İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  Karacay-Cerkez Ozerk Cumhuriyeti
 


KARAÇAY-ÇERKEZ CUMHURİYETİ



KARAÇAY-ÇERKEZ ÖZERK CUMHURİYETİ:

Kafkasya'da, Rusya Federasyonuna bağlı bir özerk cumhuriyettir. Bir Türk boyu olan Karaçaylar. yaygın kanaate göre, Kıpçak boyuna mensuptur.

Dil sınıflamasında Karaçaylar, Balkarlarla birlikte, Türkçe'nin kuzeybatı grubuna girerler. Kuzey Kafkasya'nın Yukarı Kuban Irmağı ile Elbruz dağları arasında kalan bölgede, diğer Türk boylan gibi uzun sûre göçebe olarak yaşadılar. Daha sonra Moğol istilası yüzünden Taberda Irmağı'nın Kuban'a döküldüğü 'Karaçay' denilen bölgeye yerleştiler.

13 ile 15'incı yüzyıllar arasında meydana gelen Kabardey yayılışına kaüar, Karaçaylar, Kafkas Sıradağlarının kuzey kesiminde geniş bir sahada yaşıyordu. Terek, Çerek, Baksan ve Malka vadileri ile Kuban ve Kuma ırmaklarının yukarı ve orta mecraları ile bu nehirlere akan çaylar üzerinde yaşayan Karaçaylar. büyük at, koyun ve sığır sürüleri için, güneydeki Elbruz yaylaları ile kuzeydeki düzlükleri kışlak ve yaylak olarak kullanıyordu.

Başlangıçtan itibaren tek bir topluluk olarak yaşayan Karaçay ve Balkarlar, 15'inci yüzyıl öncesinde, Kabardeylerin baskısı altında ikiye ayrıldılar. Balkarlar, Kafkasya'nın Dıh-Dağ ve Koştan-Dağ gibi yüksek zirvelerine doğru sıkıştırılıp, sert ve kayalık dağ boğazlarına kapatıldıktan sonra, uzun sûre direnen Karaçaylar da, son anda Kabardey hakimiyetine girdi.

15'inci yüzyıldan İtibaren, Kafkasların kuzeyindeki hakimiyeti elinde tutan Kırım'ın Osmanlı himayesine girmesiyle, Karaçayların da içinde bulunduğu bölge fiilen Osmanlı Devleti'ne intikal etti. 1812 yılına kadar Osmanlı Devleti ne bağlı kalan Karaçaylar, İslamiyet'in bölgede yayılması üzerine 16'inci asırda göçebeliği bırakarak, yerleşik düzene geçtiler

18'inci yüzyıl sonlarından İtibaren Ruslar, Kafkasya'yı ele geçirmek için baskılarını artırdı. Bunun üzerine 1790'da Battal Paşa komutasındaki 30 bin kişilik bir Osmanlı ordusu, Kırım yakınlarındaki Anapa'dan Kabardey'e doğru yola çıktı. Bu sırada Karaçay Türkleri de Battal Paşa kuvvetlerim destekliyordu. 27 Eylül 1790'da Battal Paşa ve ordusu, Tohtamış Irmağı yakınlarında Rus ordusuna yenildi ve Rusları Kafkaslardan uzaklaştırmaya dönük bu hareket Sonuçsuz kaldı.

Bununla birlikte, Kafkas toplulukları ile Rusya arasında 1804'te meydana gelen Çegem Savaşında, Karaçay Türkleri ön safta çarpıştılar. 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1S12'de yapılan Belgrad Anlaşmasıyla Kuban Nehri sınır kabul edilince, Karaçay bölgesi Rusların eline geçti.

Ruslar, bu tarihten sonra Karaçaylar üzerindeki baskılarını şiddetlendirdi ve 1822'de, Karaçaylar'ın Rus tabiiyetinde olduğunu ilan etti.Bu durumu kabullenmeyen Karaçaylar, isyan ederek 1828'de saldırıya geçtiler. Ancak, kendi içlerindeki bazı prenslerin de ihaneti yüzünden yenilerek teslim oldular. Kafkaslarda Ruslara karşı 1032'derı itibaren başlayan ve Şeyh Şamil'le zirveye ulaşan direniş sırasında, Karaçaylar da Ruslara karşı mücadele halindeydi.

Karaçay Türkleri, Ruslara karşı 1835-1837, 1345-1346 ve 1853-1855'te ciddi şekilde isyan ettiler Kadı Muhammed Hubiy önderliğindeki son isyan, Ruslar tarafından kanlı bir biçimde güçlükle bastırıldı. Ruslar bundan sonra, Karaçay Türklerini kontrol allında tutabilmek amacıyla, Kafkaslar'ın vadi Cinslerinde kaleler inşa ettiler. Bu kalelerden bazı kalıntılar Taşköpür (köpür-köprü) ve Kıngırköpür yakınlarında, Kuban Nehri kıyısında bulunmaktadır

1864'te Kafkaslar'a tamamen hakim olan Ruslar, her Kafkas kabilesine özel bir idare sistemi kurdular. Bu sırada Karaçay-Balkar (Malkar) Türkleri de ikiye bölündü. Kuban nehrinin yukarı kısmında yaşayan Karaçaylar Kuban Eyaleti'ne; Orusbiy, Çegem, Molam. Malkar ve Bızıngı'da yaşayanlar da Terek Eyaleti'ne bağlandı.

Öte yandan Ruslar diğer Kafkas topluluklarına yaptıkları gibi, Karaçayların da Osmanlı topraklarına göç etmesini istiyordu. Buna karşı koyan Karaçaylar 1873'te yeniden ayaklandı. Fakat bu isyan da bastırıldı. Bu arada, bazı Rus yanlısı prens ve asilzadeler, Karaçay topraklarının çoğunluğunu ele geçirmişlerdi. Sosyal yapıdaki bu çatışmalardan rahatsız olan bazı zengin afişler ve artık kaybedecek hiçbir şeyleri kalmayan topraksız köylüler 1885 yılında Osmanlı topraklarına göç ettiler.

Karaçaylar, bu göçler ve Ruslarla yapılan savaşlar yüzünden büyük nüfus kaybına uğramalarına rağmen 1905 ihtilalinden faydalanarak, kaybettikleri toprakları geri alma teşebbüsünde bulundular Ancak başarılı olamadılar 1905'te bir bölüm Karaçay daha Osmanlı topraklarına göç etti. 1912'de Karaçay-Balkar bölgesi Ruslar tarafından işgal edildi.

Komünist Devrimden sonra, 1918'de Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti içinde yer alan Karaçaylar, bu cumhuriyetin yıkılmasından sonra da 1921'e kadar direnişi sürdürdüler. 1922 Şubatında en seçkin süvari birlikleriyle Karaçaylara saldıran Kızılordu, bölgeyi işgal etti ve 3 ay içerisinde Karaçayların bütün ileri gelenleri ile subaylarını kurşuna dizdi.

Bolşeviklerin SSCB'de hakimiyet sağlamasıyla, bölge kabile esasına göre parçalandı, Balkarlar. Kabardey-Balkar bölgesine; Karaçaylar ise Karaçay-Çerkez bölgesine bağlandı Bölge yönetimine getirilen Rus yöneticiler, 1918-1920 arasında Bolşeviklere karsı savaşan Karaçayları gerici, milliyetçi ve pantûrkist diye suçlayarak, imhaya girişliler. 1926'da Karaçay'ın 34 seçkin din adamı tutuklandı. 1928'de Karaçay'ın ileri gelenleri 'burjuva milliyetçi' suçlamasıyla yerlerinden atıldı. 1928 sonunda özerk Bölge yönetiminde Karaçay kökenli hiç kimse kalmamıştı.

Karaçaylar, ikinci Dünya Savaşı sırasında Almanlarla işbirliği yaptıkları iddiasıyla, diğer Kafkas milletleri gibi Orta Asya'ya sürüldüler. 1957'de yurtlarına dönmelerine izin verilen Karaçaylar. Karaçay-Çerkez Muhtar Bölgesi'ne yerleştirildiler. Ancak bu sürgün ve göç sırasında Karaçay nüfusunun önemli bölümü kaybedildi.

Karaçay Tûrkçesi'nin ilk basılı eseri, 1916'da İsmail Akbay'ın yazdığı 'Ana Tili' adlı okuma kitabıdır 1926'da yayımlanan Rus-Karaçay Lügati' da İsmail Akbay tarafından yazıldı. Karaçayca ilk roman ise; 1935'te Hasan Appay tarafından yazılan, 2 ciltlik 'Kara Sandık' adlı eserdir.

Sovyetlerin 1991'de dağılmasıyla, Karaçay-Çerkez Özerk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu'na bağlı kaldı. Yüzölçümü 14 bin 100 kilometrekare olan Özerk Bölge'nin topraklan, düzlükler ile Büyük Kafkaslar'ın derin vadi ve boğazlarla bölünmüş olan kuzey uzantıları arasında yer alır. Dağların sık kesimleri ormanlarla, etekler ise alp tipi çayırlarla kaplıdır.

Karaçay-Çerkez Özerk Cumhuriyeti'nin 1990 öncesinde 400 bin civarında olan nüfusunun yüzde 31,2'sıni Karaçaylar, yüzde 42.4'ünü Ruslar, Yüzde 9.7 sini Çerkezler, yüzde 6,6'sını Abazinler, yüzde 3.2 sini Nogaylar ve yüzde 6 9'unu da diğer etnik unsurlar oluşturmaktaydı. Fakat bu tarihten sonra Rusların bir bölümü bölgeyi terk etti. 1999 itibarıyla resmi olmayan rakamlara göre, Karaçay-Çerkez Özerk Cumhuriyeti nüfusunun yarıya yakını Karaçay Türklerinden, yüzde 35'i Ruslardan, yüzde 12'si Çerkezlerden ve kalan kısmı da diğer etnik unsurlardan oluşuyor.

Yeraltı kaynakları içinde kömür, çinko, bakır ve mermer önemlidir.. Nüfusun önemli bölümü tarıma müsait düzlüklerde yaşar. Sanayi esas itibarıyla Başkent Çerkesk civarındadır. Başlıca tarım ürünleri hububat, seker pancarı, mısır, ayçiçeği ve patatestir. Hayvancılığın da geliştiği ülkede en fazla koyun ve sığı r besi en ir. Ayrıca at yetiştiriciliği de önem taşır.

ÇERKESK:

Rusya Federasyonu'na bağlı Karaçay-Çerkez özerk Cumhuriyeti'nin yönelim merkezi olan Çerkesk, 1725'te 'Slanilsal (Kazak Köyü) adıyla kuruldu.

Kuban Irmağı kıyısında yer alan ve küçük bir yerleşim yen olan Stanıtsa'ya, 1790'da Osmanlı paşası Batal Paşa'nın adı verildi. Osmanlı Devleti açısından stratejik değer taşıyan Karaçay bölgesinde Ruslara karsı hakimiyet sağlamak amacıyla Kırım yakınlarındaki Anapa'dan yola çıkan Batal Paşa komutasındaki 30 bin kişilik Osmanlı ordusu, Karaçay Türklerince de destekleniyordu.

Fakat Batal Paşa ve ordusu, 27 Eylül 1790'da Tohtamış Irmağı yakınlarında çarpıştığı Rus ordusuna yenildi. Batal Paşa'nrn bu savaştaki kahramanlığına hayran olan Ruslar, savaşın yapıldığı yerdeki Stanitsa'ya, Batal Paşa'ya izafeten ' Batal paşinskaya' adını verdiler.

Sovyetler döneminde büyük bir şehir haline gelen Batalpaşinskaya 1931'den sonra 'Batalpaşinsk' adını taşıdı. Bugünkü 'Çerkesk' adını ise 1939da aldı.Şehirde kimya ve metalürji kuruluşlarının yanı sıra gıda işleme tesisleri ile soğutma gereçleri ve lastik eşya üreten fabrikalar da bulunmaktadır. Fakat bu fabrikalar 1990'dan sonra atıl duruma duşlu. Şehirde ayrıca çeşitli yüksek öğretim kuruluşlar, tıp fakültesi ve bir bölge müzesi bulunmaktadır.

1989 yılı itibarıyla Çerkesk'ın nüfusu 115 bin idi. 1990 sonrasında Rusların bir bölümü kenti terk etti. Kırsal kesimde yaşayan Karaçay Türklerinin bir kısmı da Çerkesk'e göç etli. 1999 itibarıyla 100 bin civarında olan şehir nüfusunun yüzde 20'si Karaçay Türklerinden oluşuyor.







 
 

ormela.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol