dördüncü sırayı alır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Tunus nüfûsu, ülkenin yerlileri olan Berberîlerle Arapların karışımından ortaya çıkmıştır. Ayrıca safkan Berberîlerle, Araplar da sayıca önemlidir. Ülkede çok eskiden İspanya’dan göç eden Yahûdî azınlığı mevcuttur. Bağımsızlıktan sonra giderek azalan Fransızlar 60.000 civârındadır. Tunus’ta Türk asıllı âileler mevcut olup, Türk soylu olmak burada iftihar vesilesidir.

Tunus halkı ırkçı değildir. Halkın % 98’i Müslüman olup, geri kalanını Hristiyan ve Yahûdîler teşkil edir. Müslüman halkın hemen hemen hepsi sünnîdir. Çoğunluğu Malikî mezhebindedir. Tunus’ta Arapça konuşulur. Fransız işgâli çok sürdüğü için Fransızca bilenlerin sayısı da çoktur. Gazete ve dergilerin yarısı, Radyo ve TV’nin birer kanalları Fransızca yayın yapar.

Nüfûsun yaklaşık % 70’i kuzeyde yaşar. Nüfus dağılışı çok düzensizdir ve tarım kaynaklarına bağlıdır. Nüfus yoğunluğunun km2 başına 70 kişiden çok olduğu Mecerda ovaları ve Tunus bölgesi ve kıyılar en kalabalık kesimlerdir. Buna mukabil 2 kilometre kareye 10 kişiden az düşen bozkırlarda, özellikle yarı göçebeler yaşar. Tunus’un en önemli şehri başşehir Tunus olup, nüfûsu 1,5 milyona yaklaşmıştır. Diğer önemli şehirler Sefakis, Suse, Kayrevan ve Bizerte’dir.

Eğitimde Fransız sistemine bağlı kalınmıştır. İlkokullardan îtibâren öğretimin Arapça yapılması sağlanmışsa da üniversitede öğretim Fransızca olarak yürütülmektedir. Tunus Üniversitesine bağlı 9 fakülte, 3 enstitü ve 4 yüksek okulla yüksek tahsil yapılmaktadır. Tunus halkının % 62’si okuma-yazma bilmektedir.

Siyâsî Hayat

Tunus 17 vilâyete ayrılmıştır. Kânûnî sistemi İslâm kânunları veFransız medenî kânunu esas alınarak, Türk ve ABD örneği bir anayasa ile yürütülür. Seçimler her beş yılda bir yapılmakta olup, oy verme yaşı 21’dir. Temsilciler Meclisi(Millet Meclisi) 141 üyeden meydana gelmiştir. Cumhurbaşkanı beş senede bir halk tarafından seçilir. Anayasaya göre cumhurbaşkanı olan kişi arka arkaya birden çok dönem için seçilebilir. Tunus Birleşmiş Milletlere, Arap Birliğine ve Afrika Birliği Teşkilâtına üyedir.

Ekonomi

Tunus ekonomisi genel olarak tarıma dayanmakta olup, toplam nüfûsun % 50 ilâ 60’ı bu sektörde çalışmaktadır. Buğday, arpa, zeytin, nârenciye, meyve, sebze ve hurma başlıca tarım ürünleridir. Koyun, keçi, sığır ve kümes hayvanları yetiştirilen başlıca hayvanlardır. Son yıllarda balıkcılık önemli bir gelir kaynağı hâlini almıştır.

Turizm mâdencilik, yiyecek, konserve, tekstil, hafif sanâyi malları ve sun’î gübre ana sanâyi kollarıdır. Ülkede tarım ürünlerine dayalı sanâyi kollarının geliştirilmesine çalışılmaktadır. Yerli hammaddelerden fosfatın bütün işlenme safhalarının Tunus’ta gerçekleştirilmesi için büyük çaba harcanmaktadır. Tunus mâdenlerini işleyecek kadar yeterli sayıda tesise sâhip değildir. Gerek istihdam ve gerekse ihrâcat imkânlarının artması için îmâlât sanâyiine büyük önem verilmektedir.

Tunus’un ithâl ettiği belli başlı mallar, sanâyi malları, tarım âletleri, tüketim, yiyecek, giyecek ve enerji malzemeleridir. Fosfat, petrol, zeytinyağı, nârenciye, demir cevheri, balık ve tekstil ana ihraç mallarıdır.

Tunus en çok Fransa, İtalya, Birleşik Almanya ve ABD ile ticâret yapar. Kuveyt, Suudi Arabistan, ABD, Kanada ve BirleşikAlmanya yardım aldığı başlıca ülkeler arasındadır.

Tunus’ta karayollarının uzunluğu 17.220 km, demiryolları ise 2189 km’dir. Ülkede dört ana liman olan Tunus, Bizerte, Sousse ve Sefakis’a ilâve olarak çok sayıda ikinci derecede liman vardır. Tunus yakınındaki El-Auina Havaalanı büyük, milletlerarası bir havaalanıdır. İç havayolları Tunus’un belli başlı şehir merkezlerini birbirine bağlar.

UGANDA


DEVLETİN ADI: Uganda Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Kampala
NÜFUSU: 17.200.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 241.040 km2
RESMİ DİLİ: İngilizce
DİNİ: Hıristiyan, Müslüman, Putperest
PARA BİRİMİ: Şilin

Doğu Afrika’da yer alan bir devlet. Kuzeyde Sudan, batıda Zaire, güneyde Rwanda ve Tanzanya, doğuda Kenya ile komşu olan Uganda, 4° 13’ kuzey ve 1° 23’ güney enlemleriyle 29° 35’ ve 35° 02’ doğu boylamları arasında bulunur.

Târihi

Bugünkü Ugandalılar, iki grup hâlinde ülkeye göç edenlerin soyundan gelmektedirler: İlk grup olarak, 15. asır civârında güneye doğru gelenler ülkenin bugünkü Bantu halklarını meydana getirdiler; daha sonra Nil yöresinden ve Sudan’dan gelen ikinci grup kuzeydeki ve doğudaki kabileleri kurdular. Uganda’da Bunyoro, Ankole, Buganda ve Toro gibi kralıklar kuruldu. On altıncı ve 17. yüzyıllarda en kuvvetli devlet Bunyoro Krallığı idi. On sekizinci asırda Buganda bölgede hâkim olmak için Bunyoro’ya karşı giriştiği mücâdelede üstünlüğü ele geçirdi. 1840 yıllarında Arap tüccarlar ülkeye gelerek, bir kısım Ugandalıların Müslüman olmalarına sebep oldular. 1884-85 BerlinKonferansında Avrupa’nın sömürgeci devletleri Afrika’yı paylaşma plânı üzerinde anlaştılar. 1880 sonlarında İngiltere veAlmanya aralarında anlaşma yaparak Doğu Afrika’yı paylaştılar. Kenya ve Uganda İngiltere’ye, Tanganika Almanya’ya kaldı. 1894’ten îtibâren Uganda İngiltere’nin himâyesi altına girdi.

Uganda 9 Ekim 1962’de bağımsız oldu. Devlet Başkanlığına otuz altıncı Uganda Kralı İkinci Mutesa geçti. Bilâhare darbeyle başkan olan Dr. Milton Obote zamânında çok az bir Yahûdî azınlığı, 90.000 İngiliz ve İngilizlerin Hindistan’dan getirdiği 50.000 Hindu, Uganda’nın bütün askerî, kültürel ve ekonomik imkânlarını ele geçirdiler. 1971’de Uganda Ordusu Dr. Milton Obote’yi devirerek, orduda çok sevilen İdi Amin’i devlet başkanlığına getirdiler. İdi Amin Yahûdîleri, İngiliz ve Hinduları ülkeden çıkardı (Bkz. İdi Amin). Bunun zamânında Müslümanlığa geçenler hızla çoğaldı. Bu durum bâzı güçleri aşırı derecede tedirgin etti. İdi Amin’i öldürmek için 26 suikast düzenlendi. Bunlar neticesiz kalınca Hıristiyan Tanzanyalılar Uganda’yı işgal etti. Sürgünden dönerek siyâsî oyunlarla 1980 Aralık ayında Cumhurbaşkanı olan Hıristiyan Dr. Milton Obote 100.000’e yakın Müslümanı çocuk, ihtiyar, kadın demeden katletti. 1985’te bir darbeyle yönetimi ele geçiren Basilio Olara Okello, kısa bir süre sonra Yoweri Museveni idâresi altındaki Ulusal Direniş Hareketi tarafından devrildi. Cumhurbaşkanlığı görevini alan museveni, darbeden sonraki üç yıl içinde Muhalif gerilla gruplarını etkisiz hâle getirerek, iktidarını sağlamlaştırdı. 1980’den sonra ilk genel seçimler 1989’da yapıldı ve seçimleri Ulusal Direniş Konseyi kazandı. Ülke sosyal ve ekonomik kargaşa içindedir (1994-Şubat).

Fizikî Yapı

Uganda’nın büyük bir bölümü yayla hâlindedir. Kuzeyde ve kuzey-batıda arâzinin deniz seviyesinden yüksekliği 600 ilâ 900 metredir. Victoria Gölü bölgesindeyse 1000 ilâ 1500 metre arasında değişir. Yayla üzerinde birçok dağlar yükselmekte olup, bunlar ülkenin doğu ve batı sınırlarına hâkimdirler. Yüksekliği 4800 metreyi aşan Ruwenzori Dağları Zaire sınırı tarafından ikiye bölünür. 4321 metre yüksekliğindeki VolkanikElgon Dağı, Kenya sınırı boyunca uzanır. 4504 metre yüksekliğindeki volkanik Virunga Sıradağı, Zaire ve Rwanda ile paylaşılır.

Uganda yüzölçümünün yaklaşık olarak % 16’sı (42.439 km2) su ile kaplıdır. Ülkenin başlıca gölleri, Victoria, Albert, Edward, Kyoga ve George gölleridir. Victoria Gölü, Nil Nehrinin ana kaynağını teşkil eder.

İklim

Uganda ekvator üzerinde olmasına rağmen, ülkenin yüksek rakımı sebebiyle iklim ılımandır. Ülkenin hiçbir yerinde aşırı sıcaklık görülmez. Güneyde yıllık sıcaklık ortalamaları 13°C ile 23°C arasında, kuzeyde ise 18°C ile 30°C arasında değişir. Uganda’nın büyük bölümü yılda en az 1000 mm’lik yağış alır. Uganda’da erozyon, kuraklıktan daha önemli bir mesele durumundadır.

Tabiî Kaynaklar

Uganda’da çok değişik tipte bitkilere rastlanır. En yaygın bitki türü ülkenin bütün kuzeyini kaplayan seyrek ağaçlı savanadır. Diğer farklı bitki türleri Victoria Gölü ve Albert Gölünün doğusu civârındaki eski ormanlardan kalan ağaçlar, doğudaki Karamoja bölgesindeki kurak bozkırlar, güney ve güneybatıdaki açık otluk savanalar, dağlık bölgelerin ormanları ve bunların yüksek kısımlarındaki kırlardır. Uganda’da çok değişik cinste vahşî hayvanlara rastlamak mümkündür. Şempanze, goril, fil, ceylan, aslan, su aygırı, yaban sığırı ve zebra ülkenin belli başlı vahşî hayvanlarıdır. Ülkenin önemli yeraltı zenginlikleri bakır ve kobalttır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Uganda nüfûsu 17.200.000 olup, bunun ancak çok küçük bir yüzdesi (% 8,1) şehirlerde yaşar. Nüfûsun büyük bölümüVictoria Gölü civârında, doğuda Algon Dağı ve Rwanda sınırı yakınında toplanmıştır. Kilometrekareye düşen kişi sayısı 59’dur. Ülkenin tek büyük şehri 773.500 nüfuslu başşehir Kampala’dır.

Uganda halkının % 98’i Afrika asıllıdır. Az sayıda Güney Asyalı, Arap ve Avrupalı vardır. Afrikalılar kullandıkları dillere göre 4 ana etnik gruba ayrılırlar: Bantu dilleri, Nil yöresi dilleri, Nil-Hami dilleri ve Sudan dilleri. Bantu, nüfûsun % 65’ini teşkil etmekte olup, Uganda’nın güneybatı yarısının tamâmını işgâl eder. Belli başlı Bantu grupları Ganda, Nicole, Toro, Nyoro, Soga, Gisu ve Kiga’dır. Nil yöresi halkları Uganda’nın kuzey iç kesiminde bulunur. Lango, Acholi ve Alur grupları bunların başlıcalarını teşkil ederler. Nil-Hami halkları kuzeydoğu Uganda’da mevcut olup, bunlardan Iteso ve Karamojong büyük ana grupları meydana getirirler. Sudanlı gruplar Uganda’nın kuzeybatı köşesinde yaşarlar. Bu grupların en büyüğü Lugbara’dır.

Uganda’da çok sayıda değişik kabile dilleri konuşulur. Mükemmel olmamakla birlikte aynı dil âilesindeki kabileler birbirleriyle anlaşabilmektedirler. Dört ana grup arasındaki anlaşma umumiyetle resmî dil olan İngilizce vasıtasıyla sağlanmaktadır.

Uganda halkının % 62’si Hıristiyan, % 6’sı Müslüman kalanı putperesttir. İlkokul çağındaki çocukların yaklaşık olarak yarısı okula devam etmekte olup, halkın % 25’i okuma-yazma bilmektedir. Ülkede bir üniversite, yüksek öğretmen okulları, bir teknik yüksek okul ve yüksek ticâret okulu mevcuttur.

Siyâsî Hayat

Uganda, Cumhûriyetle idâre edilen bir ülke olup, 10 eyâlet ve 34 kazâya ayrılmıştır. Yapılan askerî darbeler yüzünden 1967 târihli Anayasa askıya alınmıştır. Ülke Birleşmiş Milletlere,Afrika Birliği Teşkilâtına ve İngiliz Milletler Topluluğuna üyedir.

Ekonomi

Uganda ekonomisi tarıma dayanır. Yetiştirilen belli başlı yiyecek bitkileri muz, manyok, süpürgedarısı, mısır, yerfıstığı, susam ve fasulyedir. Ana ticâret bitkileri ülke ihracatının % 80’ini teşkil eden kahve ve pamuktur. Ayrıca çay ve tütün de ihrâcât maksadıyla yetiştirilir.

Uganda’da hayvancılık gelişmekte olup, ülkenin kuzeydoğusunda ve güneybatısında sığır, keçi ve koyun yetiştirilmektedir. Ülkenin büyük göllerinde ve baraj göllerinde balıkçılık ileri durumdadır.

Gıdâ, çimento, yapı malzemeleri ve tekstil ülkenin gelişmiş sanâyileridir. Turizm giderek gelişme kaydetmektedir.

Uganda karayollarının uzunluğu yaklaşık 28.332 km olup, bunun 2240 km’si asfalttır. Kampala ile Kenya’nın Mombasa şehri arasında işleyen demiryolu batıda Kasese’ye ve Kenya sınırındaki Tororo’dan Albert Nil’i yakınındaki Pakwach’a uzatılmıştır. Kompala’nın yakınlarında Entebbe’de milletlerarası havaalanı vardır.

ZAİRE


DEVLETİN ADI: Zaire Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Kinshasa
NÜFUSU: 41.150.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 2.345.409 km2
RESMİ DİLİ: Fransızca
DİNİ: Hıristiyanlık, İslâmiyet, Putperestlik
PARA BİRİMİ: Zaire

Güney Afrika’da bağımsız bir devlet. Zaire, batıda Kongo, kuzeyde Orta Afrika Cumhûriyeti ve Sudan; doğuda Uganda, Rwanda, Burundi ve Tanzanya; güneyde Angola ve Zambiya ile çevrili olup, 13° güney ve 5° kuzey enlemleri ile 12° ve 32° doğu boylamları arasında yer alır.

Târihi

Bugünkü Zaireliler muhtemelen Nijerya’nın güneydoğu kısmından göç eden Bantu kabilesinden meydana gelmektedir. Bunların çoğu M.S. 800 yıllarında Kongo havzasına geldiler. Bantulular ülkenin asıl yerlileri olan Pigmeler’i (Çok kısa boylu Orta Afrika Zencileri) ülkenin ulaşılması güç olan yerlerine sürdüler.

On üçüncü ve on dokuzuncu yüzyıllar arasında tropikal orman kuşağının güneyinde birçok büyük devletler ortaya çıktı. Bunların en meşhuru Kongo Krallığıydı. Atlantik kıyısındaki bu krallığı ilk ziyâret eden Avrupalılar, 1482’de Portekizli denizciler oldu. Sonraki yıllarda diğer Avrupalılar da Kongo kıyılarına gemiler gönderdi. Burada kurulan önemli devletler bugünkü Zaire’nin güneyinde, Angola ve Zambiya’da hüküm süren Bakuba, Luba ve Lunda krallıkları, kuzeydeki Savana kuşağındaki Azande ve Mangbetu devletleriydi.

On beşinci ve on dokuzuncu asırlarda Avrupalılar Orta Afrika içlerine pek giremediler. Kıyıda kalmakla iktifa ederek, iç kesimden yerli tüccarlar vâsıtasıyla gelen mal akışını yönlendirdiler. Bunlar sâdece mal almakla kalmayıp, köle de satın aldılar. Köle ticâreti 19. yüzyılın ilk yarısında zirveye ulaştı. Her yıl aşağı yukarı 150.000 köle, büyük çoğunluğu Amerika’ya gönderilmek üzere gemilere yüklendi.

Avrupalılar, 19. yüzyıl yarısında Orta Afrika’da sistematik olarak keşfe başladılar. Belçika Kralı İkinci Leopold, Henry Stanley’i anlaşmalar yapması için bugünkü Zaire topraklarına gönderdi. Stanley, Afrikalı şeflerle kralın kefil olduğu bir teşkilât nâmına anlaşmalar imzâladı. 1884-1885 Berlin Konferansında ülke Leopold’un hükümranlığına ve mülkiyetine verildi. Ülkenin adı Serbest Kongo Devleti oldu. Leopold’un hükümet görevlileri Müslüman tüccarları ülkenin doğu kısmından çıkardı. Bunlara çok acımasız ve insânî olmayan davranışları ve faaliyetleri, milletlerarası bir skandala sebebiyet verdi. Leopold, Kongo bölgesinin kontrolünü Belçika’ya teslim etmek zorunda kaldı ve böylece sömürge dönemi başlamış oldu.

Sömürge devrinde ülkede büyük şehirler kuruldu ve modern ulaşım imkânları getirildi. Fakat bütün bunlar sömürge iktidarının ihtiyaçlarına cevap verebilmek içindi. Ancak birçok sebepten dolayı pek az Belçikalı devamlı olarak toprak sâhibi olabildi. Dolayısıyla arâzinin ekseriyeti Afrikalıların elinde kaldı. 1950 yıllarının ortasına doğru yerli halk yönetime katılmayı arzulayarak siyâsî partiler kurmaya başladılar. Belçikalılar ekonomik kontrolü ellerinde tutacaklarından emin olduklarından siyâsî iktidarı Kongolulara vermeye râzı oldular. 30 Haziran 1960’ta Demokratik Kongo Cumhûriyeti kuruldu.

Bağımsızlığı müteakiben başlayan yaygın şiddet eylemleri Avrupalıların ülkeyi terk etmesine sebep oldu. BM Güvenlik Konseyi 9 Ağustos 1960’ta Belçika’nın birliklerini geri çekmesini istedi ve bir grup BM askeri gönderdi. Başbakanlıktan azledilen Lumumba iktidarı tekrar ele geçirmek için mücâdeleye girişti, fakat 1961’de öldürüldü.

Son BM kuvvetleri 30 Haziran 1964’te Kongo’yu terk etti ve Moise Tshombe başkan oldu. 7 Eylül 1964’te solcu isyancılar Stanleyville’de Halk Cumhûriyeti kurdular. Tshombe yabancı paralı askerler tuttu ve Kongo ordusunu yeniden kurmaya çalıştı. Solcular, 1964 yılı Kasım ve Aralık aylarında çok sayıda beyaz rehine aldılar ve binlerce Kongolu’yu öldürdüler. ABD yolcu uçaklarından Belçikalı paraşütçü askerler indirildi. 1965 yılı Temmuz ayı sonuna doğru solcu isyancılar tesirlerini kaybettiler.

1965’te General Joseph D. Mobutu başkan oldu. Sonra ismini Mobutu Sese Seka’ya çevirdi. 27 Ekim 1971’de ülkenin ismi Zaire Cumhûriyeti olarak değiştirildi. 1972’de halkın Hıristiyan isimleri yerine Afrikalı isimler kullanması istendi ve Avrupalıların koyduğu coğrafî isimler Afrikalı isimlerle değiştirildi.

1977 ve 1978’de Angola’daki Katangalı sürgünler Katanga’yı (Shaba) istilâ etti. Bunlar açıkça Sovyetler ve Küba tarafından desteklendi. İstilâ hareketleri Fransız ve Belçikalı birlikler yardımıyla geri püskürtüldü. Fakat savaşlar çok can ve mal kaybına sebep oldu. Günümüzde Mobutu Sese Seko devlet başkanlığını sürdürmektedir. Ülkede zaman zaman iç karışıklıklar olmaktadır.

Fizikî Yapı

Zaire’nin büyük bölümü Kongoe (Zaire) nehir havzasında bulunur. Ülkenin kuzey orta kısmı alçak yaylalarla kaplıdır. Bu arâzi batıdan dağlık taraçalarla kuşatılmıştır. Güneyde ve güneybatıda ovalara karışıp birleşen yaylalarla çevrilidir. Kuzeybatıda geniş otlaklar bulunur. Ülke sınırlarının küçük bir parçası Atlas Okyanusuna bakar. En yüksek dağlar Kongo-Uganda sınırında, Great Rift Valley olarak bilinen kuzey-güney hattı boyunca bulunur. Aynı zamanda burada ülkenin en büyük gölleri vardır (Albert, Edward, Kivu ve Tanganika gölleri). Bölgedeki iki büyük dağ silsilesi, Ruwenzari ve Virunga sıradağlarıdır. Ülkenin en yüksek noktası olan Margherika Dağı 5119 m yüksekliğindedir. Virunga Dağlarında hâlâ bâzıları faal olan sekiz büyük volkan bulunmaktadır. Ülkenin en büyük nehri olan Zaferi (Kongo) istikrarlı bir su seviyesine sâhiptir ve 2736 km’si bütün yıl boyunca ulaşıma elverişlidir. Toplam uzunluğu 4348 km’dir.

İklim

Zaire’de sıcaklık devamlı olarak yüksektir. Bununla berâber yağış, yüksekliğe bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Bütün ülkedeki ortalama yıllık sıcaklık 27°C’ye yakındır. Zaire ekvator tarafından ikiye bölünür. Ekvator boyunca bütün yıl yağışlı geçer ve yıllık yağış ortalaması 1500 mm civârındadır. Ekvatorun kuzeyinde yağış esas îtibâriyle mayıs-ekim döneminde düşer ve yılda ortalama 1500-2000 mm arasında değişir. Ekvatorun güneyinde yağış en çok eylül ve mayıs ayları arasında olur ve yılda ortalama 1000 mm civârındadır.

Tabiî Kaynakları

Kuzey orta kısımda yer alan geniş yaylalar tropikal cengellerle (sık ağaçlıklı ormanlar) kaplıdır. Güneyde ve güneydoğuda savanalar, kuzeybatıda otlaklar bulunur. Ülkenin önemli vahşi hayvanları goril, şempanze fil, aslan, zürafa, leopar, antilop, sırtlan ve gergedandır. Kobalt, bakır, kadmiyum, altın, gümüş, kalay, germanyum, çinko, demir, manganez, uranyum ve radyum ülkenin başlıca yeraltı zenginliklerini teşkil eder. Dünyâ kobalt rezervlerinin % 60’ı Zaire’dedir.

Nüfus ve Sosyal Hayat

41.150.000 nüfûsa sâhip olan Zaire’de halkın % 30’u şehirlerde, geri kalanı köylerde yaşar. Nüfus dağılımı düzensizdir. Nüfus yoğunluğu Zaire-Kasai-Sankuru nehir sisteminin güneyinde ve ülkenin doğu sınırı boyunca yüksek olup, yaklaşık 14’tür. En büyük yerleşim merkezleri 3.800.000 nüfuslu başşehir Kinşasa ve 739.082 nüfuslu Lubumbashi’dir.

Nüfûsun % 80’ine yakınını Bantu kabîleleri meydana getirir. Sudan ve Nil yöresi insanları ülkenin kuzey ve doğu kenarlarında bulunur. Ayrı bir etnik grup olarak ülkede cüce Pigmeler mevcuttur. Bantu kabileleri dışındaki kabileler yaklaşık 200 çeşittir.

Zairelilerin çoğu Bantu dillerini konuşur. % 10 civârında Sudan dillerini konuşanlar mevcuttur. Resmî dil olan Fransızca, tahsilli Zairelilerin hepsi tarafından kullanılır.

Halkın % 70’i Hıristiyan, % 10’u Müslüman, kalanı Putperesttir.

Eğitim Hıristiyan misyonerlerin kontrolü altındadır. İlkokula giden çocukların üçte ikisi Katoliklerin idâre ettiği okullara, % 25’i Protestanların yönettiği okullara devam eder. Yüksek tahsil yapan öğrencilerin sayısı 10.000 civârındadır. Bunların % 60’ı ülkenin üç üniversitesine kayıtlıdır. Kinshasa Lovanium Üniversitesi Katolik, Lumumbahsi Devlet Üniversitesi ve Serbest Kongo Üniversitesi Protestanların kontrolü altındadır. Erkeklerin % 40’ı, kadınların % 15’i okuma yazma bilmektedir.

Siyasi Hayat

Zaire tek partili sistemle yönetilen bir cumhûriyettir. Ülkenin tek partisi, Başkan Mobutu’nun kurduğu Mouvement Populaire de la Révolution’dir (MPR). MPR’nin icrâ komitesi ile hükümet 1972’de birleştirilerek Millî İcrâ Konseyi meydana getirilmiştir. Yasama organı Millet Meclisidir. Zaire, 9 idârî bölgeye ayrılmıştır. Ülke, Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği teşkilâtlarına üyedir.

Ekonomi

Zaire ekonomisinin belkemiğini mâdencilik teşkil eder. Mâdenler ülke ihrâcâtının % 85’ini meydana getirir.

Çalışan nüfûsun % 75’i tarımla uğraşmaktadır. Ülkede yetiştirilen belli başlı bitkiler kahve, pamuk, pirinç, şekerkamışı, muz, büyük hindistancevizi, manyok, hintkirazı (monyo), çay, kakao ve hurmadır. Doğudaki yaylalarda sığır yetiştirilmektedir. Balıkçılık, avlanma, keçi ve kümes hayvancılığı iyi durumdadır.

Zaire gelişmekte olan ülkelerden biridir. Ülkede tekstil sabun, kundura, yapı malzemeleri, sigara, boya, vernik, otomobil ve bisiklet malzemeleri ve plastik fabrikaları mevcuttur.

Zaire’nin ticâret dengesi eskidenberi iyi durumdadır. Ülke ihrâcâtı bakır, kobalt, manganez, elmas, kereste, sebze yağları, kauçuk, hurma ve kahveye dayanır. Ana ithal malları makinalar, ulaşım malzemeleri, petrol ve kimyâ ürünleri, giyecek ve içeceklerdir. Zaire’den en çok alışveriş yapan ülke Belçika’dır.

Zaire 5000 km’lik demiryolu ve 16.000 km’lik su yoluna sâhiptir. Bu yollar ihrâcâta yönelik ekonominin ihtiyaçlarına cevap verecek durumdadır. Zaire 145.000 km’lik karayolu ağına sâhiptir. Bağımsızlığı tâkip eden yıllarda ülkedeki kargaşa karayolu ağında ciddî tahriplere sebep olmuştur. Kinshasa ve Lubumbashi arasındaki yolun asfaltlanması projesi pek az gelişme göstermiştir. Uçak en yaygın yolcu taşıma vâsıtasıdır. Ülkede târifeli seferler yapılan 24 havaalanı vardır.

ZAMBİA


DEVLETİN ADI: Zambia Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Lusaka
NÜFUSU: 8.300.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 752.614 km2
RESMİ DİLİ: İngilizce
DİNİ: Putperestlik, Hıristiyanlık, İslâmiyet
PARA BİRİMİ: Kwacha

Güney Afrika’da yer alan bir devlet. 8° 12’ ve 18° 03’ güney enlemleri ile 22° ve 33° 42’ doğu boylamları arasında kalır. Zambia’nın komşu olduğu ülkeler, kuzeyde Zaire; doğuda Tanzanya, Malami, Mozambik; güneyde Zimbabwe, Namibia, batıda Angola’dır.

Târihi

Zambia’nın ilk târihi hakkında pek az şey bilinmektedir. Buraya ilk gelen Avrupalılar, 1514’te Portekizliler oldu. Fakat ülkede ilk defâ büyük çapta keşif yapan misyoner David Livingstone’dur. 1850’de ülkeye gelen Livingstone ölünceye kadar (1873) İngiltere lehine sömürgeleştirme hazırlıkları yaptı.

Zambia târihinde diğer önemli bir şahıs olan Cecil John Rohdes 1888’de ülkedeki mahallî şeflerle mâdenler üzerine anlaşmalar imzâladı. Bölgeyi keşf ve geliştirme için İngiltere hükümetinin imtiyaz tanıdığı İngiliz Güney Afrika şirketini kurdu. İngiliz hükümeti buna ülke üzerinde tam ekonomik ve siyâsî kontrol imkânı tanıdı. 1924’e kadar ülkeyi gerçekten yöneten bu şirketti. 1924’te İngiliz hükûmeti kontrolü üzerine alarak, Kuzey Rodezya himâye devletini kurdu.

1953’te Kuzey Rodezya (şimdiki Zambia), Güney Rodezya (şimdikiRodezya) ve Nyasaland (şimdiki Malami) Rodezya ve Nyasaland federasyonunu kurdular. Afrikalıların çoğunluğu, yönetim beyazların elinde olduğundan, muhâlefet ettiler. 1962’de Nyasaland federasyondan ayrıldı ve 31 Aralık 1963’te federasyon dağıldı.

1964 Ocağında Kuzey Rodezya’da iç bağımsızlık tanıyan bir anayasa uyarınca seçimler yapıldı. 24 Ekim 1964’te ülke Zambia ismini alarak bağımsızlığını kazandı. Bağımsızlığını kazanmasından sonra devlet başkanı olan Kenneth Kaunda 1991’de yapılan başkanlık ve parlamento seçimlerini kaybedinceye kadar bu görevini devam ettirdi. 1991’de seçimleri kazanan Frederick Chiluba devlet başkanı oldu.

Fizikî Yapı

Zambia topraklarının çoğu hafif dalgalı yüksek bir yayla üzerindedir. Yaylanın deniz seviyesinden yüksekliği 915 m ilâ 1525 m arasında değişmektedir. Güneye doğru uzanan ve Afrika’nın nehirlerinden biri olan Zambezi’nin meydana getirdiği vâdi yaklaşık olarak 600 m yüksekliğindedir. Kuzeydoğudaki yaylayı kuzey-güney istikâmetinde akan LuangwaNehri keser. Zaire hudûdundan doğan Kafve Nehri, güney istikâmetinde akarak batı yaylasına uzanır. Luangwa ve Kafve nehirleri Zambezi’nin kollarıdır. Zambia’nın kuzeyinde üç göl bulunur: Tanganika, Nweru ve Bangweulu gölleri. Bunlardan sâdeceBangweulu tamâmen Zambia hudutları içindedir. Kuzeydoğuda Muchinga Dağları 2130 m yüksekliğe ulaşır. Zaire sınırı boyunca yükseklik ortalaması 1280 m’dir.

İklim

Zambia ekvatora yakın olmakla birlikte, iklimi daha çok rakımla (yükseklikle) ilgilidir. Ülkede üç mevsim görülür. Mayıstan ağustosa kadar ülke soğuk ve kuraktır. Kasıma kadar sıcaklık yükselir ve yağış görülmez. Aralık-nisan arası yağışlı geçer. Güneyde yıllık yağış miktarı 584 mm, kuzeyde 1278 mm’dir. Ülkedeki ortalama yıllık yağış miktarı ise 814 mm’dir. Sıcaklıklar soğuk mevsimde 16°C ilâ 27°C, sıcak mevsimde 27°C ilâ 32°C arasındadır. Sâdece kasım ayında, vâdilerde aşırı sıcaklık görülür.

Tabiî Kaynaklar

Zambia’nın büyük bölümünü meydana getiren yüksek yaylalar kesif ormanlarla kaplıdır. Kobalt, bakır, çinko, altın, kurşun, vanadyum, manganez ve mâden kömürü ülkenin başlıca yeraltı zenginlikleridir.

Nüfus ve Sosyal Hayat

8.300.000 nüfuslu Zambia’da nüfus yoğunluğu 11’dir. Halkın % 43’ü şehirlerde, kalanı köylerde yaşar. En büyük nüfus merkezleri başşehir Lusaka ile Kitwe ve Ndola’dır.

Zambialıların çoğu Bantu kabilelerine mensuptur. Bantular M.S. 1200 yıllarında Kongo havzasından göç etmiş ve Zambia’daki bir kısım Pigmeleri (Cüce Orta Afrika Zencileri) sürmüşlerdir. Bugün Zambia’da 8 büyük etnik gruba ayrılmış 73 kabile vardır. Güneybatıda Barotseler, kuzeyde Bembalar ve doğuda Çeva önemli etnik gruplardır. Zambia’da % 1,5 civârındaki Avrupalıların çoğu şehirlerde ikâmet eder.

Zambialılar 30’a yakın lehçe kullanır. En çok konuşulan diller arasında Bemba, Lozi, Nyanja, Tonga, Luvale ve Lunda sayılabilir.

Halkın büyük çoğunluğu putperest, % 21’i Protestan ve Müslümandır.

Zambia bağımsızlığını kazanmadan önce ilkokul paralı ve yıllığı 30 dolardı. Ortaokul ise 50 dolardı. Çok kimse bu yüzden çocuklarını okula gönderemiyordu. Bağımsızlığını kazandıktan sonra okul parasız oldu. Okuma-yazma oranı % 54’tür. Lusaka’da modern bir üniversite mevcuttur.

Siyâsî Hayat

Zambia Cumhûriyeti 136 üyeli bir parlamentoya sâhiptir. 11 üyesi devlet başkanı tarafından atanır. Parlamento üyeleri beş yılda bir seçilir. Devlet başkanı anayasaya göre 5 yılda bir doğrudan halk tarafından seçilir. Ülke 9 eyâlete ayrılmıştır. Üye olduğu milletlerarası kuruluşlar: Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği Teşkilâtı ve İngiliz Milletler Topluluğudur.

Ekonomi

Zambia’da çalışan nüfûsun % 65’i tarımla, % 35’i sanâyi ve ticâretle uğraşır. Ülkenin belli başlı tarım ürünleri mısır, tütün, yerfıstığı, pamuk ve şekerdir. Tekstil, lastik, boru, patlayıcı madde ve tütün sanâyileri gelişmiş durumdadır. Önceleri yabancı sermâyenin elinde olan mâden işletmesi, 1969’dan îtibâren yavaş yavaş devletleştirilmiştir. Kauçuk ve fildişi ülkenin önemli zenginlik kaynaklarındandır.

Zambia’nın belli başlı ihraç malları bakır, kurşun, çinko ve tütündür. Ülke en çok mâmul maddeler ve makinalar ithal eder. Bakır ana ihraç malı olup, dünyâ piyasasında bakır fiyatlarının düşmesi Zambia’ya büyük ölçüde tesir etmektedir. Meselâ 1980 başlarında bakır fiyatlarındaki düşüş, ekonomik sıkıntıya sebep olmuştur. İthal mallarının çoğu Suudi Arabistan, Almanya ve ABD’den gelir. İhraç mallarının çoğu Japonya, Fransa, İngiltere ve ABD’ye gider.

Ulaşım:

Denize kendi topraklarından çıkış yolu olmaması, Zambia için mesele teşkil etmektedir. Hâlihazırdaki demiryolu Zimbabwe’ye irtibatlıdır. Dares Salam’a giden bir petrol boru hattı döşenmiş ve Tanzanya’nın Dar es Salaam’a bağlanan demiryoluna irtibat için demiryolu yapılmıştır. Denize doğru geniş bir karayoluna ihtiyaç duyulmaktadır. Zaire’den denize çıkış sağlayan mevcut karayolunun kullanılması güç ve pahalıdır.

ZİMBABVE


DEVLETİN ADI: Zimbabve Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Harare
NÜFUSU: 9.870.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 390.759 km2
RESMİ DİLİ: İngilizce
DİNİ: Putperestlik
PARA BİRİMİ: Dolar

Güney Afrika’da 15° 36’ ve 22° 25’ güney enlemleri ile, 25° 16’ ve 33° 04’ doğu boylamları arasında yer alan bağımsız bir devlet. Zimbabve’nin komşu olduğu ülkeler kuzeyde Zambia, batıda Botsvana, güneyde Güney Afrika ve doğuda Mozambik’tir.

Târihi

M.S. 4. asırda Banbu kabileleri bölgeye girmeye başladılar. On beşinci yüzyılda bugünkü Fort Victoria şehri yakınında Zimbabve veya Büyük Zimbabve olarak bilinen yerde bir din ve ticâret merkezi kuruldu. On beşinci asırda Mutota ve Matope yöneticileri doğuda Hint Okyanusuna ve batıda Kalahari Çölüne uzanan bir krallık kurdular. Sonradan bu krallığa Portekiz, Monomotapa krallığı adını verdi.

1505’te Portekiz Mozambik kıyısındaki Sofala’da bir üs kurdu. Buradan iç kesime giden ticâret yolları yapıldı. Portekiz’in Zambezi’nin yukarılarına doğru sokulması Monomotapa Krallığını zayıflattı. Ülke 1830’larda güneyden gelen kavimler tarafından istilâ edildi. Bunlardan en önemlisi esas îtibâriyle günümüzdeki Zimbabve’nin güney kısmında yerleşmiş olan Ndebele idi.

1888’de İngiliz Cecil Rodes, Ndebele şefinden mâden işletme imtiyazı elde etti. Bunun kurduğu İngiliz Güney Afrika Şirketi, 1889’dan 1923’e kadar ülkede siyâsî ve ekonomik kontrolü elinde tuttu. 1923’te GüneyRodezya (bugünkü Zimbabve) politik ve siyâsî iktidarı beyaz bir azınlığa veren bir anayasa altında muhtar bir sömürge olarak İngiltere tarafından ilhak edildi.

1953’te Güney Rodezya ve Kuzey Rodezya (şimdiki Zambia) ve Nyasaland (şimdiki Malawi) Rodezya ve Nyasaland Federasyonunu kurarak birleştiler. Federasyon 1963’te dağıldı. 1964’te Kuzey Rodezya ve Nyasaland beyazların idâresinde bağımsızlıklarını kazandılar.

11 Kasım 1965’te Başbakan İan D. Smith tek taraflı olarak Rodezya’nın bağımsızlığını îlân etti. İngiltere buna karşı çıktı ve BM vâsıtasıyla ekonomik müeyyideler uygulattı. Meselâ Rodezya’ya gemiyle petrol ihrâcına ambargo koyuldu. Bununla berâber bir miktar petrol ve benzin GüneyAfrika’dan ve Mozambik’ten ülkeye girdi. Mayıs 1968’de BM Güvenlik Konseyi ticâret ambargosu koydurttu. Mart 1970’te ülkede cumhûriyet îlân edildi. Aralık 1972’de Afrikalılar beyaz yönetime karşı gerilla savaşı başlattılar. 1978 ortasında altı binin üstünde asker ve sivil öldürüldü. Rodezya birlikleri gerillaları mağlup etti. 1978’de iktidar zenci çoğunluklara devroluncaya kadar kontrol Simith ve üç tanınmış zenci liderin elinde olmak üzere anlaşma imzâlandı.

21 Nisan 1979’da ülkenin herkese oy hakkı tanındığı ilk genel seçimde zencilerin çoğunlukta olduğu parlamento işbaşına geçti. İngiltere’nin Thatcher hükümeti 1979’da Zimbabve ile münâsebetlerini normal hâle getirmek için gayret safretmeye başladı. Zimbabve nihâyet 18 Nisan 1980’de tam bağımsızlığına kavuştu. Yapılan seçimleri büyük bir çoğunlukla Mugabe kazandı. Günümüzde de devlet başkanı olan Mugabe, çeşitli kargaşalıklara rağmen yönetimde kalmayı başardı (1993).

Fizikî Yapı

Zimbabve doğu sınırında dağlarla yükselen, diğer sınırlarda alçalan yüksek bir yayla üzerindedir. Yaklaşık ülke topraklarının dörtte biri deniz seviyesinden 1200-1500 m yüksektir. Arâzi, doğu sınırı boyunca bulunan İnyanga Dağlarında 2600 m’yi aşarak en yüksek rakıma ulaşır. Arâzi kuzeybatıda Zambezi Nehrine ve Kariba Gölüne doğru yavaş yavaş alçalır. Bu nehir vâdisinde yükseklikler 200 m ile 600 m arasında değişir. Yukarı Zambezi’deki Victoria şelâlelerinin genişliği 1,6 km’yi aşar ve ana çağlayan 108 m yükseklikten dökülür.

İklim

Zimbabve’de subtropikal bir iklim hüküm sürer. Yağışlı ılık mevsim Kasım’dan Mart’a kadar sürer ve soğuk kurak mevsim Mayıs’tan Ağustos’a kadar devam eder. Aradaki aylar geçiş aylarıdır. Yükseklik sıcaklığa tesir eder. Soğuk mevsimin Temmuz ayında değişik yüksekliklerde sıcaklık ortalaması 11° ilâ 18°C arasında, sıcak ay olan Ekim’de 20° ilâ 31°C arasında değişir. Yaylalarda yağış ortalamaları 650 ilâ 750 mm arasındadır. Yağış doğudaki dağlarda daha yüksek, güneydeki Limpopo ve Sabi vâdilerinde daha azdır.

Tabiî Kaynaklar

Güneybatıda bitki örtüsünü bodur çalılıklar ve dikenler, doğuda ise yapraklarını dökmeyen ağaçlar meydana getirir. Ülkenin belli başlı yeraltı zenginlikleri krom, altın, nikel, asbestos, bakır, demir ve mâden kömürüdür.

Nüfus ve Sosyal Hayat

9.870.000 nüfûsa sâhip olan Zimbabve’de, halkın % 20’si şehirlerde, kalanı köylerde yaşar. En önemli nüfus merkezleri 863.000 nüfuslu başşehir Harare ve 495.000 nüfuslu Bulawayo’dur.

Zimbabve nüfûsunun % 96’dan fazlasını zenciler meydana getirir. Zenciler Bantu dillerini konuşan iki büyük ana gruba ayrılırlar. Bunlar Ndebele (zencilerin % 16’sı) ve Shona (zencilerin % 80’i)’dır. Nüfûsun % 3’ü Avrupalı, % 1’i kadarı da Asyalı ve değişik ırklardandır. İngiliz asıllı olan beyazların çoğu Protestandır. Zencilerin çoğu ise Putperesttir.

Beyazlar arasında okuma-yazma oranı % 100’dür. Genel okuma-yazma oranı ise % 45’tir. Resmî dil İngilizcedir. Halkın çoğu Shona ve Ndebele dillerini konuşur.

Siyâsî Hayat

Zimbabve Cumhûriyetlerinde Parlamento Senato ve Temsilciler meclisinden meydana gelir. Senato 40 Millet Meclisi ise 100 üyelidir. Senatonun 10, meclisin 20 üyesi devlet başkanı tarafından seçilir. Ülke 8 eyâlete ayrılmıştır. Zimbabve 1980’den îtibâren Birleşmiş Milletlere üyedir.

Ekonomi

Zimbabve ekonomisi çeşitlilik arz eder. Tarım, mâdencilik ve îmâlât sektörlerinin hepsi önemlidir. Çalışan nüfûsun % 35’i tarımla, % 30’u sanâyi ve ticâretle, % 20’si hizmetlerle, % 15’i hükümet işleriyle uğraşır.

Ülkenin belli başlı tarım ürünleri tütün, şeker, pamuk, mısır ve buğdaydır. Giyim, kimyâ sanâyileri ve hafif endüstri gelişmiştir. Îmâlât için gerekli enerjinin çoğu Kariba Hidroelektrik Santralinde üretilir.

Ticârî münâsebetlerde bulunduğu ülkelerin başlıcaları GüneyAfrika, İngiltere, ABD ve Birleşik Almanya’dır.







 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol