İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Diger Kafkas Turkleri
 


KAFKASYA TÜRKLERİ



Hun ve Avarlardan itibaren Kafkasya, çeşitli Türk boylarının yerleşimine sahne oldu. Bölgede yerleşen Türk toplulukları kimi zaman bölgenin hakimi olurken, kimi zaman da başka hakimiyetler altında milli kimliklerini korumayı bildiler. Bugün Kafkaslar bölgesinde Rusya Federasyonu'na bağlı yönetim birimleri içinde varlığını sürdüren Türk toplulukları şöyle sıralanmaktadır:

Nogay Türkleri:

'Nogay' adı, Cengiz Han'ın büyük torunu Nogay'dan gelmektedir. Nogaylar, 13'üncü yüzyıldaki Moğol istilasına kadar, eski Kıpçak sahasında göçebe olarak yaşamaktaydı. Daha sonraları 'Nogay' adı, Altınordu'nun bir kısmına kumanda eden Nogay Han'ın idaresi altındaki boylara verildi. Böylece İrtiş Nehri'nden başlayarak Kırım'a kadar yayılan büyükçe bir Türk topluluğu 'Nogay' adı altında birleşti.

Moğol tarihçileri, Nogayları, Moğollardan önceki uzun zaman içerisinde hep Kanglı, Uz, Peçenek gibi Türk boylarından saymışlardır. Nogay Türkleri bugün Rusya Federasyonu sınırları içinde Kızılyar, Babayurt, Acıkulak, Hasavyurt, Şelkov, Kava, Kaya Sulin ve Çerkesk'te yerleşik bulunmaktadır. Toplam nüfusları 100 bine yakın olarak tahmin edilmektedir.

Kundur Türkleri:

Nogaylara çok yakın, muhtemelen onlardan kopma bir Türk boyu. Kundurlar, yaşadıkları alanın kara ormanlarla kaplı oluşu yüzünden, kendilerini Karaağaç diye isimlendirmektedir. Çeşitli tarihi olaylar yüzünden Kafkasya Türk Topluluğundan ayrılarak idil (Volga) deltası ile Astrahan şehrinde yerleşmişlerdir. Fakat yazılı kaynaklarda, Nogay Kara-Ağaçları olarak sayılmaktadırlar, Türkolog Vambery, 'Kundur' adını, 'Kondur diye yorumlayarak, bu Türk boyunu Kuma ve Terek ırmakları boyunda vaktiyle yaşamış olan Nogay boyuna dayandırmaktadır.

Kazay ve Kas-Pulat gibi iki topluluğa ayrılan Kundur Türkleri, Nogayca ile müşterek şekil ve ses bilgisiyle sözlük özelliklerine sahip olup, öz ağızlarını korumuşlardır.

Kuzey Kafkasya Nogayları ile ortak folklor özellikleri taşımaktadırlar.

Karaçay Türkleri:

Öteden beri Kuban Irmağı'nın kaynak bölgesinde yerleşik bulunan Karaçaylılar, komşuları Çerkezler tarafından Dağ Tatarı diye adlandırılmıştır. Yaygın kanaate göre Kıpçak boyuna mensup olan Karaçay Türkleri, bugün yaşadıkları bölgeye Kuma bozkırlarından göç etmişlerdir. Bölgedeki varlıkları Hunlara ve Kuban Bulgarlarına kadar dayanmaktadır.

Karaçay Türkleri, 16'ınca yüzyıldan itibaren Kafkasya'nın yerli halklarıyla kaynaştılar. Rusya Federasyonu'na bağlı Karaçay-Çerkez bölgesinde yaşamakta olan Karaçay Türklerinin lehçesi, Balkar lehçesi gibi Kıpçak-Kuman Türkçesi grubuna girmektedir. Gramer ve sözlükleri, belli ölçüde işlenmiştir.

Tamamı sünni Müslüman olan Karaçay Türklerinin 1897'de 25 bin 686 olan nüfusu, 1905'te 27 bin 174'e ulaşmıştı. Ancak aynı yıl Karaçaylılar'ın bir bölümünün Türkiye'ye göç etmesiyle, bölgedeki nüfuslarında bir azalma oldu. Karaçay Türklerinin Türkiye'ye göç eden bölümü, 1910'a kadar Konya civarına yerleşti. Daha sonra İkinci Dünya Savaşı sonrası sürgünden kurtulan bir grup da yine Konya'ya geldi. Bugün Türkiye'deki Karaçay Türklerinin büyük bölümü Konya, Eskişehir, Tokat, İstanbul, Kayseri ve Afyon civarında yaşamaktadır.

Sovyetler döneminde ise Karaçay nüfusu büyük iniş-çıkışlar gösterdi. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan sürgün Karaçay Türklerinin nüfusunu büyük ölçüde azalttı. 1959'da itibarları iade edilip, yurtlarına dönmelerine izin verilmesine rağmen, sürgüne gönderilen Karaçayların önemli bölümü Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan'da kaldı. 1926'da 55 bin 100 olan Karaçay nüfusu 1939'da 75 bin 800'e, 1959'da 81 bin 400'e, 1970'de 112 bin 700'e ve 1979'da 131 bin 100'e ulaştı. 1999 itibarıyla 200 binin üzerinde bir nüfusa sahip olan Karaçay Türklerinin çok büyük bölümü Karaçay-Çerkez Özerk Cumhuriyetinde yaşamaktadır.

Balkar Türkleri:

Eskiden Kuzey Kafkasya'nın Terkski vilayeti ile Çerek, Çegem ve Baksan ırmakları boyunda yerleşik olan Balkar Türkleri, Sovyetler Birliği döneminde Kabardey-Balkar Özerk Cumhuriyeti sınırlan içine alındılar.

Başlangıçtan itibaren Karaçay Turklerliyle beraber olan ve sadece yerleştikleri coğrafyaya izafeten kendilerini 'Malkar' diye adlandıran Balkar Türkleri, yine kendi aralarında 'Taul' (Dağlı) adını da kullanmaktadır.

Balkarların Kafkasya'da yerleşmeleri kolay olmadı. Bir yandan Ruslarla, diğer taraftan Kafkaslardaki yerli halklarla aralarında cereyan eden çatışmalar, Balkarları büyük ölçüde yıprattı. 15'inci yüzyılda Kabardeylerin baskısı sonucu, Balkar Türkleri Karaçaylardan ayrıldı. Elbruz Dağı'nın batısında Karaçaylar kalırken, doğusundakiler Balkar adıyla tanındı.

Balkarlar, 2'inci Dünya Savaşı sonrası gönderildikleri sürgünden, ancak büyük kayıplarla geriye dönebildiler.

Balkar Türkleri bugün 5 kola ayrılmaktadır. Bunlar; Bezengiy (Bizingi), Hulamlı, Çegemli, Urusbeyli ve Baksanlı'dır. Lehçe olarak Balkarlar, Karaçaylar gibi Kıpçak-Kuman Türkçesine mensuptur.Balkar Türklerinin 1926'da 33 bin 300 olan nüfusları 1939'da 42 bin 700, 1959'da 42 bin 400, 1970te 59 bin 500 ve 1979'da 66 bin 40O'dü. 1999 itibarıyla sayıları 130 bin civarında olan Balkar Türklerinin yüzde 88'i Kabardey-Balkar özerk Cumhuriyeti'nde yaşamaktadır.

Diğer taraftan, Karaçay ve Balkar Türklerinin 5 bine yakın bölümü Doğlat, Gökçeyayla (Afyon), Yağlıpınar (Ankara), Akhisar, Belpınar, Ertuğrul, Yazılıkaya (Eskişehir), Eğrisöğüt ( Kayseri), Başhüyük (Konya), Emirler (Sivas), Çilehane, Arpacı ve Karaçay'da (Tokat) yaşamaktadır. Ayrıca Türkiye'nin muhtelif illerinde az sayıda Karaçay-Balkar Türkü bulunmaktadır.

Kafkasya Türkmenleri:

Rusya Federasyonu'na bağlı Kuzey Osetya Özerk Cumhuriyeti sınırları içinde Vladikafkas (Ordjonikidze) kenti civarında, Kara Nogay Bozkırları'nın kuzey kesimlerinde yaşayan Kafkasya Türkmenlerinin nüfusu 15 bin civarında tahmin edilmektedir.

Kafkasya Türkmenleri, büyük Türkmen boyundan kopmuş bir topluluktur. 3 ana gruba ayrılmaktadır. Bunlar; Çavdur, Sönçhacı ve İğdır'dır. Kendi içlerinde şive farklılıkları bulunmakla birlikte Kafkasya Türkmenleri, lehçe olarak ana Türkmen lehçesine bağlıdırlar.

Avar Türkleri:

Asya'da Hun İmparatorluğumun çökmesinden sonra 394 yılında Tolun Kağan liderliğinde Avar Devleti'ni kuran Avar Türkleri, İrtiş Irmağı'ndan Kore Yarımadası'na kadar hakim oldular. 458'de Çinlilere yenilen ve kuzeye çekilen Avarlar, Büyük Kağanlığı 552'de Göktürkler'e kaptırdıktan sonra batıya göç ederek, 558'de Volga'nın doğusuna yerleştiler.

Daha sonra Güney Rusya Türklerini bir araya toplayan Avarlar, 568'den itibaren Bayan Kağan liderliğinde Avrupa'ya kadar ulaştılar. Bu ilerleyiş sonucu, Kafkaslar ve Hazar'ın üzerinden Adriyatik'e kadar uzanan coğrafyaya hakim oldular. Bizans'ı da birkaç defa bozguna uğratan Avar Türkleri, 617 ve 626'daki İstanbul kuşatmalarından sonuç alamayınca, devlet için de gerileme dönemi başladı.

8'inci yüzyılda bir araya gelen Avrupa kavimleri 'Yirmi Yıl Savaşları' ile yıprattıkları Avarlar'ın Avrupa'daki hakimiyetine 805 yılında son verdiler.

Avrupa'daki bu yok oluştan sonra, Avar Türklerinin bir bölümü Kafkasya bölgesi ile Volga boylarında kaldı. Esasen bu bölgede 651'den itibaren zaten Hazar Türkleri hakimiyet kurmuştu. Avrupa'da kalan Avar Türkleri zamanla yok olurken, Hazarlar, Altınordu ve Osmanlı Devleti'nin hakim olduğu Kafkasya-Volga bölgesindekiler kimliklerini büyük ölçüde korudu. Bu korunmada İslamiyet'in de büyük katkısı oldu. Rusya'nın 19'uncu yüzyılda Kafkaslar'daki yayılmacılığı, en büyük direnişi Avar Türklerinden gördü.

Kafkaslardaki milletlerin bağımsızlık mücadelesinde en büyük katkıyı Avar Türklerinden olan imam Gazi Muhammed ile Şeyh Şamil yaptı. Bugün Avar Türkleri, çoğunluğu Dağıstan'da olmak üzere, Kafkasya ve Volga boylarında yerleşik durumdadır.

Kumuk Türkleri:

Azerbaycan Türklerinden sonra, Kafkaslar'daki en kalabalık Türk boyu Kumuklardır. Büyük çoğunluk itibarıyla Kuzey Kafkasya ile Hazar Denizi'nin batı kıyısı boyunca, Azerbaycan'dan kuzeye doğru uzayan bölgede, Dağıstan Özerk Cumhuriyeti sınırları içinde yaşamaktadırlar.

Kumuk Türklerinin topluca yaşadıkları yerleşim yerlerinin başında Hasavyurt, Babayurt, Kızılyar, Buynaks, Kayakent ve Kaytak ile Mahaçkale civarındaki 6 köy gelmektedir. Ayrıca azınlık halinde Derbent, Grozni, İzerbay ve Emsali gibi şehirlerde de yaşamaktalar. 1970 yılında 390 bin civarında olan Kumuk Türklerinin nüfusu, bugün 500 bin civarında tahmin edilmektedir.

Geleneksel Türk kültürüne bağlı olan Kumuklar, şive ve kültürel özelliklerini büyük ölçüde korumuşlardır. Ponto-Hazar alt grubundaki Balkar, Karaçay, Karaim ve Kırım Tatarcası ile birlikte Türk dilinin Kıpçak grubuna mensup olan Kumukların kullandığı lehçe, Dağıstan'daki diğer etnik grupların ortak dili konumundadır.

Kumuklar, 'Çop Bulğa' diye adlandırdıkları imece tarzı sosyal yardımlaşmayı halen sürdürmektedir.Klasik anlamda gelişkin bir edebiyatları bulunmayan Kumuk Türklerinde, zengin bir halk edebiyatı geleneği yaşamaktadır. Halk edebiyatı alanında en büyük isim, 19'uncu yüzyıl ortalarına doğru yaşamış olan İrçi Kazak'dır.

İrçi Kazak, eserlerinde milli meseleleri işlemesiyle ün kazanmıştır. Kumukların özgür mazisi ile yaşadığı çeşitli siyasi sıkıntılar, şair Kazak'ın işlediği ana motiflerdir. Garip, kimsesiz ve himayesiz kalmış, Hazar Denizi kıyısında yüksek dağlarda sıkışmış olan Kumuk Türkü, bu şiirlerde teselli bulmuştur. Ancak İrçi Kazak, Çarlık Rusyası'nda milli şair olmanın bedelini ödemiş ve Sibirya'ya sürülmüştür. İrçi Kazak'la yaklaşık olarak aynı dönemde Kumuk milli kültürüne hizmet edenlerden biri de şair ve etnolog Manay Alibeyli'dir.

Bir diğer önemli şahsiyet olan Muhammed Osmanzade, 1883'te Petersburg Üniversitesinde şark dilleri okutmanı olarak çalışırken, fırsatı değerlendirip, ilk defa Nogay ve Kumuk Türkülerini yayımlayarak, bu iki Türk topluluğunun tanınmasına önemli hizmette bulundu. 1843'te doğmuş olan Osmanzade'nin eseri, yazılı kaynaklara 'Nogayskaya Hrestomatiya' adıyla geçti. Eser, ilmi değerini uzun süre korudu. Bu 3 büyük şahsiyet, Kumuk dili ve edebiyatına önemli katkıda bulundu.

Kumuk folkloru, tür ve tarz itibarıyla oldukça zengindir. En sevilen Türkü, Kumukların hürriyet mücadelesini sembolize eden 'Aygazi'dir. Ayrıca Nogay Batırmurzan'ın hikayeleri de milli ruhu ifade eden en önemli edebi metinlerdir.

Kumuk Türklerinin bir bölümü, 1861'de Demirhanşura yakınlarındaki Borganyurt'tan ayrılarak, Samsun yoluyla Tokat'a gelip yerleşti. Bu göç, daha sonraki tarihlerde de sürdü. Bugün Kumuk Türklerinden bazı gruplar Tokat, Sivas, Çanakkale, İstanbul ve Yalova'da yaşamaktadır.

Ahıska Türkleri:

Bir anlamda Anadolu Türklerinin en talihsizlerinden olan Ahıska Türkleri, Osmanlı imparatorluğu döneminde 19'uncu yüzyılda Anadolu'dan alınarak; Ardahan'dan, bugün Gürcistan sınırları içinde kalan Ahıska(Ahaltksıke)'ya kadar olan bölgeye yerleştirildiler.

Osmanlı Devleti'nin bu iskan politikasının temelinde, Kafkaslarda devam eden Rus yayılmacılığına karşı, bölgedeki etnik yapıyı sağlama alma ve sınır güvenliğini sağlama düşüncesi yatmaktaydı.

Rusların Kafkasları tamamen kontrolleri altına almaları ve Osmanlı İmparatorluğu'nun çökmesi neticesinde, Ahıska bölgesi Türkiye sınırlarının dışında kaldı. Ahıska Türkleri, İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlara yardım ettikleri gerekçesiyle, diğer Kafkas toplulukları gibi sürgün edildi. Fakat, 1950'li yıllardan itibaren diğer Kafkas topluluklarının ana vatanlarına dönmesine izin verilirken, Ahıska Türkleri de Kırım Türkleri gibi bu haktan mahrum bırakıldı.

Bugün Kafkasya'dan Rusya içlerine, Azerbaycan'dan Kazakistan'a kadar çok geniş bir coğrafyaya dağılmış bulunan Ahıska Türklerinin nüfusu tam olarak bilinmiyor. Kafkasya bölgesinde yaşayanların sayısı 70-80 bin dolayında tahmin ediliyor. Bir bölümü de Türkiye'ye dönerek çeşitli illere yerleşmiş durumda.

'Meshet Türkü' diye de bilinen, fakat kendilerini 'Osmanlı Türkü' olarak adlandıran Ahıska Türkleri, Orta Asya'da sadece 'Türk' adıyla anılıyor.







 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol